İstenmeyen Olmak

Türkiye’nin durulmayan gündeminin dış politika cephesine bomba gibi düşen, şu sıra çok tartışılan ve daha bir hayli tartışılacak gibi duran haber: «Mısır, Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’yı persona non grata ilan etti.” Yani «istenmeyen adam”. Mısır ve Türkiye’nin diplomatik ilişkileri maslahatgüzar düzeyine düşürüldü.

Türkiye’nin içişlerine karışmaktan sıkılmış olunacak ki, Mısır’ın iç işlerine müdahil olanlar var yazık ki. Esasen AKP’nin Müslüman Kardeşçiliğini bir tercih değil bir zorunluluk olarak görmek gerekli. Her şeyden önce benzer siyasi arka plana sahip olan Müslüman Kardeşler de AKP de aynı siyasal projenin birer parçasıdır. Hikayesi asırları aşan bu projenin en güncel sürümünün literatürdeki adı Büyük Ortadoğu Projesi olsa da, bu aslında kısaca Ortadoğu’ya soslu islam ve etnisite adı altında kargaşa ve göz yaşı taşıma projesi olarak da nitelendirilebilir. İşte bu projenin adım adım başarızlığa uğramasıyla, projenin tetikçileri birbirlerine sarılmakta, ortada sarılacak muhattap bulamazsa yaratmaya çabalamakta ya da hiç değilse düşmanlarını etkisizleştirmek için uğraşmaktadır. Suriye’de Esad’ı devirmeye çalışmanın, Mısır halkının devirdiği Mursi’yi diriltmeye çalışmanın, buralardan iç politika propagandası yapmaya çalışmanın en kısa açıklaması budur. Emperyal projenin ılımlı İslam kozu Mısır’da, mezhepçilik, etnisite kozu Suriye’de çökmüştür. Hem de onurlu halkların işbirliği ve barış vizyonu ile… İşte kimilerinin telaşı bundandır. Bu sebeple, Mısır da Suriye de ölüm kalım meselesidir.

Peki, nedir Mısır’da «istenmeyen”?

Esasen, Mısır’da, büyük bir halk hareketi sonucunda Muhammed Mursi’nin devrilmesini takiben hiç gecikmeden Türkiye’nin Mursi’nin «doğal” avukatlığına soyunmasıyla gerginleşen Mısır-Türkiye ilişkilerini kopma noktasına getiren olay, Türkiye’nin yargılanmakta olan Mursi’nin derhal serbest bırakılmasını talep etmesi, bu konuda uluslararası kamuoyunu kışkırtmaya çalışması olsa da; Mısır Türkiye’yi kendi «iç içlerine karışmak”la, Mısır «halkının iradesini hiçe saymak”la itham ediyor.

Yani Mısır, ülkesinde «Türkiye”yi istemiyor…

Mısır’ın İstemediği «Türkiye”

Mısır halkı ve Türkiye halkı uzun bir geçmişe sahip, dost iki halk iken ne oldu da Türkiye «istenmeyen” oldu? Mısır’ın istemediği «Türkiye” hangi Türkiye? Bu soruyu yanıtlamak için yazın sıcak günlerine geri dönmemiz yeterli olacaktır. Mısır halkının iradesini, meydanlardan, kadın erkek kol kola, yaşlı genç çoluk çocuk demeden hemavaz haykırdığı günlere… Ne diyordu Mısır halkı?

«Demokrasi adına uyutulmayı istemiyoruz! ABD’nin dayattığı soslu İslamınızı istemiyoruz! Kılıçları Kuran sayfalarıyla süslemenin modası geçti, din maskeli vahşet istemiyoruz! Terörizm istemiyoruz, elleri masum kanına bulanmışların cebini doldurmak istemiyoruz! Adına devrim diyip bizi kandıracağını sananlar, biz halkız, devrimi biz yaparız. Artık kandırılmak istemiyoruz!”

Mısır halkı istemediklerini haykırıyordu meydanlardan, sokaklardan doludizgin… Mursi devrildi. Türkiye’de, demokrasinin demosunu unutup sandık bekçiliği yapanlar, adına «darbe” diyip Mısır halkının «tecavüze uğramış” iradesinin yasını tutarken; Tahrir’de sevinç naraları atılıyordu. Ve Tahrir’de sevinç naraları atılırken «Türkiye” televizyonları İhvan’ın kana buladığı sokakları aklıyordu.

Kendi ülkesinde «darbe”lerle mücadelede «destan yazmış” olan «Türkiye” bu sefer de Mısır’daki «darbe” için kolları sıvadı. Mısır halkının biletini kestiği Müslüman Kardeşler için sponsorluk çalışmaları aldı başını yürüdü. Mısırlılar Mursi’yi bağırlarına basmalıydı. Mısırlılar basmazsa hiç değilse Türkler bassındı… Hal böyle olunca Mısır’ın tepkileri gecikmedi.

Mısır’ın istemediği «Türkiye” Türkiye’nin de istemediğidir

Aynı yazın aynı sıcağında Türk halkı da meydanlarda değil miydi? Türk halkı önce Taksim’de sonra Gündoğdu’da, Kızılay’da haykırmıyor muydu istemediği «Türkiye”yi. Mısır, «Türkiye”nin monşerini «şer” ilan etmezden aylar önce, Türk halkı iradesini bağırmamış mıydı ölesiye? Adı «Rabia” kadar olamayan (!) kaç canın adı yazıldı koca bir milletin alnına. Türkiye”yi istemediğini haykırıyordu? Türk halkı ne diyordu?

«Demokrasi adına uyutulmayı istemiyoruz! ABD’nin dayattığı soslu İslamınızı istemiyoruz! Kılıçları Kuran sayfalarıyla süslemenin modası geçti, mağdur edebiyatı istemiyoruz! Diktanızı istemiyoruz! Vergilerimizle Suriye’de kardeşimizi boğazlayacakları beslemenizi istemiyoruz! Biz Türk halkıyız, bize dayatmaya çalıştığınız «Türkiye”yi istemiyoruz!

Mısır halkı sokaklara dökülmezden günler önce sokaktaydı Türk halkı, Mısır’ın aylar sonra istemeyeceği «

Türk halkı meydanlardan Mustafa Kemal’in askeri olduğunu, yurdunun Mustafa Kemal’in yurdu olduğunu bağırıyordu, günler sonra Mısırlı kardeşinin elinde Nasır posteriyle sokaklara döküleceğinden habersiz…

Yani kısacası persone non grata demişken, Mısır’ın istemediği, bizim de istemediğimizdir demiştik aylar önce…

Bunları da sevebilirsiniz