1 Ocak 2017 itibariyle 131 gazeteci cezaevinde; 7’si gazeteci 28 kişi “Erdoğan” sanığı; 54 gazetecinin mal varlığına el konuldu; 12 kez yayın yasağı kararı verildi; KHK ile 24 medya organı kapatıldı.
Erol Önderoğlu İstanbul – BİA Haber Merkezi 23 Ocak 2017
Türkiye, başta medya ve ifade özgürlüğü olmak üzere, demokratik standartlara sırt çevirmesi üzerine 15 yıllık üyelik müzakereleri yürüttüğü ve stratejik ortaklık geliştirdiği Avrupa Birliği ile derin bir krize girdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlık koltuğuna taşımak için Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile Anayasa değişikliği görüşmelerini yeterli gören hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi üzerine Olağanüstü Hal (OHAL) ilan ettikten sonra Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yoluyla medya organlarını kapattı. Bununla da kalmadı, kapatılan medya organlarına, tutuklanan gazetecilere hak arama yollarını da kapattı.
Ekim-Kasım-Aralık 2016 dönemini kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, uluslararası ve ulusal gazetecilik örgütleri, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve BM’nin yoğun itirazlarına karşın hükümetin, 131 gazetecinin hapishanelerde bulunmasını, 229 gazetecinin toplam 11 müebbet ve 2 bin 584 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanmasını, haberciliğin üç ayda 12 yayın yasağıyla susturulmasını görmezden geldiğini gösteriyor.
Rapor iktidarın güvenlik politikaları adı altında eleştirel haberciliği yok etme çabasına işaret ediyor.
Rapor, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299. Maddesini meşrulaştıran Anayasa Mahkemesi’nin de, “dünyanın en büyük gazeteci cezaevi” haline gelen Türkiye’de ne darbe girişimi sonrasında tutuklanan ne de genelde ifade özgürlüğü hakkı çiğnenen gazetecilerin haklarını koruma yönünde altı aydır tek bir karar almadığını gözler önüne seriyor.
Medya Gözlem’den başlıklar BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.
Üç ay boyunca gazeteciler hakkında TCK ile TMK birlikte uygulanmak suretiyle yargılamalar sürdü.
Yargılamalarda gazeteci ve dağıtımcı / medya çalışanlarına yönelik gazetecilik yoluyla “silahlı örgüt üyesi olmak”, “örgüte yardım etmek” veya “örgüt kurmak, sevk ve idare etmek” suçlamaları devam etti.
131 gazeteci hapiste
131 gazeteci 1 Ocak 2017’ye cezaevinde girdi. Gazetecilerin 81’i “Fethullahçı Terör Örgütü” (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanırken 31’i Kürt medyasındandı.
Ayrıca, Cumhuriyet gazetesinin 11 yazar, yayın yetkilisi ve muhabiri de “FETÖ/PKK’ye yardım veya bu örgütlerin propagandasını yapmak” suçlamasıyla tutuklandı. Bu kişiler, TMK ile TCK kapsamında “örgüt”, “terör” veya “devlet büyüklerine hakaret” gerekçelerine dayanan işlemler kapsamında hapiste bulunuyor.
Beş gazeteci de çeşitli “yasadışı örgütlere üyelik” (MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi) suçlamasıyla, biri de üç örgüte birden üye olmaktan (Ergenekon Örgütü Mersin Teşkilatı, Türk İntikam Birliği Teşkilatı ve İç Örgüt) cezaevlerinde tutuluyor.
Bir gazeteci eski AA çalışanıyken bir gazeteci de Yurt gazetesi yazarı olarak “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Devlet büyüklerine hakaret”ten tutuklandı.
131 gazeteciden 18’i hükümlü; 7’si halen yargılanıyor, 106’sıysa soruşturma geçiriyor.
2015’in aynı döneminde 31 gazeteci cezaevindeydi; gazetecilerden 17’si Kürt medyasındandı. Bu kişilerden 19’u hükümlü, 9’u soruşturma geçiriyor, 3’ü de halen yargılanıyordu.
8 haberci ve 1 gazeteye saldırı
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde en az 8 gazeteci ve 1 gazete merkezi saldırıya uğradı. Ayrıca, 105 gazeteci ve 1 medya organı fiilen veya sosyal medyada ezici çoğunluğu iktidara yakın çevrelerce tehdit edildi. Ayrıca, 2 gazeteci ve bir haber sitesi de sözlü saldırıya uğradı. İki gazetecinin sosyal medya hesapları saldırı gördü.
