Fahrettin Altay

Fahrettin Altay 12 Eylül 1880’de Arnavutluk’un İşkodra kentinde doğdu, babası Piyade Albay İzmirli İsmail Bey, annesi ise Yarbay İbrahim Bey’in kızı Hayriye Hanım’dır. Dedesinin babası Urlalı Ömer Ağa’dan ailenin Urla kökenli olduğu görülür. İlköğrenimi ile birlikte dini eğitimi de ailesi tarafından başlatıldı. (ALTAY, 2008)

İlköğrenimini Mardin’de bir camide bitirdi ardından Diyarbakır Askeri Rüştiyesi’ne girdi, Rüştiye eğitimini de Erzincan’da tamamladı, sonrasında Erzurum Askeri İdadisi’ne girdi ve burayı da bitirdikten sonra 1897’de İstanbul Harp Akademisi’ne girdi, babasının görev yerinin değişmesinden dolayı eğitim hayatı boyunca devamlı şehir değiştirdi. 1897’de girdiği İstanbul Harp Okulu’ndan 1900’de, piyade sınıfından 421 öğrenci arasından birincilikle mezun oldu ve kurmay seçildi (BALCIOĞLU, 1999)

Enver Paşa ile sınıf arkadaşı olduğu Harp Akademisi’nden ise Aralık 1902’de altıncı olarak mezun oldu (BALCIOĞLU, 1999)

1902’de başladığı askerlik mesleğini 1945’te yaş haddinden emekli olmasına kadar devam ettirdi. 1912’de Van eski valisi Tahir Paşa’nın kızı Münime Hanım ile evlendi, bu evlilikten Hayrünisa ve Tarık adında iki çocuğu oldu. (ALTAY, 2008)

Altay’ın ilk görev yeri Erzincan’daki 4. Ordu’dur, burada topçu bölük komutanlığı yaptı, sonrasında Diyarbakır’da ise piyade ve süvari komutanlığını yürüttü. (ALTAY, 2008)

Diyarbakır’da görev başındayken Talori bölgesinin haritasını başarılı bir biçimde çıkardı, bu bölgede Ezidi liderleri ile uzlaşma sağlayarak sorunları çatışmasız biçimde çözdü. (ALTAY, 2008)

Talori bölgesinde Ermeni eşkıyaları hedef alan operasyona katıldı, Mart 1905’te kıdemli yüzbaşı rütbesine yükseltildi. (ALTAY, 2008)

1906’da İran ile sınır anlaşmazlığının ortaya çıkmasıyla, sorunun çözümü için kurulan komisyonda görevlendirildi ve bu amaçla Pesova’ya yola çıktı, Musul’a ulaştığında Bitlis’te yargılanmasını emreden padişah emri tebliğ edildi. Babasıyla birlikte hürriyetçilikten yargılandı, yargılama sonucunda suçsuz bulundu ama iki yıl Bitlis’te sürgünde kaldı. (ALTAY, 2008)

Altay’ın Bitlis sürgünü 2. Meşrutiyet’in ilanıyla sonlandı, 1908’de Erzincan 4. Ordu merkezine atandı, Aralık 1908’de binbaşı oldu. (Türk İstiklal harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri)

1909’da 4. Ordu ile Dersim bölgesinde otorite sağlama amacıyla düzenlenen operasyona katıldı. (BALCIOĞLU, 1999)

4. Ordu komutanı Mareşal İbrahim Paşa’nın Dersim mutasarrıflığı ve komutanlığı teklifini, askerlik mesleğinde daha üst noktalara ulaşma amacıyla reddetti.

Altay 1910’da Mardin-Urfa arasındaki aşiret alaylarıı düzenlemekle görevlendirildi ve aynı yıl içinde bu görevini tamamladı. 1911’de Harbiye Nezareti Seferberlik Şubesi’ne tayin edildi, buradaki görevi bitmeden Balkan Savaşı patladı. (ALTAY, 2008)

2. Balkan Savaşı başladığında Aşiret Tugayı komutanı oldu. 1913’te Anadolu Demiryolları Askeri Komiserliğine, 1914’te 1. Tümen Kurmay Başkanlığı’na getirildi, aynı yıl yarbaylığa terfi etti ve Tekirdağ’da bulunan 3. Kolordu Kurmay Başkanlığı’na atandı.

1. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla karargâhı Tekirdağ’dan Çanakkale’ye alındı, 17 Mart 1905’te Gelibolu’da Mustafa Kemal ile ilk kez karşılaştı. (Çalışlar, 2007)

Çanakkale’de 19 Mayıs 1915 saldırılarından sonra İngilizlerin ateşkes girişimleriyle birlikte Fahrettin Altay Türk tarafı adına ateşkes görüşmesi yürütmeye ve protokol imzalamaya yetkilendirildi. (ALTAY, 2008)

Fahrettin Altay Çanakkale Savaşları’nın sonucunda katkılarından ötürü altın liyakat ve gümüş imtiyaz madalyası kazandı. (Albayrak, 2005 )

1915’te albaylığa terfi etti. 2. Balkan Savaşı’ndan sonraki ilk cephe birlik komutanlığı görevini ise Filistin Cephesi’nde üstlendi. Firar eden askerler nedeniyle zor günler geçiren cephede Yafa bölgesinde Akdeniz kıyılarını savunmakla görevlendirildi. Altay’ın tümeni Gazze bölgesinden sonra Kudüs’ü savunmakla görevlendirildi. Bu cephede çok güç şartlar altında savaşıldı, bölgede yazlık giysileriyle soğuktan titreyen askerler için Fahrettin Altay kolordudan hiçbir şey bulunamaması halinde ibadethanelerdeki halı ve kilimlerin cephedeki askerlere örtü olarak gönderilmesini rica etti. (ALTAY, 2008)

Kudüs’ten geri çekilme sırasında Fahrettin Altay kaza geçirdi ve kaza sonucunda kısa süre sakat kaldı.

Altay 1. Dünya Savaşı’nın yenilgiyle sonuçlanmasından sonra İngilizlerin Adana’yı boşaltma talebiyle birlikte o sırada görev yaptığı Adana’dan ayrıldı ve karargâhı ile birlikte Konya’ya geçti, burada bulunduğu süre içinde isyan girişimlerinin bastırılmasında etkili oldu. Kurtuluş Savaşı döneminde Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye ile birlikte hareket etti. Mustafa Kemal, Altay’ın Mersin mebusu olmasını sağladı. (ALTAY, 2008)

Mustafa Kemal’in Ulusal Kurtuluş için yaptığı eylem planında Fahrettin Altay’ın payına düşen görev ise 12. Kolordu Kumandanlığı’na ek olarak Kütahya, Afyon, Isparta, Burdur, Konya kumandanlığının üstlenilmesidir.

Fahrettin Altay Afyon’un kaybedilmesinden sonra 57. ve 41. Tümenler ile Yunan kuvvetlerine karşı saldırıya geçti. 16 Temmuz 1921’de Süvari Kolordusu Komutanlığı’na atandı. (Sarıhan, 1993)

22 Ağustos 1921’de Fahrettin Altay komutasındaki süvari birlikleri muharebe alanına bağımlı kalmaksızın düşmanın çevresinde hareket alanı bularak savunma imkânına ulaştı. Süvari birliklerinin başlıca görevleri arasında yer değiştiren kuvvetlerin güvenliğini sağlamak, düşmanın ikmal yollarını kapatarak hasar vermek, yan saldırılarda bulunarak düşman kuvvetlerini dağıtmak ve keşif yapmak bulunuyordu. Fahrettin Altay keşfe büyük önem verdi, keşif subaylarının yanında bizzat kendisi keşif yaparak cepheye rapor gönderdi. (ALTAY, 2008)

