Azmi Bey

Meşrûtiyet’in tanınmış ittihatçılarından Hüseyin Azmi Bey, 1876 yılında İstanbul’da doğmuştur (Arşivi B. B., 1291). Kurenâdan (Devellioğlu, 2010) Osman Nesib Bey’in oğlu olan Azmi Bey’in annesi ise Fatma Düriye Hanım’dır. Azmi Bey, henüz doğmadan babasını kaybetmiştir (Arşivi B. B., 1291). Azmi Bey, Bursa Mekteb-i İbtidâîsi ve Rüşdiyyesini bitirdikten sonra (Arşivi E. G.) İdâdî-i Askeriyye ve ardından Mekteb-i Hukukiyye’ye gitmiştir (Milliye, 1926). 1894 senesinin Nisan ayında stajyer olarak Bursa’da İstinâf Mahkemesi Kalemi’nde çalışmaya başlayan Azmi Bey, 5 Mayıs 1896 tarihinde, 300 kuruş maaşla, Bursa’da Ticaret Mahkemesi Zabıt Kâtipliğine tayin edilmiştir,

Azmi Bey’in İttihâd ve Terakkî Cemiyetine Girişi

İttihâd ve Terakkî Cemiyetinin Selanik şubesi, bir başka ifadeyle dâhili şubesi, Meşrûtiyet’in yeniden kazanımında başrol oynamış ve buranın askeri ve sivil cemiyet kadrosu, Osmanlı Devleti’nin uzun yıllar mukadderatında pay sahibi olmuşlardır. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Osmanlı Devleti’nin uzun yıllar mukadderatında pay sahibi olmuşlardır. Selanik şubesinin sivil kadrosundan Azmi Bey de İttihâd ve Terakkî Cemiyetine üye olması ile ilgili olarak, 1926 yılındaki Ankara İstiklal Mahkemesi sorgusunda mahkeme reisinin, “İttihâd ve Terakkî Fırkasına ne vakitten itibaren bağlısınız?” sorusuna, “Meşrutiyetten iki üç sene evveldi. Drama’da müddei-i umumi iken.” diye cevap vermiştir. (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926)

Azmi Bey’in bu cevabında, İttihâd ve Terakkî Cemiyetine ne zaman üye olduğu ile ilgili olarak iki tane veri vardır. Bunlardan ilki; “Meşrutiyyet’ten iki-üç sene evveldi” deyişi, ikincisi; “Drama’da müddeî-i umûmî iken” deyişidir. Eğer Azmi Bey, Meşrutiyyet’ten iki-üç sene önce İttihâd ve Terakkî Cemiyetine üye olmuş ise İttihâd ve Terakkî Cemiyetine üyeliği, 1905-1906 yıllarında başlamıştır. Azmi Bey ise bu yıllarda Manastır vilayetine bağlı Pirlepe Kazasında, Bidâyet Mahkemesi Ceza Reisi’dir. Eğer ki Azmi Bey, Selanik vilayetine bağlı Drama Sancağı’nda müddeî-i umûmi iken İttihâd ve Terakkî Cemiyetine üye olduysa cemiyet üyeliği, 1907 yılında başlamıştır. Çünkü Azmi Bey, 29 Mart 1907 tarihinde Drama Sancağı’na atanmıştır. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013) Görülüyor ki Azmi Bey’in İttihâd ve Terakkî Cemiyetine katılması ile ilgili ifadesinde zamansal anlamda bir çelişki vardır. Sonuç itibarıyla Azmi Bey adlî memûriyette iken İttihâd ve Terakkî Cemiyetine katılmıştır. (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926)

Selanik Polis Umûm Müdürlüğü Dönemi

Azmi Bey, 30 Eylül 1908 tarihinde 2 500 kuruş (25 lira) maaşla, Selanik Polis Umûm Müdürlüğüne atanmıştır. (Arşivi B. O., Başbakanlık Osmanlı Arşivi, 1291) Kendisinden önceki Selanik Umûm Polis Müdürü, Niyazi Efendi’dir (Arşivi B. O., Başbakanlık Osmanlı Arşivi, 1326) Niyazi Efendi’den sonra ittihatçıların merkez karakolu olarak adlandırılan Selanik vilâyeti polisinin başına getirilen Azmi Bey görevini 22 Mayıs 1909 tarihinde bırakmıştır.

