Ukrayna’da çalkantılı günler sürüyor. Belirsizlik ve sıcak temastan kaçınan uluslararası gerilim bundan sonrasında daha çok karşımıza çıkacak gibi. ABD’nin istediği coğrafyada dilediğince at koşturma fiilleri Rusya – Çin Seddine takıldıktan sonra çok az insan tek kutuplu dünyanın devam edeceğini ifade eder oldu.
Bu ayki çevirilerimizde Suriye ile belirginleşip, Ukrayna ile ivmelenen bu uluslar arası gerilimin farklı boyutlarını ele almaya çalıştık. Yaşananlar basit bir uluslararası prestij ya da iç politika malzemesine dönüştürülecek «it dalaşı”ndan ibaret değil.
Turuncu Devrim’le başlayan Ukrayna’nın Rusya ekonomisiyle gevşeyen bağları ABD ve AB sermayesi için yeni ortaklıklar, yeni pazarlar anlamına geliyor. Ukrayna’da derinleşen ekonomik kriz Rusya üzerinden tanımlı yerleşik ekonomik anlayışların tersine ve AB-ABD eksenine kayan bir rota izleniyor. Turuncu Devrim’de tamamlanamayan Ukrayna pazarını Rusya’dan koparma operasyonu son iç savaşla tamamlanmak isteniyor.
Öte yandan Rusya’nın Kırım üzerinden verdiği hızlı ve kararlı karşılığın ABD-AB karşıtı güçler arasında «safların sıklaşması”na yol açabileceği konuşuluyor. Nükleer enerji teknolojisinde İran’ın Batı’yla yaşadığı gerilim içinde bulunduğumuz süreçte Rusya’nın Ukrayna hamlesinde takındığı ABD hegemonyasına karşı tutumla örtüşüyor. Avrasya ittifakının daha somut ve ileri bir seviyeye gelmesi artık daha ciddi bir ihtimal.
Hepinize iyi okumalar diliyoruz,
Sevgiyle