2015’in aynı döneminde Antep’te üç Suriyeli gazeteci öldürülmüş, ayrıca 15 gazeteci, 1 medya grubu ve 1 medya organı saldırıya uğramıştı. 4 gazeteci, 5 medya organı da tehdit edilmişti.
2015 yılının tamamındaysa, 3 Suriyeli gazeteci ve 1 gazete yazarı öldürülmüş, 64 gazeteci, 4 medya organı ve 1 yazar da saldırıya uğramıştı. Geçen yıl, 38 gazeteci ve 21 medya organı da tehdit görmüştü.
OHAL: 4’ü yabancı 41 gazeteciye gözaltı
Ekim-Kasım-Aralık 2016’da, 21’i KHK ile kapatılan medya organlarında çalışmış olanlar, 4’ü de uluslararası medya temsilcisi olmak üzere toplam 41 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı.
Geçen yılın aynı döneminde, 34 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmış; 1’i ters kelepçe takılarak gözaltı girişimi yaşamıştı. 2015 tamamında bu sayı 120 idi.
Cezasızlık: Mumcu, Kışlalı, Anter, Agos…
90’lı yıllarda işlenen Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine ilişkin Umut Davası, Anayasa Mahkemesi’nin üç sanıkla ilgili ihlal tespit etmesiyle birlikte yeniden görülecek. 24 yıllık Musa Anter cinayeti, tanık ifadelerinde tıkandı. Gazeteci Cihan Hayırsevener’in öldürülmesiyle ilgili yedi yıllık dava, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülecek. Agos gazetesini, siyah çelenk bırakıp “Bir gece ansızın gelebiliriz” diyenler beraat etti. Midyat’ta 13 haberciyi darp etmekle suçlananlarla ilgili henüz işlem yapılmadı.
7’si gazeteci 28 “Erdoğan” sanığı
Ekim-Kasım-Aralık döneminde, TCK’nın 299. Maddesinden ve “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret”ten mahkûm edilen gazeteci tespit edilemedi. Ancak yedisi gazeteci, 21’i eylemci toplam 28 kişi yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 299. Maddeden halen yargılanıyor. Ayrıca bir hakime TCK 299’dan yeni dava açıldı. Sekiz gazeteci bu suçlamadan beraat etti.
Ekim-Aralık 2016 döneminde Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla ve TCK’nın 299. Madde temelinde yeni soruşturma açılmadı. Ayrıca, bu dönemde medya temsilcileri hakkında Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı iddiasıyla tazminat davası da tespit edilmedi.
Geçen yılın aynı döneminde, eski Başbakan (TCK 125) ve Cumhurbaşkanı (TCK 299) Recep Tayyip Erdoğan’a yayın yoluyla hakaret ettikleri veya Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulundukları iddiasıyla 42’si gazeteci 93 kişi işlem (mahkumiyet, kovuşturma, soruşturma, şikayet ve tazminat olarak) görüyordu. Örneğin; 4 gazeteci ve 1 siyasetçi TCK’nın 299. Maddesinden toplam 2 yıl 10 ay 27 gün (11 ay 20 günü ertelemeli) hapis cezasına mahkum edilmişti. 8 gazeteci ve bir eski vekile 299’dan yeni dava açılmıştı. 8 gazeteci ve çeşitli siyasi parti mensubu iki kişi de yargılanmaya devam ediliyordu. Ayrıca eski Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla 1 gazeteci, 1 gazete ve 1 İnternet sitesi toplam 28 bin TL manevi tazminat ödemekle cezalandırılmıştı.
12 yayın yasağı, 24 kapatma, İnternet kesintisi…
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde en az 12 yayın yasağı veya geçici yayın yasağı kararı verildi. 8 İnternet haber sitesi sansür edildi. KHK ile 24 medya organı kapatıldı. 54 gazetecinin mal varlığına el konuldu.
Uluslararası medyadan iki gazeteciye Türkiye’ye giriş yasağı veya sınırdışı uygulandı. 1 gazetecinin sürekli basın kartı yenilenmedi; 2’sinin basın kartı iptal edildi.
