Hollywood’un Futbol Aşkı: Deadpool VS Wolverine

Modern futbolun doğduğu İngiltere’de yer alan futbol kulüpleri, 1880’li yıllarda gönüllü organizasyonlar olarak faaliyetlerini sürdürmekteydi. Maç gelirlerinin, futbolcu ücretlerinin ve stadyumların profesyonelce yönetilmeye başlanmasıyla şirketleşme gündeme gelmiştir. Peaky Blinders hayranlarının yakından bildiği, Birmingham’ın güneydoğusunda yer alan Small Heath bölgesinde 1875 yılında kurulan Small Heath Alliance, 1888 yılında şirketleşerek adını Small Heath F.C. olarak değiştirmiş ve şirketleşen ilk kulüp olarak tarihe geçmiştir. Kulüp, daha sonrasında adını 1905’te Birmingham F.C., 1943’te ise günümüzdeki adı olan Birmingham City F.C. olarak değiştirmiştir. 2019/20 sezonunda yapmış olduğu Peaky Blinders temalı forma tanıtımıyla da dizinin hayranlarının kalbini çalmayı başarmıştır.

(Forma tanıtım filmi: https://www.youtube.com/watch?v=QxF60NkY7yI)

Small Heath, 1888 yılında şirketleşse de futbolun endüstrileşme sürecine kadar kulüplerin çoğunluğu şirketleşmeyerek eski yönetim modeliyle faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir.

1980’li yıllarda endüstriyelleşme sürecinin hızlanmasıyla birlikte kulüplerin gelirleri ile maliyetlerinin yapısında ve miktarında önemli değişiklikler olmuştur. Kulüpler, gelir ve maliyetlerini profesyonelce yöneterek futbol pastasından daha fazla pay alabilmek için şirketleşmeye başlamışlardır. Şirketleşme sayesinde kurumsallaşan ve profesyonelleşen kulüpler, gelir kaynaklarını arttırma fırsatı yakalamışlardır.

Ekonomik büyümenin hızlanmasıyla reklam harcamalarında meydana gelen artış, teknolojik her gelişmeyi özümsemeyi bilerek televizyon programlarının en önemli unsuru haline gelen futbol mecrasının daha çok pay almasına yol açmıştır. İnternetteki gelişmeyi de paraya çevirmeyi başaran futbol, kendi iç pazarı ile yetinmeyip küresel organizasyonlarla dünya pazarına taşınmayı bilen bir endüstri oldu ve gösteri işine dönüşerek yatırımcıların ilgi odağı haline geldi.

Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemi süreci, futbol kulüplerinin gelir kalemlerine de ciddi ölçüde bir darbe vurdu. Bu sezon ve geçtiğimiz sezonun büyük bir bölümünde maç günü geliri elde edemeyen kulüplerin, medya ve ticari gelirlerinde de kayıplar yaşayarak değer kaybetmesi, onları yatırımcılar için birer potansiyel hedef haline getirdi. Borsada sıklıkla kullanılan: “Beklentiler alınır, gerçekler satılır.” teorisi de bir kez daha gerçekleşmiş oldu. Avrupa’da, 2020 yılında yirmiye yakın kulübün bir kısmının büyük çoğunluğunun sahibi değişirken, diğer kulüpler de yeni yatırımcılar buldu.

Pandemi sürecinde üst liglerdeki kulüplerin, maliyetlerinin gelirlerine olan oranının ciddi bir şekilde artmasıyla birlikte yatırımcılar, gözlerini Avrupa futbolunun amiral ülkelerinin alt liglerindeki yükselme potansiyeli olan kulüplere ve daha düşük kalitedeki liglerde yer almasına rağmen gelecekte Avrupa kupalarına katılma potansiyeli olan kulüplere çevirdi.

