Kanlı Satranç Tahtası

Türkiye dahil Ortadoğu’da yürütülen bütün süreçler, küresel güçlerin eylem planı doğrultusunda işliyor.
ABD ve Batı asli unsur; sınırlar yeniden çizilecek, yeni güç alanları ve ekonomik çıkarlar şekillenecek…
Bakmayın birbirleriyle çatışmalarına, konunun aktörleri AKP, PKK, IŞİD, PYD, Barzani, bu eylem planı doğrultusunda etnik temelli Büyük Kürdistan’ı, Irak ve Suriye coğrafyasında mezhepsel ayrılığa dayalı Sünni ve Şii devletleri örgütlüyor.
Parçalanacaklar…
Anımsayın, ne demişti Mustafa Kemal Atatürk:
«Bir gün, cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir…”
Bugünkü cumhuriyetin yöneticileri hangi güçlerin yanında yer alıyor acaba?
Olan mazlum halklara oluyor.
Yüz binler ölüyor, vahşet, katliam, tecavüz, kan, acı ve gözyaşı…
Irak işgalinden başlayarak Arap Baharı’yla Kuzey Akdeniz’de, Mısır, İran, Suriye’de, Batılı egemenlerin, emperyalizmin, «demokrasi ve özgürlük getireceğim” diye yaptığı her müdahale insanlık dışı sonuçlar doğurdu.
Demokrasi, özgürlükler yerine ölüm geldi.
Despot yönetimler devrildi, daha beteri dinci iktidarlar kuruldu.
Huzur yok, herkes birbirini boğazlıyor.
Ortadoğu kanlı bir satranç tahtası.
Dünden bugüne tablo değişiyor.
***
İktidarın iki yüzlülüğü, oyunu ortada. Bir yandan PKK terör örgütü olacak, diğer yandan aynı örgütle masaya oturulup pazarlık yapılacak!
Hani terör örgütüyle pazarlık olmaz, terörle bir yere varılmazdı?
Varılıyormuş demek ki, pazarlık sürdürüldüğüne göre…
Kimse, kahpece pusuya düşürülüp arkadan vurularak şehit edilen askerler için «aman süreç zarar görmesin” demesin artık. Bu ülkenin çocukları patır patır öldürülüyor.
Ayrıca kimse, saldırırken çatışmada ölen 3 HPG gerillası için «infaz edildiler” deyip, bunun ardından pusuda kalleşçe vurulanlara yönelik, «Yüksekova’da 3 asker öldürüldü” eşitlemesine gitmesin.
Yeter bu ikiyüzlülük, sahtecilik!
Bu ülkede sadece Kürt sorunu yok, bütün yurttaşlar için terör belası var, demokrasi, insan hakları ve özgürlük sorunu var.
Sömürü sorunu var.
Dinsel ideolojinin baskısı, dayatması, ayrımcılığı var.
Yoksulluk, yolsuzluk, yağma var…
***
Küresel egemenlerin, emperyalistlerin kucağında demokrasi ve özgürlük arayanlara, gelecek arayanlara şaşarım.
Etnik temelli bir anlayışla yürütülen mücadele, bütün temel hakları, istemleri, beklentileri öteliyor, farkında değil misiniz?
Katliamlara sessiz kalanların Kobani’de insanlığı keşfettiğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, «Halep, Humus, Lazkiye ve Rakka’da, Arap, Türkmen, Kürt, Hıristiyan öldürülürken neredeydiniz” diye soruyor.
Soru doğru, soran yanlış.
Kimliği, etnik kökeni, inancı, ideolojisi ne olursa olsun insanların ölümü, aslında insanlığın ölümüdür.
Peki o katliamlar sırasında asıl siz neredeydiniz, ne yaptınız?
O kanlı coğrafyada yaptığınız siyasetin, örgütlere verdiğiniz desteğin sonuçları aşikâr!
IŞİD canilerine «terörist” bile diyemediğiniz günler uzakta kalmadı, belleklerde taze.
Ortadoğu’da «Büyük Türkiye” hesapları için kolları sıvayanlar daha büyük tezgâha sürüklendi, sürükleniyor…

Türkiye dahil Ortadoğu’da yürütülen bütün süreçler, küresel güçlerin eylem planı doğrultusunda işliyor.

