Denizcilik Ve Kabotaj Bayramı

Kristof Kolomb’un ilk Amerika seyrinden yalnızca 20 yıl sonra Piri Reis’in ünlü haritasını çizmesi ve dünyanın ilk kapsamlı kitabı sayılan Kitab-ı Bahriye’yi yazması, Seydi Ali Reis’in Muhit isimli kitabında ele aldığı seyir ve astronomi çalışmaları ile Miratü’l-Memalik (Ülkelerin Aynası) isimli coğrafya kitabı, Katip Çelebi ve Macar Ali Reis’in denizcilikle ilgili eserleri, ve daha nicelerinin bilimsel çalışmaları, çabaları Osmanlının denizcilik biliminde temel çizgisini değiştirmesinde yeterli olamamış, denizciliğe stratejik ve teknolojik bakışta bir değişiklik yaratamamıştır. (5)

Denizlerimiz ve denizciliğimiz ülkemizin refahı, kalkınması ve en önemlisi güvenliği için inanılmaz bir öneme sahiptir. Denizi ve denizlerini iyi kullanan ülkeler diğer ülkelerin her zaman önünde olmuşlardır. Büyük öngörüye sahip olan Atatürk’ün önerileriyle çıkarılan Kabotaj Kanunu’yla denizciliğin önündeki engeller bir bir kaldırılmıştır. Denizciliğin ve kabotajın önemi, günümüzde yaşanan ekonomik ve siyasal gelişmelerle çok daha iyi anlaşılmaktadır.

Her yıl 1 Temmuzda bütün kentlerimizde, özellikle sahil kentlerimizde çeşitli aktivite, yarış ve eğlencelerle kutlanan Denizcilik ve Kabotaj Bayramı bakalım bu yıl aynı renklilik ve hevesle kutlanabilecek mi?

Benim çocukluğumdan beri en sevdiğim bayramlardan biri olan Denizcilik ve Kabotaj bayramında biz genellikle bayram yaz tatiline denk geldiğinden ya ailecek Ayvalık’ta yada bir sahil kampında olurduk ve bayram eğlencelerini hiç kaçırmazdık. Etkinlikler mutlaka önemli kişilerin günün anlamını anlatan konuşmalarıyla başlar, Atatürk’e çelenk konur, İstiklal marşımız okunur, deniz şehitlerimiz anılır ve daha sonra önceden belirlenmiş yarışmalar, etkinlikler duyurulurdu. Bu yarışmalara ve etkinliklere çok katılan olurdu, hem kız hem erkek her yaşta gençler kuyruk olurlardı. Bu etkinliklerin içinde en heyecanlısı limanda yapılan “yağlı direk” yarışmasıydı. Gençler bu heyecanlı yarış için sıraya girerler, sırası gelen yürüyerek bir ucu karada bir ucu denizde olan yağlı direğin üzerinde yürümeye başlar ve yağlı direğin ucundaki bayrağı almaya çalışırdı. Daha ilk adımda düşenler, birkaç adım sonra düşenler yada tam bayrağı almak üzereyken yalpalayarak düşenler bizleri müthiş güldürürdü. Herkes kim bayrağı alabilecek diye de meraktan ölürdü. Çoğunlukla bu işi başaran ancak bir kişi çıkardı çünkü gerçekten çok zor bir işti. Başka yarışlar da vardı tabii, çeşitli stillerde yüzme yarışları, dalma yarışı, balık tutma yarışı, yelken yarışı, şimdilerde sörf yarışı gibi çeşitler vardı. Bazılarının mekanı değişik yerlerde olurdu ama yine de biz hiçbirini kaçırmak istemezdik, gün sonunda madalya töreni olur, müzikler açılır, herkeste bir rahatlama, sporcularda yorgunluk ve sevinç, madalyasını alan resimler çektirir ve harika anılarla gün biterdi.

Bu güzel anılar yüzünden hala hiçbir Denizcilik ve Kabotaj Bayramını kaçırmak istemem, nerede olursam ona katılmaya çalışırım. Bunlardan sizlere örnekler vereyim. 2014 yılında katılabildiğim bayramlardan biri İzmirde’ydi, o zamanlar Piri Reis Denizcilik Derneği yönetim kurulundaydım ve engellilerin de bu bayrama etkin olarak katılmasını sağlamıştık. Bakın o gün neler oldu?

Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenin ardından halat çekme yarışması düzenlenmişti. Eğlenceli geçen yarışmaya birçok takım katılmıştı. Yarışmanın ardından pasaportta demirli olan Zübeyde Hanım Eğitim ve Müze Gemisi ile körfez turu düzenlendi ve deniz şehitleri anısına denize çelenk bırakıldı. Karaya döndüğümüzde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Piri Reis Denizcilik Derneği’nin ortak çalışmasıyla, “uzaktan kumandalı yelkenlilerin” yarıştırıldığı Piris Reis Kupası düzenlendi. Yarışta “Engelsizmir Projesi” kapsamında Büyükşehir tarafından Piri Reis Denizcilik Derneği’ne bağışlanan uzaktan kumandalı maket yelkenliler kullanıldı. Derneğimiz tarafından maket yelkenlilerin kullanımı için eğitilen engelliler başarıyla denizde yelkenlilerini yarıştırdılar ve yelken sporuyla ilgili çok bilgi edindiler.

Engelli gençlerin “uzaktan kumandalı maket yelkenli yarışı”…

Deniz şehitlerimiz için denize bırakılan çelenk.

