Atatürk’ün Şoförü Gecekonduda Yaşıyordu..

Hiçbir yazılı kitap ve belgede ismi geçmeyen Atatürk’ün yakınlarının yalnız arşivimizde kayıtlı hatıralarını yayınlayacağım.

Kurtuluş Savaşı’nda ve daha sonra cumhuriyetin ilanından sonraki ilk yıllarda Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın makam şoförlüğünü üstlenen, İstiklal Madalyası sahibi 89 yaşındaki Hafız Tahir Gürol ile 1989 yılında görüşüldü.

İzmir’in Birinci Aziziye semti 1100 numaralı sokakta bir gecekonduda eşi ile birlikte yaşayan Hafız Tahir Gürol’un izini ve adresini genç bir muhabir gazeteci olan Işıl Çallı bulmuştu.

Atatürk’ün makam şoförü gecekonduna yaşıyordu.

Asık yüzlü olmasına rağmen sevimli bir dede olan Hafız Tahir Gürol, tam sekiz yıl boyunca Mustafa Kemal’in makam şoförlüğünü yapmış, acı ve tatlı hatıralara şahit olmuş.

Kullandığı otomobil Mercedes marka idi, bununla Mustafa Kemal’i istediği yöne ve adreslere götürmüştü. Buick marka bir araba daha vardı. Ancak Lincoln marka araba Gazi Paşa’nın özel günlerde özenle bindiği en sevdiği arabasıydı, onu zamanın Amerika Başkanı armağan etmişti. (Not: Lincoln marka arabası günümüzde Anıtkabir’de durmaktadır)

En çok kimleri ve neleri severdi?

Hafız Tahir Gürol’un anlatımına göre, Mustafa Kemal Paşa çevresindeki asker ve sivil kişiler içinde en çok Fevzi Çakmak Paşayı severdi. Hafız Tahir Gürol bu konuyu şöyle anlattı:

.. Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa, tarihe meraklı, tarihi çok geniş ifade eden, üstelik Rumeli’yi terk eden Osmanlı ordularının kumandanlarından biri olduğu için kaybedilen Balkan toprakları hakkında ayrıntılı anlatımlar yapan bir askerdi. Mustafa Kemal, çok sevdiği Fevzi Paşayı masasında konuşturur ve uzun süre onu dikkatle dinlerdi.

Mustafa Kemal’in sevdikleri arasında kardeşi Makbule Hanım başta gelirdi. Makbule Hanım binbaşı rütbesindeki kocası ile sık sık ağabeyini ziyaret eder ve onu mutlu kılardı.

Manavi evladı Ülkü, Sabiha Gökçen, ismi Mustafa olan ve yine manevi evladı gibi sevdiği bir çocuk da Gazi’nin sevdikleri arasındaydı. Çocukları çok seven Gazi, arabasıyla giderken yol kenarında çocukları görünce bana emir verip arabayı durdurur, iner çocukları sever, konuşur bir eksikleri veya şikayetleri varsa onu öğrenmek isterdi. Bu yüzden bir sürü manevi evladı vardı..”

Giyimi, kuşamı ve ünlü masası

Hafız Tahir Gürol’a göre Mustafa Kemal çok yemek yiyen biri değildi, yani boğazına düşkün olmamıştı hiçbir zaman. Yemek seçmezdi. Ama Soma leblebisini pek severdi. İçkisinin yanında meze olarak sürekli leblebi yerdi. Gazi’nin Soma leblebisini pek sevdiğini bildikleri için, sürekli o leblebiyi paket paket ona gönderirlerdi. Hafız Tahir Gürol, Gazi’nin ünlü akşam sofraları için de şunları anlattı:

.. Mustafa Kemal Paşamız haftada beş gece içki içerdi, ancık bu iki kadehi geçmezdi, Hiç sarhoş olmazdı, uzun gecelerin sonuna doğru bile aklı ve zekası mükemmel bir şekilde işlerdi, masadaki kimi kişileri sorguya, imtihana çekerdi. Bira içeceği zaman da Ankara Birası içerdi.

Sigara konusunda, kaç sigara içtiğini her gün sayardım, bu günde dört sigarayı geçmezdi. Birçok fotoğrafına bakıyorum, hep elinde sigara var, bu onun koyu bir sigara tiryakisi olduğunu göstermez, tamamen rastlantı olarak o sigaralar elinde belirmiştir, ama Gazi Paşa bazen tam fotoğraf çekileceği zaman aksesuar olsun diye tablasından çıkarıp sigara yakmıştır, buna şahidim. İçtiği sigaranın markası ise, hep “Serke Doryan” idi. Malatya tütününden yapılırdı, şimdiki Malboro gibi kaliteli aranan bir sigaraydı..”

Hafız Tahir Gürol, Gazi Paşa’sının nasıl giyindiğini de anlattı:

Paşam, aşırı süslü kıyafetlerden hoşlanmazdı, normal yani sade giyinirdi, lükse düşkün değildi. Ancak giydiği şeyi kendine yakıştırmasını pek iyi bilirdi. Bu yüzden aynalar düşkündü, odasından veya evinden çıkmadan önce aynaya dikkatle bakar üstünü başını düzeltirdi. Temiz giyinmek, pahalı ve lüks giyinmekten daha önemliydi onun için. Hanımı Latife Hanım da çok sade giyinirdi, bir kere kendini süslü püslü görmedim.”

Gazi Paşa’nın inançları ve özellikleri

Makam şöförü Tahir Bey’e göre, Mustafa Kemal’in içinde yaşattığı güçlü inançları vardı. Vatan ve bayrak sevgisi önde gelirdi. Beş vakit namaz kılmazdı, ama Cuma ve Bayram namazlarını kaçırmazdı. İnançlı Gazi, bunu tıpkı İsmet Paşa gibi gösterişten uzakta yapardı.

Hafız Tahir Gürol, bu konuda şunları ısrarla belirtti. “Bizim laiklik prensibimiz, dinsizlik ve inançsızlık değildir. Bu prensip, kimi Hıristiyan ülkelerde bambaşka şekilde uygulanmış olabilir. Ama Gazi Paşa, yobazlığa ve dinin yanlış uygulanmasına karşı idi. Bu yüzden din ile devlet işlerini ayırdı. Ama bilhassa bilinmelidir ki, etrafındaki tüm komutanlar ve siyasiler hepsi Müslüman kişilerdi. Din düşmanı tek kişi yoktu.

Yalan” konusunun altını çizen Hafız Tahir Gürol, Mustafa Kemal’in yalan söylemeyi hiç sevmediğini belirtti: “Paşa yalandan nefret ederdi. “Yılanı Allah yarattı, ama yalanı yaratmadı” derdi. Bizim yalan söylediğimizi anladığında, bir gece ceza verirdi. Etrafında bulunan kimselerin yağcılık yapmasına ve yalan söylemelerine asla tahammül edemezdi.”

Macarcayı ve Rumcayı çok iyi bilen, Bulgarcıyı anlayan Mustafa Kemal’in Almanca ve Fransızca okuyabildiğine şahit olan makam şoförü, Gazi Paşa’nın en çok sevdiği şarkıyı da bize söyledi. Hürmetle ellerinden öptük:

Gamzedeyim deva bulmam,

Ölürüm ben reha bulmam”..

Bunları da sevebilirsiniz