Analiz 121

Dünya ekonomisi, 2007 – 2008 krizinin etkilerinden arınamamış iken, virüs salgını sorunları daha ağırlaştırmış, çözümü de zorlaştırmıştır. Kriz başladığında merkez bankalarından deneyimli olmadıkları, büyüme, istihdam gibi alanlarda da çözüm beklenmiş, Merkez Bankaları, faiz indirimi, negatif reel faiz, kredi kolaylıkları, varlık alım programı ve benzeri uygulamalarla parasal genişleme ile sorunları çözmeye yönelmişlerdir.

Aradan iki konjonktür dönemi geçmesine karşın, sorunları çözmede başarı kazanılamamışken virüs etkisi de eklenmiştir. MB’ler virüs etkisini giderebilmek için daha kapsamlı, likiditeyi arttırıcı para politikası izlemeye başlamışlardır.

İzlenen politikalarla büyüme, istihdam, finansal istikrar sağlanamamıştır ama büyük şirketler, finansman kurumları kurtarılmış, ekonomilerin deflasyona sürüklenmesi engellenmiş, gelir dağılımı gelişmiş ülkeler lehine daha da bozulmuş, krizin yükü emekçilerin ve sabit gelirlilerin üstüne yıkılmıştır.

Gelişmekte olan ülkelerin bunalımdan çıkış için gelişmiş ülkelerin belirledikleri politikaları izlemekten kurtulup, kendilerine özgü politika ve önlemler geliştirmeleri gerekmektedir.

Krizle mücadelede etkili politika, maliye politikası olmalıdır. Türkiye, Birinci Sanayi Planı kapsamında kamu yatırımlarıyla, 1929 Büyük Bunalımına rağmen hızlı büyüme sürecine girmişti.

Acilen kamu harcamalarının yapısı değiştirilmeli, cari harcamaların, özellikle itibar savurganlığına, yandaş desteklemeye son verilerek, eğitim, sağlık gibi toplumun gelişmesine yönelik harcamalarla kamu yatırımlarının payı arttırılmalıdır.

Ayrıca izlenecek para politikası da maliye politikasını destekleyici yönde olmalıdır. TCMB neo-liberal merkez bankacılığı özentisinden kurtularak hazineye destek yatırım projelerine orta vadeli reeskont kredisi verme olanağı sağlanmalıdır.

Kaynakların etkin kullanımı, istihdam artışı, hızlı büyüme sürecine girme amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı yeniden oluşturulmalı, üretim alanında kamu iktisadi teşebbüsleri kurulmalı, kamu bankaları kuruluş amaçlarını gerçekleştirecek şekilde yönetilmelidir.

Serbest piyasa mekanizmasının etkin çalışması, AB ile yapılan gümrük birliği, küreselleşme Türkiye’nin kaynak kullanımında etkinliğini azaltmış, sınaileşmesini engellemiş, sanayi kuruluşlarını montaj sınai, çok uluslu şirketlerin tedarikçisi haline getirmiştir. Hızlı sanayileşme için gümrük birliğinin getirdiği kısıtlamalardan kurtulmalıdır.

Kamu yararı gözeten bilgili, liyakatlı, özverili bir yönetim kadrosu oluşturulması başarıya ulaşmanın olmazsa olmaz koşuludur. Yanılgıların sürdürülmesi, toplumsal ve ekonomik maliyeti giderek arttırmaktadır.

Aydınlık ve sağlıklı bir ay dileğimle,

Bunları da sevebilirsiniz