Virüs Darbesi Ve Yol Ayrımı

Küresel sömürü sistemi zaten krizdeydi.

Yoksulluk, doğa katliamı, çevre bozulması, sağlık, eğitim, ekonomi ,her şey artık yönetilemiyordu, açmazdaydı.

Korona üstüne geldi ve büyük darbeyi vurdu.

Kovit 19 dünya tarihinde görülmedik etki yarattı.

Artık tepeden tırnağa her alanda değişim gerekiyor.

İnsanlığı ilgilendiren bütün alanlarda sistemin böyle sürmeyeceği ortaya çıktı.

Sağlık,eğitim,ekonomi, bilim, kültür, sanat , spor, kısaca her şey değişecek.

Bu yaşam modeli tıkandı.

Çünkü sistemin insanlığı tehdidi, artık somut ve daha anlaşılabilir hale geldi.

Düzenin sürdürülebir olduğunu savunanlar bile artık kabul etmek zorunda kaldılar. Bu iş böyle gitmeyecek…

 

Küçücük bir virüs debelenen sistemi, egemenleri perişan etti.

Dil, din, ülke, fark etmiyor, vuruyor..

 

Her ne kadar zenginler bugün için kısmen avantajlı görünse de onların yüreğine de kaygı saldı.

Yaşama içgüdüsü, artık korku sarmalında.

 

Kapitalist emperyalist düzen çatırdıyor.

Devletler krizde. İktidarlar bunalımda.

 

Zengin ülkelerin sağlık sistemini çökertti.

ABD borsayı kurtarmak için 2 trilyon dolar pompaladı, kar etmedi.

Borsalar küresel çapta düşerken, milyarlarca dolarlık zarar meydana geldi.

 

FED bu duruma karşı faizleri sıfıra çekerek cevap vermeye çalışırken, bu adımın işe yaramadığı ortaya çıktı.

 

Ekonomide üretim sistemini dağıttı. Talep oranlarını düşürdü.

İşsizliği patlattı.

Olmayan üretimin karşılığı hayali paraları tarumar etti.

Finans merkezleri, bankalar krizde.

 

İnançları sarstı. Kiliseler, sinegogları, camileri, “ kutsal mekanlarını” kapattı. Üfürmenin, üflemenin, muskanın, kutsal suyun Hiçbir işe yaramadığını gösterdi

 

 

 

Krizde istemedikleri ülkelere yönelik ekonomik yaptırımlarını sürdürenlerin insanlıktan uzak kirli ellerini ortaya çıkardı

Kapitalizmin sağlık politikası iflas etti. Sağlıkta özelleştirmelerin, insanı müşteri görmenin yüzünü gösterdi.

Kapitalizmin koruyucu değil, tedavi edici hizmetler anlayışını çökertti.

 

Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir anlayışı İngiltere’de çöktü.

Kralları, sultanları, başkanları saraylarına, köşklerine hapsetti.

 

DAHA BÜYÜK KRİZLER

 

Artık kapıda, açlık sorunu var.

Kriz böyle giderse insanlar gıdaya nasıl erişecek?

 

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO)’dan Tarım Bakanlığı yetkililerine flaş çağrı yapıldı.

Korona virüsünden daha büyük bir tehlike olabilecek olan kıtlık ile ilgili açıklamalarda bulunan ZMO, bekleyen 1,5 milyar fidenin ekilmemesi durumunda, Türkiye’de büyük bir kıtlık yaşanabileceğini ve bundan dolayı Tarım Bakanlığının çözüm bulması gerektiğini belirtti.

Tarımı bitiren, Türk çiftcisini topraktan koparan iktidarın tarım bakanı hala “gıdaya erişim sorunumuz yok” diyor. Bir yandan yerli üretimin yetmeyeceğini itiraf etmiş oluyor öte yandan yarın kıtlık dünyayı sararsa kimsenin Türkiye”ye gıda sağlamayacağı gerçeğini unutuyor.

 

 

ABD’de Silahlı Kuvvetlere, bir süre önce devlet yönetimi iş göremez hale geldiğinde devreye girmesi için “yönetimin sürdürülmesi” görev emri verildi.

Yani açlık, yağma, karmaşa,halk ayaklanması, isyan olursa askerler sokağa inecek.

Newsweek’te yer alan haberde ordunun bu “acil durum yetkisine” ne zaman ihtiyaç duyulduğu sorusunun yanıtı “genelde nükleer bir tehlikeye karşı” şeklinde veriliyordu ama şimdi, bu planlar halkın korunma ve gıda savaşı amaçlı isyanlarına göre uyarlanıyormuş.

 

 

Sistem dünyanın zembereğini boşalttı. Çevre, doğa talan edildi, yağmalandı.

Tüketim adına, daha çok kar adına tropikal ormanları istila ettiler, ağaçları kestiler, hayvanları öldürdüler, küresel ısınma yoluyla iklimleri değiştirdiler, buzullar eriyor, kıyı kentlerini su basıyor…

Hava kirli, su kirli, toprak kirli.

Havaya, toprağa, suya ilaçlarla, zehir kattılar.

 

Kısaca mevcut sistemin sonuna gelindi.

Korku dolu günlerbaşladıb Egemenler halk ayaklanmalarından, isyanlardan, kitlesel tepkilerden korkuyor.

Soru şu

Küresel egemenler bundan sonra küçük, basit iyileştirmeler ve düzenlemelerle süreci atlatıp, egemenliklerini sürdürecekler mi?

Yoksa dünyanın sömürülenleri, emekçileri, işcileri, üretenleri, bilim insanları başka bir düzen taleplerinin gereğini mi yapacak?

 

Yol ayrımına geliyoruz.

 

İnsandan, doğadan, özgürlükten, haktan, toplumdan yana, kamunun yanında bireyi de öne çıkaran yeni bir sosyalist anlayış gerekiyor…

Savaşsız, sömürüsüz bir dünya gerekiyor..

 

Bunları da sevebilirsiniz