Venedik Maskesi

Hayat bir venedik maskesinin gözünüze çarptığı anda bize yaşattığı yanılsamadan devam eden başka bir serüvene dönüşür….
Akdenizin prensi sayılabilecek bir kent, Venedik. Geçmişinden itibaren biriktirmiş olduğu sanatsal zenginliği ile bugün bile hala hayalleri süslemekte. Ve vened,k diyince de akla ilk gelen şeylerden biride masalsı maskeleri… Öyle ki sadece Venedik sokaklarında adım başı bu maskeleri satan bir dükkan bulmakta mümkün. Hatta içlerinde bazıları var ki, onlarla süslenmiş maskeleri gördüğünüz de insanın kendinden geçmemesi mümkün değil. Her biri adeta birer sanat eseri gibi göz kamaştırmakta, fakat bu sanat eseri olarak adlandırılan maskelerin herbirinin hikayesi aslında oldukça acıklı…. Ona dair bir çok varsayım olmasına rağmen benim için sosyal anlamda en dokunaklı olanını ilk once paylaşmak isterim.
Geçtiğimiz haftalarda Venedik karnavalı ve bu karnavalın sembolü haline gelen maskeler geldi ve bir kaç yıl öncesini düşünemeden edemedim.
Bir kaç yıl önceydi İtalya seyahatimin bir bölümünde Venedik’e de gitmiştim ki, bir daha ne zaman giderim bilmiyorum, Venedik’in sembolü haline gelmiş olan maskelerle tanışmış. Kanallar boyunca ilerleyen yan yolların hemen her köşesinde maske satan yerleri görmemek mümkün değildi adeta. Vaporettodan ( özellikle Venedik kullanılan motorlu küçük kayıklar) iner inmez kıyıda beni karşılayan Santa Maria della Pieta kilisesi bizi karşılıyor. Hikayesi oldukça ilginç olan bu kilisenin maskelerle de tesadüf olmayan bir bağlantısı var. Amor” ve “pieta”, İtalyanca “sevgi” anlamına gelen italyanca kelimeler… Fakat anlam içeriği açısından birbirlerinden farklı anlam taşıyorlar. “Amor” daha çok aşk, tutku ve cinsellik içeren bir sevgiyi anlatıyor. Yani sevgililerin arasındaki sevgi için “amor” kelimesini kullanıyoruz. “Pieta” ise daha şefkat ve merhamet dolu bir sevgiyi anlatmak için kullanılıyor. Örneğin, anne ile çocuk arasındaki sevgi bir “pieta” örneği olabilir. Santa Maria della Pieta ise Meryem´in Şefkati gibi bir anlam taşıyor. Adı gibi görünümü de beni kendine çekiyor ve kendimi birden bu mükemmel yapının içerisinde buluyorum.. Kilisenin kabartmalarla bezenmiş giriş kapısından gözüme ilk çarpan şey Meryem’in üstündeki meleklerin veba hastalığının pençesindeki çocuklara gösterdiği ilgi, şefkat ve merhameti gösteren resim oluyor. Hikayesi vardır muhakkak diyorum ve yanılmamışım da. Sanatsal birer eseer gibi görülen maskelerle doğrudan alakalı bu resim. Maskelerin çıkış noktası veba hastalığı olmuş aslında. 1348 yılında yaşanan veba hastalığı salgını nüfusun hemen hemen yarısının ölmesine neden olmuş. İşte o dönemlerdeki giyim tarzı da bu salgından etkilenmiş. İnsanların birçoğu hastalıklı görüntülerini ve yaralarını gizlemek için pelerinler, uzun eldivenler ve maskelerle hiçbir yerlerini göstermeyecek şekilde giyinmeye başlamışlar. İşte hüzünlü bir ifadeye sahip olan maskeler bu veba salgını dönemini sembolize etmekteler.
