Güldürü Anlatılarının Felsefi Çözümlemesi II

Bu yazıda, bir önceki ay felsefi tarihçesini ana hatlarıyla ele aldığımız güldürü anlatılarının temel olarak mantıksal ve kavramsal çözümlemesi ile incelemesini tamamlamaya çalışacağım. Güldürü anlatıları üzerine, özellikle güldürü türünün ve şakanın ne olduğu, bireysel ve toplumsal işlevlerini açıklayan, fizyolojik yönden de insan sağlığına katkısını inceleyen pek çok açıklayıcı kuram bulunmaktadır. Günümüz akademik yazınında temel olarak ele alınan üç tür betimleyici ve açıklayıcı kuram bulunmaktadır. Her ne kadar güldürü anlatıları konusu bireysel ya da sosyal psikoloji, sosyoloji, gelişimsel biyoloji, bilişsel bilimler ve dil bilimleri alanlarının kesişiminde yer alsa da bu yazıda bu kuramlara kısa ve sınırlı biçimde değinerek yazının devamında bu anlatıların mantıksal boyutu ve bunun üzerinden ele alacağımız felsefi kavramsallaştırmayı inceleyeceğim.

Güldürü anlatılarını inceleyen günümüz felsefi kuramlarının ele aldığı üç ana kuram sırasıyla Rahatlama Kuramı (Relief Theory), Üstünlük Kuramı (Superiority Theory) ve Aykırılık Kuramı’dır (Incongruity Theory).* Genel olarak her kuram birbirinden bağımsız olarak görülse de güldürü anlatılarını açıklayacak tek bir kuram yerine bu kuramların birbirilerine eş-baskın olduğu ve düzemsel olarak açıklayıcı ifade biçimlerinin kapsamını genişletmek amacıyla birden fazla kuramın birlikte betimsel gücünden faydalanılmaktadır. Rahatlama Kuramı temel olarak güldürünün fizyolojik etkisine odaklanarak güldürünün getirdiği sinirsel rahatlamaya odaklanır. Rahatlama kavramının kuram içinde yorumlanması ise oldukça geniştir. Bu yorumlamalara sosyo-kültürel rahatlamadan baskılanmış arzuların dışavurumuna, bilinçli duyulanımların hareketlerinden gergin sinirlerin gevşemesine varan açıklamalarıyla geniş bir çerçevere dahildir. Üstünlük Kuramı daha önceki kısaca felsefi tarihçesini verdiğimiz güldürü anlatılarının çözümlemesini açıklayan başat kuramlardan biridir. Kuramın ortaya koyduğu öne sürülen geniş felsefi yorumlama tarihsel olarak Platon ve Aristoteles’e kadar geri götürülür. Bu kurama göre güldürü, başkalarının aciz ya da aşağı durumlarına karşı kişinin bu eksikliklere karşı verdiği bir üstünlük tepkisidir. Bu üstünlüğün yorumlanması, tıpkı önceki kuramdaki kavramın yorumlanmasında olduğu gibi oldukça geniştir. Üstünlük aslında kişinin kendini üstün görmesiyle açıklanabilecek bireysel zaafların dışavurumundan, önemli bir günah olarak yorumlanan kibre kadar götürebilecek genişliktedir. Diğer bir değişle, bu kuramdaki üstünlük kavramı olumsuz bir gönderime sahiptir. Son olarak felsefece sıkça değinilen Aykırılık Kuramına göre gülme edimi zihinsel dünyamızdaki beklenen örüntülerin bir çatışkısıdır. Dolayısıyla bu çatışkı bize zihnen oldukça aykırı bir edimi açığa çıkarmaktadır, gerek başkanlarının kazalarına ve kötü hallerine, gerek bir topluluğu aşağılayıcı bir durumun kendisine gerek de oldukça ince bir alayın kendisine. Bu yaklaşım, özellikle 18. Yüzyıl ve sonrasında, Immanuel Kant, Arthur Schopenhauer ve Søren Kierkegaard gibi filozoflarca benimsenmiştir.** Anlatıların güldürü türü üzerinden hem bedensel bir tepki olarak, hem de zihinsel olan düşünce üzerinden yorumlanması temel olarak bu kurama dayanmaktadır. Belki iyi bir felsefi değeri olan anlatılar hakkında sıklıkla söylenen güldürürken düşündürdü deyimi buradan gelmektedir.