Bu arada hep merak edilir, Türkçe olmayan bu KABOTAJ kelimesi ne demek diye… şimdi biraz bu konuyu açalım.

Kabotaj kelimesinin Türkçe sözlük anlamı “Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi” dir.

Kabotaj ise, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. (2)

19 Nisan 1926 tarih ve 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dahilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkındaki Kanun’’ ile Türk kıyılarında kabotaj hakkı tamamen Türk vatandaşlarına ve firmalarına verildi. 1 Temmuz 1926 gününden itibaren yürürlüğe girdi. Aynı gün Kabotaj Bayramı olarak Türk ulusuna armağan edildi. 2007 tarihinde kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi de eklenerek bayramın adı Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olmuştur. (1)

Neden Denizci Bir Ülke Olamadık …

Osmanlı İmparatorluğu döneminde denizcilik ve kabotajda gerilememizin yada denizcileşememizin nedenleri çoktur, O dönemlerde Osmanli İmparatorluğu, denizi yalnız askeri yönden görmüş ve değerlendirmiş, deniz ticareti, ulaşımı ve diğer hizmetleri önemsememişti. Bu durumda Avrupalı denizciler, Osmanlı himayesi ve kapitülasyonlar sayesinde devletin deniz ticaretinin çok büyük bir kısmını ele geçirmişlerdi. Osmanlı Imparatorluğu duraksayıp gerilerken de devletin sosyal ve ekonomik düzenine büyük tehdit oluşturmuşlardı. Kapitülasyonlar Osmanlı ekonomisine 19.yüzyıl başına kadar çok zarar verdi. En çok da 1838 yılında İngilizlerle imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması. Bu anlaşmayla örneğin İngiltere’ye tüm pazarlara sonsuza dek ve sınırsızca girme ayrıcalığı tanındı (4). Osmanlı imparatorluğu kıyılarında yabancı bandıralı tekneler her türlü hizmeti görüyordu. Yabancı firmalar hem para kazanıyorlar, hem de ihtisaslaşma gerektiren denizcilik alanında Türklerin gelişimini dolaylı yönden önlüyorlardı.

Bakın bu konuda İtalyan Amirali Fioravano kapitülasyonlar için şunları söylemişti: 

Türkler hiçbir zaman denizlere sahip çıkmak istemediler, tam tersi yabancılara bol bol deniz ticareti imtiyazı vermekten başka, kendi mallarını da çok büyük navlunlar vererek onlara taşıttılar. Bu yüzden de İmparatorluklarını kaybettiler.’ (3)

Osmanlı deniz ticaretinde giderek çok gerilemişti ve deniz güvenliği kalmamıştı. Kapitülasyonlar ve anlaşmalar nedeniyle Osmanlı denizciliği geri bıraktırıldığından büyük devlet yatırımları, sermaye gerektiren liman, mendirek, deniz feneri, antrepo gibi altyapı yatırımları da sağlanamıyordu. (5) En önemlisi de ülkelere büyük varlıklar sağlayan bir deniz ticaret filosu oluşamamıştı.

Sonuç olarak, Türklerin deniz uygarlığına geçişte önlerindeki en büyük engel devlet yönetiminin hataları nedeniyle başlayan kapitülasyonlar olmuştur. Türkler bu büyük beladan ancak Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde kurtulabilmiştir. 24 Temmuz 1924 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması uyarınca kapitülasyonlar geçersiz sayıldıktan sonra Türkiye yeni düzenlemelere gidebildi. Kabotaj kanunuyla denizlerinde egemenliğini ilan etti. Bu kanun için gerekli düzenlemeler yapıldı ve 19 Nisan 1926 tarihinde çıkarılan 815 sayılı yasaya göre Türkiye limanları arasında sadece Türk teknelerinin hizmet görmesi zorunluluğu getirildi. Yasa aynı yıl 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi. 1 Temmuz 1935 yılından itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaya başlandı.

Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihinde TBMM’de “Arkadaşlar! En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız “ diyerek kendisinden sonraki kuşakların neler yapması gerektiğini çok açık ifade etmişti.

2007 yılında bu bayramın ismi Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak ismi yenilendi.

Türkiye’nin bir yarım ada ülkesi oluşu ve kıyı uzunluğunun 8333 kilometre olduğu düşünülünce bu kanunun Türk denizciliğinin yolunu nasıl açtığı anlaşılabilir.

Denizcilik ve Kabotaj Bayramınız Kutlu Olsun!

Sözümü Türkiye Denizcileşmelidir diyerek bitiriyorum ve konunun derinliğinin görülmesi açısından herkese Sayın Cem Gürdeniz’in MAVİ UYGARLIK kitabını okumalarını tavsiye ediyorum.

Kaynaklar

    1. ^Resmi Gazete (2013-06-11). “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları dahilinde icrayı Sanat ve ticaret hakkında Kanun” s. 567.  2018-07-04.

    2. ^ “Kabotaj ve Denizcilik Bayramı etkinlikleri başladı… Kabotaj ne demek? – Son Dakika Haberler”. Hürriyet gazetesi. 2018-07-04.

    3. Atatürk’ün İzinde Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, 4 Tem 2018, Deniz Mehmet Irak,

    4. Mavi Uygarlık, Cem Gürdeniz, sayfa 257-260.

    5. Kaya Yazgan, Çağının Teknolojisi içinde Piri Reis, 2005 (Mavi Uygarlik , sayfa 248)

Bunları da sevebilirsiniz