Mauritius

Mauritius ya da resmi adıyla Mauritius Cumhuriyeti, Afrika’nın güneydoğusunda, Madagaskar’ın doğusunda Hint Okyanusunda yer alan ada ülkesidir. Mauritius Adası, ülkenin en büyük adası olup, ülkenin başkenti bu adada yer almaktadır. İstanbul’dan Mauritius’a direkt uçuş 9.5 saat sürüyor ve uluslararası havalimanı adanın güneydoğusunda, başkent Port Louis’e 48 km mesafede yer alıyor.

Beyaz kumlu plajlarla çevrili ada, kuzey-güney yönünde 80 km, doğu-batı yönünde 50 km uzanıyor. Yıl boyu yağışların olabildiği adanın batısı ve güneybatısı en kuru bölgeleri. Mayıs-ekim ayları arası kuru mevsim; eylülden itibaren 6 ay yaz dönemi devam ediyor, seyahat için ocak-şubat ayları en uygun dönem.

Nüfusun yarısı Hint kökenli olup, kalanını Çin, Afrika kökenliler, Fransız, İngiliz gibi sömürge döneminden kalan insanlar oluşturuyor. Yiyecekleri de etnik kökenleri gibi çeşitli ve yemekleri daha çok Hint, Fransız mutfağı karışımı. Resmi dil Fransızca olmakla birlikte İngilizce de zorunlu dil. Kendi aralarında Creole adı verilen yerel dili konuşuyorlar.

Adanın ana gelir kaynağını turizm ve şeker kamışı oluşturuyor ve pek çok alan şeker kamışı tarlalarıyla kaplı. Para birimi Mauritius rupisi (MUR); 1 Euro= 38 MUR civarında değişim yapılıyor. Adayı şoförlü araç kiralayarak gezmek isterseniz, sabah saat 9’dan akşam 17’ye kadar tam gün için ödeyeceğiniz toplam ücret 3600 MUR veya 100 USD.

Yönetim ve iş merkezi olan başkent Port Louis, adanın kuzeybatı kıyısında 1735’de Fransızlar tarafından kurulmuş bir şehir. Adanın en yüksek binaları burada yer alıyor. Port Louis rıhtımında büyük bir alana yayılmış olan Caudan Waterfront 1996’da açılmış; çok sayıda modern giyim mağazasını, el işi ürünler, vanilya çayı, kahve, tablo, tekstil, magnet gibi yerel ürünlerin satıldığı iki katlı büyük bir hediyelik eşya mağazasını, casino, kafe ve restoranları barındıran ve Mauritius Ticaret Bankası tarafından kurulmuş Blue Penny Tarih ve Sanat Müzesinin yer aldığı büyük bir alışveriş merkezi. Mauritius’un nesli tükenmiş olan Dodo adlı sevimli kuşu, birçok hediyelik eşya üzerinde desen olarak yer alıyor. Caudan adı verilen küçük yarımada, son 250 yılda meteorolojik ve astrolojik gözlem evi, tersaneler, rıhtımlar, depolar, çeşitli küçük işletmelere ev sahipliği yapmış. Limandaki yeşil renkli kocaman hangar binası, ülkedeki şekerlerin toplanıp ihraç edildiği yer.

Caudan Waterfront’tan sahil boyunca merkeze doğru yürüdüğünüzde, deniz kıyısını hükümet binasıyla birleştiren, palmiyelerle çevrili La Place d’Armes adı verilen, şehrin tarihi merkezi ve meydanına gelirsiniz. Meydanın girişinde, Mauritius’un kurucularından Bourdannais’in heykeli ve yan tarafında ülkenin ilk hükümet başkanı ve başbakanı Ramgoolam’ın heykeli yer alıyor. Havalimanına da Ramgoolam’ın adı verilmiş. Deniz sol tarafınızda kalacak şekilde meydanı geçip yürümeye devam ettiğinizde Aapravasi Ghat’a ulaşırsınız.

