5 Kasım 2019
Jerusalem Post- Tel Aviv, İsrael
David L. Phillips
Türkiye Ebu Bekir El Bağdadi’yi korudu
Türkiye, IŞİD lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’yi korudu ve Trump biliyor olmalıydı.
Ulusa sesleniş konuşmasında, Bağdadi’nin Amerikan Özel Kuvvetleri tarafından öldürdüğünü açıklayan Başkan Donald Trump, Türkiye’nin IŞİD’le itilafını görmezden gelerek Türkiye’yi methetti. Verebildikleri açık destek için Suriye Kürtlerine teşekkür ederken operasyon için kritik öneme sahip olan SDG’nin sağladığı istihbaratı önemsiz gibi lanse etti.
Biliyoruz ki Türkiye, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın Eylül 2013’te Gouta’da Suriyeli isyancılara kimyasal silahla saldırmasının ardından cihatçılara desteğini kurumsallaştırdı ve Türkiye’nin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) IŞİD’e evrilen cihatçı gruplara silah, para ve lojistik destek sağladı. Yaralı IŞİD militanları düzenli olarak sağlık hizmeti almak için Gaziantep’teki hastanelerde ortaya çıktı.
Bağdadi IŞİD’i 2014 ilkbaharında kurdu. IŞİD Haziran’da Musul’a ve Sincar’a saldırdı, Yezidilere ve Kürtlere dehşet saçtı. 5 yıl boyunca IŞİD adlı sözde halifelik, kontrolü altındaki 8 milyon insanla, Büyük Britanya boyutuna geldi.
SDG’ye göre, “Türkiye terörist gruplara her türlü desteği sağlıyor, Türkiye tarafından finanse edilen ve eğitilen bu güçler bizim insanlarımıza (SDG üyeleri) karşı planlı bir etnik temizlik faaliyetine bulunuyor.” Sözde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içerisindeki Türkiye destekli cihatçılar Afrin, Azez, El-Bab, Cerablus ve İdlib gibi Türkiye işgalindeki bölgelerde gün aşırı suçlar işliyor.
Mart 2019, SDF IŞİD’i Bahguz’daki kalesinden çıkardı. SDG, IŞİD’in çekirdek kadrosundaki savaşçıların sorgusundan Bağdadi’nin Kuzeybatı Suriye’deki İdlib’e hareket ettiğini öğrendi. Bağdadi’nin İdlib’de olduğunun keşfedilmesi onun Suriye’nin doğusunda veya Irak’ın batısında, atalarından kalma bir köyde saklandığını düşünen herkes için sürpriz oldu.
Bağdadi’nin yaşamı Türkiye sınırına sadece 5 km uzaktaki Barişa’daki bir yerleşkede sona erdi. Barişa çevresindeki alan ÖSO tarafından kontrol ediliyor. Düzinelerce Türk askeri karakolu sınırın yakınında bulunuyor.
Tünellerdeki bir bağlantı Bağdadi’nin Barişa yerleşkesinin altında bulunuyordu. Biri hariç bütün tüneller kapatılmıştı. Tünel bağlantısı Amerikan hava saldırısı sonucu ortadan kaldırılınca tünelin yakınlardaki bir Türk askeri üssüne veya Türkiye’ye doğru bir kaçış rotası olup olmadığını bilmiyoruz.
Erdoğan ile Rusya arasındaki anlaşma Rasulayn ve Tel Abyad arasındaki bölgenin kontrolünü Türkiye’ye veriyor. “Güvenli bölge”nin Arap mültecilerin geri dönüşü için bir durak olması bekleniyor. Ancak Bağdadi, IŞİD yeniden oluşturmaya çalışıyordu ve güvenli bölgeyi İslamın mabedi olarak görüyordu.
Türkiye’nin Bağdadi’yi koruduğuna dair sağlam kanıtlara karşın Kürtler Bağdadi operasyonu için vazgeçilmezdi. Amerikan helikopterleri Irak Kürdistanı’ndaki Erbil dışındaki Harer Hava Üssü’nden havalandı. İncirlik Hava Üssü çok daha yakın olmasına rağmen Pentagon, Türk hükümetine, onlarla ortaklık kuracak kadar güvenmedi.
Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye ve Amerikan mevkidaşlarının istihbarat paylaşımında bulunduğunu, IŞİD liderinin öldürülmesi operasyonu başlamadan önce fikir alışverişi gerçekleştirdiğini, Trump’ın konuşmasında kendilerine bu nedenle teşekkür ettiğini söyleyerek Ankara’nın rolünü abarttı.
Aslına bakarsanız Türkiye (operasyonda) aktif bir rol oynamadı. Amerikalı bir yetkiliye göre, “Türkiye bu operasyona hiçbir destek sağlamadı. Bağdadi Türkiye sınırının hemen yanında tespit edildi. Bu bize IŞİD’le ne kadar az mücadele ettiklerini gösteriyor.” Iraklı bir yetkili Bağdadi’nin ailesini İdlib’den Türkiye sınırı üzerinden kaçırmaya çalışırken saklandığı yerin ortaya çıkarılması sonrasında öldürüldüğünü belirtti.
Bir diğer yandan SDG kritik istihbaratlar sağladı. SDG Komutanı Mazlum Abdi Amerikan Kuvvetleri ve SDG askeri istihbaratları arasında 5 aydan uzun süren ortak bir çaba olduğunu ilan etti. Kendilerinin “geçmiş aylar boyunca Bağdadi dahil üst düzey IŞİD liderlerinin Türkiye kontrolündeki bölgelerdeki varlığını belgelediklerini” açıkladı. Mazlum’a göre, “operasyon Türkiye’nin bölgelerindeki saldırıları nedeniyle 1 aydan uzun süre ertelendi. ”
Amerika’nın operasyon sonrası raporu NATO müttefiki olan Türkiye’nin Bağdadi’yle yıllar boyunca nasıl anlaştığını ve yakalanmaktan koruduğunu ortaya koyuyor. Ankara’nın mevcut liderliğine güvenilemez. SDF Amerika’nın Suriye’deki gerçek dostudur, Türkiye değil.
David L.Phillips Columbia Universitesi İnsan Hakları Çalışmaları Enstitüsü’nde Barışın kurulması ve haklar programını yöneticisidir. Clinton, Obama ve Bush yönetimlerinde Amerikan Dışişleri Bakanlığında dış ilişkiler uzmanlığı ve baş danışmanlık yapmıştır. Son kitabı Büyük İhanet: Amerika Kürtleri Nasıl Terk Etti ve Orta Doğu’yu Kaybetti ve gelecek kitabı Suriye Ötesi: Bir Sivil Savaşın Politik ve Askeri Tarihi
14 Kasım 2019
SANA-Haseke, Suriye
Shaza/Gh.A.Hassoun
Ordu Türkiye sınırına konuşlanmasını tamamladı
Suriye Arap Ordusu perşembe günü batıda Resul Ayn’ın kuzeydoğu kırsalından başlayarak doğuda El Malikiye kırsalındaki Ayn Devar şehrine uzanan Haseke ilindeki 200 km uzunluktaki Türkiye sınırındaki konuşlanışını tamamladı.
SANA muhabiri konuşlanmanın başlayıp Haseke kırsalındaki El Malikiye’nin Cuvadiye kasabasından başlayarak kuzeydoğusuna sınır güvenlik güçlerinin 200 km uzunluğu içeren 6 noktaya genişlediğini söyledi.
Muhabir Türk işgal güçlerinin ve paralı askerlerinin Resul Ayn kırsalındaki El Arişah köyünü ağır silahlarla hedef alıp orta ve ağır makineli silahlarla ve havan toplarıyla saldırdığını, Türk rejimince desteklendikleri göz önünde bulundurulunca terör örgütlerinin bölge halkına saldırmaya ve Haseke’nin kuzeybatı kırsalındaki mallarını yağmalamaya devam edeceğini ekledi.
