Tevfik Rüştü Aras

Türk Tarihi alanında yetkin çok sayıda devlet adamı görmüştür. Bunda şüphesiz binlerce yıllık devlet geleneğimizin de payı vardır. Ben bu yazımda uzun bir döneme damgasını vurmuş, ülkemizin kurtuluş ve kuruluş döneminde büyük emekleri olan Kırmızı-Yeşil İstiklal Madalyası sahibi, Eski Dışişleri Bakanımız Tevfik Rüştü Aras’ı anlatacağım. Tevfik Rüştü Aras, 1883 senesinde Çanakkale’de doğdu. Beyrut Tıbbiyesini bitirip doktor olan Tevfik Rüştü Aras, imparatorluğu çeşitli yerlerinde hekimlik yaptı. (1) Siyaset ile ilgilenmeye başlayan Aras 1905 yılında Jinekoloji ihtisası yapmak için gittiği Paris’te İttihat ve Terakki’ye katıldı. (2) Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin sağlık konularında ve ordu içinde üst düzey görevlerde bulunan Doktor Tevfik Rüştü Bey, 1917 senesinde bütün görevlerinden ayrılarak ilaç ticareti yapmaya başladı. Daha sonra bir akrabasının siyasete geri dönmesi gerektiğini söylemesi üzerine siyasete geri döndü. (3) Birinci Dünya Savaşı’nın bitimi ile İtilaf Devletleri, İttihat ve Terakki Partisini savaş suçlusu kabul etti ve 1919 Ocak ayından itibaren ülkedeki İttihatçılar tutuklanmaya başladı. 30 Ocak 1919’da Tevfik Rüştü Aras bir grup İttihatçı ile tutuklandı. (4) İttihatçıların önemli bir bölümü Malta’ya sürgün edilirken Tevfik Rüştü Aras ilaç ticareti yaptığı dönemde tanıştığı hatırı sayılır dostları sayesinde serbest bırakıldı. Çıkar çıkmaz Anadolu’ya geçen Tevfik Rüştü Aras, Milli Mücadele’ye katıldı. (5) 23 Nisan 1920’den Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Tevfik Rüştü Aras’ın sözleriyle “Zafere erişebilmek için bütün kuvvetleri bir yerde toplayarak, Milletle beraber ve Milletin Hâkimiyeti esasında iş görmek” amacını taşıyordu. (6) Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyeliğine görevini yapan Tevfik Rüştü Aras, 1920 yılında komünizm’i incelemesi için Sovyetler Birliğine gönderildi. Türkiye’ye geri döndüğünde ise Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine Türkiye Komünist Fırkası’nın kurucuları arasında yer aldı. (7) İkinci dönemde ise Meclis’e İzmir milletvekili olarak gelen Tevfik Rüştü Aras 1925 yılından 1938 yılına kadar bir döneme damgasını vuracağı Dışişleri Bakanlığı görevini yerine getirdi.

