Açlık, Hastalık ve Cehalet Tufanı

Kaynak: https://www.nytimes.com/2020/09/16/opinion/coronavirus-hunger-disease.html

Özgün Başlık: A Cataclysm of Hunger, Disease and Illiteracy

Yazar: Nicholas Kristof

Covid-19’un peşi sıra yoksul ülkelerde bir ızdırap pandemisi yaşanıyor ve en çok acı çekense çocuklar 

Covid-19’un dünyada öncelikle yaşlıları öldürdüğünü sanıyoruz ama yoksul ülkeler için durum bundan daha dehşet verici.

Salgın çocukları yetersiz beslenmekten öldürüyor. Daha fazla insanın veremden, sıtmadan ve AIDS’ten ölmesine sebep oluyor. Kız çocuklarını okulu bırakıp evlenmeye zorluyor. Kadınların doğum esnasında ölmesine neden oluyor. Çocuk felcini ortadan kaldırma, sıtmayla mücadele etme ve kadın sünnetini azaltma çalışmalarının ilerlemesine engel oluyor. A vitamini dağıtımını sekteye uğratıp daha fazla çocuğun kör olmasına ve ölmesine sebebiyet veriyor. 

Birleşmiş Milleler Nüfus Fonu uyarıyor: Covid-19 dünya genelinde 13 milyon ek çocuk evliliğine ve 47 milyon kadının modern doğum kontrol yöntemlerine erişimlerinin engellemesine yol açabilir.

Kısacası, hastalık, cehalet ve aşırı yoksulluk pandemisi koronavirüs pandemisini takip ediyor ve en çok da çocukları vuruyor.

Covid-19’un gelişmekte olan ülkelerde en büyük etkisi virüsün doğrudan enfekte ettiklerine değil de ekonominin, sağlık ve eğitim sistemlerinin çöküşüyle sarsılan insanlara olabilir. Çoğu okul ve klinik kapalı, AIDS için ilaçlara ve birtakım başka ihtiyaçlara ulaşılmak zaman zaman mümkün olmuyor ve sıtma ve kadın sünnetine karşı kampanyalar sıklıkla askıya alınıyor. 

Bangladeş merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan BRAC International’ın yönetici müdürü Dr. Muhammad Musa “Covid-19’un Güney’deki etkisi dolaylı etkisi doğrudan etkisinden bile daha büyük olacak” diyor Doğrudan etki ne kadar trajik olursa olsun sadece enfekte olanları ve onların ailelerini etkilemekte. Dolaylı etkisinin ise çok daha fazla insan için ekonomik ve sosyal sonuçları var – kaybedilen işler, aç aileler, aile içi şiddette artış, daha fazla okulu bırakan çocuk, nesiller boyu sürecek bedeller.

Bu anlamda Covid-19’un öldürdüklerinin çoğu aslında hiçbir zaman hastalığa yakalanmıyor. Onun yerine, çocuklar salgın sırasında aşı olamadıkları için kızamıktan ölüyor -80 milyona varan sayıda çocuk aşı olamıyor. Ya da babaları işini kaybettiği için yahut anneleri pazarda sebze satamadığı için yetersiz beslenmekten ölüyorlar.

Ekonomik krizlerin çoğunda olduğu gibi yük bilhassa kız çocuklarının omzuna yükleniyor. Daha fazla kız çocuğu reşit olmadan evleniyor ki kocalarının ailesi onu beslesin ya da hizmetçi olarak çalışmak üzere şehirlere gönderiliyor ki yemek ve az bir miktar kazanç karşılığında çalışsınlar -bu durumda bu kızlar eğitimlerini bırakma ve önemli bir istismar riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Gelişmekte olan ülkelerde kız çocuklarının eğitimine destek olan Africa of Camfed Internaional’ın yönetici müdürü Angelina Murimirwa “Öğrencilerin karşılaştığı en büyük zorluk açlık” diyor. Camfed’in Malavi’deki öğrencilerinin yüzde 60’ından fazlası yiyecek sıkıntısından mustarip olduğunu bildirdi

Krizden önce kız çocuklarının yüzde 4’ü 14 yaşına kadar evleniyordu. Şimdi ise bu durum daha da kötüleşebilir.