27 Kasım 2019
Al Arabiya- Birleşik Arap Emirlikleri
Matthew Almôt
Türkiye liderinin rakibi Ali Babacan hakkında bilmeniz gerekenler
Eski Türkiye Ekonomi Bakanı Ali Babacan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AK Parti) yeni bir rakip olarak ortaya çıkıyor.
Babacan bu yıl Temmuz’un başlarındaki istifasına kadar yönetimdeki birçok üst düzey mevkide bulundu. Salı günü, AKP’yle yarışacak yeni bir siyasi partiyi yıl sonunda ilan etmeyi planladığını duyurdu.
Babacan henüz adı belli olmamış yeni partinin bir ana akım siyasi hareket olacağını söyledi.
Uzun süre AKP içinde kalmış biri olarak Babacan ülkenin çalkantılı ekonomisinde, 2002-2007 yılları arasında ekonomi bakanlığı, bundan önce de dışişleri bakanlığı ve başbakan yardımcılığı yapmış olması nedeniyle sağlam bir aktör olarak görülüyor.
Babacan’ın Erdoğan’ın liderliğine meydan okuyacağını söylediği açıklaması, Türk ekonomisinin değer kaybettiği bir zamana denk geldi.
Türk Lirası bu hafta ülkenin, Amerikan yapımı F16 jetleri için kullanmak üzere yapılmış yeni Rus füze savunma sistemi S-400’leri test etmesinin ardından daha fazla değer kaybetti. Hamle, Ankara ve Washington arasındaki artan sürtüşmenin yarattığı spekülasyonların ortasında ekonomi üzerindeki baskıyı arttırdı.
Lira bu yıl %8 değer kaybetti ve öncesinde Al Arabiya English’e açıklama yapan ekonomistlere göre daha da düşmesi bekleniyor.
Ekonomik ve politik baskılar da eklenince, Amerikalı savcıların, İran’a yaptırımları delmesinde yardım etmekle suçladığı Türk devlet bankası Halkbank geçen hafta ABD mahkemelerinin davayı resmi yazıdan önce duyup duymadığını soruşturacaklarını söyledi.
Erdoğan yatırımcıları ve tüketicileri harcama yapmaya teşvik etmek ve enflasyonu hafifletmek amacıyla faiz oranlarını indirmesi için merkez bankasına yönelik politik baskıyı arttırdı. Merkez bankası, bu yıl şimdiye kadar faiz oranlarını yüzde 14’ten 10’a düşürmüş durumda.
Kesintiler bir miktar etki yarattı – enflasyon Ekim ayında neredeyse üç yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,5’e düştü.
Erdoğan milliyetçi düşünceye dokunmaya çalıştı ve vatandaşların “doları bırakmasını” ve yabancı para birimlerini yerel para birimininin değerini artıracak bir hareket olan Türk lirasına dönüştürmelerini önerdi.
Ekonomi, ülkenin devam eden ekonomik sıkıntılarıyla birleşip geçen on yılda ilk kez resesyona girerek Babacan’ın Erdoğan’a karşı çıkma kararını etkiledi.
28 Kasım 2019
Al Jazeera- Katar
Libya ile Türkiye deniz yetki alanı ve güvenlik anlaşmalarını imzaladı
Türk yetkililer, Türkiye ile Libya’nın, güvenlik ve askeri işbirliği ile deniz yetki alanının sınırlandırılmasına ilişkin 2 anlaşma imzaladığını açıkladı.
Devlet tarafından yönetilen Anadolu Ajansı’nın Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığından aldığı bilgiye göre, mutabakat anlaşması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası tanınırlığa sahip hükümetin başbakanı Fayez el-Sarraj ile İstanbul’da gerçekleştirdiği kapalı görüşmede imzalandı.
Hamlenin geldiği Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin merkezi olan Trablus, kaçak komutan Halife Hafter tarafından desteklenen güçlerle mücadele ediyor.
Hafter’in doğu merkezli, sözde Libya Ulusal Ordusu’nun Trablus’u ele geçirmek amacıyla Nisan ayında başlattığı saldırıdan bu yana 1000’in üzerinde insan öldürüldü.