Süvari birliklerinin ateş gücünün zayıf olması, Fahrettin Altay’ı savaş alanında yeni taktikler uygulamak zorunda bıraktı. Altay, cephedeki ana saldırılara direnmek yerine zayıf ve sayıca az birlikleri ön cephede düşmanı oyalamak için tutarken asıl gücü cephenin yanlarında tuttu ve düşmana yanlardan saldırdı, böylece düşmanın yayılmasına ve aralarındaki ikmal ve iletişimin kesilmesine yol açtı, bu taktik Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasındaki en önemli nedenlerden biridir. Daha Önce Kuvayı Milliye’ye verilen görevi çok daha disiplinli ve profesyonel biçimde Fahrettin Altay’ın Süvari Kolordusu üstlendi. Fahrettin Altay kumandası altındaki Süvari Kolordusu düşmanın ikmal yollarını tahrip etti ve keşif çalışmaları ile cephede çok büyük yarar sağladı. Fahrettin Altay cephedeki çalışmaları sırasında çok yoğun sıtma nöbetleri geçirdi fakat bu rahatsızlıkları nedeniyle mücadeleye ara vermedi.

Sakarya Savaşı’ndan sonra ordu yapılanması değiştirildi, süvari birlikleri 5. Kolordu ve Kocaeli Kolordusu altında birleştirildi. Fahrettin Altay ise başarıları sonucunda Tuğgeneralliğe yükseltildi. (ALTAY, 2008)

General Altay bu sırada süvari birliklerini manevra çalışmaları ile Büyük Taarruza hazırladı. 1 Nisan 1922’de en büyük manevra yapıldı, çok başarılı oldu.

Büyük Taarruz sırasında Fahrettin Altay bizzat sahada keşif çalışmalarına katıldı, bu süreçte arazinin öğrenilmesi için çok yoğun çalıştı.

29 Ağustos 1922’de Altay emrindeki tümenlere genel savaş planına uygun olarak düşmanın çekilmesine engel olma emrini verdi. Altay’ın tümenlerinin Murat Dağı’nın geçidini tutarak düşmanı durdurması savaşın en önemli anlarından biridir. Bu hamle ile düşman kuvvetlerinin büyük oranda kayıp ve esir vermesine yol açıldı. Yunan Kolordu komutanları Trikopis ve Diyenis esir alındı.

Altay 4 Eylül’de Kula’ya girdi, 5 Eylül’de Salihli’ye harekete geçti ve Salihli düşman elinden kurtarıldı. Altay 8 Eylül’de Manisa’ya girdi, yakılmış ve harap olmuş şehirde yeni bir yönetim oluşturdu. Altay geceyi birlikleri ile Manisa’da geçirdikten sonra 9 Eylül sabahı İzmir’e doğru büyük yürüyüşü başlattı. 9 Eylül günü birlikler İzmir’e girdi, komutanlık binasına ve Kadifekale’ye Türk Bayrağı çekildi ve düşmanın İzmir’den denize dökülmesi ile Kurtuluş Savaşı resmen Türk zaferi ile sonuçlandı.

Altay İzmir’e girdikten sonra derhal cephe komutanlığına İzmir’in alındığını ve asayişin sağlandığını belirten bir rapor gönderdi ve merkez komutanlığını oluşturdu.

Altay, süvari birliklerini şehrin değişik bölgelerine yerleştirerek, İzmir’in işgalden kurtarılmasından sonra şehirdeki Rumlara karşı kurulan intikam birliklerinin katliamlar düzenlemesine engel oldu ve şehirde güvenliği sağladı.

Altay 16 Eylül’de Tümgeneralliğe terfi etti, süvari kolordusuna Akhisar’a yerleşmesi emredilince Altay da Akhisar’a gitti.

Altay 1923’te TBMM üyeliklerinin yenilenmesi ile İzmir’den milletvekili seçildi. 1924’teki ordu düzenlemesiyle süvari birlikleri kaldırıldı ve Fahrettin Altay 2. Ordu Müfettişliği’ne bağlı 5. Kolordu Komutanlığı’na atandı.

Ekim 1924’te Mustafa Kemal’in isteğiyle milletvekilliğinden istifa eden Altay yine Mustafa Kemal’in isteği ile 2. Ordu Müfettişliği’ne getirilmiştir.

Altay, 22 Ekim – 1 Kasım 1925 arasında Mustafa Kemal’in özel davetlisi olarak Çankaya Köşkü’nde kalmıştır.

