Sistem, Türkçe deyişle dizge ile ilgili yazı dizisinin geçen ayki ilkinde, «öz anlam” konusunu irdeleyerek bu kavramın içlemini ele alarak başlama vuruşu yapmıştım.
Şimdi ise bu ikinci denemede «sistem düşüncesinde boyutlar” konusunu ele alarak bir bakıma kavramın kaplamını, yani çeşitli anlamlarının eriştiği alanlarda sınırların nereden geçmekte olduğunu ortaya koymak istiyorum.
Kaplam da içlem gibi anlambilimsel kökenli dilbilimsel bir terimdir. Ayrıca «kavram haritalama” denen sözlükbilimsel (leksikalojik) işlemin kaplamın doğasını yetkin olarak göstermek yoluyla örnek oluşturan bir yöntem olduğunu da yeri gelmişken belirtmek isterim.
Ancak haritalamadaki bağlantıların tarz ve silsilesini anlambilimsel görüngede kolayca yazı diline aktarmak pek de olanaklı olmadığından, anlatımda genelde sadece düğümler (içlemler) hakkında bilgi verilmek yoluyla konular ele alınacaktır.
Önce sistem kavramının günlük dildeki içleminin uzantısı olan düğüme karşılık olabilecek bir terim arayalım. Karşılık bulmak için en iyi yol sistemin özniteliklerine bakılarak yapılacak bir arayıştır. Bu bizi hemen ilk aşamada işlevi, yönü olan bir nitelikleri anlatan terimler olarak «amaç” ve «bütün” kavramlarına götürecektir. Gerçekten de sistem sözcüğü yaygınlaşmadan önce pek çok insan gündelik dil etkinliklerinde sistem terimi yerine bu iki kavramı kullanmıştır; hatta hala da kullanmaktadır.
Sanatsal etkinliklerde ise ürünün yani yapıtın resim mi, müzik mi yoksa yazın mı olmasına bağlı kalmaksızın «bütünlük ve amaç” olgusunun ortaklaşa karşılığı için kompozisyon terimi seçilmiştir.
Öte yandan hümaniter (insani) disiplinlerin bir diğeri olan felsefede sistem kavramının terimsel karşılığı arandığında terminolojinin bollaştığı hemen görülür. Nitekim yaşam felsefesi, ideoloji, dünya görüşü, hatta tüm «izm”lerin hep birer sistem kavramı mahiyeti ile ele alınması da olanaklıdır! Çünkü hepsinin bir yönü ve kendi içinde bir bütünlüğü vardır. Ama yaptığım irdeleme bana insan bilimlerindeki dünya görüşü teriminin sistem kavramı için uygun bir dilsel karşılıklılık (mütekabiliyet) oluşturduğunu düşündürüyor.
Sosyal (toplumsal) bilimlerde sistem kavramının karşılığı için yapı (biçim) işlev ve organizasyon (örgüt) terimleri ele alınarak bir irdeleme yapılabilir. Yapı-işlev doğal nitelikli olan olgulara daha yakın bir kavram iken, organizasyon daha çok yapay bir ırayı çağrıştırmaktadır. Bu içlemsel farklılıklar terimlerin dilbilimde pragmatik (edimbilgisel) açıdan kullanım alanlarını da belirler: Şöyle ki; sosyal bilimlerde doğal alan bilgilerini inceleyen disiplin olan antropoloji yapı-işlev (morfolojik fonksiyon) kavramına daha çok başvurur iken, yönetimbilim ve sosyoloji disiplinleri için örgüt (organizasyon) sözcüğü bu alanlarda sistem kavramının karşılığı olabilecek bir terim mahiyeti (neliği) ile kullanılmaktadır.
Daha sağınlaşan (exact) bilimlere doğru giderek irdelemeyi sürdürecek olursak doğa bilimlerini temsilen biyoloji bilim dalında organizma (örgensellik, uzviyet) sözcüğü sistem kavramını karşılayan en uygun terimdir. Fizik, kimya, jeoloji ve ekolojide hatta biyolojide de sistem kavramının bir karşılığı olarak organizmaya ilaveten terimin kendisinin kullanılmakta olduğunu belirtelim.
Son olarak da Gauss’un deyişi ile bilimlerin kraliçesi matematiğe bakalım. Sistem kavramı için burada ya terimin kendisi kullanılmakta ya da işlev (fonksiyon) sözcüğü özellikle yön vurgusunun önemsiz, ilişki olgusunun önemli olduğu durumlarda bu görevi yerine getirmektedir. Ayrıca günümüz matematikçilerinin örüntü (pattern) terimi ile sistem kavramı için bir karşılık yaratmakta olduğunu da vurgulamak gerekir.
Elbette, tüm bu bilgi kuramsal yaklaşım temelinde yapılan çeşitli alanlarda sistem kavramının karşılıklarını bulma çalışması söz konusu alanların niteliğini yansıtmakta olduğundan terimler içlem yönünden birbirleriyle tam olarak örtüşmezler.
Ancak, öte yandan bu kapsamda yapılan topluca irdeleme ve incelemeler sistem kuramındaki sistem teriminin somut kaplam ve soyut içlemini oluşturan bilgi kümeleşmeleri olarak ayrı bir disiplin olarak sistem biliminin ortaya çıkışının da ana etmenleridir.
Gelecek denemelerle bu doğrultu ve biçem (üslup) ile sistem kavramının anlaşılırlığına katkıda bulunmayı sürdürmek istiyorum.