Eleştirel Düşünme Denemeleri: Liberal Ekonominin Varsayımları ve Ezberler

Reklamcılık, iletişim, propaganda, yalanlar ve algı üretme çağında yaşıyoruz. İnsanların ihtiyaç ve öncelik sıralamalarını değiştirmek, verili durumdaki bilgi ve güç asimetrisinin sürmesi için gereklidir. Bunun için de toplulukların, en nihayetinde bireylerin akıl yürütme ve planlı davranış yeti ve pratiklerini sakatlamak gerekmektedir. Buna karşı bireylerin, verili asimetriyi bozması gerekmektedir.

Bireylerin yönetilmesini ve sömürülmesini sağlayan asimetriden kurtulmak için, akıl yürütme hatalarından, bilişsel önyargıların (cognitive biases) karar almaya etkisinden, bilgi almanın önündeki engellerden kurtulmak gerekmektedir. O halde, bu asimetriyi bozmak için arayışımıza başlayalım.

Önerme 1: Bireylerin rasyonel olması ile kendi çıkarlarını gözetmeleri birbirini gerektirmez.

Bireylerin kendi çıkarlarını gözettiği ve bunu yaparken de rasyonel oldukları iddiaları liberal iktisadın belki de en temel varsayımları arasındadır. İki iddia birbiriyle yakından ilgili olsa da birbirilerini gerektirmemektedir. Rasyonel olduğu halde salt kendi çıkarını gözetmemek pekâlâ mümkün olabileceği gibi, kendi çıkarını fiilen gözettiği halde bu çıkarı yanlış hesaplayabilmek veya bu çıkarı doğru hesaplasa bile bu çıkara uygun hareket etmeyi becerememek de mümkündür.

Deneyimleri üzerine bütünüyle rasyonel bir biçimde akıl yürüten veya bütünüyle rasyonel akıl yürütmeye uygun hareket eden bir kişi, aklını kendi çıkarı yerine kendisinin de dâhil olduğu bir grubun çıkarına veya kendisinden hepten bağımsız bir çıkara hizmet için kullanabilir. Dahası “kendi çıkarı” ifadesinde yer alan “kendi” ifadesi doğrudan ve salt bu bireye atıfta bulunmayıp onun çıkarını da kapsayan daha başka bir organın veya bütünlüğün çıkarını nitelemek için kullanılıyor olabilir. Dolayısıyla, bu iki iddia hem mantıksal hem de anlamsal olarak farklı iki iddiadır.

Önerme 2: “Bireylerin rasyonel olması” çok anlamlı bir ifadedir.

Önerme 2.1: “Bireylerin rasyonel olması”, bireylerin deneyimlerini rasyonel süzgeçten geçirerek yargıya vardıkları anlamına gelebilir.

Önerme 2.2: “Bireylerin rasyonel olması”, bireylerin hedeflerine rasyonel bir hesaplama sonucu ilerledikleri anlamına gelebilir.

Önerme 2.3: “Bireylerin rasyonel olması”, bireylerin hedeflerini rasyonel bir hesaplama sonucu belirledikleri anlamına gelebilir.

Önerme 3: “Bireylerin kendi çıkarları” çok anlamlı bir ifadedir.

Önerme 3.1: “Bireylerin kendi çıkarları”, bireylerin kendilerinin belirledikleri çıkarları anlamına gelebilir.

Önerme 3.2.: “Bireylerin kendi çıkarları”, bireylerin kendilerinin belirlemelerine bakılmaksızın nesnel olarak o bireylerin güçlerini veya mutluluklarını artıracağı düşünülen çıkarlar anlamına gelebilir.

Önerme 3.3: “Bireylerin kendi çıkarları”, bireylerin kendilerini içerisinde konumlandırdıkları fakat kendilerinden ibaret olmayan toplulukların nesnel çıkarları anlamına gelebilir.

Önerme 3.4: “Bireylerin kendi çıkarları”, bireylerin kendilerini içerisinde konumlandırdıkları fakat kendilerinden ibaret olmayan toplulukların nesnel çıkarları olduklarını düşündükleri çıkarlar anlamına gelebilir.

Amprik Önerme 1: Bireyler, önerme3.1’deki gibi çıkarlarını kendileri belirlememektedir.

Gözlem1: Bireyler, kendilerini içerisinde bulundukları kültürün, aldıkları eğitimin, dahil oldukları toplumsal sınıfın, benimsedikleri inançların etkileri sonucu, kimi zaman da rasyonel yetilerini kullanarak belirli bir kimlik kazanırlar. Söz konusu çıkarlar, bu kimliğin çıkarlarıymış gibi görünür. Kimi zaman bu görünürlük doğrudur, kimi zamansa bu görünürlük yanıltıcıdır.

Amprik Önerme 2: Önerme 3.2 ile Önerme 3.3’teki veya Önerme 3.4’teki çıkarlar kimi zaman örtüşmezler.

Gözlem2: Alman işçi sınıfının büyük çoğunluğunun II. Dünya Savaşı öncesi Nazi Partisi’ni desteklemiş olması bu amprik önermeyi delil olmaktadır.

Amprik Önerme3: Bireylerin, Önerme 3.2’deki çıkarlarını saptamaları için verili koşullar altında rasyonel süreçleri titizlikle uygulamaları gereklidir ama yeterli olmayabilir.

Gözlem3: Piyasada dolaşan ürünlerin satışından elde edilen karın bir bölümünün reklama harcanıyor olması, reklamın bu ürünlerin satışındaki etkisinden kaynaklanmaktadır. Reklamın böyle bir katkısının olmasıysa tüketicilerin ihtiyaç sıralamasını değiştirme gücünden gelmektedir. Şayet reklamlar böyle bir etkiye sahipse, en azından reklamlara ve reklam benzeri seçim ve kanaat değiştirici söylemlerin mesajlarına karşı eleştirel düşünmeye, dolayısıyla rasyonel süreçlerin titizlikle uygulanmasına ihtiyaç vardır.

Bunları da sevebilirsiniz