Analiz(10)

Dünya ekonomisinde eksen gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. Klasik sanayileşmiş ülkelerin, ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada, Hollanda, Belçika, İsveç gibi, dünya ekonomisindeki ağırlıkları gittikçe azalırken, gelişmekte olan ülkeler dünya ekonomisinden giderek daha fazla pay kapıyor. Özellikle Çin ve Hindistan dengeleri, dünya ekonomisindeki dengeleri değiştiriyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ABD’nin dünya ekonomisindeki payı, satın alma gücü paritesine göre gayri safi yurtiçi hasıla bazında, 1980’de yüzde 24,58 iken, 2011 yılında yüzde 20’nin altına gerileyecek.
Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Belçika gibi ülkelerin dünya ekonomisinden aldıkları pay, daha dramatik bir şekilde düşecek.
Buna karşın Çin, dünya ekonomisinden aldığı payı bu dönemde 8 kat, Hindistan 2,5 kat arttıracak.
1980’de 13’üncü büyük ekonomi olan ve sıralamada, Hindistan, Meksika, Kanada, İspanya gibi ülkelerin gerisinde kalan Çin, o tarihte İtalya’nın yarısı kadar satın alma gücüne sahipti. 2015’te İtalya’nın 8,5 katı olarak ABD’den hemen sonraki ikinci büyük ekonomi olarak yerini alacak.
ABD ekonomisindeki yüksek deflasyon riski Çin’i birinci sıraya da taşıyabilir.
Dünya Ekonomik Forumu 2010 raporuna göre, Türkiye 134 ülke arasında ekonomide 131., eğitimde 109., sağlık-yaşamda 61., siyasi yetkilendirmede 104., kadın-erkek eşitliğinde ise 126. sırada yer alıyor.
Genel sıralamada 125. olan Türkiye ayrıca birçok 3. dünya ülkesinin de gerisinde bulunuyor.
Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu 2010 raporunda, birçok alanda gelişme kaydedemediği gibi sıralamada da gerilerde kaldı. Ülkelerin gelişmişlikleri açısından değerlendirildikleri sıralamada 3. dünya ülkelerinin gerisinde yer alan Türkiye, özellikle ekonomi, eğitim, sağlık-yaşam, siyasi yetkilendirme ve kadın-erkek eşitliği konularında gelişme kaydedemedi.
Araştırmada ilk dikkat çeken nokta, Türkiye’nin ekonomide 134 ülke arasında 131. sırada olması. Türkiye işgücüne katılım oranıyla 125. sırada yer alırken, bu oranın yüzde 26’sı kadınlardan, yüzde 74’ü erkeklerden oluşuyor.
Siyasi irade tarafından yıllardır saptırılan sosyo-ekonomik datalarla, tekelleşen medya organları üzerinden halk yanlış bilgilendirilmektedir.
2010 yılında Türkiye’nin dünyadaki bu resmi, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıkları, yapmayı planladıkları ve hayalleriyle ne kadar örtüşüyor, karar okuyucularımızın.

Bunları da sevebilirsiniz