1930’lu yıllar dünya için felakete gidilen yıllar oldu. O zamana kadar görülmüş en büyük savaş bitmiş; tüm zamanların göreceği en büyük savaşa ise az bir süre kalmıştı. Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franco, Sovyetlerde Stalin kendi ülkelerinde baskıcı rejimler kurmuş, tüm dünya ülkeleri merkezileşmeye ve daha faşist politikalar üretmeye başlamıştı. Bu dönemde elbette yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti de gereken önlemleri almıştı. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün temennisi bütün dünya halkları için barışın egemen olması ve bir daha Birinci Dünya Savaşı gibi yıkımların yaşanmaması idi. Bu konu hakkında söylediği “Yurtta barış, Dünya’da barış” sözü o dönemki Türk Dış Politikasının özetiydi. Bu doğrultuda o dönemde yapılan politikalar da barışçıl politikalardı. Savaşçı, yayılmacı, emperyalist politikalar yerine bölge ülkeleri ile uzlaşmacı, barışçıl politikalar geliştirildi. Cumhuriyetimizi kuranların ileri görüşlülüğü sayesinde İkinci Dünya Savaşı öngörülmüş ve öncesinde gerekli ittifaklar yapılmıştı. Bu süreçte hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Atatürk ve Başbakan İnönü kadar Dışişleri Bakanı Aras’ın da emeği çok büyüktür. Bu yapılan ittifaklar sırasıyla Balkan Antantı ve Sadabat Paktı’dır. 1933 yılında Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesiyle Alman tehdidi gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna önlem olarak 1934 yılında Balkan Antantı kuruldu. Böylelikle batı sınırlarımız güvenceye alınmaya çalışıldı. 1937 yılında ise faşist Mussolini liderliğindeki İtalyan tehdidine karşılık Sadabat Paktı kuruldu. Pakt, Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında oluşturulmuştur. Türkiye bu pakta diğer Arap ülkelerinin de katılmasını istiyordu. (8) Haziran 1937’de Pakt için Bağdat’a giden Tevfik Rüştü Aras, Atatürk döneminin dış politika anlayışını çok güzel anlatmıştı: “Dünyanın bu bölgesinde biz kardeşliğe inanmış bulunuyoruz… Biz evrensel dostluk ve sevgi siyaseti güdüyoruz… Bizim için tek amaç barıştır. Barış bizim için araç değil hedeftir. Eğer savaştan iğreniyorsak bu herhalde ondan korktuğumuzdan değil, belki hiçbir sorunun savaş yoluyla halledilemeyeceğine inandığımızdandır… Biz barış davasının samimi ve sadık hizmetçisiyiz… Biz memleketimizin selamet ve menfaatini barışta buluyoruz… Biz güvenliğimizi başka devletler arasındaki anlaşmazlıklarda aramıyoruz.” (9) Böylelikle bütün dünyanın savaşa sürüklendiği yıllarda hâlâ barıştan umudu olan; çözümü savaşta değildi barışta gören ve eski düşman olsa da komşularıyla barış masasına oturan dış politikanın bakanlığını Tevfik Rüştü Aras yapmıştır.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada oluşabilecek sorunları barışçıl yollarla çözmek için Milletler Cemiyeti kurulmuştur. Bu kuruluş günümüzde de varlığını sürdüren, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletlerin öncüsüdür. Tevfik Rüştü Aras 1937 yılında Milletler Cemiyeti’nin başkanlığını yapmıştır. (10) Atatürk’ün hastalığı döneminde İnönü’ye muhalif olan grupta yer alan Tevfik Rüştü Aras, Gazi’nin vefatından sonra, İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı ile aktif siyasetten uzaklaştırılmış; kendisi Londra Büyükelçisi olarak atanmıştır. 1943 yılında ise diplomasi kariyerini bitirerek emekli olmuştur. Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçmesi ile siyaset ile ilgilenen Aras, Demokrat Parti’nin kuruluş çalışmalarına katılsa da partinin diğer kurucuları tarafından parti dışına itilmiştir. (11) Tevfik Rüştü Aras aynı zamanda 27 Mayıs 1960 darbesi ile idam edilen Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu’nun da kayınpederidir. (12) 1950 sonrası Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yaptıktan sonra 1960 sonrası Yeni Türkiye Partisi’ni desteklese de aktif siyasete girmemiştir. 1972 yılında ise Türk Tarihinin gördüğü en büyük bakanlardan olan Tevfik Rüştü Aras vefat etmiştir. (13)

1-) Melih Tınal, “Bir Siyasal Kişilik Portresi Olarak Dr. Tevfik Rüştü Aras”, Dokuz Eylül Üniversitesi. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, İzmir 2001, VIII.

2-) F.K. Gökay, “Tıp Tarihimizde…”, Tıp Dünyası, Cilt:43, s.220.’den aktaran Tınal, a.g.e., 8.

3-) Aras, Görüşlerim-I, s.107.’den aktaran Tınal, a.g.e., 12.

4-) Celal Bayar, Ben de Yazdım, Milli Mücadeleye Giriş, Sabah Kitapları, İstanbul 1997, Cilt:5, s.61’den aktaran Tınal, a.g.e. 13.

5-) Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk Hayatı ve Eseri-I, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 1990, s.276.’dan aktaran Tınal, a.g.e., 14.

6-) “Üyelerinin Anılarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Temeli Birinci Büyük Millet Meclisi”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Dün/Bugün/Yarın, Sayı:31, Nisan 1970, s.17.’den aktaran Tınal, a.g.e., 14.

7-) Tınal, a.g.e., VIII.

😎 Sinan Meydan, “Atatürk’ten Ortadoğu Dersi”, Sözcü, 22 Ocak 2018.

9-) Aptülahat Akşin, Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasisi, s.199.’den aktaran Meydan, a.g.e.

10-) https://tr.wikipedia.org/wiki/Tevfik_R%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC_Aras

11-) Tınal, a.g.e., VIII.

12-) https://tr.wikipedia.org/wiki/Tevfik_R%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC_Aras

13-) Tınal, a.g.e., VIII, IX.

Bunları da sevebilirsiniz