HDP’li yetkililer tutuklanırken İnternet haberciliğini de derinden etkileyen bölgesel elektrik kesintileri yaşandı. Red Hack soruşturmasında dropbox gibi bulut depolama servislerine sansür geldi. 1 tabela, 2 eyleme yasak getirildi. Ayrıca, beş sansür olayı daha yaşandı.
Geçen yılın aynı döneminde, 18 TV kanalı Tivibu, Digiturk ve TURKSAT gibi dijital platformlardan dışlanmış, 13 İnternet sitesi, 4 yazara ait kitap, 2 dergi, 2 mizah dergisi, 1 gazete haberi, 1 broşür, 1 panel, 1 anma sansüre uğramış, 4 gizlilik kararı, 3 yayın yasağı kararı çıkmış, en az 2 olayda akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı.
2015’in tamamında, 6 yayın yasağı, 5 gizlilik kararı, 10 akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı. Ayrıca, 118 site, 353 Twitter hesabı, 399 haber ve köşe yazısı, 21 TV ve 2 gazeteci sansürle karşılaşmıştı. 12 video, 7 kitap, 5 mizah dergisi, 4 film, 2 dergi, 2 gazeteci, 1 belgesel, 1 broşür, 1 panel, 1 anma, 1 seçim filmi, 1 afiş, 1 resim sansür edilmişti.
Hakaret: 1 gazeteci mahkûm, 7’sine toplam 62 yıl isteniyor
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde bir yerel gazeteci hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 7 bin 300 TL adli para cezasına ve kişilik haklarına saldırıdan da 10 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. Halen yedi gazeteci toplam 62 yıl 4 ay hapis ve 100 bin TL de manevi tazminat istemiyle yargılanıyor.
Geçen yılın aynı döneminde yedi gazeteci toplam 2 yıl 2 ay 7 gün hapse ve 19 bin 890 TL adli para cezasına mahkum edilmişti. 13 gazeteciye açılan ceza davaları sürüyor, 5’ine yeni ceza davası açılmıştı. 2 gazeteciyse beraat etmişti. Kişilik haklarına saldırı iddiasıyla 2 gazeteci 9 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti. 4 gazeteci toplam 1 milyon 40 bin TL, 2 gazete de 100 bin TL tazminat istemiyle yargılanıyordu. 1 gazeteci hakkında açılan tazminat davası da reddedilmişti.
2015 yılının tamamında, 15 gazeteci ve bir siteye “hakaret” suçlamasıyla 1740 TL’si ertelemeli olmak üzere toplam 5 yıl 8 ay 17 gün hapis ve 48 bin 940 TL adli para cezası verilmişti. 3 gazeteci de kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle toplam 14 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti.
TMK/TCK: 11 müebbet, 2 bin 500 yıl hapis tehdidi
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde 73 gazeteci TMK uyarınca toplam 547 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; 5 gazeteci toplam 15 yıl 2 ay 3 gün hapse mahkum edildi. 5 gazeteci beraat ederken birinin davası zamanaşımından düştü.
Bu dönemde yargılanan 73 gazeteciden 38’i, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Özgür Gündem gazetesine yönelik baskılar bir günlük sembolik eylemle dikkate çeken ve “Eş yayın yönetmenliği” kampanyasına katılanlardı. Bu davalar kapsamında 1 Ocak 2017 itibariyle henüz karar çıkmamıştı.
99 gazeteci “örgüt yöneticiliği,” örgüt üyeliği” veya “örgüt örgüte yardım”dan toplam 1606 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı. 29’una dava yeniydi. 16 gazeteci “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “casusluk” veya “devletin güvenliğine dair belge tahrip, temin veya yayınlamak” iddiasıyla 10 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet ve 257 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu.
18 gazeteci, “suç ve suçluyu övmek”, 5’i “Türk milletini aşağılamak”; 2’si “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”; 1’i “dini değerleri aşağılamak”, 1’i “Atatürk’ın anısına hakaret”ten toplam 79 yıl hapis istemiyle yargılandı. Bu gazetecilerden 2’si “kin ve düşmanlığa tahrik”ten beraat etti. Bir gazeteci “gizliliği ihlal”den yargılandı; 2 bin 100 TL adli para cezasına mahkum oldu; 1’i, “yayın yasağını ihal”den 4,5 yıl hapis istemiyle yargılanmaya başladı.