Azmi Bey’in Bâb-ı Ali Baskını’ndaki Rolü

Bâb-ı Âlî Baskını, günümüz anlamıyla bir hükûmet darbesi olarak kabul edilmiştir. Darbeye marûz kalan Kâmil Paşa Hükûmeti olmuştur. Darbeyi ise ittihatçılardır yapmıştır.

Bâb-ı Âlî Baskını’ndan önceki 1908-1913 süreci içerisinde genel olarak muhalif gruplar; “Kâmil Paşacı” olmuş iken, ittihatçılar; “Sait Paşacı” olmuşlardır. Sait Paşacı ittihatçılar, Kâmil Paşa Hükûmeti devrinde, Avusturya-Macaristan’ın Bosna Hersek’i ilhak etmesinden, Bulgaristan bağımsızlığını kazanmasından, Girit adası halkının Yunanistan’a bağlı olduklarını açıklamasından, Makedonya’daki Arnavut isyanlarından ve Arap ülkelerindeki isyanlardan Kâmil Paşa’yı sorumlu tutmuşlardır. (Demir, 2005) Ancak 23 Ocak 1913 tarihine kadar geçen bu süreç içerisinde ittihatçılar, hiçbir vakit Kâmil Paşa Hükûmetini zorla değiştirmeye kalkışmamışlardır. Bâb-ı Ali Baskını’nın görünür nedeni, Balkan Harbi’nin birinci safhasının sona ermesinden sonra Kâmil Paşa Hükümeti’nin İstanbul’da Bulgarlar ile gizli bir anlaşmaya teşebbüs etmesi olmuştur. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Azmi Bey’in Firari Dönemi (1918-1922)

İttihatçı Liderler ile Azmi Bey’in Yurt Dışına Kaçışı

I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru gelindiğinde İttifak Devletleri’nin Bulgar Cephesi çökmüş, Osmanlı Devleti’nin Güney Cephesi çökmek üzere ve Almanların da Avrupa cephelerinde durumu zorlaşmıştı. Büyük Savaş, artık, İttifak Devletleri’nin mağlubiyeti ile sona ermek üzereydi. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013) Osmanlı Devleti’ni bu savaşa sokmakla sorumlu tutulan İttihat ve Terakki mensuplarından oluşan Talat Paşa Kabinesi, (Çolak, 2008) 8 Ekim 1918 tarihinde istifa etmiş, yerine, 17 Ekim 1918 tarihinde, Ahmet İzzet Paşa Kabinesi (Paşa, 1993) kurulmuştur. Bu kabine, ilk olarak ateşkes girişimlerine yönelik çalışmalara yoğunlaşmış, nihayetinde Rauf Bey önderliğinde kurulan ateşkes heyeti, 5 Ocak 1918 tarihli Lloyd George’nin bir konuşması ile ABD Başkanı Wilson’un yayınladığı ilkelere güvenerek, Midilli Adası’nın Mondros Limanı’nda Türk Milleti’nin haysiyetini zedelemeyeceğini düşündüğü Mondros Mütarekesi’ni 30 Ekim 1918 tarihinde imzalamıştır. (Eroğlu, 2008) Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti’nin yenilgisi manasına geldiği gibi İttihat ve Terakkinin de yenilgisi manasına gelmektedir.

İttihat ve Terakkinin Merkez-i Umumisi, Teceddüt Fırkasına dönüşüm kararı almadan önce bazı önemli kararlar almışlardır. Bunlardan biri; İttihat ve Terakkinin lider kadrosunun, Ahmet İzzet Paşa Kabinesi’nin memleket hizmetlerine dair işlerini kolaylaştırmak için ittihatçı lider kadronun hemfikirle yurdu terk etme kararı almalarıdır. (Cemil, 1992)

Dr. Bahaeddin Şakir ve Kara Kemal Beyler; Enver, Talat ve Cemal Paşaların mutlak surette yurt dışına çıkmaları için ısrarcı olmuş ve bunlardan Dr. Bahaeddin Şakir Bey, Hazret-i Peygamber’in bile hayatını düşmanlardan korumak için hicret ettiğini söyleyerek ittihatçı lider kadronun yurdu terk etmesinin gayet doğal olduğunu ifade etmiştir. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

