Vampirler, Kan Emiciler İşbaşında…

Unutun bir an için Erdoğan’ı, Bahçeli’yi, tüm siyasileri, partileri! Unutun yaklaşmakta olan seçimleri!
Gözlerinizi kapayın. Şu görüntüyü gözünüzün önünde, aklınızın, kalbinizin, vicdanınızın bir yerinde canlandırmaya çalışın:
Doğurduğunuz, emzirdiğiniz, mis kokusunu içinize çekmeye doyamadığınız, yemeyip yedirdiğiniz, okusun diye didindiğiniz oğlunuz, «vatan hizmeti” diye belletilen mecburi askerlik görevine gidiyor. Belki gittiğinin ilk günü, belki terhis olduğu gün bir mayın, bir bomba…
Ana olarak, baba olarak siz öldünüz artık. Çocuğunuzu devlet aldı, savaşa sürdü. Tabutu başında atılan tüm nutuklar, ağzınıza verilen her cümle yalan artık.
«Ne mutlu şehit ailesine” diyenlere içinizden lanet okuyorsunuz. Size vatan toprağının kutsallığından söz edip, bu toprakları talan eden, yağmalayan, satıp parasını cebine atanlara lanet okuyorsunuz içinizden!
Vampirler, kan emiciler, sizin acınızla palazlanıyor, siz yaşatamadığınız çocuğunuzla ölüyorsunuz…

Savaş suçu
Gözlerini kapayıp kızınızı düşünün, kız kardeşinizi… Başkasının değil, kendi kızınızı, kendi kız kardeşinizi, kendi karınızı, kendi sevgilinizi düşünün. Saçlarını okşaya okşaya büyüttüğünüz kızı… Onun saç rengini, onun gözlerini, onun duruşunu getirin gözünüzün önüne. Onun sesini, onun hal ve tavırlarını yerleştirin o siluete…
Şimdi o düşündüğünüz genç kadının Muş’un Varto ilçesinde sokak ortasında yerde yüzükoyun yatmış bedenini gözünüzün önüne getirin. Çırılçıplak soyulup sokağa bırakılmış. Çıplak bedenine işkence uygulanmış. Boynunda derin bir ip yarası… Beli kırılmış… Göğsünde sürtünme izi…
Durun daha bitmedi. Kızınızın, kız kardeşinizin bu çıplak cesedinin fotoğrafı çekilip basına dağıtılıyor, internet ortamına servis ediliyor… Kimi fotoğrafta, kızınızın, kardeşinizin çırılçıplak teşhir edilen cesedinin başında üç erkek…
Oysa siz biliyorsunuz ki savaş esirlerine bile bunu yapmak, bir savaş suçudur! (Bkz: BM maddeleri.) Biliyorsunuz ki yaşanan her savaşta kadın bedeni de, asker, polis, muhtar tarafından bir savaş alanı olarak görülür. Bu ülkenin cinsiyete yönelik işkenceye düşkünlüğünü hiç unutmadınız ki!
Vampirler, kan emiciler savaşı bir de böyle kazanmak ister! Vampirler, kan emiciler, sizin acınızla palazlanıyor, siz yaşatamadığınız kızınız, kız kardeşinizle ölüyorsunuz…

Sorular
Muş Valiliği olayı doğruladı. HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’e soru önergesi verdi:
Kevser Eltürk çatışmada mı yaşamını yitirdi yoksa yaralı yakalandıktan sonra işkenceyle mi infaz edildi? Yaşanan insanlık dışı işkence, infaz, katliam ve cinsel saldırılar Kürt halkına karşı tekrar uygulamaya konulan bir savaş konsepti midir? Kadın kimliğinden dolayı özellikle Kürt, sol sosyalist, devrimci ve muhalif kadınlara sık sık uygulanan bu işkencelerin, Kevser Eltürk şahsında, bu süreçte tekrar uygulamaya konulmasındaki amaç nedir?
İçişleri Bakanı’nın yanıtını bekliyorum…
Nerede okuduğumu anımsamıyorum… Kenan Evren’e en çok «Onca çatışma, 12 Eylül’de nasıl oldu da şıp diye kesiliverdi” diye sorulurmuş.
Şimdiki soru ise şu: «7 Haziran’a kadar barış süreci devam ederken, seçim sonrası nasıl bu hale dönüştü?”
Ama bu sorunun yanıtını bilmeyen yok zaten!

Bunları da sevebilirsiniz