Seneler önce zeki ve hırslı bir Kenyalı kız çocuğundan çetin bir soru duymuştum: okulu bırakıp hayallerinden mi vazgeçmeli yoksa eğitim masraflarını ödeyecek bir adamla cinsel ilişkiyi kabul mü etmeli – üstelik adamın HIV olması ihtimalinden da korkuyorken? Artık daha fazla kız çocuğu böyle çözülmesi imkânsız ikilemlerde kalacak.

Kriz sokağa çıkma yasaklarından ve gurbette çalışan işçilerin getirdiği dövizdeki ani düşüşle birlikte katlanan ekonomik çöküşten kaynaklanıyor. BRAC Liberya, Nepal, Filipinler ve Sierra Leone’de çalışan insanların üçte ikisinin gelirlerinin büyük ölçüde azaldığı ya da tamamen yok olduğunu söylediklerini ortaya koydu.

Birleşmiş Milletler insani yardım şefi Mark Lowcock “Eğer gündelik işçiyseniz ve bir gün size evinizden çıkamayacağınız söylendiyse, ertesi gün yemek almak için hiçbir geliriniz yok demektir. “Evim üzerine iddiaya girerim ki yoksullukta, çocuk ve anne ölümlerinde artış gözlemlenecek.” şeklinde konuşuyor.

Bill Gates ve diğerleri, ABD Millet Meclisi’ni teşvik paketine dünyadaki herkesin koronavirüs için aşı olmasını sağlayacak 4 milyar doları dâhil etmeye çağrıyor. Bunu bir hayır işi olarak düşünmeyin; daha ziyade evrensel sağlık güvenliğine bir yatırım olarak düşünmelisiniz. -aynı zamanda eğitim, beslenme ve çocuk felci için de acil durum yatırımlarına ihtiyacımız var.

Amma velakin şimdiye kadar ülkeler bencil ve dar görüşlü davranarak uzakta olan bir salgının tekrar kendi sınırlarına geçebileceğini düşünmediler. Nitekim Birleşmiş Milletler $10 milyon dolarlık Covid-19 acil müdahale çağrısı sonucu bu rakamın anca çeyreğine ulaşıldı.

Modern zamanlarda insanlığın zaferlerinden biri yaklaşık olarak 1990’larda başlayan tarihi akışta aşırı yoksulluğun – enflasyona göre belirlenen ve günde 2 dolardan az parayla yaşayan kişi olarak tanımlanmıştır –  üçte iki oranında azalması olmuştur. Trajik bir şekilde bu şimdi tersine döndü. 

Sağlık Ölçüm ve Değerlendirme Enstitüsü’nün (Institute for Health Metrics and Evaluation, IHME) tahminine göre tüm dünyada aşırı yoksullukta yaşayan insan sayısı Covid-19 vurduğundan beri 37 milyon arttı ve seneye de bir 25 milyon daha artacak.

Geçen yılların her birinin başında, bir önceki yılın insanlık tarihinin en iyi yılı olduğuna dair köşe yazıları yazdım. Bu iddiamı da bir çocuğun ölüm riski veya okuma-yazma öğrenememe riski gibi ölçütlere dayandırmıştım. Bu kış ve hatta belki önümüzdeki yıllarda böyle bir köşe yazısı yazamayacağım. 

Birleşmiş Miletler insani yardım şefi Mark Lowcock’a Covid-19’un bu çağın içinde bulunduğumuz ilerleme çağında bir tökezleme mi yoksa bu çağın sonu mu olduğunu sordum.  

En iyi ihtimalde bile bunun ilerlemede kayda değer bir kesinti olacağını söyledi. “Eğer dikkatli olmazsak bu bir kesintiden daha fazlası olacak. Kat edilen gelişmeden geriye götürebilir kısmen.”

Bunları da sevebilirsiniz