Özelleştirmelerin, gerçekte halkın birikimleriyle yaratılan varlıkların,
sermayeye peşkeş
çekildiği anlaşılamadı toplumda.
Neoliberal politikaların dünya ölçeğinde bedeli açıktı.
Ülke satılıyordu oysa.
12 Eylül
ve
Özal
dönemiyle başlayan, AKP’yle tırmanan uygulamanın
toplumsal maliyetini
ödüyorduk oysa.
Ölüm, iş cinayetleri, yoksulluk, zam, işsizlik, taşeronlaşma, sermayeye kıyak…
Türkiye’nin
varını yoğunu
sattı AKP.
Bankalar, limanlar, fabrikalar, kamu kurumları elden çıkarıldı.
Kimisini
yabancılar
kaptı, kimisini
yandaşlar
…
Dünyadaki özelleştirme fırtınası sönerken, neoliberal politikalar tükenirken, Türkiye’de
son vurgun
sürüyor.
Termik santrallar gidiyor tek tek. Ardından otoyollar, demiryolları…
Başka da yok…
Zaten iktidarın itirafı ortada:
“Artık özelleştirilecek bir şey kalmadı…”
Bu toplumsal duyarsızlığa karşın gerçeğin ayrımında olanlar vardı.
Bundan ötürü Yatağan santralının devir sözleşmesinin imzalandığı gün fabrika girişinde, akbaba resmiyle birlikte,
“Özelleştirme… Yağma, talan, soygun”
yazılı pankart vardı.
Maden İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı
Süleyman Girgin
şunları söylüyordu:
“Derdimiz kendimiz değil. Milletin malını koruyoruz. Cumhuriyetin kurumlarına, varlıklarına sahip çıkıyoruz.”
***
Dün, Dünya Madencilik Günü’nde yaşadığımız gerçekler AKP’nin
yüzkarasıdır
.
İşçilerin kör ve karanlık kuyularda, iş güvenliğinden, denetimden uzak kalmalarına, taşeronun, dayıbaşlarının elinde
köle pazarlarında
satılmalarına yol açtılar.
Sermayenin doymak bilmez kâr hırsına yol verdiler.
Sendikasızlaştırma-taşeronlaşt
Üstelik,
“Madenciler güzel öldüler… Bu işin fıtratında var”
da diyebildiler.
Soma Holding’in göz göre göre ölüme gön-derdiği 301 madenciyle ilgili soruşturma süreci bile tamamlanmamışken,
Soma santralı peşkeş
görüşmeleri sürdürülüyor şimdi…
Özelleştirmelerle sermayeye devredilen Soma ve Ermenek’teki kömür ocaklarında ve Afşin Elbistan Termik Santralı’ndaki toplu iş cinayetlerinin sorumlusu iktidardır.
Bu durum o denli açık ve saydamdır ki, özelleştirmelerle ilgili 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, “
2022 yılına kadar termik santralların çevreye verdiği zararlar nedeniyle faaliyetleri durdurulamayacağı, kirletenlere hapis ve idari para cezaları uygulanamayacağı”
hükmünü koydular.
Sermayeye,
“Bildiğini yap, doğanın, çevrenin canına oku, insanları korkmadan, çekinmeden dilediğin gibi zehirle”
kartını verdiler…
İdare mahkemelerin yerindelik ilkesinin kaldırılmasını da içeren anayasa referandumu sayesinde, bu yasaları çıkarabildiler.
Referandumda
AKP faşizmi
ve zulmüne yol veren, özelleştirme davalarında kamuoyu çıkarının hükümsüz kalmasına yol açan
“yetmez ama evetçilere”
kapak olsun…
***
5 Aralık Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı Günü. Kadın erkek eşitliğinde önemli bir adım.
Birçok ülke bu hakkı vermezken
Mustafa Kemal Atatürk
devrimiyle sağlanan önemli bir kazanım.
Bundan ötürü ışıklar içinde kalsın, Çağdaş Yaşam’ın Yıldızı Prof.
Türkan Saylan
’ın deyimiyle,
“Eğitimli her kadının bu Cumhuriyete borcu var…”
Bugün kadın cinayetlerinin tırmanmasına yol açanlar, anaokulundaki kız çocuklarına kadar
dayatma
ve
baskıyı
uzata
diyor sıkılmadan. Karşı devrimdir bu…