İstanbul’u Sel Basması ya da Bilim İle Geleceği Planlama/1

«Küreselleş(tir)me adıyla dünyaya dayatılan liberal kapitalizm ve onun arkasındaki büyük sermaye,doğayı hoyratça kullanıyor, dünyamızın sorunlarını giderek artırıyor. Bu sistemin denetlediği bilimciler(!) de bilimi, sermayenin çıkarına, ancak büyük çoğunluğun zararına kullanıyor. Bu durum çevre ülkelerinde daha vahşi düzeyde yaşanıyor. İstanbul’u Sel Basması ya da Bilim İle Geleceği Planlama yazılarımın amacı da içinde yaşadığımız güncel kaotik ortamdan sıyrılarak geleceğimizi planlamada bilimsel çalışma ve yeniliklerin neler olabileceği konularını tartışmaya açmak. Tartışma herkese açık. Çünkü yaşamımızı daha güzel duruma getirecek konular ,salt bilimcileri ilgilendirmiyor”.

Geçtiğimiz Haziran 2014 ayının ilk haftalarında başta İstanbul olmak üzere birçok kentimizi sel bastı. Üsküdar’da bir şehir hatları vapuruyla yan yana giden bir minibüsü gösteren fotoğraf hepimizi şaşırttı.

Ancak yaşanan olumsuz doğa olayları salt kentlerimize özgü değil.

Küresel sistemin doğayı hoyratça kullanması, dünyamızın sorunlarını giderek artırıyor.

Sağlıklı çevre giderek yok oluyor. Çevrenin kirlenmesi, örneğin suyun kirlenmesi de ölümlere ortam yaratıyor.

Bir milyarın üstünde insan temiz suya erişemiyor. Doğanın su depoları artan sıcaklığın tehdidi altında. Yeraltı su seviyesi düşüyor, nehirler kuruyor. Göller yok oluyor.

Buzullar eriyor, dünya su düzeyi ve karbon düzeyi yükseliyor. Yıkıcı fırtınalar artıyor.

Otlaklar çölleşiyor. Orman arazisi küçülüyor. Tarım toprakları erozyonla giderek verimsizleşiyor. Bitki ve hayvan çeşitliliği her gün biraz daha azalıyor. Çiftçiler, tarımı terk etmek zorunda bırakılıyor.

En azından bir milyar insan açlık sınırında yaşıyor. Bunun en büyük bedelini çocuklar ödüyor.

Bütün bunlar doğanın çöküşü ile birlikte insanlığın çöküşünün göstergeleridir. Ortaya çıkan sonucun, çok basite indirgeyerek, iki somut sorumlusu olduğu söylenebilir.

Birincisi, zaman zaman çöküş belirtileri veren küreselleş(tir)me adıyla dünyaya dayatılan liberal kapitalizm ve onun arkasındaki büyük sermayedir.

İkincisi ise bu sistemin denetlediği bilim ve bilimcilerdir.

Bu bağlamda sağlıklı bir çözümleme için temel ön koşul, emperyal kapitalizmin taleplerinin sınırlanması ve daha ileri düzeyde tasfiyesine bağlı olacaktır.

Bunların üzerine bilimi kullanarak toplumsal-ekonomik planlama yapılabilir. Sırası gelmişken değinelim. Burada kast edilen, kapitalizmin hizmetinde olmayan bilim ve bilimcilerdir.

Bu bakış acısıyla, doğa ile barış içinde yaşamak ya da bilim ile geleceği planlama konularında yaklaşımlarda bulunmak isteğindeyim.

Amacım içinde yaşadığımız güncel kaotik ortamdan sıyrılarak geleceğimizi planlamada bilimsel çalışma ve yeniliklerin neler olabileceği konularını tartışmaya açmaktır.

«İstanbul’u Sel Basması ya da Bilim İle Geleceği Planlama/1”yazısı , «Sağlıklı ve Dengeli Beslenme İçin Tarım Araştırmaları,Doğayı Koruma ve İyileştirme Araştırmaları ile Enerji Verimliliği Artırma ve Yenilenebilir Enerji Üretimi Araştırmaları”konularında önermeleri içerecektir.

Sağlıklı ve Dengeli Beslenme İçin Tarım Araştırmaları

Sağlıklı ve dengeli beslenme için, öncelikle yeterli ve kaliteli tarımsal üretim gerekiyor. Bu amaca yönelik olarak toprak ve su verimliliğini artırma ve enerji veren gıdalar dışında daha verimli proteinleri üretme gibi teknik çözümlemeler sıralanabilir.

