İzmir’de Heyecan Verici Bir Festivalin Ardından

7. Uluslararası Geleneksel Suluboya Festivali

SANAT YOLUYLA SEVGİ, BARIŞ VE HOŞGÖRÜ

Yıllardan beri İzmir Mayıs/Haziran aylarında yurtdışından gelen sanatçılara ev sahipliği yapar ve kentimizin sanatçılarıyla buluşmalarını sağlar. Ben de 2000 yılından beri bu tür etkinliklere katılırım yada kenarından da olsa içinde yer almaya çalışırım. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi bu tür etkinlikler bazı insanların özel çabaları olmadan gerçekleşemiyor. Hele hele suluboya gibi çok özel bir sanat dalında dünyanın birçok yerindeki sanatçılarla ilişki kurmak, onların ülkemize gelmelerini sağlamak, sponsor bulmak, diger kurumları ve sanatçıları etkinliklerin içine çekmek, gelen misafirleri ağırlamak, yarışmalar düzenlemek, halkımıza duyurmak, bunların hepsi büyük emek isteyen, özveri isteyen işler. Yıllardır hayretle ve hayranlıkla izlediğim ve yakından tanıdığım Atanur ve Asuman Doğan çifti, büyük bir adanmışlıkla bu etkinliklerin gerçekleşmesine önderlik ediyorlar. İkisi de suluboya ressamlığında büyük adımlar atmış ressamlarımız olup Uluslararası Suluboya Derneğinin Türkiye kurucularıdır. Onların çabalarıyla bu yıl da Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı çatısı 7. Uluslararası Suluboya Festivali gerçekleştirilmiştir. Uluslararası Suluboya Derneği İzmir Başkanı olan arkadaşımız Ayşın Keskiner’in de çalışma grubuyla her an misafirlerle ilgilenmesi ve bu organizasyonu gerçekleştirmek için gece gündüz çalışması çok gurur verici.

Bu yıl Suluboya Etkinliklerinin yapılacağını duyunca hemen ilgilendim ve dostlarıma haber verdim.

23 Mayıs günü dünyanın birçok yerinden ülkemize davet edilen sanatçılar karşılandıktan sonra Adnan Saygun Kültür ve Sanat Merkezinde sergilerinin açılışı yapıldı. Misafirler ögleden sonra Belediyenin tahsis ettiği otobuslerle Sığacık’ta sanat galerisini gezdiler.

Akşama doğru ise Atanur ve Asuman Dogan çiftinin Güzelbahçe’deki evlerinde toplanıldı. Ilık bir bahar gününde güneş ışıkları denizin üstüne inerken rengarenk yerel giysileriyle sanatçılar ve konuklar gelmeye başladı. Güzel bir müzikle karşılanan konuklar bayraklarıyla resimler çektiler, kendilerini tanıttılar, memleket müzikleriyle dans ettiler. Perulu kadın sanatçının mor renkli halk giysisi ile yaptığı danslar çok ilgi topladı. Iranlı sanatçılar hem sayı olarak hem de göz kamaştıran giysileriyle dikkati çekiyorlardı. Danslarına Türkler de eşlik etti. İranlı sanatçıların içinden pürüzsüz sesiyle bize türküler söyleyen güzel genç sanatçı herkesin hayranlığını kazandı. Atanur Dogan da bu sanatçıya hakkını herkes versin diye misafirlerin tek bir kulak olarak bu güzel müzigi dinlemesini sağladı.

Yemeklerimizin yabancı sanatçılar tarafından beğenilmesi ev sahiplerini fazlasıyla memnun etti. Gece ilerledikçe herkes kaynaşmaya, dans etmeye, birbiriyle şakalaşmaya, konuşmaya başladı ve en sonunda bütün buzlar eridi ve arzu eldilen güzel dostluklar 46 değişik ülkeden gelen insanlar ve bizler arasında kuruldu.

24 Mayıs Pazar günü ise ADNAN SAYGUN KÜLTÜR MERKEZİ’nde 46 ülkeden gelen sanatçı ziyaretçilerin önünde İzmir konulu fotograflardan esinlenerek canlı performans çalışması yaparak suluboya yeteneklerini sergilediler. Mutlaka onlar için büyük bir kalabalığın önünde resim yapmak zordu, hem gürültü, hem gelenlerin yorumları oldukça onların çalışmalarını bölüyordu ama buna ragmen çok güzel eserler ortaya çıktı. Gün boyu süren bu etkinlikte ben Bir Taylandlıların masasından, İranlı sanatçılara, Bolivyalı sanatçıdan İspanyol sanatçıya, Rus sanatçıdan Polonyalıya, oradan Japon sanatçıya derken inanılmaz yorulmuşum, bir de onların halini düşünün. Bir gün içinde hem ziyaretçilerle sohbet ettiler, onların sorularını yanıtladılar, hem sabah hem ögleden sonra resim yapılar, dolu dolu bir etkinlik günü oldu.

KONAK MEYDANINI SANATÇILAR BASTI

BARIŞ İÇİN SEN DE ÇİZ ETKİNLİĞİ

25 Mayıs Pazar günü ise daha da ilginç bir etkinlik oldu. Öglen saatlerinde davetli sanatçılar Konak meydanındaki saat kulesini çevreleyen 70 metre uzunluğunda bir çember oluşturarak bitişik masaların üzerine yayılan resim kartonlarına çevrelerinde gördükleri tarihi dokuyu ve insan, hayvan görüntülerini resmettiler. Şanslarına hava çok sıcaktı. Kimsenin şikayet ettiğini görmedim, bütün sanatçılar şapkalarını takmış, neşeyle resimlerini yapıyorlardı. Izmir halkıyla bu en kalabalık meydanda buluşmaları çok heyecan verici oldu. Seyircileri bir önceki günden de fazlaydı. Gerçekten çok özendirici bir etkinlikti, benim de içimden hemen o an oraya oturup resim yapmak geldi.

Öğlen öğrenci gruplarının da gelip aynı mekanda resim çalışmaları yapmaları da ayrı bir güzellik kattı. Resimler toplandı ve ödül törenine geçildi.

ALTIN FIRÇA YARIŞMASI

Yarışma sonunda jüri degerlendirmesiyle, yarışmada kazanan ilk 3 sanatçıya para ödülleri, yarışmada derece alan ilk 20 mansiyon ödüllü sanatçıya da Altın Fırça Plaketleri ve çeşitli hediyeler verildi. Yarışmada derece ve mansiyon alan ödüllü eserler İzmir Büyük Belediyesinin kurmayı planladığı Sanat Müzesi’nde kalıcı suluboya kolleksiyonuna dahil edilmek üzere bağışlanacak.

Altın Fırça yarışmasında birinci Moğolistanlı sanatçı Munkhbaatar Surensetseg, ikinci Hintli Amit Kapoor ve üçüncü de Perulu Evaristo Callo Anco oldu

18 Yaş altı Genç Türk yarışmasını ise tören alanında yaptığı resimle Deniz Ersan kazandı. Sulu boya resimlere kaynak olan fotoğraf için yapılan fotograf yarışmasını kazananlara da ayrıca plaketleri verildi.

Ben ve arkadaşlarım böylesine güzel bir karşılaşmayı çok takdir ettik. Hem yeni dostlar edindik, hem değişik ülkelerden insanların nasıl değişik malzemeler, teknikler kullandıklarını gördük, bilgimiz görgümüz arttı.

Dünyada hoşgörü, barış ve sevginin daha çok yeşermesi için güzel bir deneyim yaşadık. Bu etkinliklerin her konuda yapılması için örnek olmasını arzu ettik.

Bunları da sevebilirsiniz