1849’da yapılmış olan Aapravasi Ghat, sözleşmeli işçilerin dağıtımının başladığı, göçmen deposu olarak kullanılan yerdir. Burası, İngiltere’de köleliğin yasaklandığı 1833’den itibaren, köleliğin yerini alan sözleşmeli işçi alımı şeklindeki yeni sistemin sembolü olmuş ve 1920’de anlaşmalı işçi göçünün sonlanmasına dek göçmenlik deposu olarak kullanılmaya devam edilmiş. 1833-1920 yılları arasında yaklaşık yarım milyon sözleşmeli işçi Hindistan’dan, Mauritius’daki şeker kamışı tarlalarında çalışmak üzere veya Reunion Adası, Avustralya, Güney ve Doğu Afrika’ya ya da Karayiplere transfer için Aapravasi Ghat’a getirilmiş. Tüm işlemlerin tamamlanması için 48 saat burada kalan sözleşmeli göçmenlerin tüm resmi evrakları ve ölüm kayıtları burada bulunur. Sözleşmeli işçilerden adada kalanlar, günümüzdeki Mauritius nüfusunun % 70’inin atalarını oluşturuyor. 2006’da Unesco Dünya Mirası Listesine alınan Apravasi Ghat’ın kalan yapılarını ve göçmenlerin adaya ilk ayak bastıkları yerdeki ayak izi sembolünü görebilirsiniz.

Aapravasi Ghat’ın önündeki caddeden karşıya geçerek kısa bir yürüyüşle Çin mahallesine gidebilirsiniz. Şehrin turistik noktalarından Caudan Waterfront, Aapravasi Ghat, Çin mahallesi ve Central Market’in hepsi şehrin merkezinde, 10 dakikalık yürüme mesafesi içinde yer alıyor.

Central Market, demir kapılı, açık ve kapalı pazar bölümleri bulunan geleneksel bir pazar yeri. Yerel ve hediyelik ürünlerin bulunduğu bölümün karşı tarafında sebze-meyve pazarı yer alıyor. Bu bölümün rıhtım yönündeki kapısından çıkınca, sokağın devamındaki bölümünde et balık pazarı bulunuyor. Pazarın hediyelik eşya bölümünde pek çok ürün, adanın diğer bölgelerinden daha uygun fiyatlarla satılıyor.

Port Louis körfezine bakan küçük bir dağ üzerinde, Fransızların 1743 tarihli yapısıyla birleştirilerek 1834-40 arasında yapılmış olan Adelaide Kalesi yer alıyor. Deniz seviyesinden 73 metre yükseklikte konumlanmış olan bu yapı, küçük ve sade bir kale. Dikdörtgen şeklindeki avlusunda üç tane top bulunuyor. Merdivenlerden surların üzerine çıkınca çepeçevre şehir manzarası izlenebilir. Sivri zirveleriyle yükselen dağların ön tarafında Güney Yarımkürenin en eski ve dünyanın ikinci en eski hipodromu olan Champ de Mars görülüyor. 1810’da İngilizler tarafından yapılmış olan hipodrom hala aktif olarak kullanılıyor.

Ayrıca, Port Louis yakınlarında yer alan, 300 yıl önce oluşturulmuş Pamplemousses botanik bahçesinin de 30-80 yılda bir çiçek açan Talipot palmiyeleri, dev nilüferleri ile görülmesi öneriliyor.

Şimdi başkentten ayrılıp Mauritius’ta görülecek diğer yerleri gözden geçirelim; Port Louis’den yaklaşık 30 km mesafede, adanın orta bölümünde yer alan Curepipe adlı şehrin yakınındaki Cerfs Volkanı krateri (Trou aux Cerfs) 650 metre rakımda yer alıyor.

Son erüpsiyonu 1000 yıl öne gerçekleşmiş olan Cerfs Volkanı kraterinin çevresinde 1.5 kilometrelik yürüyüş yolu bulunuyor. Çapı 350 metre, derinliği 90 metre olan kraterin içi ağaçla dolmuş. Kraterin yakınındaki otoparkın tam karşı istikametindeki manzara noktasına doğru yaklaşık 10 dakika yürüdüğünüzde, bu açıdan kraterin daha güzel fotoğraflanabildiğini görebilirsiniz. Manzara noktasından kraterin aksi yöne doğru bakınca uzakta uçsuz bucaksız uzanan okyanusu görüyoruz.

Curepipe’den 16 km, Port Louis’den 36 km mesafede yer alan ve Ganga Talao olarak da bilinen Grand Bassin, kutsal bir göl. Mauritius’daki nadir doğal göllerden biri olup eski bir volkan kraterinin içinde oluşmuş. 550 metre rakımda yer alan bu gölün derinliği 18 metre. Gölün kenarında 1989’da yapılan tapınak, Hindu inancına sahip Mauritiuslular için hac yeri özelliği taşıyor. Her yıl şubat ayında Maha Shivaratri haftasında, adanın her köşesinden binlerce Hindu, Grand Bassin’deki tanrı Shiva’ya hediyelerini getirmek için yürür. Hindu tanrısı Shiva’nın 2007’de yapılmış 33 metre boyundaki heykeli, Mauritius’daki en uzun heykeldir.

