Sığınmacı Çocuk İşçiler

Kızılay Mart 2024’te “Düzensiz Göçün Çocuk İşçiliği Üzerindeki Etkileri” adında bir rapor yayımladı. Raporda veriler ışığında Türkiye’de sığınmacı statüsündeki işçi çocukların durumu ve çalışmalarının altında yatan nedenler açıklanıyor.

Dünyada en çok zorunlu göçmen bulunduran ilk beş ülke sırasıyla şunlardır: Türkiye (3.4 milyon), İran (3.4 milyon), Almanya (2.5 milyon), Kolombiya (2.5 milyon), Pakistan (2.1 milyon) (BMMYK, 2023). Türkiye’deki gerçek sığınmacı sayısının açıklanan resmi sayının birkaç katı olduğunu tahmin edebiliyoruz.

Türkiye’deki Suriyeli çocukların yaş aralıkları ve sayısı ise; 0-4 yaş arası 395.474, 5-9 yaş arası 535.739, 10-14 yaş arası 366.426, ve 15-18 yaş arası 242.795’dir. Göç İdaresi Başkanlığı Ocak 2024 verilerine göre, Türkiye’de 3.181.022 Suriye uyruklu kayıtlı sığınmacı var. Bu sayının 1.540.434’ü çocuklardan oluşuyor(Ocak, 2024).

Ülkesinde temel eğitimini sürdürürken göç etmiş çocukların yeni ülkelerinde okula gitmeme eğilimi var. Bu eğilimin temelinde yoksulluğun dışında akranlarından daha küçük sınıflara devam etmek istememeleri, dil bariyeri, yeni eğitim sistemine adapte olamama, yer değişikliğine alışamama gibi nedenler var.

Kızılay’ın en fazla sayıda sığınmacı çocuk işçi tespit ettiği ilk beş il sırasıyla İstanbul, Gaziantep, Adana, İzmir ve Kahramanmaraş’tır. Bu illerin ortak özellikleri üretim atölyelerinin yoğunluğu, büyükşehir kategorisinde olmaları, göçmen nüfusun en çok yerleştiği iller olmasıdır.

Sığınmacı çocuk işçilerin %78,2’si erkektir. Kız çocukları evdeki yaşlı ve hasta bakımına destek sağlama, ev işlerine yardım etme gibi hane içi işlerde çalıştırılmaktadır. Çalışan göçmen çocukları genelde 10-11 yaş aralığında çalışmaya başlamaktadır. Çocuk işçilerin çoğunluğunu 15-17 yaş grubu oluşturmaktadır. Günlük veya haftalık ücretler almaktadır. Üretim atölyeleri benzeri yerlerde bedensel emek gerektiren işler yapmaktadır. Ücretleri bedensel emeğe dayanmasından; yaşları büyüdükçe performansları artmaktadır ve aldığı ücretler de artış göstermektedir. Aldıkları ücretler değişkenlik gösterse de asgari ücret tutarının oldukça altında kalmakta ve kayıt dışı çalıştırılmaktadır.

Çocukların çalıştığı yerlerdeki unvanları: işçi (%54), çırak (%24), yardımcı (%10) veya diğer (ortacı, ara eleman, servis elemanı…vb) olarak tespit edilmiştir.

Çocuklar ailedeki yetişkinlerin yaptığı işlere yönlenme eğilimindeler. Özellikle tarım arazileri veya esnaf çıraklığı gibi işlerde çocukların kayıt dışı çalıştırılmalarının daha kolay olması, işverenlerin daha düşük ücret nedeniyle çocukları tercih etmesi, çocukların yetişkinlere göre daha hızlı hareket etmesi gibi nedenler çocuk işçiliğinin yaygınlığını artırmaktadır.