İttihatçı Liderler ile Berlin Yolculuğu

İttihatçı lider kadroyu taşıyan Alman gemisi, İstanbul’dan ayrıldıktan sonra Sivastopol yakınlarındaki Gözleve’ye uğramıştır. (Aydemir, 2010) Bu seyahat sırasında Gözleve, ittihatçıların ilk durağı olmuştur. Seyahat sırasında ittihatçılar gelecekleri hakkında fikir alışverişi yapmışlardır. Enver Paşa herkesten farklı olarak Rusya’ya geçmek istediği ve Ruslarla anlaşarak Türkistan’ı ayaklandırmayı düşündüğü vurgulanmıştır. (Aydemir, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa , 2010) Talat Paşa’nın ise siyasi ömürlerinin sona erdiğini düşündüğü ve şu sıralar da hiçbir şey yapılmaması gerektiği kanaatinde olduğu ifade edilmiştir. Enver Paşa’nın haricinde kalanların ise ağırlıklı olarak, Talat Paşa’nın fikrinde oldukları ve O’nun ile hareket ederek Berlin’e devam etmeyi tercih ettikleri ifade edilmiştir. (Babacan, 2005) İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü Azmi Bey ise bu sırada konuşulanlar hakkında şunları söylemiştir: “Enver Paşa çalışmak üzere Azerbaycan’a gitmek istiyordu. Talat Paşa aksi fikirde idi. Biz gaip ettik. Vatan evlatları felaketi temizlemekle meşguldürler. Onları rahat bırakalım.” (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926) Anlaşıldığı üzere, Azmi Bey’in de ifadeleri bugüne değin anlatılanlar veya yazılanlar ile aynı doğrultudadır. Azmi Bey de Talat Paşa’nın, felaket günlerinin yakın olduğu, vatan evlatları olarak tanımladığı geride kalanların rahat bırakılması gerektiği düşüncesinde olduğunu teyit etmiştir. Buna karşın ise mücadeleden geri durmayan Enver Paşa’nın da Azerbaycan’a gitmek isteğinde olduğunu yinelemiştir. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013) Alman işgali altındaki Gözleve’den ittihatçı liderlerin Berlin’e hareketi ve Enver Paşa’nın kafileden ayrılışı ile ilgili olarak Aydemir, şunları söylemiştir: “…. Ertesi gün bir Alman askeri treni ile hareket edilir… Gözleve’den hareket eden askeri tren, Akmescit istikâmetinde ve ilk istasyonda bir gece bekleyecektir. Nihayet vakti gelince tren düdüğünü çalar. Hareket edecektir. Fakat o zaman farkına varılır ki, ortada Enver Paşa yoktur. Tren birkaç dakika bekletilir. Enver Paşa aranır. Ama bulunamaz. Çünkü Enver Paşa, hiç kimse farkına varmadan trenden atlamış ve kalabalığın arasında kayıplara karışmıştır. O artık, içine atıldığı kaosun, yani boşluğun adamıdır. Bir Yalnız Adam!” (Aydemir, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa, 2010)

İtalya Hükûmeti ile Temasları ve Anadolu’ya İlk Dönüşü

Enver Paşa, ittihatçıların kafilesinden Saray Bosna’dan ayrıldıktan sonra Kırım’a geçmiş ve buradan deniz yolu ile Kafkasya’ya geçmeye kalkışmış ancak başarılı olamayınca Kırım’a geri dönmüştür. Burada bir süre kaldıktan sonra da Berlin’e hareket etmiştir. Böylece kafile yeniden Berlin’de bir araya gelmiştir. (Arslan, 2005) Ancak Osmanlı Hükûmetinin ve İtilâf Devletleri’nin siyasi baskısı üzerine kafilenin her biri farklı yerlere ayrılmak zorunda kalmıştır. Ancak kafilede yer alanlar hiçbir zaman birbirlerinden irtibatlarını koparmamışlardır. Birbirleri ile sürekli irtibat halinde kalan firari ittihatçılar, yurt dışında yeni bir mücadelenin fitilini ateşlemişlerdir. Tüm gayeleri; Anadolu’da bağımsızlık mücadelesi içine girmiş vatanperverleri bir nebze olsun rahatlatmaktır. (Eroğlu, İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey, 2008) Bu doğrultuda Berlin’de, Bolşevik Radek69 ile tanışılana kadar ki geçen süreç içerisinde ittihatçı liderler, Avrupalı Devletler nezdinde Millî Mücadele’ye destek sağlamak için birtakım girişimlerde bulunmuşlardır.

