Anayasa Değişiklik Önerileri ve Kamu Baş Denetçisi

Anayasa değişiklik önerileri içinde, «Dilekçe, Bilgi Edinme ve Kamu Denetçisine Başvurma Hakkı” başlıklı 74. madde gerçekten dikkat çekicidir. Anılan madde vatandaşlara, idare ve TBMM’ne dilekçe ile başvuru hakkı tanımaktadır. Aynı maddeye göre oluşturulacak Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), idarenin isleyişiyle ilgili şikâyetleri inceleyecek ve TBMM tarafından dört yıl için ve gizli oyla bir Kamu Baş Denetçisi (KBD) seçilecektir. Daha sonra bir kanunla KDK’nun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile KBD ve tüm kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar düzenleneceği belirtilmektedir.
İdarenin hukuka bağlılığı bir hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Doğal olan idarenin eylem ve işlemlerinin, yargı denetimine bağlı olmasıdır. Bu görev neden yargıya verilmiştir? Çünkü idarenin, kendi hukuksuzluğunu kabul etmekten kaçınabileceği, unutulmaması gereken bir olasılıktır. İdareyi elinde tutan hükümetler, sorumluluk almaktan kaçınabileceklerdir. Bu sebeple idarenin hukuka aykırı işlemleri, elbette bağımsız yargı tarafından denetlenecektir.
Anayasamızın 125. maddesi bu hususu düzenlemiştir. İdarenin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlanması yanında, idarenin başka yollarla iç denetiminin yapılmasında da büyük yarar olduğu açıktır. Yargıya başvurmak ve sonuç almak vatandaş için uzun bir süreç olmakla birlikte, kamu kurumlarının kendi iç denetimlerini yapmalarına imkân tanıyan bir düzenleme, kamu hizmetlerinin doğru ve düzgün aynı zamanda hukuka bağlı yürütülmesinde büyük yarar sağlayacaktır.
Buraya kadar yapılan düzenlemenin bir gereklilik olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak kurumun oluşturuluş biçimi son derece dikkat çekicidir. Öncelikle kamu baş denetçisi seçimi meclise bırakılmıştır. Yani kamu denetçisi, hükümete güvenoyu veren meclis çoğunluğu tarafından seçilecektir. Bu durumda amaçlanan şeyin, KBD’nin AKP tarafından seçtirilmek istendiği söylenebilecektir.
Meclisin bu kişiyi seçmesi dışında, anayasada hiçbir özel koşulun konulmamış olması, bir başka deyişle düzenlemenin tamamen kanuna bırakılmış olması bir başka tuzak olarak görülmektedir. Hele denetlenecek kurumlardan arasında belediyeler olduğu düşünüldüğünde, durum daha da şüphe ve kaygı vericidir.
Bu düzenleme, KBD’ni liyakat esasına göre belirleyecek ve tarafsız olabilecek bir kişiyi seçecek şekilde yapılamaz mıydı? Elbette evet. Böyle olması, AKP’nin bir takım gizli niyetleri olduğunu akla getiriyor mu? Ne yazık ki, evet.

Bunları da sevebilirsiniz