Game of Drones

Hatırlayacağınız gibi Türkiye 2006 yılında, terörle mücadele ve sınır güvenliğini koruma amacıyla 180 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza atarak, İsrail yapımı Heron satın alma sürecine girmişti. Ne hikmetse ancak 5 yıl sonra teslim alabildiği Heron IHAların motor ve kameraları defolu çıkmıştı. Kısaca Türkiye kazıklanmıştı. İsrail heronları bize bir şekilde verdi ama comlink olarak bilinen canlı görüntü ve bilgi aktarma sunucuları, ABD veya İsrail’de bulunuyordu. Gecikmeli gelen istihbarat ve sansürler sebebiyle, teroristlerin yıllarca dağlarda elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı görüntülerinin, Türkiyeye geç ve/veya yanlış gelmesi sebebiyle sayısız askerimiz şehit düşmüştü. Bu ve bunun gibi başka birçok sebep, Türkiyenin yerli üretilecek insansız hava aracı teknolojilerine ihtiyacının daha da artmasına sebep olmuştu. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin havacılık alanındaki vahim tarihi artık değişmeliydi.

Marshall yardımları çerçevesinde, Türkiye’ye hibe edilen savaş jetleri, yabancı ülkelerden sipariş alır durumda olan Türk havacılık endüstrisinin kapılarını kapatmasına sebebiyet vermişti. Yıllar içerisinde bu jetlerin ikmal ve bakımlarında kullanılan yedek parçalar için neredeyse bir uçak parasını talep eden “sözde yardım” sebebiyle havacılık endüstrimiz büyük bir oyunun kurbanı olmuştu. Vecihi Hürkuş’un yaşadığı zorlukları ve tırnaklarımızla kazıyarak kurduğumuz havacılık sanayimizin hezimete uğratılması üzerinden çok zaman geçti. Fakat bugün geriye dönüp baktığımızda birkez daha gördük ki, “Taşıma suyla değirmen dönmez…”

O günlerden bugüne elde edilen bilgi ve deneyim, bizi şuan 5500 kg lık koca bir insanız hava aracı üretir hale getirdi. Dünyada bu klasmanda insansız hava aracı üretebilen 3 ülkeden biri haline gelebilmemiz; belki de zamanında bize atılan bu kazıklar sebebiyle oldu…

90’lı yılların başından beri Batı destekli PKK terör örgütü, birçok sivil ve mehmetçiğimizin canına mal oldu. “NATO’dan istihbarat gelsin operasyon düzenleyelim”, “Sınır ötesi hareket yapalım kökünü kazıyalım.”, “Taş üstünde taş omuz üstünde baş koymayalım” gibi yaklaşımlar sözde müttefiklerimizin teknolojik ve saha yardımlarıyla bizi bir yere götürmedi. Sonuçta Heronlar onların, Uçaklar onların roketler onlarındı. Ne zaman biz kendi insiyatifimizle bir hamle yapacak olursak, “Bak yedek parça, mühimmat vermeyi keserim ha..” oldu… Ta ki biz, kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye ve imkansızı başarmak üzere kolları sıvayana kadar.

Barış Pınarı, Fırat Kalkanı gibi önemli harekatlarımızda insansız hava araçları çok önemli bir rol oynadı. Genelde fotoğraf istihbaratı, hedef takibi veya bir insanı imha etmek için kullanılan S-İHA’lar, TSK tarafından adeta “AKINCI” mantığıyla sürüler halinde sürekli sortiler yaptılar. Semalardaki gözümüz ve 21.yy savaş dinamiklerinin vazgeçilmez bir parçası olan İnsansız hava araçları kimseye ihtiyaç duymadan, bu coğrafyanın insanı tarafından üretilmeye başlayalı uzun zaman olmadı. Fakat yine azim ve istekle çalışıp dünyadaki bu teknolojik bilgi mertebesine gelebilen 3 ülkeden biri olmamız da çok uzun sürmedi..

Geçtiğimiz günlerde bir belgesel ile yapım aşamasında yaşanan tüm zorlukları göz önüne seren “AKINCI” insansız hava aracımız hepimizin göğsünü kabarttı. Bu yazımda size “AKINCI” gibi insanız hava araçlarımız ve milli teknolojilerimiz hakkında bilgi ve görüşlerimi paylaşacağım.

AKINCI 40bin feet yani 13bin 300 metre irtifada seyredebilen kendi klasmanındaki en modern araç. Seyredebildiği bu yüksek irtifa sayesinde, düşman hava sahasına girmeden, çok uzaklardan SOM-J gibi akıllı mühimmatları atabilmek mümkün oluyor. Fakat 250+ km seyahat eden ve kendi yolunu bulup gerektiğinde havada bekleyerek hedefin kendini göstermesi için “oyalanan” bu akıllı mühimmatlara sürekli olarak hedefin güncel konumunu veya hareket yönünü paylaşmanız gerekiyor. Bu aşamada devreye Aselsan tarafından geliştirilen ve F16 uçaklarında da bulunan AESA (Active Electronically Scanned Array) Radar sistemleri devreye giriyor. Birden fazla kara, hava ve deniz unsuruna kilitlenerek takip edebilen bu radar sistemleri AKINCI üzerinden atılan akıllı mühimmata, ateşlenmesinden sonra hedefin güncel bilgisini sürekli olarak paylaşıyor ve otonom bir şekilde yönetilmesini sağlıyor.

