Son günlerde, ülkemizde basının gündemini en çok meşgul eden konu oldu Biden’ın gelişi… Ben de çok merak ediyorum ülkemin geleceği adına ve çözmeye çalışıyorum. Basındaki bazı açıklamaları sorarsanız, geçiniz derim. Biden bugün ABD’nin en önemli kişisidir ve ülkesinin küresel çıkarlarını temsil eder. Gelişinin gerçek amacını gizlemek içinse, bu geziyi biraz magazinleştirdiğini düşünüyorum.
Önce şunu vurgulayalım: Birkaç etkisiz gazeteci veya siyasetçi ile gevezelik yapması, onların da sanki çok önemli şeyler duymuşlar gibi susmaları, tam bir komedi… Davutoğlu ile konuşmasını hiç önemsemiyorum. Joe Biden, Türkiye’de dış siyasetinin Sayın Erdoğan’dan sorulduğunu bizden daha iyi bilir. O halde bu gelişin sırrı, Sayın Erdogan ile yaptığı görüşmede gizlidir.
Basında da en çok rastlanan tahminlerden biri, PKK ile barış masasına oturmak talebi üzerine. Bu yaklaşım hiç inandırıcı değildir. PKK ile mücadelenin, ordunun iradesi ile gerçekleştirildiğini iyi bilir ABD ki; şu aşamada Türk Ordusu’nu incitmek, kesinlikle işlerine gelmez.
O zaman tekrar şu soruyu soralım: “Neden geldi?..”
Ben, son zamanlarda Putin’in Türkiye’yi sıkıştırmasından doğacak fırsatları değerlendirmek için gelmiş olacağını düşünüyorum. Bilinmelidir ki bu görüşme, ülkemiz için çok büyük tehditler -hatta hayati derecede tehditler- içerebilir.
Ülkemizde çok değerli strateji uzmanlarımız var, bu gelişin sırrını çözebilmeliyiz. (Daha iki gün önce, ABD Genel Kurmay Başkanı; ülkeleri için en büyük tehdidin, “Rusya” olduğunu söyledi). Bu doğrultuda, NATO’yu Karadeniz’e ve Kıbrıs’a genişletmek için gelmiş olabileceği kaygısını taşıyorum -eşini getirmesi de, Ruslar’ın dikkatlerini dağıtma amaçlı olabilir.
Putin’in ülkemizi gereksiz sıkıştırmaları, yaklaşan ekonomik kriz, her geçen gün tırmanan siyasi krizler gibi başlıkları göz önüne aldığımızda; Karadeniz’deki “Montrö” dengesini bozacak bir hatanın, Cumhuriyet Tarihimiz’in en büyük hatası olacağını söylemeliyim.
Bu nedenle, siyasi partilerimizi ve yandaş medyayı uyarıyorum -varsa, ilkeli, gerçek, bağımsız medyayı da göreve davet ediyorum: -Gerçi ordumuz bu tuzağa asla düşmez ama- her yükü, ordumuzun üstüne yıkmayalım lütfen!