Enver Paşa, 7 Kasım 1919 tarihinde, Cemal Paşa’ya yazdığı mektupta; Fransa, İtalya, İngiltere ve Amerika gibi devletleri değerlendirmiş, haklarında analizler yapmış ve bunlardan İtalya’nın Kemalistlere yardımcı, Milli Hareketi kolaylaştırıcı ve manda aleyhinde olduğu yolunda ifadeler kullanılmıştır. Ayrıca, Talat Paşa’nın tüm Avrupa ülkelerini dolaşması yerinde bir karar olarak addedilmiştir. (Aydemir, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa, 2010) Tüm bunlar, firari ittihatçıların Avrupa’da boş durmayıp siyasi bir hareketin içinde bulunduklarını göstermektedir. (Eroğlu, İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey, 2008) Bu doğrultuda firari ittihatçıların, kendi aralarında vazife taksimi yapmış olduklarını görmekteyiz. Enver Paşa’nın işaret ettiği üzere, Millî Mücadele’yi kolaylaştıracağına inanılan İtalya Devleti’nin desteğini sağlamak amacıyla İtalyanlar ile temasa geçilmesi için Azmi Bey, Roma’ya gönderilmiştir. Azmi Bey, her ne kadar Roma’ya geçişini ve burada gerçekleşen İtalya Hariciye Nezareti Müsteşarı Kont Sforza (Tarihin Peşinde, 2012) ile görüşmesini, rastlantının bir sonucu olarak değerlendirmişse de gerçeğin böyle olmadığını, Enver ve Cemal Paşaların aralarındaki mektup yazışmaları ortaya koymaktadır. Enver Paşa, 1 Aralık 1919 tarihinde, Cemal Paşa’ya göndermiş olduğu mektupta, Azmi Bey’in Roma ile Anadolu arasındaki üstlendiği rol ile ilgili olarak şunları söylemiştir: “…. Ve Azmi’yi de Roma’da icap edenlerle tekrar görüşmek üzere göndermişler. Bilmem ki Azmi nasıl yalnız başına bu işleri yapabilir. Sen mesela Roma’ya gidip, bu harici teması ele alamaz mısın?… Talat pek gitmek istemiyor. Fakat bence sen gidersen hem memlekettekiler başka türlü sana emniyet ederler, hem de memlekette çalışabilmek nokta-i nazarından vaziyetin başka olur. Ve Azmi de o vakit arada gidip gelir ve İtalyan Hükûmeti ile sen temasa gelmiş olursun. Her halde Münih’te oturmaktan daha iyi olacaktır sanırım…” (Yalçın, 2002) Enver Paşa, İtalya Hükûmeti ile kurulacak temaslarda Azmi Bey’in yeterli olamayacağını düşünmüş ve O’nun yerine ismi hem Anadolu hem de İtalya nezdinde daha güçlü olan Cemal Paşa’nın kendisinden Roma’ya geçmesini istemiştir. Enver Paşa’nın bu mektubuna karşılık olarak Cemal Paşa, 3 veya 4 Aralık 1919 tarihli mektubunda şunları yazmıştır: “Kendisinin (Azmi Bey) İtalyanlarla müzakereyi idareye katiyen muktedir olamayacağına bende kani olduğum için, bu müzakereleri ve temasları bizzat idare etmek üzere gitmeyi, öteden beri arzu ediyordum… (Aydemir, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa, 2010) Cemal Paşa da Enver Paşa gibi Azmi Bey’in İtalya Hükûmeti ile Anadolu arasındaki ilişkileri yürütebileceğine inanmamıştır.