Son dönemde Hollywood yıldızlarının da futbola olan ilgisi artmış gözüküyor. Ünlü komedyen Drew Carey, 2007 yılında Seattle Sounders’ın ortağı olmuş ve onu bir başka komedyen olan, özellikle Anchorman adlı komedi serisindeki Ron Burgundy rolüyle hatırlanan Will Ferrell, 2016 yılında Los Angeles FC’ye ortak olarak takip etmişti. 2019 yılına gelindiğinde ise Oscar ödüllü yıldız Matthew McConaughey, doğduğu Texas eyaletinde yer alan ve 2021 yılında MLS’te mücadele etmeye hazırlanan Austin FC kulübünün kurucu ortağı olmuştu. Onu da başka bir Oscar ödüllü yıldız olan Natalie Portman, bu yıl Angel City FC’yi kurarak takip etti. 2022’de NWSL’de mücadele etmeye hazırlanan ve bir kadın futbol takımı olan Angel City, birkaç gün önce Heineken ile partnerlik anlaşması imzalayarak sektöre hızlı bir giriş yaptı. Natalie Portman önderliğinde kurulan kulübün diğer ortakları arasında Jessica Chastain, Eva Longoria, America Ferrera ve Jennifer Garner gibi Hollywood yıldızları ile ünlü tenisçi Serena Williams da bulunuyor. Jessica Chastain’in Interstellar’da babasını canlandıran Matthew McConaughey’in izinden giderek bir futbol takımına yatırım yapması da hoş bir rastlantı olarak göze çarpıyor.

Bu yıla damgasını vuracak en önemli şirketleşme haberi ise 156 yıllık tarihe sahip olan Wrexham AFC’den geldi. Deadpool karakterine hayat veren dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Ryan Reynolds ve 15.sezonuyla televizyon tarihinin en uzun soluklu komedi dizisi olma unvanını tek başına ele geçirmeye hazırlanan It’s Always Sunny in Philadelphia’nın yıldızı Rob McElhenney İngiltere futbolunun beşinci kademesinde mücadele eden Wrexham’ı devralmak için kulübün taraftarlarından oluşan yönetim kuruluna (mütevelli heyeti) 2 milyon Sterlin teklif etti. Taraftarlar arasında yapılan oylamada %98,6 oranında olumlu oy alarak desteklenen Hollywood ikilisinin şirketi RR McReynolds Company LLC, federasyonun onayından sonra %100 kontrol hakkıyla Wrexham’ın yeni sahibi olacak. Anlaşma yapıldıktan kısa bir süre sonra hiç vakit kaybetmeyerek kamera karşısına geçen ikili, kulübün resmi Twitter hesabından kendileri için çekilen “Hoş geldiniz!” videosunda bile kulübün sponsorunun tanıtımını yapmayı ihmal etmedi ve bu video 12 gün içinde yaklaşık 5 milyon izlenmeye ulaştı (https://twitter.com/Wrexham_AFC/status/1328339177746927624).

Wrexham’ın, Premier Lig’in devasa yayın gelirlerinden yararlanabilmesi için çok uzun bir yol katetmesi gerekse de kulübün yeni sahipleri, Netflix ve Amazon Prime gibi OTT platformlarında yayınlanacak bir belgesel çekmeyi planladıklarını söyledi. Wrexham’ın daha önce Manchester City, Tottenham Hotspur, Sunderland AFC ve Leeds United gibi İngiliz ekiplerinden başarılı örneklerini gördüğümüz tarzda bir belgesel çekmesi halinde bir saatlik bir bölümden 300.000 – 400.000 Pound arası bir gelir elde edebileceği öngörülüyor. Sekiz bölüm çekileceğini varsayarsak, kulübün kasasına en az 2,4 milyon Pound girmesini bekleyebiliriz. Bu sayede Reynolds ve McElhenney ikilisi, kulübe yapmış olduğu yatırımı rahatlıkla karşılayabilir. Bu durum, bazı taraftarlarda: “Hollywood yıldızları sadece belgeselden gelir elde etmek için mi kulübü satın alıyor?” düşüncesini doğursa da Reynolds, planlarının uzun vadeli olduğunu, gökyüzünü limit olarak belirlediklerini ve uyuyan bir dev olarak tanımladıkları Wrexham’ın, küresel bir güç olabileceğini söyleyerek taraftarların yüreğine su serpti.

