İzmir Kurtuluşu, Türk’ün Özgürlüğüdür!..

9 Eylül 1922 günü İzmir kapılarında şehit olan bir askerin cebinden çıkan şiir şöyle idi:

.. Yalın kılıç düşmana çalmazsam

Bir başıma ordusuna dalmazsam

Güzel İzmir eğer seni almazsam

Leşim koksun kara toprak almasın..”

Bu şehidin duyguları tüm Türk milletinin ve halkını kurtarmak için silaha sarılmış olan ordusunun duygularını yansıtmaktadır..

İzmir’in kurtuluşu, Türk’ün özgürlüğü demekti..

Kurtuluş Savaşı sanki İzmir’in kurtuluşu için yapılmaktaydı..

İzmir’in kurtuluşu, tüm Türkiye topraklarının, bütünüyle Türk milletinin kurtuluşu, özgürlüğü ve sonsuza kadar mutluluğu demekti.

Çünkü dünyada başka bir şehir yoktur ki, işgal edilmekle bir kurtuluş savaşını başlatmış olsun, işgalden kurtulmakla o kurtuluş savaşını sonlandırmış olsun.

Önce İzmir kurtarılacak, sonra Lozan, sonra Cumhuriyetin ilanı gelecektir.. Ve sonra laik, halkçı milliyetçi, devletçi, devrimci ve özgür bir devlet yaratılacaktır.

9 Eylül, Türk’ün özgürlüğünün en kısa tanımıdır.

İZMİR’İ KURTARANLAR

Şüphesiz ki İzmir’i kurtaran TBMM yönetimindeki Türk ordusunun önderi Başkomutan gazi Mustafa Kemal Paşayı ve tüm komuta kademesini kurtarıcıların en başına yazmamız gerekiyor. Ancak başkalarını da hatırlayalım..

30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Savaşı’nı kesin zaferle sonuçlandıran Türk Ordusu’nun İzmir yönüne atılan rüzgarlaşmış birliklerinin en önünde “Fahrettin Altay Paşa” komutasında 5.Süvari Kolordusu bulunuyordu.

Bu kolordunun üç tane öncü süvari tümeni yalın kılıç İzmir’e doğru doludizgin akmaktaydı. İzmir’i yeniden Türk bayrağına kavuşturacak olan, benim “Şanlı Tümenler” dediğim bu birlikleri şu kahraman komutanlar yönetmekteydi:

  1. Birinci Süvari Tümeni: Kurmay Albay Mürsel Bakü (sonradan orgeneral) komutasındaki bu tümenin öncü kuvvetlerinin bir kısmı, hızla İzmir’e girecek ve Kadifekale’ye Türk bayrağının çekilmesinde ana vurucu gücü oluşturacaklardır.

2.Süvari Tümeni 4.Alay komutanı Binbaşı Ali Reşat Bey, Kafkas Tümeni Süvari Bölüğü’nden Teğmen Besim Kurter Bey, 1.Süvari Tümeni 4. Bölük Teğmeni Celil Bey birlikte Türk bayrağını Kadifekale burçlarında dalgalandırdılar.

Birinci Süvari Tümeni’nin bir kısmı ise Konak’a çok erken vardılar.

Bu tümene bağlı 14.Alay, 3.Bölük kumandanı Yüzbaşı Zeki Doğan, yine aynı tümene bağlı 14.Alay, 2.Bölük Kumandanı Yüzbaşı Fikret Yüzatlı, Akıncı Süvari Müfreze Kumandanı Milis Yüzbaşısı Abdurrahman Özgen birlikte Sarı Kışla’ya bayrak çektiler. Paket Postanesi’ne bayrak çeken Süvari Muhabere Üsteğmeni Selahattin Selışık ta, 1.Tümen’e bağlı idi.

  1. İkinci Süvari Tümeni: Kurmay Yarbay Zeki Soydemir (sonradan korgeneral) komutasındaki bu tümen, Bornova-Mersinli-Halkapınar-Alsancak-Kordonboyu-Konak yönünden kente girdi. Tümenin Binbaşı Ali Reşat komutasındaki 4.Alayı, İzmir’i ilk gören askeri birliktir. Ancak, Ali Reşat Bey, Konak yönüne değil, Kadifekale yönüne doğru doludizgin akmıştır.

4.Alay Komutan Muavini Yüzbaşı Şerafettin yönetimindeki iki bölük atlarının nalları Frenk Mahallesinin kaldırım taşlarını döve döve Kordonboyu’na atılan en öndeki askeri birliktir. Yüzbaşı Şerafettin Bey, 2.Süvari Bölüğü Takım Kumandanı Teğmen Ali Rıza Akıncı ve Teğmen Hamdi Yurteri, Hükümet Konağı’na varıp birlikte Türk bayrağını göndere çektiler.

  1. 14.Süvari Tümeni: Kurmay Yarbay Suphi Kula (sonradan Tümgeneral) komutasındaki bu tümen İzmir’e kuzeyden sarkarak, Menemen ve Karşıyaka’yı düşmandan temizlemiştir. Zekai Kaur, Zühtü Işıl, Bombacı Ali Çavuş gibi bu bölgenin kurtarılmasında ön planda olan kahramanlar, 14.Süvari Tümeni’nin en önünde savaşarak Menemen ve Karşıyaka’ya girip bayrak çektiler.

Kadın savaşçı Kara Fatma da bu tümenin öncü birliklerinin en önünde at üstünde rüzgarlaşarak akıp geçmiştir.

YENİ ULUS DOĞUYOR

10 Eylül günü Başkumandan Gazi Mustafa Kemal, İzmir’e girecek ve bayrak çekilen Hükümet Konağı’nda yönetimi ele alarak çalışmalarına başlayacaktır.

13 Eylül günü ise kentin dörtte üçünü yok edecek olan yangın Ermeni çetelerince başlatılacak ve güzelim İzmir ateşle buluşacaktı.

İzmir’in Frenk Mahallesi’nde başlayan yangın, gökyüzünü yalarken Türk Ordusu tamamen kente hakim oluyor ve yüz binlerce kişilik Yunan ordusu ve peşlerine takılan işbirlikçi yerli Rum ahali Çeşme yönünde kaçmaya çalışıyor veya körfezdeki Batılı donanmalara kapağı atmak için çırpınıyordu.

İzmir’in esareti artık son bulmuştu..

Emperyalizm ve kiralık ordusu denize dökülmüştü..

Halk bayraklaşan Mustafa Kemal’i bağrına basıyor ve bayrak çeken kahramanlar atlarının üzerinde yeni görevlere doğru ileri atılıyorlardı.

Bu topraklar artık, yepyeni bir cumhuriyeti doğurmaya hazırlanmaktaydı..

İzmir’in kurtuluşunun 100.Yılı, halkımıza kutlu olsun..

Bunları da sevebilirsiniz