Bocas del Toro-PANAMA

 

Sabah kahvaltıdan sonra, Kosta Rika-Panama-Nikaragua arasında günlük hizmet veren servis aracıyla San Jose’den Bocas del Toro’ya gitmek üzere yola koyuluyoruz. Yol boyu ufuksuz muz bahçeleri görüyoruz. Kosta Rika, Ekvador’dan sonra dünyanın ikinci muz üreticisi. Yola çıktıktan üç saat kadar sonra sol tarafımızda Karayip Denizini görmeye başlıyoruz. Puerto Viejo yönüne dönüyoruz, Hotel Banana Azul’da öğle yemeği molası veriyoruz.

Karayip kıyısında palmiyelerin sıralandığı nefis kumsal plaj olan Playa Negra, otelin ön tarafında uzanıyor. Playa Negra, Big five (Büyük beş) olarak geçen ünlü sörf plajlarından birisi. Puerta Viejo otele yürüme mesafesinde, Limon 45 dakika mesafede yer alıyor. Puerto Viejo bölgesi, dağlar, yeşillik ve Karayip denizi arasında Afro-Karayip tadında, volkanik kumsal plajlarla çevrili sularıyla benzersiz olarak tanımlanıyor. Yüzerken ve sörf yaparken akıntılara dikkat edilmesi öneriliyor. Otelin ağaçlar arasındaki restoranında mango, papaya, ananas gibi tropikal meyve sularından hazırlanan acı-tatlı sosla lezzetlendirilmiş tavuk dürüm, İmperial bira eşliğinde nefis gidiyor. Yemekten sonra araçla yola devam ediyoruz. Bir saat sonra Sixaola’dayız.

Sixaola sınırında Kosta Rika’dan çıkış yaptıktan sonra valizlerimizle birlikte Sixaola Nehri üzerindeki köprüden yürüyerek Panama tarafına geçiyoruz ve Panama gümrüğüne giriyoruz. Panama’da saatler bir saat ileriye alınıyor, Türkiye ile zaman farkımız 8 saate düşüyor. Pasaport işlemlerinden sonra aracımızla yola koyuluyoruz.

Kosta Rika ve Kolombiya ile sınırı bulunan Panama Cumhuriyetinin, kuzeyinde Karayip Denizi, güneyinde Pasifik Okyanusu uzanıyor. Nüfusu 4.5 milyon. Panama, 300 yıl İspanyol hakimiyetinde kaldıktan sonra 1821’de, bugünkü Kolombiya, Venezuela ve Ekvador’u da içine alan Büyük Kolombiya Cumhuriyetinin bir parçası olmuş. 1831’de Büyük Kolombiya Cumhuriyeti dağılınca Kolombiya’nın bir parçası olup 1903’de Kolombiya’dan ayrılmış. Panama kanalında çalışmak için gelen Afrikalılar nedeniyle zenci nüfusun en fazla olduğu Orta Amerika ülkesi burası.

Bir saat sonra Almirante’deyiz, feribot iskelesine geliyoruz. Tekneye valizlerimizle birlikte biniyoruz ve Almirante Körfezine açılıyoruz. Yarım saat sonra tekne, Bocas del Toro takımadalarındaki Colon Adasında, başkent Bocas Town’a yanaşıyor.

Panama’nın kuzeybatısında Karayip kıyılarında yer alan Bocas del Toro, Karayip Denizinde 9 ada, 50 adacık, 200 mangrov ve mercan resifleri içeren bir grup adadan oluşuyor. Karayiplerin Galapagos’u olarak tanımlanan bu eyalet, Panama’nın ilk deniz parkı olup, bazı Unesco dünya miras alanlarını barındırıyor. Yunus, kaplumbağa, timsah, tembel hayvan (Folivora), oselo, tukan gibi hayvanlar görülebilir. Kristal berraklığında sulara ve Playa de las estrellas gibi denizyıldızlarıyla popüler plajlara ev sahipliği yapar. Bocas del Toro adı, Kolomb’un Carenero Adasına doğru seyrederken, uzanmış ve ağzını açmış boğaya benzettiği büyük bir kaya görmesiyle ilişkilendirilir. Bastimentos Adasındaki büyük kayaya çarpan dalgaların çıkardığı sesin boğa kükremesine benzediği söylenir. Bölgedeki son yerli şef de Boka Toro olarak biliniyor.

Bocas Town (Boca Kasabası), Colon Adasındaki küçük bir kasaba, her yer yürüme mesafesinde. Karayip mimarisi adı verilen, nemden korunmak için sütunlar üzerinde yükselen, ahşap, süslü balkonlu yapılar bulunuyor.

Sokaklarda epeyce Afrika kökenli Karayipliler görüyoruz, İngilizce konuşuyorlar. Bunlar Panama demiryollarında ve kanalda çalışmak üzere gelen, sonra muz plantasyonlarında çalışan ve burada yerleşip kalanlardanmış. Biraz yürüyüp, sahildeki Olas otele yerleşiyoruz.

Akşam yemeğimizi sahildeki restoranlardan birinde, yerel Balboa birası eşliğinde yiyoruz. Yemekten sonra hediyelik eşya tezgahlarını dolaşıyoruz. Tatil beldesi ve ada olduğu için burada hediyelikler oldukça pahalı ve fazla seçenek yok.

Sahilde beğendiğimiz Buena Vista adlı bara uğramak istiyoruz, ancak saat henüz 22 olmasına rağmen kapanmış. Otele dönüp denize nazır terasta mehtabı izliyoruz.

Sabah kahvaltıdan sonra Zapatilla Adasına gitmek için tekne kiralıyoruz. Çevredeki adalara tekne turları düzenleniyor, günlük tur ücretleri 25-30 dolar civarında. Bizim saat 14’e kadar vaktimiz olduğundan, sakince yüzmek için en çok önerilen Zapatilla Adasını tercih ediyoruz. Adaya yaklaşırken yunuslar bize eşlik ediyor.

Zapatilla Adası, bembeyaz kumu ve turkuaz renkli deniziyle çok güzel, ıssız, küçük bir ada. Tesis, şemsiye, büfe gibi hiçbir şey bulunmuyor. Yanımızda getirdiğimiz içecek ve atıştırmalıklar dışında seçenek yok. Adanın ortasında ormanlık bir alan var. Sahilde şapka ve kremler dışında, güneşten korunmanın imkanı yok. Deniz nefis, kumsal sıcak değil, ayakları yakmıyor. Bu adada 3-4 saat kadar kalıp fotoğraf çekiyor, yürüyüş yapıyor, denize giriyoruz. İlk geldiğimizde kimseler yokken ilerleyen saatlerde diğer gezinti tekneleri de geliyor, biraz kalabalıklaşıyor.

Tekneyle Bocas Town’a dönüyoruz. Valizleri yerleştirip yemek için sahildeki kafelere bakıyoruz. Buena Vista’nın kıyı tarafındaki masaları dolu. Yanındaki La Buga’nın merdivenle çıkılan terasında, La Buguita okyanus salonu kısmındaki manzara şahane. Fakat bu bölüme servis saat 16’dan sonra başlıyormuş. La Buga’nın giriş katında sahildeki bir masaya oturup yemek yiyoruz.

Otele dönüp valizlerimizi aldıktan sonra taksilerle 5 dakika mesafedeki havalimanına gidiyoruz. Valizler olmasa havalimanına yürünebilirmiş. Tek salondan ibaret minicik bir havalimanı burası. 40 dakikalık uçak yolculuğu sonrasında Panama City’deki iki havalimanından bir olan Albrook havalimanına iniyoruz.

Bunları da sevebilirsiniz