İnsan Olmanın Gereği

Unutmak, aslında insanın doğasında olan ve insan da fiziksel veya ruhsal olarak direkt bir iz bırakmadığı müddetce kolay bir eylem olabilmektedir. Ancak insanın hayatında derin izler bırakan herhangi bir ölümün veya bir olayın o kişinin hafızasında ve ruhunda açtığı boşluk unutmasına engel olur. İşte o zaman da alışkanlık devreye girer ve kişi o boşluk ve izlerle yaşamaya alışır.

13 Mayıs 2014’de Soma’ da yaşanan maden işçisi katliamı herkesi derinden yaraladı. Katliam çünkü; yapılan ihmaller zincirine baktığımızda bu ölümlerin göz göre göre geldiğini çok rahat bir şekilde anlayabiliriz.(1) İnsan olan herkes, içinde az da olsa vicdan kırıntısı taşıyan her birey, Soma’da yaşanan katliamı gördüğünde yüreği sızlamıştır. Bir an bile oradaki insanların yerine kendimizi koyduğumuzda, orada çalışan kişinin oğlumuz, eşimiz, babamız olduğunu düşündüğümüzde ne katlanılmayacak bir acı olduğunu hissedebiliriz. Belirsizlik içinde ve sevdiklerinin canlı çıkma umuduyla saatlerce facianın yaşandığı madenin kapısı önünde bekleyenleri anlayabilmek için insan olmak yeterdi oysa. Fakat yaşanan olaylara baktığımızda ise meğer insan kılığına girmiş pek çok mahlukatın da aramızda olduğuna tanıklık etmiş oluyoruz.

Hata yapmak hatayı kabul etmek bu kadar mı zor acaba. Kazanan oldukça hep kazanmak hep haklı mı olmak gerekir. Yoksa zamanla daha fazlasını ister hale mi geliyorsun? Aslında her şey apaçık ortada; insan hayatı çıkarılan kömürden daha değersizdi. İşin özeti bu tam olarak. Madeni işleten holdingin sahibinin açıklamalarına bakıldığında ise durum daha iyi anlaşılmaktaydı.(2)

İnsanoğlunun hep daha fazlasını isteme hırsının aklı, vicdanı, insanlığı köreltecek duruma getirdiğini yaşanan bu facia ile anlamış bulunuyoruz. Ceplerin doldukça yüreklerdeki vicdanın ve merhametinde bir o kadar azaldığının tanığı olmaktayız.

Toplum olarak sessiz kaldıkça, nerede olursak olalım yapılan haksızlıklara yanlış giden şeylere müdahale etmediğimiz sürece, soma benzeri katliamlar yaşanmaya devam edecektir. Soma’nın bu kadar can acıtıcı olmasının nedeni orada ölen kişi sayısının ve ölenlerin ölümlerinden etkilenecek bireylerin sayılarının fazla olmasıdır(3). Ama elde edilmek istenen kar payının patronlar tarafından sürekli daha fazla olması ve bu yöndeki hırs, hiç son bulmayacağı için iş kazalarında yaşanan ölüm sayısı her daim devam edecektir. Tıpkı Nuray Mert’in dediği gibi «Mesele, hiç ama hiç karmaşık değil. Çok sıradan, çok pespaye bir tablo. Ekonomi politikası, büyüme ve kalkınma adına, ‘eş- dost kapitalizmi’ diye tabir edilen barbarlıktan ibaret bir düzen. Bırakın hakkı hukuku, usulü, tedbiri, insanlık devreden çıkmış. Ekonomide büyük cirolar, siyasette ucuz hesapların buluştuğu yer, hep kazanmak, ne pahasına olursa olsun daha çok kazanmak, iktidarda kalmak.”(4)

Fakat acı olan şu ki yaşanan ölümler, sadece rakam kabarık olduğunda insanların vicdanında ve zihninde yer edebilecektir. Oysa iş kazalarında ölenlerin her gün birer ikişer olarak rakamlandırılması kamuoyunun dikkatini pek de çekmemektedir. Tabi artık onlar da işin «fıtrat”ından kaynaklı ölümlerdir.

Ölen kişi sayısı resmi rakamlara göre(!) 301 olunca sanırım her orta zekalı vatandaşın anlayabileceği gibi «fıtrat” bile bu ölümleri açıklamaya yetmiyor. Hepimiz üzüldük hissettik, gerçekten acıyı. Ama sonrasında herkes unutmaya ve yaşamaya devam etti. Evet maalesef ki hayat denen bu saçma düzenin ve insan olmanın gereği bu. Yaşıyorsan nefes alıyorsan unutman gerekiyor. Fakat insan olmayı gerektiren bir başka durum ise, unutmadan önce bu ölümlere neden olan ihmalların giderilmesi ve bu yönde çaba harcanmasıdır.

Herkesin bir elini vicdanına diğer elini de taşın altına koyma vakti geldi de geçiyor çoktan. Yoksa bundan sonraki ölümlerin suçlusu hepimiz olacağız. Dolaylı olarak bu düzenin oluşturduğu ve insanları, yaşayabilmek için insanlıkdışı koşullarda çalışmaya mecbur bıraktığı, bile bile ölüme sürüklediği bu düzende istesek de istemesek de ellerimiz ölen her insanın kanına bulaşmaktadır. Artık yapılan haksızlıkları, yolsuzlukları, merhametsizlikleri görme vakti….

(1) http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi_basaran/soma_katliaminin_sebebini_madde_madde_acikliyorum-1192144

(2) http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/soma-holding-maliyeti-nasil-dusurdu-haberi-92364

(3) http://t24.com.tr/haber/somadaki-maden-faciasinda-432-cocuk-babasiz-kaldi,259074

(4) http://www.diken.com.tr/agora/soma-katliami-ucurumun-uzerindeki-salincak/

Bunları da sevebilirsiniz