Güldürü anlatılarının günümüz dil felsefesinde ele alınan çözümlemesi ise söz-edim kuramının genişletilmiş bir uygulaması olarak, dil ve dilin kullanıcıların içinde olduğu, diğer bir deyişle pragmatik, anlam kuramı tarafından açıklanmaktadır. Güldürü anlatıları söz konusu olduğunda pragmatik anlam kuramı aslında önceki açıkladığımız diğer unsurları dışlamaz. Güldürü anlatılarının alışageldik unsurlarını zihinsel bir etkinliğin fizyolojik yansıması olarak gülme eylemine yol açması beklenen bir takım kuralların olduğu fikri ünlü dil felsefecisi H. P. Grice tarafından karşılıklı konuşma kurallarının yıkılması olarak tanımlanmış ve bu açıdan Aykırılık Kuramını da içeren tamamlayıcı bir kuram olarak ele alınmıştır. Grice, güldürü anlatılarını, özellikle aşağıdaki maddede belirttiği söz edim kuramıyla zıt unsurlar tarafından dizgesel kurallara bağlanmaktadır. *** Bu dizgesel kurallar

  • İnandığın şeyin yanlış olduğunu söylemek (Güldürü anlatılarında özellikle abartılı, anlatıya zıt ifade biçimlerinin kullanılarak kara mizahın yapıldığı aktarımlar söz konusu olduğunda)

  • Açıkçası inanılması güç, yeterli kanıt veya delinin olmadığı şeyi söylemek (Doğa üstü ya da gerçekleşmesi olanak dahilinde olmayan anlatıların öyle olduğu bilinse bile çelişkisine değinilmemek)

  • İfadelerin anlam belirsizliğinden kaçında

  • Çok-anlamlılıktan kaçınmak

  • Kısa ve özlü olmak

Güldürü anlatılarını, bunlar fıkralar veya anekdotlar olabilir, çeşitli türlere buradan hareketle mantıksal yapılarına göre türlere ayırabiliriz.

  • Sözdizimsel Fıkralar – Yapısal Dil oyunları sözcük-sesletim benzerliği fıkraları

  • Anlambilimsel Fıkralar

  • Bağlamsal (Pragmatik) Fıkralar

  • Meta-Fıkralar

  • Çelişkili Fıkralar

olarak sınıflandırabiliriz. Böylece yazıyı tamamlarken türlerine göre çeşitlendirdiğimiz bu anlatılara kısa örnekler verebiliriz.

Sözdizimsel fıkralara en yalın haliyle ünlü bir Temel fıkrasını örnek verebiliriz:

İsminiz?”

Temel… Yalnız z’siz yazılır”.

İyi de zaten “Temel”de z harfi yok ki?”

Biz ne dedik?”

Anlambilimsel fıkralara örnek olarak

X soda şişenin altında ne yazar? Öteki taraftan açınız” ya da “Solipsist filozofların toplantısına giden çocuktan haberin var mı? Evet, toplantıya kimse gelmedi” anlatılarını örnek verebiliriz.

Meta fıkralara örnek olarak: “Dünyanın en kısa fıkrası”nı ya da meşhur

X kişisi hakkında yeni çıkan fıkrayı duydun mu?”

Hayır! Ayrıca ben X kişisiyim.”

Olsun, yavaş yavaş anlatırım.”

Pragmatik fıkralara örnek olarak: “Etik sınavını kopya çekerek geçtim”

Çelişkili Fıkralara örnek olarak: “Felsefenin Birinci Yasası: Her bir filozof için biri ötekine eş ve zıt başka bir filozof mevcuttur. Felsefenin İkinci Yasası: Her iki filozofta yanılmaktadır.”

Kaynakça:

* John Morreall, “Philosophy of Humor”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy https://plato.stanford.edu/archives/win2016/entries/humor/

** John Morreall, “Philosophy of Humor”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy https://plato.stanford.edu/archives/win2016/entries/humor/

*** H. P. Grice (1975): “Logic and Conversation,” in Syntax and Semantics, vol. 3, Peter Cole and Jerry Morgan (ed.), New York: Academic Press, pp. 41–58.

Bunları da sevebilirsiniz