Göl kıyısındaki Hindu tapınağının ön tarafında, çeşitli tanrılara adanmış olan küçük heykeller sıralanmış. Buradan baktığınızda, gölün diğer tarafındaki tepede yükselen dev Shiva heykeli görünüyor. Tapınağın içine ayakkabılarınızı çıkartarak girebilir, buradaki dilek ve dua törenlerine tanık olabilirsiniz.

Ganga Talao’dan yaklaşık 10 km, Port Louis’den 43 km mesafede, geniş bir alana yayılan ve çok renkli toprakların bulunduğu Renkler Vadisi Doğa Parkı yer alıyor. Bassin Blanc Volkanının güneydoğu eteklerine yaklaşık 1 kilometre mesafede yer alan bu renkli topraklar, vadiye yayılan volkanik küllerde bulunan farklı mineral ve metallerin çeşitli etkenlerle binlerce yıllık değişimiyle meydana gelmiş. Koyu kırmızı, kahverengi, açık sarı, hardal rengi, mor, mavi, yeşilimsi tonlar arasında değişen 23 farklı renk gelişmiş. Farklı metalik bileşenler içeren küllerin ardışık bantlar halinde birikmesi ve yüzey erozyonu ile Jeologların “Yumurta sepeti topografya” olarak adlandırdıkları yuvarlak şekilli görünüm meydana gelmiş. Ayrı konveks ve konkav kum tepecikleri halinde gelişmiş 23 farklı renk bilimsel olarak da tanımlanmış ve örnekler parktaki jeoloji müzesinde açıklamalarla gösterilmiş. 23 renkli toprak 1998’de keşfedildiğinden beri, Renkler Vadisi Doğa Parkı adanın ünlü ve ilgi çekici bir yeri haline gelmiş. Farklı metallerin pozitif titreşimli enerji yaydığı ve bu renkli topraklara birkaç dakika bakarak sessiz meditasyon yapanların bu enerjiyi alacağı söyleniyor.

Renkler Vadisi Doğa Parkını yürüyerek veya ücret karşılığında araçlarla dolaşabilirsiniz. Zor bir rota değil, parkı yürüyerek dolaşmak daha keyifli bence. Yürüme hızınıza bağlı olarak 1-1.5 saat gibi bir sürede tamamlanabiliyor. Park içindeki aktiviteler arasında sıralanan, Hint Okyanusunun en yüksek ve en uzunu olan 1.5 kilometre uzunluğundaki zipline denenebilir, 25 metre yüksekliğinde ve 350 metre uzunluğundaki Nepalese köprüsünde yürünebilir, jeoloji müzesi ziyaret edilebilir.

Park alanı içindeki La Citronelle adlı restoranın girişinin karşı tarafındaki yoldan tepeye doğru yürüyerek manzara noktasına çıkılabilir. Tepeden, 23 farklı rengi barındıran toprağın, vadinin ve uzaktaki sahilin manzarası oldukça güzel görünüyor. Restoranın girişine doğru geri dönüp, sağa doğru yürümeye devam edildiğinde, kıvrılarak vadiye inen yolun sol tarafında dev kaplumbağalar, sağda tavus kuşları bulunuyor. Renkli toprakların yanından okları izleyerek yürümeye devam edildiğinde, vadideki şelalelerin en büyüğü olan Chamouze Şelalesine ulaşılıyor. Merdivenlerden inerek, yeşillikler arasında ince uzun dökülen şelaleyi daha yakından görebilirsiniz. Şelalenin üst kısmında zipline yapanlar fotoğraf çekerken kadraja giriyor. Asfalt yoldan yokuş yukarı yürümeye devam edip tabelaları izleyerek Vacoas Şelalesine ulaşılabilir. Bu şelale daha kısa ve geniş akıyor, çevresi yemyeşil, endemik bitkilerle bezeli. Vacoas Şelalesine gidilen noktadan vadiyi değişik açıdan fotoğraflamak mümkün. Asfalt yola paralel uzanan dere kenarında, ağaçlar arasındaki patikadan yürüyerek parkın giriş noktasına geri dönebilirsiniz. Parkın giriş yerinde, yolun karşı tarafındaki geniş yeşil alanda tek başına otlayan dev kaplumbağa ile fotoğraf çektirmeyi unutmayın.

Adanın güneybatı bölümünde yer alan, Port Louis’e 40 km mesafedeki Black River Gorge (Siyah Nehir Boğazı) Milli Parkı 16.000 dönüm alanı kapsıyor, endemik 311 tür bitki ve 9 kuş türü barındırıyor. Port Louis’den Chamarel yönüne giderken 40 dakika kadar sonra Siyah Nehir Boğazı manzara noktasına uğrayabilir ve buradan yemyeşil ormanla kaplı vadiyi ve sağ tarafta yeşilliğin arasından süzülen şelaleyi görebilirsiniz.