Sığınmacı çocuk işçiler yaygın olarak Gaziantep’in Şehitkamil ve Şahinbey İlçelerinde ayakkabı ve çanta üretimi yapan atölyelerinde; Araban, Islahiye ve Nurdağı ilçelerinde mevsimlik tarım alanlarında çalışmaktadır. Ankara Altındağ’daki Siteler Sanayi Sitesi içinde mobilya üretim tesislerinde, atölyeler, marangozhanelerde sığınmacı çocuk işçilerin çalıştırılması yaygındır ve otomobil sanayinde de çalışan sığınmacı çocuklara rastlanmaktadır. Adana merkez ve etrafında tekstil atölyelerinde çalışmaktadır. Sığınmacı ailelerde çocukların da dahil olduğu mevsimlik tarım işçiliği, Mersin ve Adana’nın birleştiği Tarsus Tuzla Karataş’ta oldukça yaygındır. İzmir’de sanayide çalışan sığınmacı çocuklar genellikle Bornova’da ayakkabı üretim tesislerinde, Bayraklı’da tekstil atölyelerinde, Karabağlar’da mobilyacılık sektöründe çalışmaktadır. İstanbul’da sanayiler merkeze çok uzak kaldığı için sanayiden ziyade üretim atölyelerinde çalışan göçmen çocuklar yoğun olarak bulunmaktadır. İstanbul’da göçmen çocukların yoğunlukta olduğu atölyeler tekstil, ayakkabıcılık, çantacılık üzerinedir. Bunlara ek olarak hurdacılık, işportacılık, mendil satıcılığı, kağıt toplayıcılığı gibi işler yapan pek çok sığınmacı çocuk vardır.

Bu çocukların okumak yerine çalışmalarının altında yatan nedenleri incelersek; yoksulluk hepsi için geçerli olan ana etkendir. Buna ek olarak çocukların eğitim devamlılığının önemsenmemesi ve özellikle erkek çocuklarının 10-12 yaşlarından itibaren hanedeki geçimi üstlenmesinin yaygın olduğu kanısına varılmıştır. Erkek çocuklarının dışarıda iş araması, kız çocuklarının da hane içi ev işleri ve diğer aile üyelerinin bakımını üstlenmesinin ardında zaman zaman içselleştirilmiş bir geleneksel tutuma rastlanmaktadır. Ebeveyn ya da bakım verenlerin eğitime yönelik farkındalıklarının düşüktür. Eğitim devamlılığının önemsemesi %43,8’dir.

Göçmen hanelerde çocuğun evin geçimini veya ev içi sorumlulukları üstlenmesinde sosyokültürel alışkanlıkların etkisi de oldukça yüksektir.

Hanedeki yetişkinlerin Türkiye’deki mesai saatleri ve çalışma rutinlerine adapte olamadığı için kısa süre çalışıp işi bırakmasının yaygın olduğu öğrenilmiştir. Mesai saatlerini uzun ve mesai başlangıç saatlerini erken bulan faydalanıcıların düzenli işe girmeye karşı direnç gösterdiği tespit edilmiştir. Bunun yanında işverenlerin daha düşük ücret ve daha fazla mesai için göçmen ailelerdeki yetişkinler yerine çocukları tercih etmesi de bir diğer iş bulamama nedenidir. Bu sebeplerle yetişkinlerin yerine çocuklar çalışmaktadır.

Hanedeki kadın ve kız çocuklarının dışarıda iş arama ve çalışmalarına karşı bir tutum söz konusudur. Özellikle tek ebeveynli göçmen ailelerde ebeveynin kadın olduğu durumda, ebeveyn yerine ailedeki erkek çocukları çalışıp evin geçimini üstlenmektedir.

Çocukların yetişkinlere nispeten daha hızlı dil öğrenebilmesi çocukların işe katılımını artırmaktadır. Yetişkinlerin dil bariyeri kaynaklı iş aramama veya bulamama durumu yaygındır. Çocuklar yetişkinlere tercüme desteği sağlamaktadır. Fakat bu durum kız çocukları için pek geçerli değildir çünkü kadınlar çoğunlukla ev içinde zaman geçirdikleri için Türkçe dili becerileri geride kalmaktadır.

Sığınmacı çocukların okullarda akran zorbalığı ve ayrımcılığa uğranması, çocukların eğitime devam etmek istememelerine neden olmaktadır. Okulu yarım bırakan erkek çocukları genelde çalışma hayatına dahil olmaktadır. Okulda kendini dışlanmış hisseden çocukların ders ve ödev takipleri aksamaktadır. Araştırmanın yukarıda bahsedilen bulgularına göre, göçmen ve yerel topluluklar arasındaki sosyal uyum problemleri doğrudan veya dolaylı olarak çocuk işçiliğin artmasında etkilidir.

Kaynakça

Bau, N., Rotemberg, M., Shah, M., & Steinberg, B. (2020). Human capital investment in the presence of child labor (No. w27241). National Bureau of Economic Research. (Erişim Tarihi: 30 Ocak 2024)

Bunları da sevebilirsiniz