Ermeni Jeopolitiğinde ‘Soykırım’

Ermeniler için «uyuşmazlık” diğer uluslardan farklı olarak, Latincede «dış” anlamındaki «exterior” kökünden türetilen, «exteriorisation” sözcüğüyle karşılanır.
Ermeni sosyolog Svetlana Lurye, Ermenilerin ulusal iç anlaşmazlıklarının daimi bir öfke içerdiğini ve bu öfkenin yeni nesil tarafından da sürdürüldüğünü belirtmektedir.
Bu nedenle Ermenistan’ın ve Ermenilere ait olan bu iç psikolojik durumun dışa yansıması süreci ile ülkenin jeopolitik davranışları arasında bağlantı kurmak ve kültürel- psikoloji kavramı üzerinde durmak gerekir. Uluslararası ilişkiler öznelerinin (imparatorlukların, ulus devletlerin ve ulusların) tarihsel tecrübesini yansıtan kültürel-psikoloji, halkın ve elit kesimin yalnızca belli bir ideoloji ve hatta bir tasavvuf akımının çerçevesinde yaşayabileceğini söylemekte, insanları bütünleştirirken, geleceğe dair bir umut da vermektedir.


Neden Ermeniler?


Ermenistan’ın jeopolitiği sadece kendi ülkesi değil, üç boyutlu bir yapıdır:: Ermenistan (Hayestan), Dağlık Karabağ (Arsah) ve Ermeni Diasporası (Spürk). Bunlara «dünya Ermeniliğinin ayrılmaz unsurları” denilmektedir. Burada jeopolitik için önemli olan mekân kavramı genişlemiştir.
Ermeni talepleri, yalnız Ermenistan’daki Ermeni nüfusun değil, dünyaya dağılmış tüm soydaşlarının bir yansımasıdır. Bu nedenle, Ermeni ulusu üzerinden değerlendirme yaparken, Ermenistan’ın jeopolitik davranışlarını etkileyen faktörler üzerinde durmak gerekir.


Soykırım?


Ermeni ulusu, 1915 yılından beri kargaşa ortamında yaşamaktadır. Bu süre oldukça uzundur. Genelde uluslar ve topluluklar başlarına gelen olayları hafızalarında yarım asırdan fazla tut(a)mamaktadır. Bu süre aşıldığında olay ya tamamen unutulmakta, ya da mitolojik bir nitelik kazanmış olduğu halde yeni nesillere aktarılmaktadır.
Ermenilerde bu ikinci durum yaşanmaktadır. «Soykırım” unutulmamış, tam tersine yıllar geçtikçe daha çok hatırlanır ve hatırlatılır olmuştur. Örneğin, 2003 yılında kurulmuş olan Dünya Ermeni Kongresi temel hedeflerini; tüm dünyada dağılmış olan Ermenilerin teşkilatlanmasını ve bilinç seviyelerinin yükseltilmesini sağlamak, soykırım sorununun isabetli şekilde sonuçlandırılması için siyaset, maliye, ekonomi ve bilimde, tüm iç güçleri birleştirmek olarak sıralamıştır.
Ermeniler sözde soykırım efsanesini yaratmışlar ve bunu varlık nedeni haline dönüştürmüşlerdir. Bu efsane onlar için bir yaşam tarzıdır. Üstelik bu durumu dünyaya kabul ettirme noktasında son derece başarılı da olmuşlardır.
Özetlemek gerekirse; Türkiye arşivleri tamamen açılsa ve konu tarihçilere bırakılsa dahi, Ermeniler ulusal kimliğin kaybı korkusuyla gerçeklerden kaçacaklardır.


Ermenistan Türkiye’den ne istiyor?


• Sevr Anlaşması’nın canlandırılmasını,
• Sözde soykırımın uluslararası boyuta, özellikle BM’e taşınması ve dünyada kabul görmesini,
• Türk-Ermeni ilişkilerine ait konuların, Türkiye’nin sözde soykırımı kabul etmesinden sonra, bir paket çerçevesinde ele alınmasını,
• Türkiye’nin Karabağ konusunda Azerbaycan’a verdiği desteği kesmesi, Türk-Ermeni ilişkilerini ipotek altına aldığını düşündükleri (ne yazık ki, Türkiye’de de böyle olduğunu düşünenler var) bu konunun gündem dışı bırakılmasını,
• ABD, Rusya, Fransa, Yunanistan ve diğer ülkelerde yaşayan Ermenilerin, bu devletlerin Türkiye siyasetini gözden geçirmelerini sağlayacak etkinlikler gerçekleştirmesini,
Bu isteklerin, aklı başında hiçbir Türk tarafından kabulü mümkün değildir.

Bunları da sevebilirsiniz