Venedik maskeleri hakkında ki diğer varsayımlar ise, sosyal sınıflar ve statüler hakkında yer almaktadır aslında. Her yıl düzenlenen venedik karnavalının teması değişiklik göstermiş olsa dahi esasen her yıl değişmeyen tek şey maskeler olmaktadır. 13. yy a kadar dayanan bu karnavalın, maske takmaya ilişkin diğer varsayımları ise, toplum içindeki sosyal statü farklılıklarına karşı bir tavrı sergilemek ve her bireyin eşit olduğunu göstermek amacıyla kullanılması varsayımıdır. Bununla beraber diğer bir görüş ise, dönemin hakimlerinin ve düklerinin davalarına kaynak sağlamak amacıyla bilgi toplamak için kullandıkları, onları halkın arasında tanınmaz kılarak halka karışmalarına kolaylık sağladığı varsayımıdır. Ek olarak bir çok dönem içerisinde eğlence mekanlarının kadınlara yasaklanmasıyla, kadınların kendilerini erkeksi bir şekilde gizlemelerini sağlayarak bu yerlere girmelerini kolaylaştıran bir aksesuar olarak kullanıldığı varsayımı da öne sürülmektedir.
Maskelerin kullanım alanının dışına çıkarılarak dekoratif birer kostüm haline getirilmesi, 16. yy’da İtalya’da yaygınlaşmaya başlayan Commedia dell´Arte yani sokak pandomim sanatçıları sayesinde gerçekleşmiştir. Pandomimde kullanılan farklı renk ve şekillerdeki maskeler, Venedikliler tarafından da kullanılmaya başlanmıştır ve Venedik’te kültür ve sanatın gelişmesiyle eğlence kavramı da çeşitlenmiş ve şehir farklı karnavallara ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Bunlardan en dikkat çekicisi ise herkesin maskelerle katıldığı bu karnaval olmuştur. Fonksiyonelliğinin dışına çıkartılarak, değişik tasarımlarla ön plana çıkmaktadır maskeler. Yapım aşamasında işlemesinin oldukça zor olduğunu söylemek mümkündür, öyle ki yapım malzemesi olarak deri veya kartonpiyer kullanılmaktadır. Altın yapraklarıyla, renkli tüylerle ve el boyamaları, kurdelelerle, taşlarla süslenen maskeler hemen hemen her karnavalda temsili yerini almaktadır. Özellikle belirtmek gerekir ki, Venedik karnavalında üç farklı maske kullanılır.
Bunlar, bütün yüzü kaplayacak şekilde, ağız için bile boşluk bırakılmayan maske olan ‘Bauta’. Bautanın kullanılma sebebi ise, eski zamanlarda, suçluların, yüzünde yara izleri olan hastaların ve toplumda gizlenmek isteyenlerin kullanmış olduğu maske türüdür.
Moretta, oval şekilli, siyah kadifeyle kaplı maskelerdir. İlk olarak Fransa’da kullanılmaya başlanan Morettalar, hızla Venedik’e yayılmıştır. Morettalar genellikle bir tülle süslenir ve kadınlar tarafından daha çok tercih edilir. Bu maskeler dudakların biraz üzerine kadar bütün yüzü kaplar.
Larva, balmumu ve kumaş kullanılarak yapıldığı için diğer maskelere göre çok daha hafiftir, şekli ise maskeyi çıkarmadan yemek yemeye, bir şeyler içmeye elverişlidir. Uzun süre takılabildiği için en çok tercih edilen maskelerden biridir. Larvalar genellikle beyaz olur ve üzerinde farklı süslemeler olur. Volto olarak da bilenen Larvalar Venedik denilince akla gelen ilk maskelerdendir. Bu maskeler genellikle bir pelerin ve tricorn denilen bir şapkayla tamamlanır. Daha basit bir maske tercih edenler rengârenk tüylerle süslenmiş ve sadece gözleri kapatan kedi maskeleri takarlar.
Maskeleri anlamak vermek istedikleri mesajı doğrudan iletebildiklerinde oldukça kolay, halbu ki bir insanı anlamak o denli güç ve karmaşık bir yaşam serüvenini kapsıyor.
Bir maskenin esaretinde başlıyor en apaçık özgürlükler bile, adı Moretta oluyor, Bauta oluyor, Larva oluyor…

Hayat bir venedik maskesinin gözünüze çarptığı anda bize yaşattığı yanılsamadan devam eden başka bir serüvene dönüşür….