Moskova İslâm İhtilâl Cemiyeti İttihadının Kuruluşu

5 Ağustos 1920 tarihinde Moskova’ya ulaşmış olan Azmi Bey, burada Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’dan gönderdiği heyetle karşılaşmıştır. (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926) Akabinde 15 Ağustos 1920 tarihinde Moskova’ya gelen Enver Paşa ile Berlin’de hazırlanan İslâm İhtilâl Cemiyeti İttihadının Programı üzerinde tadilat yapmak için Anadolu Heyeti ile birlikte toplantı düzenlemişlerdir. Bu toplantı ve içeriği ile ilgili olarak Azmi Bey şunları söylemiştir: “…. (Enver Paşa) gelmiş, Moskova’da görüştük. Programın tatbiki meselesi mevzu-i bahis oldu. Program Almanya’da tanzim edilmişti. Rusya’ya uymuyordu. Mesela orada İngiliz denilmişti. Beride emperyalizm dedik.” Azmi Bey’in hatırladığı üzere toplantıya, Enver Paşa, Seyfi Bey, İbrahim Tali Bey ve Yusuf Kemal Beyler katılmışlardır. Seyfi Bey toplantı sırasında, Anadolu’nun alakadar olmadığı hiçbir işte bulunmak istemediğini beyan etmesi üzerine, Anadolu’nun programa katılıp katılmaması gündeme gelmiştir. (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926) Cemiyet Anadolu’ya yardım etmek için kurulma kararı alınmış ve farklı yerlerde faaliyetler gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Bakü, Afganistan ve Türkistan Serüveni

İslam İhtilal Cemiyeti kurulduktan sonra Bakü’de bir konferans düzenlenmiştir bu konferansa Anadolu’dan gelip katılanlar da olmuştur.

Moskova ve Bakü’de yapılan çalışmalar hakkında Azmi Bey’in kendisinden malumat telkininde bulunduğu Cemal Paşa, Türkistan-ı Çini hakkında araştırmalar yapmış ve bu bölgenin Cemiyet tarafından çalışılması gereken bir coğrafya olduğuna inanmıştır. Bunun üzerine Azmi Bey Türkistan’da, İslâm İhtilâl Cemiyeti İttihadının icrası için Hint ihtilâlcisi Cemal Paşa’dan Türkistan’da yapılacak faaliyetler hakkında bilgi almak maksadıyla Afganistan’a yola çıkmıştır. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Türkmenistan topraklarında, Bolşevik idaresinin bahşettiği imkân ve suhuletten istifa ederek Azmi Bey ve ekibi, Cemal Paşa’nın direktifleri doğrultusunda, ilmi ve sanayi olarak, Türkmenistan halkının medeni milletler arasına çıkarılması için sekiz ay kadar gayretle çalışmıştır. Ancak, daha sonra Bolşeviklerin Enver Paşa’dan desteğini çekeceğini öğrenmesi üzerine Azmi Bey, Anadolu’ya geçmeye karar vermiştir. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Azmi Bey’in Yurda Dönüşü

İkinci defa yurda giriş teşebbüssü başarısızlığa uğradıktan sonra Sarıkamış-Trabzon-İstanbul üzerinden bir İtalyan vapuru ile Berlin’e dönen (Ilıkan, 2005) ve burada sessiz bir bekleyiş içerisinde yurda kabulünü bekleyen Azmi Bey, burada tabiri caizse vakit öldürmeye başlamıştır. (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926) Ancak, bu sırada Ermeni komitacılar tarafından ittihatçı liderlere peşi sıra suikast düzenlenmesi ve Cavid Bey ile İsmail Canbolat gibi firari ittihatçıların Ermeni komitacılar tarafından takip edilmesi, firari ittihatçıların huzurunu kaçırmış ve firari ittihatçılar köy köy, kasaba kasaba kaçarak saklanmaya çalışmışlardır.

Azmi Bey’in Berlin’e gelmesinden daha önce Talat Paşa’nın 15 Mart 1921 tarihinde Berlin’de öldürülmesi, (Çavdar, 1995) kendisi Berlin’e geldikten sonra da 6 Aralık 1921 tarihinde Said Halim Paşa’nın Roma’da öldürülmesi, 17 Nisan 1922 tarihinde Dr. Bahaeddin Şakir ile Cemal Azmi Beylerin Berlin’de, (Çiçek, 2007) Ermeni komitacılar tarafından öldürülmesi, (Babacan, Mehmet Talat Paşa 1874-1921, 2005) firari ittihatçıların tedirginliklerini artırdığı gibi Azmi Bey’in tedirginliği artmıştır. Bu durumun farkında olan Ankara Hükûmeti de bu suikast olaylarından sonra kendini bir noktada sorumlu hissetmiş ve Berlin’deki ittihatçıların Anadolu’ya dönmelerine izin vermiştir.

