Arap Kamuoyu ABD’nin IŞİD’e Yönelik Çabalarını Dikkate Almıyor

Kaynak: http://edition.cnn.com/2014/09/19/opinion/abdo-arab-publics-isis/index.html?hpt=hp_c1

Yazar: Geneive Abdo ve Lulwa Rizkallah

Makalenin Özgün Başlığı: Arab public not taking U.S. efforts on ISIS seriously

Çeviren: Ece Konmaz Boğaziçi Çeviri Merkezi

Amerika Suriye’deki olası hava saldırılarını arttırırken bir şeyi unutmamalıdır. Ne kadar çok Suriye ve Irak’taki İslam devletine saldırmayı askeri planlarına dâhil etse de Arap halkı hiçbir şeyin değişeceğine ikna olmamıştır.

Dahası Arap sosyal ve çevrimiçi medyası çok farklı bir şeyi ortaya koymuştur. Washington’dan gelen konuşmalar sertleştikçe bölge bloggerları ve Facebook kullanıcıları daha fazla kahkahaya boğulmaktadır.

Başkan Barak Obama’nın IŞİD’i bölgeden atmaya yönelik konuşmasından bir hafta sonra yani bu hafta içinde diplomatlar ve liderler Paris’te IŞİD tehlikesini tartışmak için toplandı. Arap dünyasındaki genel görüş, başkanın konuşmasının yapıcı bir eylem için hitabette güçlü ancak fikirsel açıdan kısır olduğu yönünde idi. Peki bu sonuca nasıl vardık?

Suriye sivil savaşında 3 yıldan fazla zamanda, Amerika, kendi insanlarını öldüren ve bombalayan hatta birçok insan tarafından kimyasal silah kullandığına inanılan Beşar Esad’ı destekledikten sonra güvenirliğini yitirdi. Kırmızı bir çizgi çizdikten sonra Obama meclisin onayına ihtiyaç duyduğunu söyleyerek askeri müdahale konusunda geri adım attı. Aynı hitabet dilini geçen hafta da kullandı.

Abdurrahman El Raşit, Asharq al-Awsat gazetesinde yazdığında birçok kişi adına ,” Gerçeği söylemek gerekirse, bölgesel devletler 2 senedir bu tehlikeli gruba karşı işbirliği yapma konusunda uluslararası topluluğa özellikle Amerika’ya çağrıda bulunmaktadır. Maalesef ki Beyaz Saray bu başvuruları reddetmiştir… En sonunda Başkan, IŞİD tarafından işlenen ve fazlaca göz ardı edilen vahşetten ve uluslararası baskıdan sonra olayı takip etmek zorunda kalmıştır.

Arap entelektüeller, 30 yıldan fazla süredir İslami grupların sadece yerel halkın onların ideolojilerini ve şiddetini reddetmesiyle bölgeden atılabildiklerini fark etti. Onlar konvansiyonel askeri müdahale ve insansız hava aracı saldırılarının IŞİD’in kökünü kurutmasının mümkünü olmadığını, IŞİD’in düşmanları olmasına rağmen en azından yerel halk tarafından gizliden verilen destek olmadan dramatik kazanımlar elde edemeyeceğini anladılar.

Birleşik Devletler, politik görevler tamamlanmadan önce «işgal et-terk et” yöntemi ile yerel halkı kazanamama sorununu alevlendirdi.

Eleştirmen Saleh Al Qalab bir yazısında «Eğer Birleşik Devletler Sünnilerin haklarını ve itibarlarını kazanmaları, İran’ın müdahalelerini kısıtlama ve El Kaide’yi defetme gibi bazı önemli meseleleri irdelemeden önce birliklerini Irak’tan çekmemiş olsaydı IŞİD bugün bu kadar güçlü ve yaygın bir topluluk olmazdı.” demiştir.

Onun bu düşüncesinde yalnız olduğunu söyleyebiliriz.Bir çok Sünni Arap,Birleşik Devletleri sadece Irak’ı işgal edip ,ilk elden aşırıcılık için zemin hazırlamakla değil aynı zamanda desteğini Sünnileri hiçe sayan tutucu Şi-led devletinin öncüsü Nuri-al Maliki ‘ye çekmesi ile suçluyor. Daha önce Irak’ta Birleşik Devletler’in işgalinden sonra ülkeyi büyük ölçüde çevreleyen muhafazakar tutucu şiddetin dağılımından IŞİD’in bir önceki versiyonu El-Kaide’nin sorumlu olduğunu hatırlarsınız.

Omar Dhahir, ’’Arap Times’ta ‘’Sadece aptallar IŞİD’in Amerika tarafından oluşturulduğunu göremezler.” iddiasında bulunuyor ve «Orta Doğu’da kaybettiği güç ve etkiyi geri kazanmasının tek yolu budur.’’ söylemi ile de iddiasını destekliyor.

Medyaya yakından bir bakış, IŞİD’in Amerika’nın çıkarları olduğu ülkelerde bulunduğunu gösteriyor, fakat sadece Birleşik Devletler değil…Birleşik Devletler’in tutumu hiç bir zaman ne etik ne de insancıl olmuştur, fakat şu an emsali görülmemiş yüz karası bir utanç boyutuna ulaşmıştır.

Benzeri kınamalar, dünya güçlerinin, aslına bakılırsa, saldırgan grubun karşısında güçsüz kaldığına inanan karikatürist ve eleştirmenler sayesinde sesini duyurmuştur. Bazı komik liderlerden kaynaklanan uyarıları ele alan Karl Sharro, Londra merkezli Suriyeli yorumcu,’’ IŞİD’i burnundan koca bir sosisle vuracak ve kahkaha atacağız.’’ diyen Almanya Başbakan’ı Angela Merkel’den ve ‘’IŞİD’in kafasına patlatıp daha sonra onu çamur birikintisine iteceğiz.’’ diyen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande‘ dan alıntıları ileri sürmüştür.

Arap medyasında karikatürler nitekim sert bir eleştiri niteliğinde. En ünlü gösterilerin birinde Obama elini yaralı bir Arap’a uzatmış, ona İslam Dünyası ile iş birliğinde bulunmak istediğini söylüyor. Fakat karikatürdeki Arap elini uzatamayacak durumdadır, çünkü bir kolu dirseğine kadar kopmuş, diğer kolu Iraktaki bir olaya dayanan hasardan dolayı askıdadır.

Buradaki mesaj açık; Birleşik Devletler bölgede o kadar çok şiddet uyguladı ki artık fiilen hareket eden neredeyse hiç kimse kalmadı.

İşin gerçeği – en azından resmi olarak – bazı Arap hükümetlerinin Birleşik Devletler’in amaçları hakkında daha az istekli olması. On Arap Ulusu geçen hafta bir araya gelerek IŞİD’e karşı savaş için bir antlaşma imzalamışlardır. Fakat bu gibi antlaşmaların halk arasında bıkkın bir tavırla karşılanması olasıdır. Birçoğunun kaygısına rağmen yakın zamanda IŞİD’in hiçbir yere gittiği yoktur.

Bunları da sevebilirsiniz