Cevat Çobanlı

Özellikle Çanakkale Savaşı’nda stratejileriyle ön plana çıkan Cevat Çobanlı, Savaş’ın kazanılmasında başat aktörlerden biri olmuştur. Bu başarısıyla “18 Mart Kahramanı unvanıyla tarihe geçmiştir. Milli Mücadele yıllarında Mustafa Kemal’le bilgi alışverişinde bulunmuş, sürgün edilene kadar bir yandan Saray’ı teskin ederken bir yandan mücadeleye katkı sunmuştur. Milli Kahramanlar yazı dizisinde bu ay onun “Milli Kahraman” olduğu hayatı incelenecektir.

Gençlik Yılları

Cevat Çobanlı, 14 Eylül 1870 günü İstanbul’da doğmuştur. Babası Müşir (Mareşal) Şakir Paşa’dır. Annesi Emine Hanım, eşi Hadiye Çobanlı, çocukları Hasan Feridun ve Ayşe Faika’dır (Baycan,1991).

Orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde almış (Sungu, 1943), ardından eğitimine 1888 yılında Harp Okulunda devam etmiş, bunun üstüne Harp Akademisini birincilikle bitirmiştir. Mart 1894’te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur.

Balkan Savaşlarının başlamasının ardından 17 Ekim 1912 tarihinde 1. Ordu’daki askerlerden oluşturulan Şark Ordusu’nun Kurmay Başkanı Cevat Paşa olmuştur. Bulunduğu teşkilat ve şeması Çatalca mevzilerine çekilinceye kadar devam etmiştir. İkinci Çatalca Muharebesi sırasında Cevat Çobanlı 9. Tümen komutanıdır. Çatalca ve Bolayır’dan Edirne’nin geri alınması için yapılan ileri harekâtta da aynı tümende görev almıştır (Görgülü, 1993).

Çanakkale Muharebesi

İngilizler bütün kuvvetlerini Avrupa cephesine yığmaktansa Çanakkale veya Balkanlar’da ikinci bir cephe açmayı ve Rusya’ya ihtiyaçlarını temin etmeyi amaçlamışlardır. İstanbul’un ele geçirilmesiyle Osmanlı Devleti’nin Almanya’dan kopartılabileceğini öngörmüşlerdir. Ayrıca harbe girmekte kararsız görünen Bulgaristan’ın da Almanya tarafında harbe girmesinin önleneceğini düşünerek, Çanakkale Boğazı’nın donanmayla geçilmesine ve İstanbul’un işgaline karar vermişlerdir (Görgülü, 1993). Amiral Robeck kumandasındaki düşman filosu, Cevat Paşa kumandasındaki Çanakkale istihkâmlarına karşı, hücuma ederek hem mayın tarlalarını koruyan bataryaları tahrip edecek hem de boğazın orta kısmındaki tabyaları susturacaktı. Ardından donanmanın diğer önemli kısmı boğazı rahatça geçecekti ve böylece İstanbul’a gelecekti.

Bu muharebede görev alacak olan Cevat Paşa 9. Tümen’i muharebeye hazırlamıştır. Başkomutanlığa verdiği bir raporla yaptığı ve yapacağı işleri bildirmiştir (Başoğlu, 2012). Bu raporda, denizden yapılacak bir taarruzda kesin savunmanın Boğaz’ın iç kısmında yapılması üzerinde durmuş, Boğaz’ın giriş kısmının her zaman kolayca düşürülebileceğini savunmuş ve Erenköy koyunun düşmanın sığınmasına engel olacak şekilde mayınlanmasını önermiştir (Baycan, Mart 1991).

Başkomutanlık tarafından 22 Ekim 1914 günü Cevat Paşa’nın da katıldığı bir komisyon kurulduğu bildirilmiştir. Bu komisyondan Boğaz’ın ne şekilde savunulabileceği ve muhtelif bataryalarla diğer savunma vasıtalarının ne şekilde hareket edeceklerine dair bir plan hazırlaması görevi verilmiştir (ATASE, 1985).

Çanakkale Boğazı’na yapılan ilk deniz taarruzu, 3 Şubat 1915 günü başlamıştır. 19 Şubat 1915 günü ikinci kez taarruz edilmiş, girişteki Türk tabyaları topçu ateşi altına alınmıştır. 25 Şubat 1915 günü daha fazla muharebe gemisi bombardımana katılmış, 26-27 Şubat 1915 günleri merkez tabyaları da ateş altına alınmıştır.1, 2, 3, 4 ve 12 Mart 1915 günleri de Boğaz’ın içerisine giren İngiliz ve Fransız harp gemileri, kayda değer bir başarı sağlayamamışlardır. İngiliz Amirali De Robeck tüm deniz gücüyle Boğaz’ı zorlayarak İstanbul’a ulaşmaya karar vermiştir.