Cumhuriyet Döneminde Azmi Bey

Millî Mücadele’nin kazanıldığı sırada yurda dönen Azmi Bey, bir süre ailesi ile birlikte İzmir’de kaldıktan sonra ticaretle meşgul olmak üzere çıktığı İtalya gezisinin akabinde İstanbul’a taşınmış ve burada ticaretle uğraşmaya başlamıştır. (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926) Bu esnada Kara Kemal Bey gibi eski ittihatçılar ile sık sık görüşen Azmi Bey, Büyük Millet Meclisi içerisinde muhalefet görevini üstlenen II. Grup üyeleri ile de münasebetlerini sürdürmüştür. Azmi Bey, her ne kadar “Memlekete son defa avdetimden beri katiyen siyasetle meşgul olmadım.” (Milliye, Hâkimiyet-i Milliye, 1926) demiş olsa da 28 Haziran 1923 milletvekili genel seçimleri öncesinde I. Grup ile II. Grup’un (Atatürk, 2009) birleşmesi noktasında Mustafa Kemal Paşa ile görüşme yapmış ve bu görüşmeden edindiklerini eski ittihatçılar ve II. Grup ile paylaşarak bir takım temaslarda bulunmuştur.

Azmi Bey’in Vefatı

Azmi Bey, 24 Temmuz 1944 tarihinde öğleden sonra vefat etmiştir. Azmi Bey’in vefat haberi dönemin gazetelerinde dahi yer bulmuştur. Bunlardan 25 Temmuz 1945 tarihli Tasvir-i Efkâr Gazetesi, Azmi Bey’in vefat haberini, “Eski Beyrut Valisi Azmi Samurkaş Vefat Etti.” başlığıyla okuyucularına duyurmuştur. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Sonuç

Azmi Bey’in siyasi ve idari yaşamı boyunca daha çok ön planda Enver Paşa, Cemal Paşa ve Talat Bey gibi kimselerin yer almış olmasından kendisi, genelde geri planda kalmıştır.

Azmi Bey, önemli mevkilerde yer aldığı ve yaşadığı süre içinde bir sürü tarihi olaya tanıklık etmiş ve hemen hemen hepsinin içinde bulunmuştur.

Azmi Bey ayrıca Türk Polis Teşkilatının yapılanma sürecinde önemli katkılarda bulunarak günümüz polis teşkilatının temellerinin atılmasında önemli bir yere sahip olmuştur. (Tepe, Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, 2013)

Kaynakça

Arslan, E. Ş. (2005). Ölüme Giden Yolda Üç Osmanlı. E. Ş. Arslan içinde, Ölüme Giden Yolda Üç Osmanlı (s. 21). İstanbul: Mehmet Akif BAL.

Arşivi, B. B. (1291). BOA. Başbakanlık Osmanlı Arşivi. BOA. Başbakanlık Osmanlı Arşivi: https://www.devletarsivleri.gov.tr/ adresinden alındı

Arşivi, B. O. (1291). Başbakanlık Osmanlı Arşivi. Devlet Arşivleri Başkanlığı : https://www.devletarsivleri.gov.tr/ adresinden alındı

Arşivi, B. O. (1291). Başbakanlık Osmanlı Arşivi. Başbakanlık Osmanlı Arşivi: https://www.devletarsivleri.gov.tr/ adresinden alındı

Arşivi, B. O. (1326). Başbakanlık Osmanlı Arşivi. Devlet Arşivleri Başkanlığı : https://www.devletarsivleri.gov.tr/ adresinden alındı

Arşivi, E. G. (tarih yok). Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığı Arşivi. Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığı Arşivi: https://www.egm.gov.tr/personel adresinden alındı

Atatürk, M. K. (2009). Nutuk. M. K. Atatürk içinde, Nutuk (s. 449). İstanbul: Alfa Yayınları.

Atay, F. R. (2010). Zeytindağı. F. R. Atay içinde, Zeytindağı (s. 27). İstanbul: Pozitif Yayınları.

Aydemir, Ş. S. (2010). Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa. Ş. S. Aydemir içinde, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa (s. 498). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Aydemir, Ş. S. (2010). Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa. Ş. S. Aydemir içinde, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa (s. 474). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Aydemir, Ş. S. (2010). Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa. Ş. S. Aydemir içinde, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa (s. 494). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Aydemir, Ş. S. (2010). Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa. Ş. S. Aydemir içinde, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa (s. 495). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Aydemir, Ş. S. (2010). Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa . Ş. S. Aydemir içinde, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa (s. 472). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Babacan, H. (2005). Mehmet Talat Paşa 1874-1921. H. Babacan içinde, Mehmet Talat Paşa 1874-1921 (s. 194). Ankara: TTK Yayınları.