TUSAŞ ANKA-A modeli İHAlar test amaçlı üretilen ilk prototipti. ANKA-B TSK envanterine girebilmesi için gerekli kalifikasyonları karşılayacak şekilde tasarlandı. Şuan aktif olarak kullanılan ANKA-S ise önceki modellerinin aksine uydu bağlantılı çalışabilmesi için tasarlandı. Normalde insansız hava araçları yer istasyonu üzerinden kontrol ediliyor. Yer istasyonu ile arası açıldıkça kontrolü zorlaşıyor ve hatta sinyal kaybı sebebiyle komuta kontrol tamamen kaybolabiliyor. Yer yüzünün yuvarlaklığından kaynaklı bu menzil teorik bir limite takılıyor. Genellikle yer istasyonlarının, İnsansız hava araçlarını kontrol edebildiği etkili menzili 150km. Fakat ANKA-S modelinde bu haberleşme uydu üzerinden gerçekleştiriliyor. Ankarada, harekat komuta merkezinde oturan pilotlar, Suriye sınırları semalarında dolaşan insansız hava araçlarımızı bu sayede rahatlıkla yönetebiliyor.

Elektronik harp kapsamında, gerek Rusya, gerek ABD tarafından gerçekleştirilen sinyal karıştırma saldırılarına karşı, Bayraktar TB-2 nin de aralarında bulunduğu uydu üzerinden komuta edilen İHAlarımıza bir de yine yerli kripto sistemleriyle haberleşmesi için ek modüller geliştirildi. Elektronik karıştırma sebebiyle sinyal kesintileri ve kontrol kayıplarının engellenmesi bu sayede daha da güçlendi.

AKINCI, gerekli kalifikasyon testlerini geçtiğinde, TSK envanterdeki en büyük İHA olacak. Çift motoru sayesinde taşıdığı akıllı mühimmat kapasitesi artacağı gibi, operasyon süresi, TSK envanterindeki diğer İHAlara göre çok daha uzun olacak. Aynı şekilde TUSAŞ tarafından üretilen çift motorlu AKSUNGUR İHAsı, Proje aşaması dahil 18 ay gibi çok kısa sürede üretildi.AKSUNGUR, ANKA İHAlarıyla birçok donanımını ortak kullanılıyor. En büyük farkı çift motora sahip olması. TUSAŞ bunu işten kaçmak için değil, daha önceden ANKA ihraç ettiği ülkere, aynı yer istasyonlarını kullanarak ve yeni eğitimler vermeden kullanılabilmesi için bir uyumluluk stratejisi için yaptığının altını çiziyor.

ANKA, TB-2 İHA larımız, Suriye ve Libyadaki harekatlarımızda aktif olarak kullanıldı ve binlerce saat operasyonel görev aldı. Bunun yanı sıra bu başarılarımızı gören Katar, Tunus ve Ukrayna gibi ülkeler, insansız hava araçlarımızın ihracatında ilk müşterilerimiz oldu. Geçtiğimiz günlerde TUSAŞ, Tunus’a 240 milyon dolarlık ANKA-S ihracatı anlaşmasına imza attı. Bu anlaşma kapsamında 6 Adet ANKA-S ve bu İHA’lara ait yer istasyonları ihraç edilecek. Endonezya ve Malezya’nında aralarında bulunduğu birçok ülke TÜRK İHA’larınına talip ve sırada bekliyor…

Libya’da yürütülen operasyonlar sırasında Dünya askeri tarihi açısından bir ilk gerçekleşti. Bilim kurgu filmlerine konu olan “Lazer Silahları” ilk defa bir ordu tarafından, başka bir askeri güce ait İnsansız hava aracını imha etmekte kullanıldı. Bu ilke imza atan, “TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ” oldu. Yerli ve milli olarak geliştirilen Lazer silahımız sayesinde, Çin yapımı insansız hava aracı, hiçbir balistik mühimmat kullanılmadan havada ortadan ikiye kesilerek düşürüldü. Libyada ne işimiz var sorusuna askeri ve stratejik olarak yanıt verecek kadar bilgi sahibi olmamakla birlikte anti tez olarak ABD’nin ne işi varsa bizim de o işimiz var cevabıyla karşılık veriyorum. En kötü geliştirdiğimiz Lazer silahı vb oyuncaklarımızı test ediyoruz diyorum… (Batı’lı ülkelerin yıllardır yaptığı gibi..)

Geliştirmekte olduğumuz teknolojilerdeki en büyük problemimiz her zamanki gibi motor, ama TUSAŞ, Tübitak gibi kuruluşlar bu milli motorların geliştirilmesinde birçok farklı klasmanda proje yürütüyorlar ve hala motor yapamıyormuşuz algısını kırmak için daha ne yapalım diyorlar.(İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor. –A.Einstein) Fakat motor yapımında en büyük problem ve zaman alan kısım özgün tasarımdan ziyade malzeme bilimi ve temel bilimlerden geçiyor. Uzun ömürlü, olabildiğince az bakım ihtiyacı duyan, askeri ve sivil havacılık standartlarını sağlayan bir motor yapmak gerçekten zahmetli bir iş ve bu işin detayları paha biçilemez milli sır sayılabilir.