Port Louis’den 50 km mesafedeki Chamarel 7 Coloured Earth Geopark (Chamarel Yedi Renkli Toprak Jeoparkı) da Mauritius’da görülecek yerler arasındadır. Parkın girişinde kahve plantasyonları bulunuyor. Parka girişte 250 Rupi ödeyerek aracınızla giriyor ve ziyaret edilecek noktalara aracınızla gidiyorsunuz. Jeoparkın içinde yer alan, birkaç milyon yıl süren volkanik aktiviteye tanıklık etmiş Chamarel Şelalesi bir kratere dökülüyor. Şelaleyi aşağıda döküldüğü yerden ve merdivenlerden çıkarak yukarıdan, kraterle birlikte daha güzel bir açıdan görmeniz mümkün. 100 metre yüksekliğindeki Chamarel şelalesi, Viande salee ve St Denis Nehirleri tarafından besleniyor. Şelaleden akan su, yağışlı sezonda 41000 metreküpü bulur.

Renkli toprakların bulunduğu bölüme geldiğinizde, girişteki otoparka aracınızı bırakıp kısa bir yürüyüşle, alanı hafifçe yukarıdan gören kafeterya bölümüne ulaşırsınız. Kafeterya girişinde küçük sepetlerde yedi renkli toprak sergileniyor. Gün ışığının durumuna göre, yedi renkli toprak tepelerini kafeteryadan veya yürümeye devam ederek tam karşı tarafta tepedeki manzara noktasından fotoğraflayabilirsiniz. Coğrafi iklim olayların eski aktivite izlerini içeren kum tepecikleri 15 metre kalınlığa ulaşır. Birkaç milyon yıllık lav akışından gelen bazalt ve sıcak-nemli iklimin etkisiyle geçen çeşitli aşamalardan sonra, toprağın içeriğinde kalan demir oksit kırmızı-kahverengi, alüminyum ise mavi-mor arasında değişen tonlarda renkli şeritler halinde izlenir. Bazaltın sızması, toprakta bitkilerin yetişmesini sağlayan besinlerin tükenmesine neden olduğundan bu kum tepeciklerinde bitki yoktur.

Renkli toprakların oluşturduğu tepecikleri manzara terasından da gördükten sonra dönüşe geçerek yürüyüş yolu üzerinde kaplumbağaların bulunduğu bölümü görebilirsiniz. Buradaki kaplumbağalar, Seyşeller’deki Aldabra adlı atolden gelmiş. Dev Aldabra kaplumbağaların Mauritius’daki akrabaları 1 metreden büyük olup yaşam süreleri 150 yıl civarındadır.

Böylelikle Chamarel Yedi Renkli Toprak Jeoparkı ziyaretinizi tamamladıktan sonra, Le Morne yönünde 15 dakika mesafede, La Chamarel adlı restoranın yakınındaki yüksek bir manzara noktasında mola vermeyi ihmal etmeyin. Buradan baktığınızda, karşınızda uzanan Hint Okyanusu, sol tarafınızda Le Morne, aşağıda sahil yolu ve küçük balıkçı kasabası La Gaulette, sağ tarafta Tamarin kasabasını kapsayan nefis manzarayı izleyebilirsiniz.

Le Morne Brabant yarımadası, adanın güneybatı ucunda, Chamarel’den 12 km, Port Louis’den 58 km mesafede yer alıyor. Le Morne Brabant kıyılarının yakınlarında, Mauritius’un simgesi haline gelen görsel bir illüzyon olan ünlü sualtı şelalesi yer alır. Hint Okyanusunda su altı şelalesi izlenimi veren bu görüntü, güçlü su altı akımlarının etkisi altında okyanus tabanındaki kum ve alüvyonun hareketinden kaynaklanır. Sadece havadan görülebilen bu illüzyon için helikopter turunun fiyatı 3500 rupi idi.