17 Mart gecesi Cevat Paşa Komutan Binbaşı Nazmi’yi yanına çağırır. Cevat Paşa: “Karanlık Liman’da bu akşam da aynı oyun tekrarlandı. Gemilerini sürdüler, ama hatları yaramadılar. Galiba yarın var güçleriyle zorlayacaklar.”. Ardından “Kaç mayınımız var binbaşım?” sorusunu sorar. Binbaşı Nazmi: “26 adet komutanım.” der. Cevat Paşa: “Onların hepsini bu gece Karanlık Liman’a bir hat boyunca dökebilir misiniz Nazmi Bey?” der ve Binbaşı Nazmi : “Derhal komutanım.” der. Cevat Paşa: “Güzel. Ben zaten mayın döşeme gemimiz Nusret’i hazırlattım bile. Ne zaman hareket edebilirsiniz?” der. Binbaşı Nazmi Bey: “Gece yarısı demir alırız efendim.” der.

Saat gece yarısına birkaç dakika kala Nusret mayın gemisi altı subay ve 54 erle denize açılmıştır. Saat 03.20’ye kadar 26 mayın da döşenir. Nusret, sahile doğru süzülürken sancaktan belirli aralarla yanıp sönen üç yeşil ve bir kırmızı ışıkla “Operasyon tamam!” mesajını verir (Şafak, 2006).

18 Mart 1915 sabahı İngiliz ve Fransız filoları, tam yolla ve büyük bir güvence içinde Boğaz’a girmişler, saat 08.30’da, Anadolu ve Rumeli kıyılarındaki Türk tabyalarını bombardımana başlamışlardır. Türk topçularının açtığı ateşler ve karanlık limana dökülen mayınların etkisiyle yitiren İngiliz ve Fransız harp gemileri mevcudunun % 35’ini yitirerek saat 17.30’da çekilmek zorunda kalmıştır (Baycan, 1991). Bu ağır kayıplar üzerine filo boğazdan çekilmiştir.

Bahriye Nazırı Winston Chuchill 1930’da “Revue de Paris” dergisinde olayı şöyle yorumlamıştır: “Birinci Dünya Harbi’nde bu kadar insanın ölmesine harbin ağır masraflara maal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından bir gece önce atılan o incecik çelik halat ucunda sallanan yirmi altı adet mayındır. Nusret’in gizlice döktüğü bu 26 demir kap, savaşın devamı ve dünyanın geleceği bakımından, diğer tüm çabalardan daha tam ve daha kesin sonuçtu. Hedeflere varmak içindi. Bu engel, İngilizler tarafından başarıyla başlatılmış olan Çanakkale Operasyonunu durduran birçok psikolojik karışıklıklar doğurdu. Yalnız başına bu mayın engelidir ki Türkiye’yi bir yenilgiden kurtardı ve savaşı uzattı.” (İnanç, 2012).

Cevat Paşa’nın Birinci Dünya Harbindeki Diğer Görevleri

Cevat Paşa, Birinci Dünya Harbi yıllarında üstlendiği önemli görevlerin yanında, iyi seviyede Almanca ve Fransızca bilmesinin de etkisiyle Sadrazam Ferit Paşa’nın yurt dışı görevlendirmelerinde de yer almıştır.

Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Galiçya cephesine asker gönderilmesini emretmesi üzerine (Şafak, 2006) 10 Kasım 1916’da da bu kolordunun komutanlığına Cevat Paşa atandı. Cevat Paşa 18 Kasım 1916’da (Görgülü, 1993) göreve başlamış, Zlotalipa doğu sırtlarında Ruslarla yapılan muharebeyi komuta etmiştir (Baycan, Mart 1991).

Cevat Paşa, Suriye-Filistin cephesinde de yer almıştır (Görgülü, 1993). Mısır’ın ve Hindistan yolunun güvende kalması için İngilizler Süveyş Kanalı’nı savunmuştur. Türk Genel Karargâhı İngiliz Kuvvetlerinin Süveyş Kanalı’ndan Avrupa Batı Cephesi’ne veya Çanakkale’ye götürülmesini önlemeyi amaçlamışlardır. Bu amaç doğrultusunda bir taarruz planlanmış olsa da yiyecek sıkıntısı ve ikmal zorluğu nedeniyle başarıya ulaşamamıştır (Baycan,1991).

