Ütopya

Ütopya literatürsel olarak, kelime kökeni bakımından Yunancadan gelen bir kavramdır. Aslında var olmayan , tasarlanmış , zihinlerde varlığını sürdüren bir konsept olarak karşımıza çıkmaktadır.Sosyal açıdan, içerisinde yaşadığımız toplumun mevcut koşullar ve düzen içerisinde varlığının sürdürülebilirliğinin sorgulanması gerektiği apaçık ortada iken, herkesin bir ütopyası olması gerekliliği yadsınamaz bir gerçektir.Ütopya kişiden kişiye göre değişen bir kavramdır.Ütopyalarımız bizim için ideal topluma ulaşmak açısından bir araçtır.Ütopya ‘’insanca yaşamaktır’’,’’adaletli ve etkin bir toplumdur’’,’’insana sırf insan olduğu için saygı duymadır’’.

Üzerinde yaşadığımız dünyamızın sürdürülebilirliliği konusunda var olan bir çok sorun bulunmaktadır. Sürdürebilirlilik konusunda yaşadığımız sıkıntıların altında yatan en büyük sebep insan kavramıdır. İnsanın homo-sapiens ten homo-economicusa evrilmesinin en önemli nedeni açgözlülüğüdür. Hep daha fazlasını isteme sorunsalı ‘’ tragedy of commons’’ sürecini, dolayısıyla kapitalizmi beraberinde getirmiştir.Kapitalistleşme süreci gelir dağılımındaki adaletsizliğin ana çıkış noktası olarak, bugün kimi toplumların ‘’ gıda güvenliği ve gıda güvencesi ‘’ kavramlarından uzakta yaşamalarına neden olmuştur.Bizim ütopyamızın temeli açgözlü olmayan insanın icadıdır. Toplumun oluşum sürecinde aç gözlü olmayan insan; karşısındakini yok etme pahasına hırslarına kapılmayacak, karşısındakine yalnızca insan olduğu için saygı duyacak,kendisi için maddi olarak yeterli olan ile yetinecek ve fazlasını istemeyecektir.Bu aşamada ayrıca özel mülkiyet kavramının sorgulanabilirliliği fikri ortaya çıkacaktır.Çünkü bizim ütopyamızda hiçbir kavram dogmatik değildir.Bu toplumun oluşma sürecinde kendisi için yeterli olandan fazlasını istemeyecek olan insan,sadaka kavramını ortadan kaldıracak,paylaşma kavramını toplumun merkezine oturtacak. ‘’Aç İnsan ‘’ kavramını ortadan kaldıracaktır.Yaşamsal faaliyetlerinin temelinde yatan gıda ihtiyacını karşılayabilen insan , başka bir takım faaliyetlere önem verecektir. Bu faaliyetlerin başında eğitim kavramı gelecek,eğitimin insan için önemini arttıracaktır.’’Eğitimli insan ‘’ bizim ütopyamızda toplumun yapı taşı olacak ve bu bağlamda toplumu şekillendirecektir.Eğitimli insan karşısındakinin özgürlük alanına saygı duyacaktır. Bu kapsamda ütopyamızın içinde ‘’kadın cinayetleri,çocuk istismarı,hayvanlara şiddet,doğayı katletme’’ sorunsalları ortadan kalkacaktır.İnsanca yaşamak kavramı, bizim ütopyamızda, var olan konjonktürden daha farklı bir ifade taşımaktadır. Günümüzdeki insanı homo- economicus olarak ele alırsak; insan yalnızca kendini düşünen, çıkarları doğrultusunda karşısındakine, doğaya, var olan ekolojik yaşama zarar vermekten kaçınmayan bir canlı olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanca derken biz, bu doğrultudan çok daha uzak olan , zihinlerde var olan eğitimli,adaletli,empati duyguları gelişmiş,ekolojik yaşamın her aşamasına saygılı bir varlıktan söz ediyoruz.

Bizim ütopyamızda ana çıkış noktamız olan açgözlü olmayan insan toplumda bir domino taşı etkisi yaratarak yukarıda bahsettiğimiz tüm insani değerleri kazanıp yeni bir toplum kavramı yaratacaktır.Bu yaratılan toplum ‘’savaşsız’’,’’barışçıl’’,’’adaletli’’,’’sürdürülebilir’’ bir yapıya bürünecektir.Bizim ütopyamız alternatif bir toplum arayışı üzerine kurulu olup,MUTLU BİREYLER,MUTLU TOPLUM yaratmak için vardır.

Bunları da sevebilirsiniz