Savas Kalenderidis kim? Önce onu tanıyalım..
Yunan Ordusu’nda Kurmay Albay. Abdullah Öcalan’ın Suriye’de iken yakın dostu ve koruması. Abdullah Öcalan yakalanmadan önce Kenya’da Yunan Elçiliği’nde kıstırıldığı zaman yanında olan, onu koruyan ve Apo’sunun elçiliğin kapısındaki Kenya Polisi’ne teslim edilmemesi için silahla direnen askeri istihbaratçı.. Daha sonra Yunan Savunma Bakanı bu olaylar yüzünden istifa ederken Savas, afişe olduğu için görevinden alındı ve sivile soyunduruldu.
Savas Kalenderidis, ailesi tarafından Trabzon kökenli olduğunu iddia ettiği için emekli edildikten sonra «Pontus’u Kurtarma Vakfı”nı kurdu.. Bizim Karadeniz’in üzerinde Yunan bayrağının dalgalandığı masa büyüklüğünde bir harita bastırdı. Yunanistan’da, Yunan adalarında dağıtılan ve duvarlara asılan bu haritayı ilk kez 5 yıl önce fark edip ele geçirdim.
Savas Kalenderidis daha sonra Kardeşim Apo diye bir kitap yazıp, tüm Yunanistan’da ve adalarda imza günleri düzenledi. Sakız’a gidip imza gününde o kitabı da ele geçirdim ve inceledim. Baştan sona PKK propagandası yapan bir paçavraydı.
Savas’a ve kitabına Türkiye’de bir kişi övgüler düzdü ve televizyonuna çıkardı. Kim peki? Tahmin etmişinizdir: Mehmet Ali Birand.. Yanlış duymadınız, hani geçenlerde Ayşe Arman’a Kürt olduğunu açıklayan (Röportajı: Hürriyet, 18.11.2012) ve daha sonra PKK’ya genel af çıkartılmasını, Abdullah Öcalan’ın salıverilip, siyasete ve parlamentoya girmesini savunan Mehmet Ali Birand (Haberi: Aydınlık, 6.12.2012)… Geçelim…
***
Gelelim Doğan Haber Ajansı’nın son haberine… (Bu haber, Türkiye Basını’nda 2.12.2012 tarihinde «Karayılan, 4 Yunan generalinin başını yedi” şeklinde verildi. Oysa anlı şanlı komutaların başını yiyen Savas’tı)
Haber: Terör örgütü PKK’nın elebaşılarından ve Kandil komutanlarından Murat Karayılan’ın imzasını taşıyan Bir Savaşın Anatomisi isimli kitap, Abdullah Öcalan’ın yakalanmadan önceki Yunan koruması, eski ajan Savas Kalenderidis tarafından Yunanca´ya çevrildi ve bastırıldı. Kitabın Savas Kalenderidis tarafından törenle tanıtımı Atina’da Savunma Bakanlığı Savaş Müzesi’nde yapıldı. Bu skandalın eleştirilmesi üzerine Savunma Bakanı Panos Panayotopulos’un emriyle Savaş Müzesi Başkanı Korgeneral Panayotis Kamronis, yönetim kurulundaki iki başkan yardımcısı general ve bir danışman general görevlerinden alındılar. Savaş Müzesi Başkanlığı´na Tuğgeneral Panayotis Kameronis atandı. Yunan Dışişleri Bakanlığı, ilk kez açık şekilde «PKK’nın terör örgütü olduğunu” söyleyerek, kitabın tanıtımının Yunan devletine ait bir mekanda yapılmasının doğru olmadığını belirtti. Yunan Savunma Bakanlığı ise Savaş Müzesi amfisinin nasıl kiralandığı konusunda soruşturma açtırdı.
Yorumu okuyucularımıza bırakalım.
***
Yani özetle, Savas Kalenderidis Türkiye karşıtı hain faaliyetlerine cesurca devam etmekte.Bu arada bir parantez açalım ve Savas Kalenderidis’in Yunan derin devleti içinde daima kendine yakın müttefikler bulabildiği ve PKK yanlısı girişimlerini sürekli sürdürdüğüdür. Örneğin Savas ile Frangulis’in yakın dostluğu da kayda değerdir.
Ekonomik krizi atlatamayan Yunanistan’da geçen yıl 16 generalin ordudan uzaklaştırılması sayesinde bir darbenin önlendiği iddia edilmişti. Emekliye ayrılan isimlerden biri olan eski Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Frangulis Frangos Hangi Türkiye? Hangi Türkler? isimli bir kitabın yazarıdır. General Frangulis’i biraz daha yakından tanımak için kitabın sayfalarını çevirelim.
General Frangulis Frangos, kitabında Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk, Fatih Sultan Mehmet dahil bir çok Türk liderin gerçekte Türk olmadıklarını yazmakta, Anadolu’nun 1000 yıllık geçmişini güya araştırdıktan sonra yerel Hristiyanlar´ın Türkleştirilmeleri ve Müslümanlaştırılmaları üzerinde fantezi kurgular yaratarak, Hristiyan kökenli halkların hala Anadolu’da yaşadığını ve Yeni Bizans’i kurmak için Ortodoks aleminden gelecek ışığı beklediklerini savunmaktadır.
