İsmail Cem İpekçi 15 Şubat 1940 İstanbul doğumlu. Orta öğrenimini Robert Kolej’de tamamlayarak üniversiteyi Lozan’da okuyor. Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Milliyet gazetesinde çalışmaya başlıyor, ardından Cumhuriyet gazetesine geçiyor ve 1964-1969 yılları arasında burada incelemeler yayımlıyor. Gazetecilikle ilgili çalışmalarına 1964-1966 yılları arasında yine Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri müdürlüğü ve 1971-1974 yılları arasında Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanlığı görevleri ekleniyor. 1974-1975 yıllarında TRT Genel Müdürlüğü yapıyor. 1975´te Politika gazetesini yakın arkadaşı Ercan Arıklı ve Kadri Kayabal ile birlikte kuruyor, gazetenin başyazarlığını ve yayın yönetmenliğini yapıyor.
Gençyaşlardan itibaren siyasete ilgisi olan İsmail Cem 1987 genel seçimlerinde milletvekili olarak TBMM’ye giriyor. Siyasi yaşamını Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP),Demokratik Sol Parti (DSP)’de devam eden Cem; 2002’de Yeni Türkiye Partisi’ni (YTP) kuruyor ancak beklenen ilgiyi alamayan YTP 2004’te CHP’ye katılıyor. İsmail Cem 50. hükumette Kültür Bakanlığı, 55. hükumette ise Dışişleri Bakanlığı yapıyor. Cem’in Dışişleri Bakanlığı döneminde özellikle AB ile ilişkiler ve Yunanistan ile ilişkilerkonularında önemli adımlar attığı ifade edilebilir.
O’nu tüm siyasi arenalardaki sakin, nazik üslubuyla hatırlamak mümkün. Görev yaptığı dönemde Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nı yapan YorgoPapandreu ile birlikte dans etmeleri, Ege’de barış güvercinleri uçurup, zeytin fidanları dikmeleri akılda kalan görüntülerden. Bu görüntüler ve çabalar her iki siyasetçiye de ‘Yılın Devlet Adamı’ ödülünü getiriyor. En nihayetinde;Papandreu, İsmail Cem’in mezarına birlikte diktikleri zeytin fidanından bir dal bırakıyor.
24 Ocak 2012 İsmail Cem ‘in beşinci ölüm yıldönümü. Nezaketten ve hoşgörüden uzak siyasetçilerimizin meclis sıralarını doldurduğu, kitleleri böylece peşinden sürükleyebildiği bu dönemde, üslubununörnek alınması gerektiğini düşünüyor, kendisini saygıyla anıyoruz.
‘Filleri kuyruğundan çekerek/Tepeleri aşırtmaktı görevim’
Can Dündar’ın Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan çıkan ‘Ben Böyle Veda Etmeliyim’: ‘İsmail Cem Kitabı’ İsmail Cem’in hayat hikayesinin aldığı oldukça başarılı bir nehir söyleşi. İsmail Cem’in kendisiyle başlayan ve tamamlanan kitap; Cem’in hayatını kaybetmesinin ardından kızı İpek Cem Taha, oğlu Kerim Cem ve eşi Elçin Cem’in eklemeleri ve düzeltmeleri ile tamamlanıyor. Belgeselleri ve şiirsel anlatımıyla beğeni kazanan Can Dündar’ın bu çalışması da ilgiyle ve bir solukta okunuyor.
Kitapta çocukluk yıllarından ‘Çocukluk, Mutluluk Demek’bölümünde söz eden Cem, bölümün adından da anlaşılacağı üzere çok mutlu anılarla dolu bir çocukluk geçirdiğinden bahsediyor; ancak henüz ilk gençlik yıllarında Cem bu mutluluğu sorgulamaya başlıyor. Aslında sorguladığı mutluluk kendi mutluluğu değil, diğer insanların mutluluğu ve insanların sahip olabildikleri veya olamadıkları imkanlar. İsmail Cem hayatını ve siyasi mücadelesini bu anlayış ve düşünce üzerine kuruyor.
Lozan’da geçirdiği yılları, eşiyle evlenmesini ve ilk iş tecrübelerini kitabın ikinci bölümünü oluşturan ‘Gençlik Yılları’nda anlatıyor, İsmail Cem. Ardından üçüncü bölüm olan ‘İğneli Fıçı TRT’de; TRT’de genel müdürlük yaptığı dönemdeki çekişmeleri, çalışma koşullarını ve ortamını anlatarak, ilgi çekici anekdotlara yer veriyor.
Dördüncü bölüm olan ‘Politika Yılları’nda ise siyasi tecrübelerini aktarıyor, İsmail Cem; Kültür Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemleri anlatıyor. Bölümün sonunda ise ‘Sevgi var, oy yok’ ve ‘Biz partimizi çok sevmiştik’ başlıkları altında YTP deneyimiyle ilgili anlattıkları oldukça ilgi çekici. Cem, YTP’nin barajı aşarak üçüncü parti olarak Türkiye’ye girmesi halinde Türkiye’nin bugün ‘farklı bir Türkiye’ (s.249) olacağını vurgulayarak, bu noktada hayal kırıklığını dile getiriyor.‘Hayatın Renkleri’ kitabın beşinci ve son bölümü. Bu bölümde Cem, fotograçılığa, sanata; hayvanlara; en nihayetinde hayata olan merakını anlatıyor.
İsmail Cem gibi deneyimli ve örnek alınması gereken bir siyasetçinin hayatını, meraklarını, mücadelelerini merak edenler için okunması gereken bir kitap, ‘Ben Böyle Veda Etmeliyim’. Kitaba adını veren İsmail Cem’in 1995’te yazdığı Veda ismindeki şiir de kitabın son sayfalarında kendine yer buluyor.
Kitaplarından bazıları: Türkiye´de Geri Kalmışlığın Tarihi; Türkiye Üzerine Yazılar; 12 Mart (1674-1977, 2 cilt); TRT´de 500 Gün; Siyaset Yazıları; Geçiş Dönemi Türkiye´si 1981-1984; Sosyal Demokrasi ya da Demokratik Sosyalizm Nedir, Ne Değildir ve Uygulanabilirliği; Mevsim; 21. Yüzyılda Türkiye; Türkiye´de Sosyal Demokrasi; Engeller ve Çözümler; Yeni Sol, Sol´daki Arayış; Gelecek İçin Denemeler; Türkiye, Avrupa, Avrasya I, Strateji-Yunanistan-Kıbrıs; Avrupa´nın Birliği ve Türkiye.
Ben böyle veda etmeliyim : ‘İsmail Cem Kitabı’
Nehir Söyleşi: Can Dündar
Türkiye İş Bankası- Kültür Yayınları
Ocak 2008
297 s.