Kafaya Sıkmak Meşru Müdafaa Oldu

Türkiye’deki cunta rejimi geride kan ve pislik bırakarak yıkıldı. Ama o kan ve pisliğin üzerine su serpenler, otoriterlikle yetinmeyip, totaliterliğe doğru konanlar var bugün.

Sadece serpenler değil, hala onların her yaptığını onaylayan «yetmez ama evet” diyenler var. Hani referandum sonunda iklimin değişik Akdeniz olacağından dem vuranlar, bugün Ali İsmail’in ölümüne seyirci kalanlar… İklim ne kadar sertleşti, farkında mısınız?

Bugün de yeter ki, AKP yapsın her yerden demokrasi fışkıracak zannedenler onlar. Ne kadar iktidar destekçiliği, o kadar önden bir koltuk alacaklarını gayet iyi biliyor onlar… Anadolu’da bir söz var «gavurun ekmeğini yiyen kılıcını sallarmış”. Diyarbakır’da da görüldüğü üzere, Başbakan’ın uçağına binen de türküsünü söylermiş belli ki. Böyle şarkıcı, böyle türkücüler düşman başına.

Bu pek özgürlükçü hanımlar, beyler; kadın erkek eşit değildir denildiğinde, kindar nesil uğruna eğitim sistemi değiştirildiğinde, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar, zaten Kadıköy vapurundan da münasip olmayan şekilde iniyorlar, banklarda oturuyorlar denildiğinde… En yetkili ağızdan çıkan bu tür sözler mahalle baskısına dönüştüğünde neredeydiler?..

Kızlı-erkekli merdivenden inmeyi yasaklayan okul müdürü, 15 yaşındaki kız ‘ya erde ya yerde gerek’ diyen polis müdürü, Isparta’daki lisede kızlarla erkeklerin aynı anda yemek yemesini engelleyen idare, öğrenciler kiralıyor diye stüdyo daire yapımına sınır getiren Çevre Bakanlığı, hamile kadın sokağa çıkmasın diyen din adamları, karma eğitim yanlıştır diyen milletvekili konuşup dururken siz neredeydiniz? İşinden olan sunucuyu duyduğunuzda, karma eğitim kalkacak dediklerinde neredeydiniz?

Ben Başbakan’a kızmıyorum. Kendisinin ne olduğu üç aşağı beş yukarı belli. Asıl şu «yetmez ama evetçi” tayfaya kızıyorum. Attığı her adımda onu destekleyenler, işte buyurun; yetmez ama evet dediniz ne özgürlük, ne hak bıraktınız, ne hukuk, ne adalet ne de yargı. Yarın bir gün başvurabileceğimiz tek bir hukuki alan yok. Kafaya mermi sıkmak meşru müdafaa oldu. İftihar edin kendinizle…

Onlardan biri, Anayasa Mahkemesi Başkanı, pek üzülmüş Anayasa hüsranına. Evlenme vaadiyle kandırılıp, nikah masasına oturamadıklarından dem vurup, sızlanmış. Hiç mi sorumluluğunuz yok sizin? Sizin yüzünüzden oldu bütün bunlar. Bütün bunları siz yarattınız. İktidarın her uygulamasına «EVET” der, onaylarken, zulüm kol gezerken o Silivri’de, neredeydi bu zatı muhterem? Hukukçu olmayan Anayasa Mahkemesi’nin başkanı neredeydi?

Bunları da sevebilirsiniz