Le Morne Brabant kültürel alanı, 2008’de Unesco listesine alınmış, 2016’da halka açılmış. Buradaki 556 metre yüksekliğindeki bazalt monolit tepe, kaçan köleler tarafından sığınmak için kale gibi kullanılmış. Kaçabilen çok sayıda köle, bu dağda zor şartlar altında saklanmış, dağdaki ağaçlar ve kayalıklarda korunaklı mağaralar içinde küçük yerleşimler oluşturmuş. 1834’de, köleliğin kaldırılması sonrasında bir grup asker ve polis, kaçan kölelere özgür olduklarını bildirmek üzere dağa gelmiş. Fakat güvenlik güçlerinin yaklaştığını gören kaçak köleler, yakalanıp tekrar köleliğe döneceklerini zannederek, bu korkuyla dağın tepesine tırmanıp ölüme atlamışlar. Yaşananlar, Le Morne’yi, kölelerin sembolü haline getirmiş. Dağda, 3-4 saatte yürünebilen 3.5 kilometrelik yürüyüş yolu bulunuyor.

Bu tepenin ön tarafında, 2009’da açılan Uluslararası Köle Yolu Anıtı yer alıyor. Ana anıtın çevresinde, kölelerin yakalandığı ve Mauritius’a gönderildiği yerleri ve diğer varış yerlerini belirten taş heykeller sıralanıyor.

Mauritius’un doğu kıyılarına baktığımızda; Flacq bölgesindeki Belle Mare, başında ve sonunda siyah lav kayalıklarının yer aldığı birkaç kilometre uzunluğundaki kumsal bir plaj. Su altı yürüyüşü gibi çeşitli deniz aktiviteleri yapılıyor.

Trou d’eau Douce plajı, Belle Mare’den 15 dakika mesafede. Buradan tekneyle 10 dakikada, çevresi mangrovlarla bezeli sığ lagündeki Margenie Adası’na ve 15 dakikada Cerf Adası’na geçilebiliyor. Geyik Adası anlamına gelen Cerf Adası, günlük ziyaretçilere saat 15:30’a kadar açık. Çok sayıda tekne ve yelkenlinin demirlediği ada, palmiye ağaçlarının gölgelendirdiği bembeyaz kumsalı ve ılık turkuaz denizi ile Mauritius’un bilinen ve çok ziyaret edilen bir noktası. 100 hektar alana yayılan ve iç kesimleri yoğun ağaçlıklı olan adada, restoran, bar, soyunma kabinleri, hediyelik alışveriş tezgahları yanısıra golf alanı bulunan bir otel de yer alıyor. Cerf Adası’nın sahili boyunca yürüyüp fotoğraf çekmek çok keyifli; kumsal sıcak değil, ayakları yakmıyor, çıplak ayakla rahatça yürünüyor. Rüzgarlı havada, küçük turkuaz dalgalar siyah kayalıkları ve bembeyaz kumsalı okşayıp çekiliyor. Kayalıklarda deniz kestaneleri, irice yengeçler dikkati çekiyor. Sahilin sonuna doğru, hoş bir kafeteryası olan, daha sakin bir plaj daha bulunuyor.

Yumuşak iklimi, gelip geçen ılık yağışları, bembeyaz kumsalları, turkuaz renkli ılık denizi, güler yüzlü, sakin insanları, ormanları, şelaleleri, renkli toprakları, şeker kamışı tarlaları, yemyeşil tertemiz ortamıyla Mauritius, keyifli bir tatil için iyi bir seçenek olarak değerlendirilebilir.

Öneriler

*Port Louis’de deniz kıyısındaki Caudan Waterfront’ta dolaşın, hediyelik eşya mağazasın göz atın, deniz manzaralı kafelerde keyifli bir mola verin. Sözleşmeli kölelerin adaya ilk ayak bastıkları Aapravasi Ghat’ı görün, pazar yerini (Central Market) dolaşın, en uygun fiyatlı pareo, tişört, magnet, vanilya çayı gibi yerel hediyelik ürünleri buradan alın. Mauritius’da ünlü olan model gemi örneklerine de bakmayı unutmayın.

*Cerfs Volkanı kraterinin çevresinde yürüyüş yapın. Ganga Talao Gölü kıyısındaki Hindu Tapınağını ziyaret edin, Mauritius’taki en uzun Shiva heykelini görün. Renkler Vadisinde şelaleler arasında yürüyün, dev Aldabra kaplumbağası ile fotoğraf çektirin.

*Chamarel Yedi Renkli Toprak Jeoparkını dolaşın, toprağın renklerini ayırt etmeye çalışın, Chamarel Şelalesi’ni görün. Le Morne Brabant’da kölelerin izlerini arayın. Mevsim uygunsa helikopter turu yaparak su altı şelalesi görüntüsünü izleyin.

*Cerf Adası’nda ve diğer sahillerde turkuaz renkli ılık denizin tadını çıkarın. Mauritius’un yerel rom ve biraları ile nefis deniz ürünlerini tadın.

Bunları da sevebilirsiniz