ABD ve Batı asli unsur; sınırlar yeniden çizilecek, yeni güç alanları ve ekonomik çıkarlar şekillenecek…

Bakmayın birbirleriyle çatışmalarına, konunun aktörleri AKP, PKK, IŞİD, PYD, Barzani, bu eylem planı doğrultusunda etnik temelli Büyük Kürdistan’ı, Irak ve Suriye coğrafyasında mezhepsel ayrılığa dayalı Sünni ve Şii devletleri örgütlüyor.

Parçalanacaklar…

Anımsayın, ne demişti Mustafa Kemal Atatürk:

«Bir gün, cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir…”

Bugünkü cumhuriyetin yöneticileri hangi güçlerin yanında yer alıyor acaba?

Olan mazlum halklara oluyor.

Yüz binler ölüyor, vahşet, katliam, tecavüz, kan, acı ve gözyaşı…

Irak işgalinden başlayarak Arap Baharı’yla Kuzey Akdeniz’de, Mısır, İran, Suriye’de, Batılı egemenlerin, emperyalizmin, «demokrasi ve özgürlük getireceğim” diye yaptığı her müdahale insanlık dışı sonuçlar doğurdu.

Demokrasi, özgürlükler yerine ölüm geldi.

Despot yönetimler devrildi, daha beteri dinci iktidarlar kuruldu.

Huzur yok, herkes birbirini boğazlıyor.

Ortadoğu kanlı bir satranç tahtası.

Dünden bugüne tablo değişiyor.

***

İktidarın iki yüzlülüğü, oyunu ortada. Bir yandan PKK terör örgütü olacak, diğer yandan aynı örgütle masaya oturulup pazarlık yapılacak!

Hani terör örgütüyle pazarlık olmaz, terörle bir yere varılmazdı?

Varılıyormuş demek ki, pazarlık sürdürüldüğüne göre…

Kimse, kahpece pusuya düşürülüp arkadan vurularak şehit edilen askerler için «aman süreç zarar görmesin” demesin artık. Bu ülkenin çocukları patır patır öldürülüyor.

Ayrıca kimse, saldırırken çatışmada ölen 3 HPG gerillası için «infaz edildiler” deyip, bunun ardından pusuda kalleşçe vurulanlara yönelik, «Yüksekova’da 3 asker öldürüldü” eşitlemesine gitmesin.

Yeter bu ikiyüzlülük, sahtecilik!

Bu ülkede sadece Kürt sorunu yok, bütün yurttaşlar için terör belası var, demokrasi, insan hakları ve özgürlük sorunu var.

Sömürü sorunu var.

Dinsel ideolojinin baskısı, dayatması, ayrımcılığı var.

Yoksulluk, yolsuzluk, yağma var…

***

Küresel egemenlerin, emperyalistlerin kucağında demokrasi ve özgürlük arayanlara, gelecek arayanlara şaşarım.

Etnik temelli bir anlayışla yürütülen mücadele, bütün temel hakları, istemleri, beklentileri öteliyor, farkında değil misiniz?

Katliamlara sessiz kalanların Kobani’de insanlığı keşfettiğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, «Halep, Humus, Lazkiye ve Rakka’da, Arap, Türkmen, Kürt, Hıristiyan öldürülürken neredeydiniz” diye soruyor.

Soru doğru, soran yanlış.

Kimliği, etnik kökeni, inancı, ideolojisi ne olursa olsun insanların ölümü, aslında insanlığın ölümüdür.

Peki o katliamlar sırasında asıl siz neredeydiniz, ne yaptınız?

O kanlı coğrafyada yaptığınız siyasetin, örgütlere verdiğiniz desteğin sonuçları aşikâr!

IŞİD canilerine «terörist” bile diyemediğiniz günler uzakta kalmadı, belleklerde taze.

Ortadoğu’da «Büyük Türkiye” hesapları için kolları sıvayanlar daha büyük tezgâha sürüklendi, sürükleniyor…

Bunları da sevebilirsiniz