İstiklal Savaşı

Cevat Paşa, 3 Kasım 1918’de Genel Karargâh Genelkurmay Başkanlığı’na atanarak İstanbul’a gelmiş 19 Aralık 1918’de Harbiye Nazırı olmuştur. Bu görevde iken, Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Komutanlığı’na atanmasını desteklemiş ve birlikte Sadrazam Damat Ferit Paşa’yı ziyaret ederek, kendisine 9. Ordu bölgesi hakkında güvence vermişler, Damat Ferit’in endişelerini gidermeye çalışmışlardır (Baycan,1991). Diğer birkaç Paşanın da etkisiyle Mustafa Kemal Paşa’nın bir an önce yola çıkabilmesi için müfettişlik görevi ile ilgili işlemlerini hızlıca tamamlamışlardır. Atatürk, Nutuk’ta ayrılışı günü Cevat Paşa ile gizli görüşebilmeleri için bir şifre kararlaştırdıklarını, bu şifre ile haberleşerek her türlü ihtiyacın sağlandığını anlatmıştır (Baycan, Mart 1991).

Mustafa Kemal’in Fevzi (Çakmak) ve Cevat (Çobanlı) Paşalar ile karşılaşması ve ilerisi için aralarında plân yapmaları şöyle vuku bulmuştur: 15 Mayıs 1919 tarihinde, Fevzi Paşa üzerindeki Genelkurmay Başkanlığı görevini devretmek üzere Cevat Paşa ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi’nde buluşmuşlar ve uzun müzakerelerle mücadeleyi planlamışlardır.

Mustafa Kemal’in faaliyetlerin dikkat çekmesi üzerine, Mustafa Kemal geri çağrılmıştır. Mustafa Kemal, kimler tarafından ne için istendiğini gizli olarak Genel Kurmay Başkanı Cevat Paşa’ya sormuş, “Kıymetli bir generalin Anadolu seyahati kamuoyuna iyi bir tesir yapmayacağı cihetle İngilizlerin kendisini istediği…” cevabı alması üzerine geri dönmemiştir (Kocatürk, 2007).

İstanbul’da ise, 9. Ordu Kıtası Müfettişi M. Kemal Paşa’nın geniş bir subay kadrosu ile Samsun’a gitmesinden ve orada millî galeyana neden olmasından dolayı İngilizlerin kuşkusu giderek artmıştır. Bir müfettişin neden geniş bir kurmay heyetiyle gönderildiğinin ve bu heyetin niçin Sivas’a doğru hareket etmekte olduğunun açıklanmasını istemiştir. Cevat Paşa 9. Ordu Müfettişliğinin belirli bir merkezi olmadığı açıklayarak Mustafa Kemal Paşa’ya zaman kazandırıp onu korumuştur (Türkmen, 2000).

Malta Sürgünleri ve Cevat Paşa

İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliği Hükümete verdiği 2 Ocak 1919 tarihli bir notada, Nihat Paşa’nın görevine son verilmesi istemiştir (1962). Aleyhinde delil bulunduğu sanılan kimselerin hemen yakalanıp, İtilâf askerî makamlarına teslimini talep etme yetkisinin kendisine verilmesini de istedi (Şimşir, 1985).

Harbiye Nazırı Cemal Paşa ve Erkânı Harbiye-i Umumiye Reisi Cevat Paşa İtilâf Devletleri’nin isteklerini reddetmişlerdir. Bunun üzerine 20 Ocak 1920 günü ortak bir nota ile görevlerinden çekilmeleri istenmiştir. 21 Ocak günü Paşalar istifa etmişler, kısa süre sonra da Malta’ya sürgüne gönderilmişlerdir (Akşin, 2004). Cevat Paşa Sınır Boyundaki göçebe kabileleri Müttefiklere karşı silahlı direniş için örgütlemeye kalkışmaktan sanıktır (Şimşir, 1985).

