Dönemeç

Ülke olarak ciddi bir dönemece girmiş bulunmaktayız. Umut vadeden cümleler kurmak çok zor hale geldi artık. Daha doğrusu umut içeren cümleleri filizlendirecek ışığı bulmak zorlaştı diyebiliriz. Yüksek seçim Kurulu’nun(YSK) gayrıresmi yollarla sayıp, resmi olarak açıkladığı rakamlara bakarak ülkenin çoğunluğunun evet oyu ile birlikte, bu ciddi dönemece girmiş bulunmaktayız. Küçük bir farkla evet oyunun çoğunluk çıkartıldığı bu referandum sürecinde, ülkemizdeki yapılan adaletsizliklere bir yenisi daha eklenmiş bulunmakta.

İçeriğinde elle tutulur hiçbir maddenin olmadığı anayasa değişikliğinde, propaganda sürecinde, oylama sürecinde ve oylama sonrası yapılan sayım sürecinde, iktidar partisi ve diğer kurumlar gibi onun maşası haline gelen YSK eliyle ülkede ve dünyada bir hukuksuzluk örneği sergilenmiştir. 2,5 milyon mühürsüz oyların sayımının kabulü, oynanan oyunun boyutunu bize göstermektedir. Özellikle küçük bir farkla evet oyunun fazla çıkması, neden böyle bir hukuksuzluğa gidildiğini bize daha net göstermektedir.

Ümitvari konuşmakta, yazmakta güçleşti gerçekten. Yapılan tüm haksızlıklara rağmen ciddi ve haklı bir muhalefet oluştu. Özellikle, gerçekten aklı başında olan Atatürkçü ve cumhuriyetçi ilkeleri benimsemiş ve vatan sevgisi ile dolu insanlar elinden geleni yaptı ve bunu da sandığa yansıtmaya çalıştı. Fakat tüm çabalara rağmen, elimizde demokrasi adına kullandığımız tek araç olan oylarımızın da artık bir işe yaramadığını görmüş bulunmaktayız. Bu olanlar bir nevi gelecekte olanların habercisi niteliğinde adeta.

15 Temmuz sürecinden sonra girilen ve bir türlü çıkılamayan olağanüstü hal(OHAL) döneminde yaşanan hukuksuzluklar ve haksızlıklar yeni değişikliklerle artık olağan bir hal alacaktır. Bu dönemde çıkarılan kararnamelerin benzerini yönetimde tek adam konumunda olacak kişi istediğinde çıkarabilecektir. Ülkede adaletin terazinin dengesini sağlayacak olan hakimler onun tarafından belirlenecek. Yani kısacası şimdiye kadar yapılanlar artık resmi ve daha sağlam şekilde yapılacak. Kimse de itiraz edemeyecek. Edenler de susturulacak, ihraç edilecek gerekirse hapse atılacak.

Dünyadan ülkemize bakıldığında görülen manzara çokta yabancı değil aslında. Ortadoğu ve Avrupa arasında kalan ve bir köprü görevi gören Türkiye artık yabancı ülkeler gözünde Avrupa standartlarından çok uzakta Ortadoğu coğrafyasına yakın bir resim sergilemektedir. Avrupa Konseyinin yürütme kurulu olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) son yaşanan hukuksuzluklardan sonra Türkiye’yi tekrar siyasi denetim altına alması durumun vehametini ortaya koymaktadır. Zaten uzun süredir Avrupa Birliği ile ilişkiler yolunda gitmezken, AKPM’den de böyle bir karar çıkması ülke içinde sıfırlanan itibarın ülke dışında da yok olmaya başladığını göstermiş bulunmaktadır.

İçerden ve dışarıdan görünenler bu ve benzeri şeklinde ne yazık ki… Bu yaşananlardan sonra özellikle bizim gibi genç kuşaklar için zorlu bir dönem başlamış bulunmaktadır. Yurtdışına çıkma olanağı bulanlar vakit kaybetmeden gideceklerdir. Böyle bir şansı olmayanlar ise şuan için olanları çaresizce durup izlemekte ve yaşanan haksızlıklara seyirci kalmaktadır.

Şimdilik sayın başkanımız bir sürpriz yapıp erken seçime gitmezse 2019 yılına kadar herhangi bir seçime gidilmeyecek. Alınan oy oranına bakılırsa iktidar partisi de yeni bir seçime sıcak bakmayacak gibi duruyor. Eğer bu süreçte muhalefet, referandumdaki gücünü koruyabilir ve daha da yukarı taşıyabilirse belki o zaman ülke adına bir ışık yanabilir…

Bunları da sevebilirsiniz