On Senedir Siz Niye Açmadınız?

Başbakan, 17 Eylül 2012 günü Denizli’deki Cedide Abalıoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yeni öğrenim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, terör konulara değindikten sonra şunları söylediği görsel ve yazılı basında yer almıştır; ‘’Milli eğitimde gerçekleştirdiğimiz büyük reformların ilk adımını atıyoruz. Millet artık imam hatip okulları ile kucaklaşıyor. Bu okullarla hasret sona eriyor. İmam hatip okulları milletin okulları olarak eski parlak günlerine geri dönüyor. 28 Şubat sürecinde milletin bu okullarından korkanlar, bu okulları adeta bir öcü gibi görenler maalesef bu okulların kapılarına kilit vurmuşlardır. İmam hatiplerin önünü kesebilmek için tüm meslek okullarına yani yoksul Anadolu evlatlarının devam ettiği okullarına vebalı muamelesi yaptılar. Bu zulme, bu baskıya bu antidemokratik uygulamaya 30 Mart tarihinde TBMM’de son verdik.

‘’Ne zarar gördünüz imam hatip okullarından da bunları kapattınız? Ne yaptı imam hatipliler size de bunları kapattınız? Terörist yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız? Anarşistler yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız? Vatana hizmet aşkıyla yandıkları için mi imam hatip okullarını kapattınız? Ben, evlatlarım, birçok bakan arkadaşlarım imam hatip lisesi mezunları olarak bugün imam hatip okullarına itibarını iade etmenin bahtiyarlığını, bunun tarifsiz heyecanını yaşıyoruz.’’

Başbakan’ın sorusuna ve yukarıdaki ifadelerine, Sekiz Yıllık Kesintisiz ve Zorunlu İlköğretim yasa tasarısını, hükümete sunan, hükümetin de TBMM’ ye sunduğu yasayı savunan ve uygulayan dönemin Milli Eğitim Bakanı olarak yanıt verme zorunluluğum doğmuştur ve bu yazıda o yanıt verilecektir.

Ancak yanıtlarımı açıklamadan önce ben de Başbakan’ a aynı ağır sözcükleri kullanmadan kısaca sormak istiyorum, ‘’Peki, On Senedir Siz Neden Açmadınız?’’

İmam hatip ortaokullarının kapalı olduğu dönemi bir Tablo eşliğinde anımsayalım. Bu bilgiler Tablo 1 de yer almaktadır.

Tablo 1

İmam hatip ortaokulları hangi öğrenim yılları boyunca kapalı kaldı?

AKP Öncesi

AKP dönemi

1997-1998

2002-2003

1998-1999

2003-2004

1999-2000

2004-2005

2000-2001

2005-2006

2001-2002

2006-2007

***

2007-2008

***

2008-2009

***

2009-2010

***

2010-2011

***

2011-2012

5 ders yılı

10 ders yılı

Tablo 1’in incelenmesinden de görüldüğü üzere, imam hatip ortaokulları, AKP’nin iktidara gelmesinden önce sadece beş ders yılı kapalı görünüyor. Görünüyor dememin nedeni, kazanılmış hak olarak, 1997 yılında Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim yasası çıktığında, imam hatip ve diğer mesleki teknik ortaokullarına devam edenlerin aynı okullarda okuldan mezun oluncaya kadar öğrenimlerini sürdürmeleri kararlaştırılmıştı. Dolayısı ile 1997-1998 ve 1998-1999 ders yıllarında, yeni öğrenci alınmaksızın imam hatip dahil tüm mesleki teknik ortaokulları öğrenimlerini sürdürmüştür. 2002 yılı sonunda iktidara gelen AKP’nin kurduğu hükümet bir koalisyon değildi. Zira TBMM’ deki sandalye sayısı Anayasa’yı nerede ise tek başına değiştirecek çoğunlukta, TBMM üyelerinin yaklaşık 2/3´ üne sahipti. İstediği yasayı istediği anda değiştirme güç ve kudretine sahip AKP Hükümetleri neden imam hatip ortaokullarının yeniden açılmasını sağlayacak yasayı çıkarmak için on yıl beklemiştir? Ellerini tutan mı vardı? İmam hatiplerin ortaokullarını kapalı olması Başbakan’ın dediği gibi ‘’zulüm’’ ve’’baskı’’ise, siz eleştirdiklerinizden iki kat daha uzun süre ile tam on ders yılı boyunca bu zulmü ve baskıyı neden sürdürdünüz? Yoksa siyaseten 2012 yılını mı beklemek gerekiyordu?

Başbakan’ın basında yer alan ifadesinden bir bölümü buraya tekrar almak istiyorum; ’’İmam hatip okullarının önünü kesebilmek için tüm meslek liselerine, tüm meslek okullarına yani yoksul Anadolu evlatlarının devam ettiği okullarına vebalı muamelesi yaptılar. Bu zulme, bu baskıya, bu antidemokratik uygulamaya 30 Mart tarihinde TBMM’de son verdik. 4+4+4 yasası çıktıktan sonra büyük bir çaba ile imam hatip ortaokulları açılırken, yoksul Anadolu evlatlarının gittiği söylenen diğer meslek ortaokullarından hiç açılan oldu mu? Ben basında bu konuda bir haber veya açıklama bulamadım, onun için soruyorum! Yoksa onlar söylemlerde dolgu malzemesi olmaktan öte bir anlam taşımıyorlar mıydı?

Bunları da sevebilirsiniz