Eşitlikçi İftar Sofraları, Kapitalizmin Çöküşüne Mi Bağlı?

Geçtiğimiz Ramazan Ayı’nda da kitlesel olarak düzenlenen iftar sofralarında genellikle yoksulları gördük. Yoksullar, varsıllara mihnet duyarak iftar bozuyorlardı. Sofralarda adeta, bey-köle ilişkisi perçinleşmiş gibi gözüküyordu. Bu durum insan onurunu zedeliyor. Bu görünümü değiştirmek gerekmiyor mu? Gelecekte, herkesin eşit katılımıyla bir araya geldiği iftar sofralarını kurmak olası olabilir mi? Elbette olası. Ancak bunun için yoksulluğu yaratan kapitalizmi sorgulamak gerekiyor. Acaba kapitalizmin günümüzdeki durumu ne?

Kısaca özetleyelim. Küresel kapitalizmin ideologları 1990’lı yılların başında «Tarihin Sonu” nu ilan etmişlerdi . Onlara göre kapitalist sistem dünyanın gelebileceği son sistemdi ve yerine başka bir düzenin geçmesi olası değildi. Kafalar böyle yıkanmıştı .Ancak aradan geçen yıllar küresel kapitalizmin,insanlığı tam çıkmaza sürüklemiş olduğu gözlemleniyor. Çıkmaz, salt küreselleşme teranesiyle üçüncü dünya ülkelerini değil, kapitalizmin başat olduğu ülkelerde de ortaya çıkmış bulunuyor. Gelinen noktada, piyasa ekonomisinin bayları «Karl Marks aslında haklı çıktı,kapitalizm emeğin sömürüsünü doruk noktasına çıkardı, gelir dağılımını, salt üçüncü dünya ülkeleri ile merkez ülkeleri arasında değil toplumsal katmanlar arasında da derinleştirdi ve uçurumlar yarattı. Yoksulluk, işsizlik ve açlık giderek arttı .Bu durum umutsuzluk sarmalında bir yandan savaşları, ırkçılığı ve faşizmi körüklüyor. Sistem kendini yok etme aşamasına gelmiştir.” diyorlar.

Kapitalizm dünyada eşitsizlik ve açlık yarattığını belirtmek zorunda kalanlar, örneğin onların sözcülerinden biri olan The Ekonomist gazetesi bile dünyada 925 milyon aç ve 4 milyar fakir olduğunu yazmak zorunda kalıyor. Türkiye’de ise hala kimileri Batılı anlamda kapitalizmden geçmediğimiz için sorunlarımız çözülemiyor diyorlar. Ancak gelin bir bakalım, kapitalizmin egemen olduğu AB ve Amerika Birleşik Devletleri’nde durum ne alem de?

AVRUPA BİRLİĞİ NE DURUMDA?

Komşumuz Yunanistan’dan başlayalım, Türkiye’de televole iktisatçıların örnek ülke olarak gösterdikleri Yunanistan adalarını satma noktasına geldi. Bugünlerde, Portekiz, İrlanda ,İspanya ve İtalya dizleri üstüne çökme aşamasında. Bu ülkelere büyük miktarlarda borç para veren Fransız ve Alman bankaları da iflaslarla karşılaşacak gibi gözüküyor. AB’de avro sallantıda. AB Projesinin sonu gelmiş gibi.

Kapitalizm ,Avrupa’da sosyal krizleri yaşatıyor Örneğin Fransa,Almanya ve Britanya gibi kapitalizmin doruk ülkelerinde ayaklanmalar patlak veriyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde yabancı düşmanlığı gözlemleniyor.

KAPİTALİZMİN AĞABABASI AMERİKA’NIN NELER YAŞANIYOR?

Kapitalizmin ağababası Amerika Birleşik Devletleri’nde de durgunluğun ötesinde ekonomik iflasın ayak sesleri kulakları tırmalıyor. Ülkenin AAA kredi notu AA+ düşürüldü. Yaşanmakta olan süreçte şunlar gözlemleniyor;

  1. Dünya borcu; Amerika’nın para basarak dünyaya altın değerine sattığı dolar karşılığı 13 trilyon borcu var. Borcunu sürdürmek için savaş çıkartıyor ve ülkeleri işgal ediyor.

  2. Gelir dağılımı: Ülkenin en zengin yüzde 1’i milli gelirin yüzde 20’ni alıyor. Yurttaşların geliri son kırk yıla göre yüzde 7 azalmış.50 eyaletten sadece 5’inde zenginlik artmış.

  3. Sosyal durum: Sistem siyahları giderek fakirleştirmiş. Beyazların geliri siyahlardan 20 kat daha fazla. Evlerini bankalara kaybedenlerin çoğu ya zenci ya Hispank ya da göçmenler. Krizden en fazla zarar görenler bu etnik unsurların düşük eğitimli kesimleri.

  4. İşsizlik: İşsizlik yüzde 9,2 düzeyinde. Bu oran yaklaşık 30 milyona kişiye denk düşüyor. Özellikle gençler arasında işsizlik yaygınlaşmış,yüzde 26’lara yükselmiş.

  5. Yoksulluk: Amerikan halkının yaklaşık 1/7si, yaklaşık 45 milyon kişi açlık sınırında. Yasalara göre ,Amerika’da işsizlere ve fakirlere yılda 60 milyar dolar dolayında yemek karnesi veriliyor. Üstelik bu işle görevli Tarım Bakanlığı, muhtaç olanların üçte ikisinin yemek karnesine daha başvurmadığını belirtiyor.

Kapitalizmin yarattığı krize ve yıkımlarına karşı, Warren Buffet adında Amerikalı ünlü parababalarından biri de, «Artık biz varsılların bedel ödeme, vergi verme zamanı gelmiştir.” demiş. Türkiye’de yeni-liberalizmi savunanların kimileri de bu görüşü sahiplenmiş. Şöyle ifade ediyorlar; «Aynen öyle, dünya çapında büyük sermaye kardan zarar etmeli ve belki tarihte ilk defa küresel çapta büyük bir servet vergisi devreye sokulmalıdır. Serbest kalan bu kaynak, etkin modeller çerçevesinde fakirlere yönlendirilmeli.”Varsılın çözümü bu. Sömürü devam etsin, fakirlere iane ederek zenginliğimizi sürdürelim.

Çözüm,elbette kapitalizmin çöküşüne bağlı. Bunun belirtileri ortaya çıkıyor.İnsan onuruna yakışan bir düzende, Müslümanlar’ın da eşitlikçi iftar sofraları kurulacak. Başka çıkış yok.

Bunları da sevebilirsiniz