Babacan, H. (2005). Mehmet Talat Paşa 1874-1921. H. Babacan içinde, Mehmet Talat Paşa 1874-1921 (s. 229). Ankara: TTK Yayınları.

Cemil, A. (1992). İttihatçı Şeflerin Gurbet Maceraları. A. Cemil içinde, İttihatçı Şeflerin Gurbet Maceraları (s. 15). İstanbul: Arma Yayınları.

Çavdar, T. (1995). Talat Paşa Bir Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü. T. Çavdar içinde, Talat Paşa Bir Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü (s. 493-494). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Çiçek, H. (2007). Dr. Bahaeddin Şakir İttihâd ve Terakkîden Teşkilatı Mahsusa’ya Bir Türk Jakobeni. H. Çiçek içinde, Dr. Bahaeddin Şakir İttihâd ve Terakkîden Teşkilatı Mahsusa’ya Bir Türk Jakobeni (s. 189). İstanbul: Kaynak Yayınları.

Çolak, M. (2008). Enver Paşa Osmanlı-Alman İttifakı. M. Çolak içinde, Enver Paşa Osmanlı-Alman İttifakı (s. 161-162). İstanbul: İstanbul Yeditepe Yayınevi.

Demir, H. (2005). Yeraltından İktidara İttihat ve Terakki Darbeler ve Suikastlar Tarihi. H. Demir içinde, Yeraltından İktidara İttihat ve Terakki Darbeler ve Suikastlar Tarihi (s. 110-112). İstanbul: Ozan Yayıncılık.

Devellioğlu, F. (2010). Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları.

Eroğlu, N. (2008). İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey. N. Eroğlu içinde, İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey (s. 90-91). İstanbul: Ötüken Yayınları.

Eroğlu, N. (2008). İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey. N. Eroğlu içinde, İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey (s. 134). İstanbul: Ötüken Yayınları.

Eroğlu, N. (2008). İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey. N. Eroğlu içinde, İttihatçıların Ünlü Maliye Nâzırı Cavid Bey (s. 134). İstanbul: Ötüken Yayınları.

Ilıkan, S. v. (2005). Ankara İstiklal Mahkemesi. S. v. Ilıkan içinde, Ankara İstiklal Mahkemesi (s. 158). İstanbul: Simurg Yayınları.

Kuneralp, H. S. (1999). Son Dönem Osmanlı Erkân ve Ricali (1839-1922). H. S. Kuneralp içinde, Son Dönem Osmanlı Erkân ve Ricali (1839-1922) (s. 26). İstanbul: İsis Yayıncılık.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, 4.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 4.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 4.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Milliye, H.-i. (1926, 08 4). Hâkimiyet-i Milliye. Hâkimiyet-i Milliye, s. 5.

Paşa, A. İ. (1993). Feryadım. A. İ. Paşa içinde, Feryadım (s. 11-12). İstanbul: Nehir Yayınları.

Sezen, T. (2006). Osmanlı Yer Adları. T. Sezen içinde, Osmanlı Yer Adları (s. 407). Ankara: Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları.

Soyak, H. R. (2010). Atatürk’ten Hatıralar. H. R. Soyak içinde, Atatürk’ten Hatıralar (s. 276). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Soyak, H. R. (2010). Atatürk’ten Hatıralar. H. R. Soyak içinde, Atatürk’ten Hatıralar (s. 275-276). İstanbul : Yapı Kredi Yayınları.

Tarihin Peşinde, U. T. (2012). Peşinde, Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi. Peşinde, Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 1-26.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 14.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 15.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 16.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 44.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 119.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 120.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 126.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 144.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 149.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 150.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 186.

Tepe, C. (2013). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 188.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 6.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 6.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 7.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 34.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 34.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 5.

Tepe, C. (201). Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi. Azmi Bey: İttihatçıların Meşhur Polis Müdürü ve Beyrut Valisi, s. 6.

Yalçın, H. C. (2002). İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları Bir Devri Aydınlatan Tarihi Mektuplar. H. C. Yalçın içinde, İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları Bir Devri Aydınlatan Tarihi Mektuplar (s. 30-31). İstanbul: Temel Yayınları.

Bunları da sevebilirsiniz