İki ülkenin İçişleri, Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları da toplantıda hazır bulundu ve ziyaret boyunca görüşmeler gerçekleştirdi.
Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa yerel basına iki ülke arasında imzalanan güvenlik konulu mutabakat anlaşmasının Libya’da güvenliği sağlamayı ve ülkenin bağımsızlığını korumayı amaçladığını söyledi. Anlaşmanın, hükümetin hem güvenlik ve eğitim sistemlerini geliştirmesini hem de terörizmle, yasadışı göçle ve suçla mücadele kapasitesini güçlendirmeyi amaçladığını ekledi.
Anlaşma, personeli ve teçhizatları korumak için Libya petrol sahalarının yakınındaki askeri operasyonların derhal durdurulması çağrısında bulundu.
Petrol sahası saldırı ardından kapatıldı
Libya Ulusal Petrol Şirketi yönetim kurulu başkanı Mustafa Sanallah Çarşamba günü yaptığı açıklamayla bir savaş uçağının Feel petrol sahasının kapılarını ve çalışanlarının konutlarını bombalaması sonrasında sahayı kapattığını söyledi. Tüm çalışanların güvenli bölgelere sevk edildiğini ekledi.
Libyalı yetkili, askeri operasyonların sona ermesine ve tüm askeri personelin geri çekilmesine kadar üretimin askıda kalacağını söyledi.
Libya, Trablus’taki uluslararası tanınırlığa sahip hükümet ile 2014’teki tartışmalı seçimlerden bu yana doğudaki Tobruk şehrinde faaliyet gösteren rakip bir hükümet arasında bölündü.
Libya, ülkeyi uzun süredir yöneten Muammer Kaddafi’nin NATO destekli bir ayaklanmayla devrilmesinden üç yıl sonra kaosa düştü.
Tarafların uzlaşabileceği bir uluslararası bir anlaşma hazırlama çabaları durdu çünkü kaçak komutan Hefter için üst düzey bir rol isteyen Tobruk hükümet parlamentosu yeni bir seçim düzenleme çabalarını engelledi.
29 Kasım 2019
Al Ahram-Mısır
Erdoğan NATO yorumları için Macron’un beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü NATO hakkındaki eleştirileri nedeniyle mevkidaşı Emmanuel Macron’a asıl beyin ölümü gerçekleşenin Fransız Cumhurbaşkanı olduğunu söyleyerek tepki gösterdi.
Erdoğan bir televizyonda yayınlanan bir konuşmasında “Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a sesleniyorum. Ayrıca bunu sözlerimi NATO’da da dile getireceğim. Her şeyden önce kendi beyin ölümünü kontrol ettir. Bu ifadeler, anca senin gibi beyin ölümü gerçekleşmiş insanlara uygun.” dedi.
Erdoğan Macron’un, kendine geniş anlamda yer bulan üyeler arasındaki stratejik işbirliği yoksunluğu nedeniyle NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiği iddiasına gönderme yapıyordu.
Erdoğan, Macron’a “Hava atmayı biliiyorsun ama NATO’ya karşı görevlerini bile doğru düzgün yerine getirmiyorsun. Sen bir acemisin.” dedi.
Geçen yıl Fransa’daki protesto hareketine gönderme yaparak “İnanın bana Macron çok tecrübesiz. Terörle mücadele etmenin ne olduğunu bilmiyor. Bu yüzden sarı yelekliler Paris’i işgal etti” dedi.
Macron, Türkiye’nin geçen ay başlattığı Suriye’deki Kürtlere yönelik askeri harekatın şiddetle karşısında ve Perşembe günü NATO üyesi bir ülke olan Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyonun faaliyetlerini tehlikeye soktuğunu tekrarladı.
Erdoğan ortak sınırlarının olması nedeniyle Suriye’ye müdahale hakları olduğunu söyledi.
Erdoğan Macron’u işaret ederek, “Senin Suriye’de ne işin var? İstediğin kadar kadar hoplayıp zıpla. Eninde sonunda Türkiye’nin terörle mücadele hakkına saygı duyacaksın. Bunun başka bir yolu yok. ” dedi.