Filmin Künyesi
Filmin adı: A Most Violent Year
Yönetmen: J. C. Chandor
Senaryo: J. C. Chandor
Ülke: ABD
Tür: Dram, suç
Vizyon Tarihi: 31 Aralık 2014 (ABD)
Süre: 125 dakika
Dil: İngilizce
Oyuncular
Oscar Isaac
Jessica Chastain
David Oyelowo
Alessandro Nivola
Albert Brooks
Elyes Gabel
Filmin İncelemesi
Anna ve Abel Morales çifti işlerini büyütmek istemektedirler ancak petrol taşıyan araçları kimliği belirsiz kişiler tarafından soyulmaya başlanmıştır. Bir yandan finansman arayışında olan Abel, öte yandan gizli düşmanlarının provokasyonlarına karşı ayakta kalmaya çalışmaktadır.
1981 yılında sınıf atlamış bir iş adamı olan Abel Morales’in mücadelesinin anlatıldığı filmde pek çok ayrıntı 80’ler sinemasından miras kalan mafya unsurlarıyla pekiştirilmiş. Görünümünden, kılık kıyafetine kadar bir mafya üyesini anımsatan Abel Morales, ortalıkta içi para dolu çantalarla dolaşmakta, Yahudilerle içeriğini tam olarak kestiremediğimiz anlaşmalar imzalamaktadır. Üstelik bunu yaparken de işlerini denetleyen polislerden kaçmakta, tırlarıysa gizemli kişiler tarafından kaçırılmaktadır. Ve bir gangsterin kızıyla evlidir. Bir alttür olan mafya filmlerinin belirleyici unsurlarından alınmış tüm bu ayrıntılar Abel’in yasa dışı işler çevirdiğine bizi sinsice inandırır.
Ne var ki işin aslı inandıklarımızın tam zıttıdır. Abel’in vermekte olduğu mücadele doğru yolda kalabilmektir ve film bir bütün olarak Kapitalist düzende ellerini kirletmeden ayakta durabilmek üzerine bir öykü anlatmaktadır. Eski tabirle Amerikan Rüyası’na inanan ve yaşamaya çalışan bir adamdır Abel. Fakat biraz hile yapmadan, vergi kaçırmadan, yolsuzluğa bulaşmadan bu rüyayı yaşamak o kadar da kolay değildir. Abel’in yaşadığı zorluklar ısrarla bu yollara sapmama inadından husule gelir. Ancak görürüz ki hem zengin olmak hem de erdemlerinize sıkı sıkıya sarılmak kapitalizm oyununun kurallarına aykırıdır. Yönetmen, bu oyunda işlenen suçları, suça bulaşmamış bir adam özelinden eleştirirken Scarface (Yaralı Yüz, 1983) gibi yapımlarda da gözlemlenebildiği üzere suçu meşrulaştırmak, normalleştirmenin ötesinde cazibe noktasına getirmek gibi bir hataya düşmüyor. Abel, hem suça bulaşıp hem de bu suçun kurbanıymış gibi gösterilen karakterlerden bir hayli farklı bir noktada konumlanıyor. Bu, Chandor’ın eleştirisinin tonunu daha net ve ahlaki olarak inandırıcı durumuna getiriyor.
Abel hakkında soruşturma yürüten Lawrence, eline hiçbir delil geçirememesine karşın kesif bir önyargı ile bu adamın suçlu olduğu fikrine gönülden bağlıdır. İşe tır şoförlüğü yaparak başlamış ve zamanla başka tır şoförlerinin patronu olmuş bir adamın yolsuzluğa bulaşmadan zengin olması fikrini kabullenemez. Bu durum zafere giden yolda her şeyin mübah olduğu kapitalizmin tabiatına aykırı gibidir. Öyle ya rakipleri tarafından film boyunca aşağı çekilmeye çalışılır. Bütün her şey sözleşmiş gibi tersine gitmeye başlamışken bile Abel soğukkanlılığını korumaya devam etse de bir anda patlama noktasına o da ulaşır. Ellerini kirletmeme konusunda gösterdiği peygamber sabrına bakacak olursak Lawrence’ın önyargıları gayet makul kalacaktır.
Bu noktada A Most Violent Year’ın Amerikan Rüyası’nın yaşanabilme olasılığını doğruladığı gibi bir sonuca varmak hatalı olacaktır. Evet, bir insan yeterince azim gösterirse yükselebilir hatta bunu yaparken de kirli işlere bulaşmayabilir de ancak önüne geçilemeyen zenginleşme arzusunun sonuçları bu kadarla mı sınırlıdır? Bu sorunun cevabı net bir şekilde “hayır”. Neden daha fazla zengin olmak istediğini kendisinin bile bilmediğini itiraf eden Abel, bu süreçte insani olarak pek çok şey yitirir. Her şeyden önce tüm dünyayı kendi çıkarları eksenine odaklamıştır, doğruya ve yanlışa bile bu eksenden ulaşmaktadır. Karısının para çalması, kendisine yakın olan bir elemanının can güvenliğini korumaya çalışması yalnızca kendi işine zarar verdiği için yanlıştır. Onun hırsı ve benmerkezci kimliği filmin doruk sahnesinde ortaya çıkar. Abel, depoda açılan deliği mendiliyle tıkarken binlerce kelimeyle izah edilemeyecek bir eleştiri ortaya atılmış olur.