16 Ekim 2015/T24
Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8’i tutuklu 46 sanıklı davanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde işsiz tanığın adliyeye lüks ciple geldiğinin ortaya çıkması duruşma salonunda tepkilere neden oldu. Savcılıkta verdiği ifadeyi mahkemede değiştiren ve çalıştığı dönemde 3 bin lira maaş aldığını, şu anda işsiz olduğunu söyleyen Recep Doğan’a işçi yakınları tepki gösterdi.
Soma’da geçen yıl 13 Mayıs’ta meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesiyle ilgili başlatılan adli soruşturmada, haklarında ’Olası kastla öldürme’, ’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ’Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Doğan Haber Ajansı’ndan Taylan Yıldırım ve Barış Gezici’nin haberine göre, duruşmada tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’in yanı sıra tutuksuz sanıkların bir bölümü hazır bulundu. Ölen işçilerin aileleri de polisin arama noktasından geçip, duruşmayı takip etmek için mahkeme salonuna geldi.
’İnşallah doğru söylersin’
Tanıkların ifadelerinin alınmasına devam edildi. İlk olarak olaydan sonra şüpheli olarak savcılıkta ifadesi alınan ancak hakkında takipsizlik kararı verilen üretimden sorumlu maden teknikeri Recep Doğan, dinlendi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, dinlemek üzere çağırdığı Recep Doğan’ın yerine almasından sonra birçok ölen madenci yakını, yüksek sesle “İnşallah doğru söylersin” dedi.
’İnsanın genzini yakan bir duman vardı’
Recep Doğan, facia sırasında maden içerisinde neler yaşandığını şu sözlerle anlattı:
“Yaklaşık 15 ay bu firmada çalışıyordum. Üretimden sorumluydum. Olay günü H panosunda çalıştığım sırada elektirikler kesildi. Dolayısıyla hem telefonlar, hem de bant durdu. Ben olayın nedeniri öğrenmek içini ilerlediğim sırada bant görevlisi bana duman geldiğini söyledi. Ona içerideki işçileri çıkarmasını söyledim, ben de dumana doğru ilerledim. Ancak duman yoğunlaşınca, temiz havanın bulunduğu kaçamak bölgesine geçtim. Gaz maskelerimizi taktık. Ardından da temiz havanın geçtiği boruları testerelerle kesip oradan oksijen almaya çalıştık. 100 kişinin üzerindeydik. İnsanını genzini yakan bir duman vardı. Bazı arkadaşlarımız bireysel hareket etti. Onların da çoğu hayatlarını kaybetti. İlk başlarda küçük çaplı yangın sandım, ama ilerleyen saatlerde olayın büyüklüğünü anladım. İlerleyen saatlerde ben de bayılmışım ve gözlerimi hastanede açtım.”
Savcılıktaki ifadesini değiştirdi
Olay sonrasında savcıya verdiği ifadesinde, kalibrasyonu yapılan gaz sensörleriyle oynandığını, bunların sınır değerlerinin değiştirildiğini, hatta gaz yüksekliğinden dolayı elektrik sisteminin otomatik kesilmemesi için müdahalelerde bulunulduğunu anlatan Doğan, bu kez aynı sözleri kullanmadı. Recep Doğan, “Ben bu cihazları kullanmayı bilmediğim için, savcının böyle bir müdahale olup olmadığına yönelik sorusuna, bu tür müdahalelere yapılabilir diye düşünüp öyle yanıt verdim” dedi. Böyle bir değişiklik olayına tanık olup olmadığına yönelik sanık avukatlarının sorularına ise Recep Doğan “hayır tanık olmadım” yanıtını verdi.
’Bazı şeyler suistimal edilmiş olabilir’
Üretimden sorumlu olduğu ocakta güvenliğin elbette önemli olduğunu, ama üretimin her zaman bir adım önde olduğunu vurgulayan Recep Doğan, “Üretim baskısı da yoktu ama biri arızadan dolayı üretimi az kalmış ise, biri sıkıştırma da doğal olabilirdi” dedi. Kazayla ilgili olarak ise Doğan, “Bazı şeyler suistimal edilmiş olabilir. Herhangi bir şeyde aksaklık olmasa böyle bir olay da yaşanmazdı” değerlendirmesini yaptı. Oksijenin azaldığı durumlarda zaman zaman üretimin durdurulduğunu, havalandırmanın normale dönmesinin ardından tekrar iççilerini içeriye alındığını ileri süren Recep Doğan, “Havalandırmanın olmadığı yerde işçi çalışmaz. İşçi çalışmazsa da üretim olmaz” diye konuştu. Doğan ayrıca Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’ye ait facianın yaşandığı ocaktaki güvenlik tedbirlerinin, daha önce görev yaptığı madene ocaklarından daha iyi durumda olduğunu ileri sürdü.
’İşsiz kişi nasıl lüks cip kullanıyor?’
ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, Recep Doğan’a, savcılık ifadesi ile mahkemedeki ifadesindeki değişikliklere yönelik sorular yöneltti. Bu sırada söz alan mağdur ailelerin avukatlarından aynı zamanda Sosyal Haklar Derneği Başkanı da olan Can Atalay, Recep Doğan’a işi olup olmadığını ve çalıştığı dönemde ne kadar maaş aldığını sordu.
Doğan da, son dönemde 3 bin TL maaşı olduğunu, şimdi işsiz olduğunu söyledi. Avukat Can Atalay daha sonra, adliyeye geldiği 45.. …. plakalı lüks cipin kime ait olduğunu sordu. Recep Doğan’ın kendisine ait olduğunu söylemesi üzerine, Avukat Can Atalay, ’lüks bir cipi nasıl olur da işsiz olan ve çalıştığı dönemde de 3 bin TL maaş alan bir kişinin kullanabildiğini’ sordu. Ortaya çıkan bu gerçek üzerine, hem Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim kurulu Başkanı Can Gürkan hem de avukatı Kadir Çekin, aynı anda ayağa kalkıp itiraz ettiklerini, kendilerine yönelik suçlama bulunduğunu ileri sürdü. Salondaki mağdur ailelerini yakınları da bu duruma tepki gösterdi ve tanık Recep Doğan’ın lüks cipini tam önlerine park ettiğini, ardında da eşiyle el ele tutuşup mahkeme salonuna girdiğini anlattı. Duruşmaya verilene ara sırasında mağdur ailelerinin avukatları, ciple ilgili soruya Can Gürkan ile avukatının aynı anda ortak olarak büyük tepki vermesine ise anlam veremediklerini söyledi.