1926’da Orgeneralliğe terfi etti ve 1927’de Genelkurmay Başkanlığı’na vekâlet etti.

23 Aralık 1930’da Menemen Olayları’nın patlak vermesiyle birlikte hükümet Menemen, Balıkesir, Manisa ve kazalarında bir ay süreyle sıkıyönetim ilan edildi ve sıkıyönetim komutanı olarak Fahrettin Altay atandı. (SOYAK, 2008)

Fahrettin Altay 30 Nisan 1928’de eşiyle, Afgan kralı Emanullah Han ve eşi Kraliçe Süreyya’ya mihmandar tayin edildi.

26 Kasım 1933’te 1. Ordu Komutanlığı’na atandı ve Boğazlar Bölgesi’nin silahlandırılması için çalışmalar yürüttü. (ALTAY, 2008)

İran Şahı’nı Trabzon’da karşıladı ve yurt gezilerinde ona eşlik etti.

1 Eylül 1936’da İngiltere Kralı 8. Edward’ın Çanakkale’deki savaş alanları gezisinde o cephede savaşmış olan Fahrettin Altay, Krala refakat etmiştir.

1933’te Kızıl Ordu manevralarına davetli tek ülke Türkiye oldu, Türkiye’den gidecek askeri heyetin başkanlığına ise Orgeneral Altay getirildi.

1934’te Başbakan İsmet İnönü’nün teklifiyle İran ve Afganistan arasında 40 yıldır süren sınır anlaşmazlığının çözümü için hakem olarak tayin edildi. Kabil’de Afgan Kralı ile görüşerek arabuluculuğa ikna etti. Bu sırada Mustafa Kemal’den tebrik telgrafı aldı ve kendi soyadının Altay olduğunu öğrendi.

Hatay’ın anavatana katılması niyetiyle hazırlık amaçlı askeri manevralar düzenlendi. 1937-1938 arasında yapılan manevraların en büyüğü olan Fahrettin Altay’ın yönettiği manevra Mustafa Kemal ve beraberindekiler tarafından oldukça başarılı bulundu.

Fahrettin Altay Atatürk’ün cenaze törenine komutan olarak tayin edildi ve Atatürk’ün cenaze namazının kıldırılmasını sağladı. İnönü döneminde yaş haddinden emekli oldu.

Fahrettin Altay’ın en önemli yanı, sahadaki başarılı hamleleriyle Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasında çok önemli bir rol üstlenmesidir.

1946-1950 arasında Burdur milletvekilliği yaptı.

Fahrettin Altay’ın süvari komutanlığı dönemini anlattığı eserleri Avrupa’da askeri çevrelerde çok değer gördü ve batı dillerine çevrildi, Fahrettin Altay bu sayede batı dünyasında tanınan ve saygı duyulan bir general oldu.

25 Ekim 1974’de 94 yaşında vefat etti, cenazesi önce Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi, yapımı tamamlandıktan sonra Ankara’daki Devlet Mezarlığına nakledildi.

Kaynakça

1)ALTAY, Fahrettin; 10 Yıl Savaş ve Sonrası. Eylem Yayınları, Ankara 2008

2)SÜSLÜ, Azmi ve Mustafa Balcıoğlu ; Atatürk’ün Silah Arkadaşları, Atatürk Araştırma Merkezi Şeref Üyeleri, Ankara 1999

3) SOYAK H. Rıza ; Atatürk’ten Hatıralar, 5.Baskı, YKY İstanbul Ekim 2008

4)SARIHAN, Zeki ; Kurtuluş Savası Günlüğü 1-2-3, TTK Yayınları, Ankara 1993

5)ÇALIŞLAR, İzzettin, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Güncel Yayınları, İstanbul 2007

6)Türk İstiklal harbine Katılan Tümen Ve Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, 2.Baskı, GKB Yayınları, Ankara 1989

7) Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri 1&2, Yayına hazırlayanlar, Muzaffer Albayrak ve diğerleri, Başbakanlık Basımevi, Ankara 2005

8)OKUKLU, Mustafa; Fahrettin Altay, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir 2009

Bunları da sevebilirsiniz