Sadece kasa motor ve elektronik sistemlerden ibaretmiş gibi gözüken İHA teknolojisi, arkasında ciddi akademik araştırmalar, algoritmalar ve deneme yanılma yöntemleriyle tam bir katma değer kapısı haline geldi. İnsansız hava araçları tek başına istihbarat dışında bir işe yaramayacaktır. Tübitak SAGE, Roketsan gibi kuruluşların geliştirdiği SOM (Satha Atılan Orta Menzil Mühimmat), CİRİT vb bir çok roket yine yerli imkanlarla geliştirilip üretiliyor.

Özellikle hedef takibinde çok önemli rol oynayan hassas güdüm kitlerini (HKG-84) sanki bir bilgisayar parçası gibi düşünebiliriz. İçerisindeki yazılım ve kontrol üniteleri takıldıkları mühimmatın havadaki seyrü sefer ve otonom hareketini kontrol amacıyla çok kritik bir parça. Patlayıcı üretmek önemli ama bunu farklı sensör verileriyle okuyup adete bir pilot gibi otonom şekilde yönlendirmek çok daha büyük önem arz ediyor.

Kısaca Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, 21. yüzyılın savaş şartlarına uygun donatmak üzere birçok kurum ve kuruluş canla başla çalışıyor. 15 Temmuz sonrası prangalarından kurtulmuş ve ilerlemeleri, – sözde intaharlarla – sabote edilmeyen Türk mühendisleri/teknisyenleri/bilim insanları, “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık, Kutlu olsun !” felsefesiyle çalışmalarına gece gündüz demeden devam ediyor.

Türkiye Kaybederse Tüm Coğrafya kaybeder..

Bunlar da ilginizi çekebilir;

– İranın Amerikan Reaperını Hackleyerek tersine mühendislik için kendi hava sahalarına indirdiği RQ-170 olayı. https://en.wikipedia.org/wiki/Iran%E2%80%93U.S._RQ-170_incident

– Trump’ın 14 Mayısta yaptığı açıklamada, “F-35’lerin ana gövdesi Türkiye’de üretiliyor ve Türkiye’den gönderiliyor. Şimdi Erdoğan ile iyi ilişkilerimiz var, ama ya olmasa ne olacak? ‘Size F-35 parçalarını vermiyoruz’ deseler ne yapacağız?” dedi.

SONGAR

KERKES

Gökdoğan

Göktuğ Projesi – Bozdoğan Hava Hava Füzesi

Atmaca Deniz Füzesi

Cirit Füzesi

Hisar-A

T625 Gökbey

T129 ATAK

Hürkuş-C

Anka

Aksungur

Bora Füzesi

ANKA PD-170 yerrli motor

KARGU Drone

ALPAGU

Roketsan L-UMTAS

Tübitak SOM Uzun Menzilli Füze

Tübitak SOM Motoru KTJ3200

Tübitak SAGE NEB

MPT76

Bora (JNG-90)

TCG-ANADOLU

Milgem

TCG-UFUK

Altay Tankı

Kirpi

Kıraç

Ejder Yalçın

Korkut Alçak İrtifa Savunma Aracı

HGK-84

KGK

ZAHA (Zırhlı Amfibi)

Gezgin Seyir Füzesi

TEI TS1400 Turbo Şaft Motor

KAYNAKLAR

https://www.fairobserver.com/region/middle_east_north_africa/sergey-sukhankin-turkey-drones-superpower-denfense-industry-arms-trade-news-00171/

http://arsiv.ntv.com.tr/news/319947.asp

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/turkish-official-says-israel-to-begin-heron-delivery-in-august-11692334

https://www.c4isrnet.com/unmanned/2020/03/04/turkeys-drones-are-battle-tested-and-ready-for-export/

https://www.theguardian.com/news/2019/nov/27/revealed-uk-technology-turkey-rise-global-drone-power

https://www.aselsan.com.tr/tr/urun-listesi

https://www.tusas.com/urun/anka

https://www.baykarsavunma.com/iha.html

https://www.baykarsavunma.com/aviyonikler-ve-altsistemler.html

http://www.sage.tubitak.gov.tr/tr/urunler/satha-atilan-orta-menzilli-muhimmat-som

https://www.roketsan.com.tr/?current_ajax_id=undefined&current_ajax_page_type=product

http://www.sage.tubitak.gov.tr/tr/urunler/goktug

http://www.sage.tubitak.gov.tr/tr/urunler/hassas-gudum-kiti-hgk

http://www.asisguard.com/project/songar/

https://www.armyrecognition.com/weapons_defence_industry_military_technology_uk/turkey_uses_laser_weapon_technology_to_shoot_down_chinese_uav_wing_loong_ii_in_libya.html

Bunları da sevebilirsiniz