Akdenizin prensi sayılabilecek bir kent, Venedik. Geçmişinden itibaren biriktirmiş olduğu sanatsal zenginliği ile bugün bile hala hayalleri süslemekte. Ve vened,k diyince de akla ilk gelen şeylerden biride masalsı maskeleri… Öyle ki sadece Venedik sokaklarında adım başı bu maskeleri satan bir dükkan bulmakta mümkün. Hatta içlerinde bazıları var ki, onlarla süslenmiş maskeleri gördüğünüz de insanın kendinden geçmemesi mümkün değil. Her biri adeta birer sanat eseri gibi göz kamaştırmakta, fakat bu sanat eseri olarak adlandırılan maskelerin herbirinin hikayesi aslında oldukça acıklı…. Ona dair bir çok varsayım olmasına rağmen benim için sosyal anlamda en dokunaklı olanını ilk once paylaşmak isterim.

Geçtiğimiz haftalarda Venedik karnavalı ve bu karnavalın sembolü haline gelen maskeler geldi ve bir kaç yıl öncesini düşünemeden edemedim.

Bir kaç yıl önceydi İtalya seyahatimin bir bölümünde Venedik’e de gitmiştim ki, bir daha ne zaman giderim bilmiyorum, Venedik’in sembolü haline gelmiş olan maskelerle tanışmış. Kanallar boyunca ilerleyen yan yolların hemen her köşesinde maske satan yerleri görmemek mümkün değildi adeta. Vaporettodan ( özellikle Venedik kullanılan motorlu küçük kayıklar) iner inmez kıyıda beni karşılayan Santa Maria della Pieta kilisesi bizi karşılıyor. Hikayesi oldukça ilginç olan bu kilisenin maskelerle de tesadüf olmayan bir bağlantısı var. Amor” ve “pieta”, İtalyanca “sevgi” anlamına gelen italyanca kelimeler… Fakat anlam içeriği açısından birbirlerinden farklı anlam taşıyorlar. “Amor” daha çok aşk, tutku ve cinsellik içeren bir sevgiyi anlatıyor. Yani sevgililerin arasındaki sevgi için “amor” kelimesini kullanıyoruz. “Pieta” ise daha şefkat ve merhamet dolu bir sevgiyi anlatmak için kullanılıyor. Örneğin, anne ile çocuk arasındaki sevgi bir “pieta” örneği olabilir. Santa Maria della Pieta ise Meryem´in Şefkati gibi bir anlam taşıyor. Adı gibi görünümü de beni kendine çekiyor ve kendimi birden bu mükemmel yapının içerisinde buluyorum.. Kilisenin kabartmalarla bezenmiş giriş kapısından gözüme ilk çarpan şey Meryem’in üstündeki meleklerin veba hastalığının pençesindeki çocuklara gösterdiği ilgi, şefkat ve merhameti gösteren resim oluyor. Hikayesi vardır muhakkak diyorum ve yanılmamışım da. Sanatsal birer eseer gibi görülen maskelerle doğrudan alakalı bu resim. Maskelerin çıkış noktası veba hastalığı olmuş aslında. 1348 yılında yaşanan veba hastalığı salgını nüfusun hemen hemen yarısının ölmesine neden olmuş. İşte o dönemlerdeki giyim tarzı da bu salgından etkilenmiş. İnsanların birçoğu hastalıklı görüntülerini ve yaralarını gizlemek için pelerinler, uzun eldivenler ve maskelerle hiçbir yerlerini göstermeyecek şekilde giyinmeye başlamışlar. İşte hüzünlü bir ifadeye sahip olan maskeler bu veba salgını dönemini sembolize etmekteler.

