12 Eylül’ün Karanlık Çocukları…

12 Eylül faşist darbesi, emperyalizmin ürünüdür. 

Planlayıcıları ABD öncülüğündeki küresel egemenlerdir.

Amaç, küresel sömürü sistemine karşı Türkiye’de yükselen ilerici, sol, sosyalist, Marksist ,Kemalist, halkçı, yurtsever, emekçi, Atatürkçü muhalefet unsurlarının tasfiyesidir.

Bu anlamda emperyalizm, faşist bir darbeyle isteğine ulaşmıştır. 

Sistem karşıtları en vahşi biçimde öldürülmüş, işkenceden geçirilmiş, topluma korku salınmış, işçi örgütleri, demokratik kuruluşlar tasviye edilmiştir.

12 Eylül, memleketi tümüyle sömürü sisteminin boyunduruğuna sokmak ve olası toplumsal muhalefetin önünü kesmek için sivil ünüforma giymiş Özalları ve 24 Ocak kararlarını getirmiştir.

Bu arada iki ideolojik damarı devreye sokmuş, siyasal islamcı ve etnik ayrımcı Kürtçü hareketi sahaya sürmüştür.

Özal’ın ardından oluşan tüm iktidarlar ABD’nin stratejilerini uygulamış, her yanıyla emperyalizmin isteklerini yerine getirmiştir.

Son olarak AKP iktidarını kurduran küresel sermaye özelleştirmeleri dayatmış, tarımı bitirmiş, memleketin varını yoğunu yağmalamıştır.

Küresel sisteme aktarılan varlıklarla ülkedeki yoksullaşma giderek büyürken, 

AKP iktidarı çeteleri, yandaşları zengin etmiş; dinci bir sermaye gücü yaratmıştır.

AKP, siyasal islamcı Amerikancı CIA güdümündeki FETÖ ve neoliberal yetmez ama evetçilerle kurduğu sistemi bugün sahte milliyetçi MHP ortaklığıyla yürütüyor.

*** 

Adaletsiz, hukuksuz bir düzen, 12 Eylül dönemini çağrıştırıyor.

Cumhuriyetin ilkeleri ve kurumları büyük ölçüde yara aldı, yozlaştı, bazıları yok edildi. 

12 Eylül sayesinde adım adım ilerleyen siyasal dincilik, artık açıktan karşıtlarının yaşamına müdahale ediyor. 

Cumhuriyeti Ve Atatürk’ü tasfiye düzeyi artık ulusal kurtuluş savaşımıza tavır alma aşamasına uzandı. Hatta “Keşke Yunan kazansaydı” söylemine ulaştı. 

Sevr’i imzalayan, Atatürk için ölüm fermanı çıkaran, sonra da İngiliz gemisine binip kaçan vatan haini padişahın bugünkü sevicileri, iyice azıttı.

Tarih bilincinden yoksun, bilgisiz, cahil güruh, cumhuriyete açıktan saldırıyor, mevcut anayasaya göre suç işliyor.

Amaçları erittikleri, erozyona uğrattıkları cumhuriyetin değerlerini, onun temelini oluşturan Atürk’ü tümüyle tasfiye etmektir.

*** 

ABD egemenliği sürüyor. Siyasal islamcılar iktidarda. Sözde savaştan kaçan sayıları 7-8 milyona ulaşan Suriyeli ve Afganla ülkenin yapısı bozuldu.  

Boşuna değil bu olağanüstü “sığınmacı” sayısı. Küresel sermayenin yüz yıl önce olduğu gibi bu coğrafyayı bölme planının, iç savaş çıkarma niyetinin bir uzantısı.

Sınırımızın güneyinde, Irak ve Suriye’de Amerikan destekli Kürt devletinin parçaları kuruldu. Niyetleri bu parçalara Anadolu’yu da katıp, büyütmek.

Unutmamalı, 12 EYLÜL faşizmi siyasal islamın, cemaatlerin, tarikatların, FETÖ’nün ve PKK’nin önünü açtı.

***

Ne yapmalı?

Elimizde hazır bir reçete yok ama devrimci bir mayamız, rotamız, antiemperyalist duruşumuz var. 

Tam bağımsız Türkiye ilkemiz var. 

Sömürüye, yoksulluğa, yolsuzluğa, liyakatsizliğe, yağmaya, talana, zülme, baskıya, dayatmaya itirazımız var

Türkiye böyle gitmez, gitmeyecek.

Toplumsal muhalefet büyüyor, parlementoya sınırlı değil.

Seçim yaklaşıyor.

Öncelikle bu iktidar yıkılmalı.

Ama unutulmasın emperyalizmin her zaman A-B-C planları vardır.

Sonuç olarak, iktidar değişikliğinden amaçlanan, yine sömürü sistemini savunan gerici, emek düşmanı, piyasacı, siyasal dinci, sermaye yanlısı unsurları yönetime getirmekse, ülke için çıkış olmayacak…

Bunları da sevebilirsiniz