Gümülcine kökenli ve tıpkı yoldaşı Savas Kalenderidis’e benzer biçimde anadili gibi Türkçe bilen General Frangulis Frangos, 1991 ve 1998’de askeri ataşe olarak Türkiye’de görev yapmıştı. Arşivimde bulunan kitabının önsözünde aynen şöyle yazıyor:
«- 1991 yılında askeri ataşe olarak Türkiye’ye ilk gittiğimde, Küçük Asya Felaketi’nden (Türkler´in Kurtuluş Savaşına Yunanlılar´ın verdikleri ad) sonra Küçük Asya’da (Ege ve Anadolu’nun bir kısmı) Yunanlılar´dan ve diğer halklardan geri kalanlar olup olmadığını tespit etmek istedim. Üç yıl sonra bu bölgede uzun yıllar yaşayan tüm halkların hala varolduklarını anladım.” (Daha ayrıntılı bilgi için, Atina’dan bildiren Hürriyet Gazetesi muhabiri Yorgo Kırbaki’nin 7.10.2012 tarihli «Darbeci Yunan’dan Bir Tuhaf Kitap” başlıklı haberine bakılabilir.)
Askeri ataşe olarak Trabzon ve İzmir’de de inceleme (!) gezilerinde bulunan ve etnik istihbarat raporları düzenleyen Frangos, bu bakımdan Pontos’u Kurtarma Vakfı Başkanı Savas Kalenderidis gibi, Türkiye’deki etnik kökenler üzerinde ihtisas sahibi ve bu etnik kökenlerden hareketle Yeni Bizans’ın kurulması gibi ilahi bir göreve kendini adamış görünüyor. Burada önemli dikkat çekmek istediğim husus, Yunan Derin Devleti’nin örtülü amaçlarının, ne yazık ki Anadolu’ya dönük eski ve bağnaz Megalo-İdea’cı yayılma heveslerinden beslendiğidir.
Üstelik günümüzde Türkiye’de bir taraftan PKK terörü ile beslenen Kürt milliyetçiliği süreci ile, öte yandan makro Sünni ümmetçilik ve mikro etnik milliyetçilikler üzerinden kurucu ulusal yapının çökertilmesi süreci yaşandığı için, bilinçli veya bilinçsiz şekilde hem medyada, hem akademik ve aydın çevrelerde, hem de politik düzlemde «Anadolu’daki kadim Türk gerçeği” yok edilmeye çalışılarak bunun yerine mikro etnik kökenlerin diriltilmesi (gerçekte baş aktörler Avrupa Birliği, Amerikan Gizli Servisleri, Soros ve TESEV vakıfları desteği ile) hızla yürütülmektedir.
Yani, Savas ile Frangos’un ekmeklerine yağ sürecek bir sosyo-kültürel ortam Türkiye’nin «ana gerçeği” gibi şekillenmektedir. Oysa bu bir sanal gerçekliktir, ama önümüzdeki süreçte emperyalizmin pek işine gelecektir.
***
Peki gerçekte kim bu Savas Kalenderidis?
25 yıl önceye dönelim. Bu kişi, Yunanistan’ın İzmir Konsolosluğu’nda görev yapan çok iyi Türkçe konuşan sivil memur değil mi? Yani bizim Savas değil mi? Hani Yunan müziği hayranı gazetecilerle, züppe ve zengin işadamlarımızla yakın ilişkiler kurarak, Ovacık-Çiftlikköy civarındaki havuzlu villasını Rus kızların da katılımı ile sefahat partileri merkezine dönüştüren, ama tüm bu sefil yaşamı sırasında o civardaki (Karaburun’dan Seferihisar’a) Türkiye’nin dinleme tesislerinin ve askeri birliklerinin haritasını santim santim çıkaran Savas Kalanderidis, çok becerikli bir casus değil miydi? (Önemli Not: Dinleme Tesisleri’ne istihbarat dünyasında «kulak” denir. Bizim Çeşme gerisindeki kulaklarımız taa Girit’ten kalkan bir Fantom savaş uçağını iki saniye sonra tespit ederlerdi. Savas Kalenderidis, kulaklarımızın yerini tespit ettikten sonra hepsi sökülüp çok gerilere Seferihisar’ın ötelerine taşınmamış mıydı? Yok artık ! Belki rivayettir canım.)
Savas, şakır şakır çalışmıştı ülkemizde, Apo’ya katılmadan önce..
Hani hala.. Yaz aylarında, sahte isimlerle Çeşme’den giriş yapıp, içimizi dışımızı arşınlayan gelmiş geçmiş en sinsi Apo hayranı Yunan casusu, yıllar önceden şu bizim Yunan Konsolosluğu’ndaki sivil memur, yani dost canlısı sempatik, sinsi Savas değil miydi?..
Demek istediğim Savas’ın, Türk düşmanı sineması hala sürüyor.
Türk ve Yunan halklarının arasını açmak isteyen en azılı provokatör yoluna devam ediyor. Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü’ne, hem de Yunan tarafından, büyük barış havarisi merhum Andreas Politakis tarafından aday gösterilmiş bir gazeteci-yazar olarak bu senaryoya karşı çıkmak biraz vicdan borcum galiba.
Oysa… Senaryoyu yazan epey başarılı..
İyi seyirler…