Tüm bu suçlamalardan hepsine istenen cezaların toplamı 10 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet ve 2 bin 494 yıl 6 ayı buluyor.
2015 yılının tamamındaysa, 3 gazeteci TMK uyarınca 6 yıl 3 ay 22 gün hapis (1 yıl 6 ay 22 günü ertelemeli olmak üzere) ve 24 bin TL de para cezasına mahkum edilmişti. 26’si 337 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanmaya devam ediyordu. 2’sine yeni dava açılırken 2’si beraat etmişti. 135 yıl hapis istemiyle yargılanan 18 gazetecinin davası zamanaşımından düşmüştü.
Altı aydır AYM’den karar çıkmadı
Temmuz-Eylül döneminde olduğu gibi son üç ayda da ifade özgürlüğüne dair başvurularda tek bir karar almayan Anayasa Mahkemesi (AYM), “Cumhurbaşkanı’na hakaret” fiiline dair TCK’nın 299. Maddesini de Anayasaya aykırı bulmayınca tepki çekti.
Bu dönemde AYM’ye başvurular devam etti: Cumhuriyet gazetesi, 10 çalışanının “FETÖ’ye yardım”dan tutuklanmasına yaptığı itirazdan sonuç alamayınca AYM’ye başvurdu. Bu mahkemeden sonuç çıkmazsa dosya AİHM’e taşınacak. Ayrıca, Diyarbakır Barosu, bölgede Ekim sonunda yaşanan internet kesintilerle ilgili bu mahkemeye başvuru yaptı.
AYM, geçen yılın aynı döneminde, 1 yazar, 1 radyo kuruluşu ve 1 internet sitesi yetkililerinin bireysel başvurusunda ifade ve haberleşme özgürlüğünün ihlaline karar vermiş, mahkeme gideri dahil toplam 5094 TL tazminata hükmetmişti.
Anayasa Mahkemesi, 2015 yılının tamamındaysa, 6 gazeteci, 4 siyasetçi veya yerel yetkili, 1 yazar, 1 radyo ve 1 sitenin başvurusuyla verdiği 12 karar kapsamında mahkeme gideri dahil toplam 42.990 TL tazminat ve mahkeme gideri ödenmesini kararlaştırmıştı. Ayrıca, “gözaltında işkence”den 1 gazeteciye 55 bin TL tazminat ödenmesine, bir diğerinin de adil yargılanmadığı gerekçesiyle yeniden yargılanmasına karar verilmişti.
Türkiye AİHM’de üç davadan mahkum
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde AİHM, 1 gazeteci, 1 vicdani retçi ve 1 parti temsilcisinin başvurusunda “ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle Türkiye’yi 8 bin 500 avro (yaklaşık 30 bin 350 TL) manevi tazminat ödemeye mahkum etti. “FETÖ” soruşturmasından 2 Eylül 2016’da tutuklanan gazeteciler Murat Aksoy ve Atilla Taş iç hukuktan haber çıkmayınca AİHM’e başvurdu.
Geçen yılın aynı döneminde Türkiye, üç hukukçu, iki gazeteci ve bir siyasetçinin açtığı davalarda aynı gerekçeyle 19 bin 60 avro (yaklaşık 57 bin 516 TL) ödemeye mahkum olmuştu.
2015 yılının tamamında AİHM, 5 gazeteci, 3 hukukçu, 1 siyasetçi, 1 emekli askerin de aralarında olduğu 26 kişinin açtığı davada Türkiye’yi aynı gerekçeyle toplam 42 bin 043 Avro (134 bin 166 TL) tazminat ödemeye mahkum etmişti.
İşten çıkarılacak işçi kalmadı
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde 7 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı veya işten çıkmak zorunda bırakıldı. OHAL sonrası da 170’i aşkın medya organının kapatılmasıyla 2 bin 500’ü aşkın medya çalışanı işsiz kalmıştı. TGC, son bir yılda 10 bine yakın çalışanın işinden edildiğini bildirdi. Yerlerini koruyan, düşüncelerinden taviz vermek istemeyen habercilerse yoğun bir oto-sansür altında görev yapmaya devam ediyorlar.
Geçen yılın aynı döneminde en az 213 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarılmış veya işten çıkmaya zorlanmıştı. Bu rakam, tüm 2015 yılı için 348 oldu.