Venedik maskeleri hakkında ki diğer varsayımlar ise, sosyal sınıflar ve statüler hakkında yer almaktadır aslında. Her yıl düzenlenen venedik karnavalının teması değişiklik göstermiş olsa dahi esasen her yıl değişmeyen tek şey maskeler olmaktadır. 13. yy a kadar dayanan bu karnavalın, maske takmaya ilişkin diğer varsayımları ise, toplum içindeki sosyal statü farklılıklarına karşı bir tavrı sergilemek ve her bireyin eşit olduğunu göstermek amacıyla kullanılması varsayımıdır. Bununla beraber diğer bir görüş ise, dönemin hakimlerinin ve düklerinin davalarına kaynak sağlamak amacıyla bilgi toplamak için kullandıkları, onları halkın arasında tanınmaz kılarak halka karışmalarına kolaylık sağladığı varsayımıdır. Ek olarak bir çok dönem içerisinde eğlence mekanlarının kadınlara yasaklanmasıyla, kadınların kendilerini erkeksi bir şekilde gizlemelerini sağlayarak bu yerlere girmelerini kolaylaştıran bir aksesuar olarak kullanıldığı varsayımı da öne sürülmektedir.

Maskelerin kullanım alanının dışına çıkarılarak dekoratif birer kostüm haline getirilmesi, 16. yy’da İtalya’da yaygınlaşmaya başlayan Commedia dell´Arte yani sokak pandomim sanatçıları sayesinde gerçekleşmiştir. Pandomimde kullanılan farklı renk ve şekillerdeki maskeler, Venedikliler tarafından da kullanılmaya başlanmıştır ve Venedik’te kültür ve sanatın gelişmesiyle eğlence kavramı da çeşitlenmiş ve şehir farklı karnavallara ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Bunlardan en dikkat çekicisi ise herkesin maskelerle katıldığı bu karnaval olmuştur. Fonksiyonelliğinin dışına çıkartılarak, değişik tasarımlarla ön plana çıkmaktadır maskeler. Yapım aşamasında işlemesinin oldukça zor olduğunu söylemek mümkündür, öyle ki yapım malzemesi olarak deri veya kartonpiyer kullanılmaktadır. Altın yapraklarıyla, renkli tüylerle ve el boyamaları, kurdelelerle, taşlarla süslenen maskeler hemen hemen her karnavalda temsili yerini almaktadır. Özellikle belirtmek gerekir ki, Venedik karnavalında üç farklı maske kullanılır.

Bunlar, bütün yüzü kaplayacak şekilde, ağız için bile boşluk bırakılmayan maske olan ‘Bauta’. Bautanın kullanılma sebebi ise, eski zamanlarda, suçluların, yüzünde yara izleri olan hastaların ve toplumda gizlenmek isteyenlerin kullanmış olduğu maske türüdür.

Moretta, oval şekilli, siyah kadifeyle kaplı maskelerdir. İlk olarak Fransa’da kullanılmaya başlanan Morettalar, hızla Venedik’e yayılmıştır. Morettalar genellikle bir tülle süslenir ve kadınlar tarafından daha çok tercih edilir. Bu maskeler dudakların biraz üzerine kadar bütün yüzü kaplar.

Larva, balmumu ve kumaş kullanılarak yapıldığı için diğer maskelere göre çok daha hafiftir, şekli ise maskeyi çıkarmadan yemek yemeye, bir şeyler içmeye elverişlidir. Uzun süre takılabildiği için en çok tercih edilen maskelerden biridir. Larvalar genellikle beyaz olur ve üzerinde farklı süslemeler olur. Volto olarak da bilenen Larvalar Venedik denilince akla gelen ilk maskelerdendir. Bu maskeler genellikle bir pelerin ve tricorn denilen bir şapkayla tamamlanır. Daha basit bir maske tercih edenler rengârenk tüylerle süslenmiş ve sadece gözleri kapatan kedi maskeleri takarlar.

Maskeleri anlamak vermek istedikleri mesajı doğrudan iletebildiklerinde oldukça kolay, halbu ki bir insanı anlamak o denli güç ve karmaşık bir yaşam serüvenini kapsıyor.

Bir maskenin esaretinde başlıyor en apaçık özgürlükler bile, adı Moretta oluyor, Bauta oluyor, Larva oluyor…

Bunları da sevebilirsiniz