CEBİMİZDEKİ UMUTLAR

Yaz sıcaklıkları kavurucu bir hal almışken ülke ve dünya gündemi de aynı oranda sıcaklıklarını arttırmış bulunmakta. Dünya ve ülke gündemindeki müzminleşen konulara her gün yenileri eklenmektedir. İkinci dünya savaşından sonra kitlesel anlamda oluşan en büyük göç sorunu, artık dünya gündeminde müzmin bir konu olarak yerini korurken bir de bu soruna bağlı olarak oluşan yeni gündemler meydana gelmektedir. En son dünya gündeminde en çok konuşulan ve uzun bir sürede konuşulacak olan brexit süreci olarak adlandırılan İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkış süreci. Gerek siyasi gerekse ekonomik olarak tüm Avrupa ülkelerini etkileyecek olan bu süreç zaten karmaşık ve belirsiz olan Avrupa gündemini daha da belirginsizleştireceğe benziyor. İngiltere’nin vermiş olduğu bu karar, AB üye ülkelerini etkilediği ve karıştırdığı kadar kendi içerisinde de büyük bir karmaşa yaratacağa benziyor. Devlet yapısı olarak parçalı bir yapıya sahip olan Birleşik Krallık kendi içerisin dede bir bölünmeye gitmiş görünüyor. Çoğunluğu kalma taraftarı olan İskoçların zaten sürekli gündemlerinde olan bağımsızlık istekleri bu süreçle birlikte yeniden gündeme gelmiş oldu. Genç nüfusun kalma yönünde oy kullandığı referandum süreci sonunda, iki yıllık ayrılış sürecini göğüslemeyi göze alamayan David Cameron’un istifası da ülkenin siyasi tansiyonunu arttırır nitelikte oldu.(1) İngiltere halkını bu karara götüren nedenler arasında Türkiye’nin etkisini de atlamamak gerekir. Türkiye’nin AB’ye gireceği ve bununla birlikte uzun süredir devam eden göç sorununun katlanarak Avrupa üzerindeki etkisinin artacağı korkusunun, özellikle yaşlı İngilizler üzerinde ciddi bir korku yarattığı aşikar. Ortadoğu için müzmin ve olağan hale gelen patlama ve silahlı eylemlerin artık Avrupa sınırlarına aşmış olması ise bir başka etken olarak gösterilebilir. Dünya gündemi şimdilik İngiltere ile meşgul iken ülke gündemindeki sıcaklıkta en az dünya gündemi kadar kavurucu nitelikte maalesef. Gündemi dolduran ve gereğinden fazla ilgi gösterilen-sahte diploma gibi-haberler dışında ciddi anlamda değişikliklerin olduğu ve artık çözülmesi gereken konular daha ön planda tutulmalı ve sonuçlandırılmalıdır. Artık haber aralarında veya satır aralarında sıkıştırılan şehit haberleri ve güneydoğu coğrafyasında yaşananlara toplum olarak ciddi tepkiler verilmeli ve bu yönde adımlar atılmalıdır. İsrail –Türkiye görüşmeleri tekrar gündemdeyken Türkiye İsrail’den Gazze’ye yapılan ablukanın kaldırılmasını talep ederken öte taraftan kendi coğrafyasında yaşanan yıkıma göz yumulması tablonun acı tarafını bize göstermektedir.(2) Diğer önemli bir konu ise ülkenin en sağlam olması gereken kurumlarında yaşanan durumlar ve yapılacak değişiklikler. Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay başkan ve üyelerinin bağımsız olduklarına dair kafalarda soru işaretleri bırakarak cumhurbaşkanı ile çay toplamaları ve çeşitli etkinliklere katılmaları ciddi anlamda sorgulanacak bir durumdur. Öte taraftan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Yargıtay ve Danıştay yapısında değişikliğe gidecek yasa tasarısı ise ciddiye alınması gereken diğer önemli bir konudur. Paralel yapılanmayı yıkmak adına çeşitli kurumlarda başlanan cemaatçi temizliği yargı makamlarıyla devam etmektedir. (3) Gazeteci ve akademisyenlere yapılanlar, yaşanan kadın cinayetleri, okullarda yaşanan taciz skandalları, görmezden gelinen LGBT’(lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel )liler ve ramazan ayı sebebiyle yaşananlar… Ülkedeki çirkinlikler sıralamakla bitmiyor ne yazıkki. Türk-sünni-heteroseksüel olmayana saygının olmadığı ve bununla birlikte kimileri tarafından bu kimliğin dışında olana ve onlarla birlikte hareket edenlere düşmanmışçasına muamele gösterilmesi, ülkedeki kutuplaşmayı daha da keskinleştirmektedir. Ramazan ayında dini inançları gereği oruç tutan ve dini vecibelerini yerine getiren vatandaşın oruç halini avantaj bilerek diğer vatandaşlara saldırı halinde olması ve aslında rutin hayatına devam eden insanlardan kendi gibi olmasını beklemesi ve bu nedenle etrafına saldırı halinde olması vatandaşın kendinden olmayana neler yapabildiğini bize göstermektedir.(4) Tüm bu yaşananlara rağmen büyük üstat Nazım Hikmet’e kulak vermekte fayda var. “Bizim kalbimiz hep kırıktır çocuk. Ama biz yine de eksik etmeyiz sol cebimizden umudu.” Her ne kadar çirkinlikler yaşansa da güzelliğin olacağına dair umutlarda yaşanmıyor değil. Gelecek kuşağın temelleri olan liselilerin gösterdiği tepkiler cebimizdeki umutların göstergeleri… (1) http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160625_brexit_gencler (2) http://t24.com.tr/haber/disisleri-bakani-500-bin-masum-insanin-olumune-sebep-olan-esad-ile-isbirligi-yapmamiz-mumkun-degil,346710 (3) http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/504173/AKP__Yargitay_ve_Danistay_in_yapisini_bir_kez_daha_degistirme_hazirliginda.html (4) http://www.diken.com.tr/cihangirdeki-etkinlige-ramazanda-icki-iciliyor-gerekcesiyle-saldiri-bir-daha-icin-de-goreyim/

Bunları da sevebilirsiniz