Toprak ve su verimliliğini artırma için:

-Kuraklık ve soğuğa daha dayanıklı bitki çeşitleri geliştirmek,

-Yeterli suyun olduğu yerlerde nöbetleşme ile bitki yetiştirmek,

-Erken olgunlaşan bitkisel çeşitler elde etmek,

-Birden fazla bitkiyi aynı toprakta bir arada yetiştirmek

-Daha verimli sulama teknolojileri geliştirmek doğrultusunda ARGE çalışmaları üzerinde yoğunlaşmalıdır.

Daha verimli proteinleri üretmek için:

-Ülkeler ve bölgelerin mera ve çayırları dikkate alınarak en uygun hayvan türlerinin belirlenmesi,

-Besi ya da elden beslenmeye dayalı yetiştiricilik yerine meraya dayalı hayvan yetiştirme teknik ve sistemlerinin geliştirilmesi çalışmaları,

-Yerli gen kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi.

-Yerli gen kaynaklarının taban olacak yeni gen soyları geliştirilmesi,

-Kırmızı et üretiminin kısıtlanması, bunun yerine yemden yararlanma katsayısı daha yüksek kümes hayvanları ve çiftlik balıkçılığının geliştirilmesi çalışmaları,

-Balık yetiştiriciliğinde tarımsal atıklardan yararlanma,

-Balık yetiştiriciliğinin geliştirilmesinde deniz parkları oluşturma çalışmaları gibi Ar-Ge konuları akla gelebilir.

Doğayı Koruma ve İyileştirme Araştırmaları

Bu bağlamda ormanları korumak ve iyileştirmek için öngörülen araştırmalar arasında:

-Aküferlerin yeniden dolması için çalışmalar,

-Kağıt kullanımı yerine yeniden kullanılabilen kumaş ürünleri üretmek,

-Yakacak odunların verimliliğini artıracak projeler geliştirme,

-Çabuk gelişen ve /ya da farklı türlerde ağaç yetiştirme çalışmaları,

-Asit yağmurlarını önleyecek araştırmalar yapmak gibi konuları sıralanabilir.

Toprakları korumak ve yeniden oluşturmak araştırmaları arasında:

-Sel ve rüzgarın oluşturduğu toprak erozyonuna karşı koruyucu bitki örtüsü geliştirme çalışmaları,

-Toprak işlemesinde derin sürme teknikleri yerine korumaya yönelik sürme teknikleri üzerine araştırmalar,

-Çöllerin yayılmasına karşı, tek yıllık bitkisel üretim yerine çok yıllık bitki üretimine dönüştürme çalışmaları ile ağaç kuşağı oluşturma projeleri,

– Otlaklar üzerinde aşırı otlatmanın giderilmesini önleyecek otlama yöntemleri araştırmaları yapmak ve hayvan ırklarını ıslah etmek gibi konular sayılabilir.

Bitki ve hayvan gen kaynaklarını korumak için ise:

-Bitki ve hayvan gen kaynaklarını laboratuvar koşulları altında koruma çalışmaları (Gen Bankaları),

-Bitki ve hayvan gen kaynaklarının koruma altındaki alanlarda koruma çalışmaları,

-Çiftçi elinde koruma çalışmaları gibi konular üzerinde durulmalıdır.

Enerji Verimliliği Artırma ve Yenilenebilir Enerji Üretimi Araştırmaları

Enerji verimliliği artırma çalışmaları kapsamında:

-Özellikle elektrik tüketimini azaltmak için standart elektrik ampullerini yerine daha verimli ampul geliştirme araştırmaları,

-Ev aletlerinde enerji verimliliğini artıracak çalışmalar,

-Daha az enerji gereksinime duyan yeni bina inşa etme çalışmaları.

-Otomobil gövdelerinde çelik yerine polimer bileşimi kullanılması çalışmaları,

-Yüksek miktarda fosil ya da bitkisel yakıt tüketen otomobiller yerine melez otomotivi geliştirme çalışmaları,

-Toplu ulaşım sistemleri, bu bağlamda metro ve hızlı tren geliştirme çalışmaları,

-Daha uzun süre kullanıma uygun yeni malzeme elde etme çalışmaları,

-Çöplerden yeni malzeme elde etmek için geri dönüştürme çalışmaları.

-İçmede kullanılan musluk suyunun kalitesini iyileştirme çalışmaları.

-Rüzgar enerjisini geliştirme çalışmaları,

-Rüzgarla üretilen elektrik ile çalışan melez araçlar geliştirme araştırmaları,

-Güneş enerjisinden yararlanılarak güneş pilleri ve kolektörleri geliştirme çalışmaları,

-Yerküre enerjisi jeotermal ısı kaynakları geliştirme çalışmaları,

-Bitkisel enerji kaynakları geliştirme çalışmaları,

-Nehir, gelgit ve dalga enerjisi çalışmaları gibi konular sıralanabilir.

Bunları da sevebilirsiniz