Analiz 97

Ocak ayında başlayan Afrin operasyonu Türkiye için yaşamsal karardı. Var olma , parçalanmama noktasında çok önemli bir adımdı. Bu adımların devamı da gelecektir.

ABD tez ve anti-tezini kurguladığı projeyi uygulamaya soktu. Bu projede tez DEAŞ, anti-tez ise YPG’dir. Algı yönetmeleriyle korkutucu hale getirilen DEAŞ topraklar kazanıp YPG’ye devretmiştir. Suriye’de şu an toprakların yüzde yirmisini elinde tutan YPG’ye bakıldığında , bu koridorda yer alan koordinatların DEAŞ tarafından alınıp devredildiğini görebiliriz.

2016 yılında sayılarının 200 bini aştığı raporlanan DEAŞ teröristlerinin 195 bininin nerde olduğu bilinmiyor ! DEAŞ için savaştığını söyleyen altı bin kişi ülkelerine döndü. Dünya DEAŞ’ı terör örgütü olarak kabul etti ama ülkelerine dönen 6 bin kişiden sadece 79’u tutuklandı. DEAŞ Pentagonun bir projesidir. Ve 190 bin üzerindeki DEAŞ teröristin büyük çoğunluğunun YPG’ye geçtiği saptanmıştır. YPG’nin bir ordu olabilmesi için kurulacak devletin Akdeniz’e sınırı olması hayati önem taşıyor. Coğrafyadaki enerji koridorlarını kontrol eden büyük ölçüde dünyanın kontrolünü de elinde tutar. ABD’nin , AB ve Çin’i kontrol edebilmesi bu coğrafyadaki enerji koridorlarını kontrol edebilmesine bağlıdır. Bu bağlamda ipek yolu projesi dünyadaki güç paylaşımı açısından hayati önem taşımaktadır.

ABD bu proje üzerinde eskiden beri çalışmaktadır. Suriye, Irak , İran ve Türkiye’den koparılacak topraklarla bu bölgede yeni bir kukla devlet kurulacak ve başkenti de Afrin olacaktı.

Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır, dünyanın en önemli askeri gücü ABD dir. Ama içinde yaşadığımız bu coğrafyada en etkili güç Türkiyedir. ABD kendi çıkarları için YPG ile yürümek ve Akdeniz’e ulaşmak istiyor. Biz de kendi güvenliğimiz için buna izin vermiyoruz. Vermeyeceğiz de…

İkiz kule saldırılarını gerçekleştirip Irak ve Afganistan’a girdiler, PKK’ya destek verdiler, YPG’yi büyüttüler, Suriye’yi karıştırdılar. Suudi Arabistan’da darbe yaptılar, Tunus’u alt üst edip Libya’yı mahvettiler, Filistin’i hedef seçtiler. Hepsi Akdeniz’e açılacak yola taşları döşemek içindi. Tez ve anti-tez.

Ve şimdi Türkiye ile karşı karşıya geldiler. Türkiye 40 yıllık bir planla mücadele ediyor. Yeni dünya düzenini Türkiye’nin duruşu belirleyecektir. Tek yapmamız gereken bölge ülkeleriyle çok daha yakın işbirlikleri oluşturmaktır. İç siyasette de etnik ve mezhepçi yaklaşımlardan uzak durup birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.

Hepimiz yaşadığımız bu sürecin ne kadar önemli olduğunun farkına varmalıyız. Algı yöntemleriyle kurulan tuzaklara düşmemeliyiz. Umarım ana muhalefet partisi CHP’de kararlı ve milli bir duruş sergileyebilir.

Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlaması ülkemiz için en önemli güvencedir. ABD oyununu bozmanın yolu, Suriye özelinde bu kuralın işlemesi ve ABD’ye karşı en geniş cepheyi kurmaktan geçmektedir.

Kimse sınırsız güce ve kaynağa sahip değildir. İhtiyaçlara göre ittifak kurmak hayatın bir dayatmasıdır. Mevcut ve gelecekteki tüm emperyalist oyunları bozmanın maymuncuğu, ülke olarak birlik içinde olmak ve komşu ülkelerle yakın işbirliği oluşturmaktır.

Aydınlık bir ay dileği ile,

Bunları da sevebilirsiniz