Ankara Hükümeti, Cevat Paşa ve diğer sürgünlerin bir kısmı yerine tamamının kurtarılabilmesi için barış antlaşmasına kadar beklenmesi talimatını vermiştir. Ancak bazı delegeler hiç değilse bir kısmının kurtarılmasını savunmuşlardır. Bekir Sami Bey kendisine verilen talimatın dışına çıkmış ve Malta’da bazı sürgünlerin kalmasına razı olmakla birlikte bu sayıyı mümkün olduğunca azaltmak için 11 Mart günü İngilizlerle yeniden masaya oturmuştur. İngilizlerin suçlu saydıkları 27 kişinin bırakılmasını istemiştir. Yüksek Komiserlik, bunlardan 17’sinin bırakılmasında sakınca görmüyordu. Ancak Mustafa Kemal Paşa’nın ordusunda görev almalarından korkulduğu için Albay Şevket Bey, Cemal, Cevat ve Yakup Şevki Paşalar Türkiye’ye dönmemek üzere serbest bırakılabilirlerdi (Şimşir, 1985).

Anlaşma 16 Mart 1921 günü imzalandı. 454’ü Anadolu’da bulunan tüm İngiliz savaş tutsakları ve diğer tutsaklarla, Malta’da bulunan yargılanmayacak tutsaklar değiş tokuş edilmiştir. Türkiye’ye dönmeme şartıyla Cevat Paşa serbest bırakılmıştır.

Savaş Sonrası Dönem

Cevat Paşa, TBMM’nin II. Dönem seçimlerine katılarak Elazığ’dan milletvekili seçilmiştir. Mazbatası 12.08.1923 tarihinde onaylanmıştır (Öztürk, 2001). 25 Aralık 1924’te Askeri Şûra üyeliğine atandı.

Atatürk, Cevat Paşa ve diğer bazı komutanların askeri yetenekleriyle daha iyi hizmetler vereceği düşünmüş ve bu komutanlara milletvekilliğinden istifa edip askeri kanalda hizmet vermelerini teklif etmiştir. Cevat Paşa 22.12.1924’te Atatürk’ün isteğine uyarak milletvekilliğinden istifa etmiştir (Yarar, 1999). Askeri görevlerini emekli olana dek sürdürmüştür.

Cevat Paşa, İstanbul’da 13 Mart 1938 günü vefat etmiştir (Yıldırım, 2010). Cevat Paşa; Birinci Dünya Harbinde, Çanakkale Savaşı’nda askeri dehasıyla Dünya Tarihinin gidişatını değiştirmiştir. İngiliz Düşman gemilerinin, Türk askeri tarafından döşenen mayınlardan geçemeyerek geri çekilmesini sağlamış ve “Çanakkale Geçilmez!” sözünü tarihe yazdırmıştır. Böylelikle “Milli Kahraman” olmuştur.

Kaynakça

Türk İstiklal Harbi, Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı. (1962). Ankara: Gn. Kur. Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi Resmi Yayınları.akt:Nurdan Baş

Akşin, S. (2004). İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları. akt:Nurdan Baş

ATASE. (1985). Birinci Dünya Harbi; İdari Faaliyetler ve Lojistik. Ankara: Genel Kurmay Basımevi. akt:Nurdan Baş

Başoğlu, K. (2012). Birinci Dünya Savaşında. Ankara: Genelkurmay Yayınevi. akt:Nurdan Baş

Baycan, N. (Mart 1991). Orgeneral Cevat Çobanlı. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. akt:Nurdan Baş

Görgülü, İ. (1993). On Yıllık Harbin Kadrosu 1912-1922. Ankara: T.T.K Yayınları. akt:Nurdan Baş

İnanç, A. (2012). Nusrat Mayın Gemisi. http://canakkalektp.kulturturizm.gov.tr. akt:Nurdan Baş

Kocatürk, U. (2007). Doğumdan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları. akt:Nurdan Baş

Öztürk, K. (2001). Türk Parlamento Tarihi. Ankara: T.B.M.M Vakfı Yayınları. akt:Nurdan Baş

Sungu, İ. (1943). Galatasaray Lisesinin Kuruluşu. Ankara: Belleten. akt:Nurdan Baş

Şafak, E. (2006/12/10). Atını Dinyester’de Sulayan Komutan. Sabah Gazetesi. akt:Nurdan Baş

Şimşir, B. (1985). Malta Sürgünleri. Ankara: Bilgi Yayınları. akt:Nurdan Baş

Türkmen, Z. (2000). Mustafa Kemal Paşa’nın Müfettişlik Görev Bölgesinden Geri Çağrılmasına Neden Olan Gelişmeler. İzmir: Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. akt:Nurdan Baş

Yarar, H. (1999). Cepheden Meclise. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. akt:Nurdan Baş

Yıldırım, S. (2010). TBMM Albümü (1920 – 2010). Ankara: Korza Yayınları. akt:Nurdan Baş

Bunları da sevebilirsiniz