Reynolds’ın Wrexham’ı satın almasının ardından, Wrexham’ın ezeli rakibi Chester’ın taraftarları, Hugh Jackman’ın Chester’ı alması için ünlü oyuncuya twitter üzerinden büyük bir baskı yaratmaya başladı. “X-Men Origins: Wolverine” filminde Deadpool ve Wolverine olarak karşı karşıya gelen Reynolds&Jackman ikilisi o günden bu yana birbirleriyle dalga geçerek atışmayı sürdürüyor. Bu atışmalarını, yaratıcı bir şekilde kullanıp bir pazarlama projesine çevirerek şirketlerinin reklamını kendilerine özgü bir tarzla yapmayı da ihmal etmediler (https://www.youtube.com/watch?v=YioAD0gQQSM). Bir diğer ihmal etmedikleri nokta ise sosyal sorumluluk projesi oldu (https://www.youtube.com/watch?v=Oy1z3esprFA).

X-Men Origins: Wolverine filminde Deadpool karakterinin çizgi romandan çok uzak bir şekilde işlenmesi ve seyirci tarafından Ryan Reynolds’ın beğenilip, karakterin senaristler tarafından filme yansıtılış şeklinin beğenilmemesi üzerine Deadpool için yeni bir evrende film çekilmiş, başrol yine Reynolds’a verilmiş ve 4.duvarı kırmasıyla süper kahraman filmlerine yepyeni bir boyut getirmişti. Reynolds, yakın arkadaşı Jackman’ı da ısrarla kendi film evrenine getirmek için çabalıyor fakat Wolverine rolünden emekli olan Jackman, Deadpool’un Wolverine ile karşı karşıya geldiği bir film görmemizin çok uzak bir ihtimal olduğunu dile getiriyor. Sinematik evrende bu ikiliyi bir kez daha karşı karşıya görmemiz zor olsa da futbol evreninde göremememiz için hiçbir sebep bulunmuyor çünkü Jackman, bir zamanlar kendisine, taraftarı olduğu Norwich City’nin sahipleri tarafından yapılan ortaklık teklifini geri çevirdiği için pişmanlık duyduğunu söylemişti. Pişmanlığının sebebiyse teklifi reddetmesinin ardından Norwich City’nin bir üst lige çıkmasıydı.

Wrexham ile Chester arasındaki ezeli rekabet, alt liglerdeki en vahşi derbi olarak tanımlanıyor. Jackman da Chester’a yatırım yaparsa sınır ötesi derbisini kendilerine özgü bir tarzda pazarlayıp kulüplerin marka değerini rahatlıkla artırabilirler. Marvel’ın her iki takıma da göğüs sponsoru olduğu bir gelecek şimdiden heyecan veriyor.

Çizgi romandaki Wade Wilson, kendisini kanser tedavisi görmek için gittiği yerde “Süper İnsan” oluşturmaya çalışılan bir laboratuvarda denek olarak bulmuştu. Buradaki doktorlar ve gardiyanlar, deneklerin hayat süreleriyle ilgili bahse tutuşuyor, bu oyuna da Deadpool (Ölüm Havuzu) adını veriyorlardı. Wade Wilson ise bu laboratuvardan sağ kurtulan tek denekti. Ryan Reynolds’ın, günümüzde laboratuvarlarda incelenmeye başlanan futbol ekosisteminin içinden sağ çıkıp çıkamayacağını ise zaman gösterecek.

Takımınızın bol gol attığı, üç puanların havada uçuştuğu bir ay dileğiyle…

Bunları da sevebilirsiniz