Örümcek Ağlarıyla Örülmüş Kişisel ve Siyasi Geleceğimiz

Bazen gazetelerde, bazen de teknoloji temalı dergiler ve web sitelerinde, sosyal medyada gizliliğe dikkat edilip edilmediğini işleyen yazılar kaleme alınır. Bu yazıların çoğu, yabancı kaynaklardan çeviridir. Konu sadece ileri seviyede bilgisayar kullanıcıları için değil, tam tersine sıradan insanlar için çok önemli.

Ülkemizde telefon dinlemelerinden kaynaklanan rahatsızlık herkesin malumu. Bugün internette çok sık kullandığımız gmail, facebook, twitter gibi uygulamalar, telefon dinlemelerini mumla aratacak düzeyde. Bunların birçoğunu fark etmiyoruz, haberimiz bile yok hatta. İleri düzeyde kullanıcılar ise, işin siyasi boyutunu algılayamadan ve/veya korkmuşluk, çekingenlik içinde zaten her şeyimiz apaçık ortada deyip geçiyor. Telefonunun dinlenmesine benim çekinecek bir şeyim yok diyen eğitimli cahiller gibi…

İlk olarak google.com/history adresine girdiğinizde sizi çok hoş bir sürpriz karşılayacak. Eğer bu sayfaya daha önceden girmediyseniz, gmail’inizi aldığınız günden beri, gmail’de oturum açmışken yaptığınız tüm aramalar buraya kayıtlı. Sizin kim olduğunuzu bilmek için ABD’nin telefonlarınızı dinlemesine bile gerek yok. Arama geçmişiniz sizi yeterince anlatıyor zaten. Ve işin kötüsü, bu veriler düne kadar silinemiyordu, sadece kaydedilmesi durdurulabiliyordu. Bugün silme seçeneği getirildi. Peki, gerçekten Google bu verileri siliyor mu?

Google bu bilgilerin reklam gösterimlerinin kişiselleştirilmesinde ve hizmetin iyileştirilmesinde kullanılacağını söylüyor. Belki de işin bu kısmı en iyi niyetli olan tarafı, çünkü Google zaten senelerdir maillerimizi okuyor. Diyelim ki, arkadaşınıza Londra’ya gitmekten, dil eğitimi almaktan bahseden bir mail gönderdiniz. Ertesi gün Londra’ya uçak bileti, Londra’da dil eğitimi gibi reklamlar gözükmeye başlıyor.

Bilmek lazım ki, Google sadece ABD mahkemelerine karşı sorumlu. ABD demişken, CIA’in sosyal medyadan uzakta kalması düşünülemez. İstihbarat örgütleri bu türden işleri gizleme gereği dahi duymuyor. CIA kendi internet sitesinden, bu işler kaç personel yayınladığını gururla duyuruyor.

Bir de Google toolbarı dahi yüklense, bilgisayarlarımıza yerleşen googleupdate.exe diye bir dosya var. Bilgisayarınıza yüklediğiniz Google uygulamalarının güncel kalmasını sağlıyor. Ne konfor! Tabi güzel bir amaç var ama, bu dosyanın, Google programlarını silinmeden silinememesi kuşku yaratıyor. Google bir nevi ya bana bilgini raporlamayı kabul edersin, ya da benim hizmetimi alamazsın diyor. Buraya kadar güzel ama bizim vatandaş olarak tüm bilgilerimizin yüklü olduğu devletin bilgisayarlarında, bu programın nasıl bir amaç güder diye düşünmek insanı paranoyalara sürüklüyor. (Google Chrome isimli web tarayıcısını kullanmamız için televizyonlara reklam verdi, Chrome’u yükleyince doğal olarak googleupdate.exe de bir güzel bilgisayarımıza yerleşiyor)

İşin bir de Facebook boyutu var. Gönüllü olarak hayatımızla ilgili güncellemeleri sürekli paylaştığımız yer. Arap Baharı’na (!) öncülük eden, devrimler (!) yapmayı sağlayan bir araç. Ama sistemin gözünü diktiği ülkelerin yöneticilerine kapalı bu araç. 10 Aralık 2011’de ntvmsnbc’de çıkan habere göre, Facebook Suriye resmi devlet televizyonunun sayfasını kapatmış. Zaten CIA’in denetiminde facebook/twitter üzerinden örgütlenerek devrim yapıldığına inanmak yeterli ahmaklık derecesine işaret ediyor ama bu kadar kör göze sokarcasına eylemler varken, böylesine saflık pek iyi niyete işaret etmiyor. Durum milyarlarca dolar değer biçilen web sitesinin gelir tablosuna bakıldığında daha net anlaşılır.

Özel yaşamın dokunulmazlığına tecavüz edilmediği bir dünya özlemiyle…

Bunları da sevebilirsiniz