II. Abdülhamid Dönemi’nin Anahtar Sözcüklerinden “Sansür”

 

Düşününüz Sultan Hamid zamanında karikatür yapmak! Ne fecî bir intihâr!1

Dönemi ve hemen sonrasının gazeteleri ile mizah dergileri tarandığında, karikatürlerle illüstrasyonlarda Sultan Hamid ve dönemini yansıtan şu sözcüklerle sıkça karşılaşılır: Sansür2, Jurnal3, Hafiyelik, Korku, Hapis, Sürgün, Rüşvet, Alçaklık, Kirlilik, Cinayet

Bu sözcükler, II. Abdülhamid ve döneminin anahtar sözcükleridir. Ve bunların hemen tümü, hattâ fazlası daha 1870’lerden başlayarak önce Cenevre, Paris ve Kahire’de; 1908 Hürriyet Devrimi (II. Meşrûtiyet) sonrasında ise İstanbul’da yayımlanmış mizah dergilerine ve de gazetelerine açıkça yansımıştır. Bu dergi ve gazetelerin önceleri yurt dışında yayımlanmaları rastlantı değil, fakat Osmanlı aydınlarının, yazarlarıyla çizerlerinin Abdülhamid’in zulmünden, kuytu köşelerde öldürülme korkusundan kaçışları, yurt dışından istibdâda karşı muhalefeti sürdürmeleri nedeniyledir.

Bülent Tanör, “Anayasal Gelişmelere Toplu Bir Bakış” başlıklı makalesinin “Abdülhamid İstibdadı” alt başlığında şöyle yazar:

Osmanlı ülkesi II. Meşrutiyet’e kadar (1908) Abdülhamid’in baskıcı ve karanlık rejimi altında yönetildi. Başta Midhat Paşa olmak üzere, meşrutiyetçiler şu ya da bu yolla saf dışı bırakıldı, başkentten uzaklaştırıldı ya da satın alındı. Kişi güvenliği ve özgürlüğü tamamen yok edilerek, hafiyelik ve jurnalcilik ağıyla tam bir “korku devleti” kuruldu.

Tahmin edilebileceği gibi, bu dönemde bütün devlet yetkileri padişahın elinde toplandı. Sadrazam ve vekiller basit birer idare âmiri durumuna düştüler4. (…)

Bülent Tanör’den yaptığımız alıntının ikinci paragrafı ilk paragrafı kadar çarpıcıdır ve sanki günümüze de gönderme yapmaktadır.

II. Abdülhamid döneminin anahtar sözcüklerden “Sansür” günümüz Türkiye’si için de çok günceldir. Çünkü Türkiye’nin hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimlerine yaklaştığı şu günlerde, AKP ve MHP tarafından (Cumhur İttifakı’nca) TBMM Başkanlığı’na sunulan, ancak şimdilik geri çekilen, ancak her an yeniden gündeme gelmesi söz konusu olan yeni Basın Kanunu teklifinin de basın, sosyal medya ve internet haberciliğine, kısacası haber alma özgürlüğüne darbe vuracağı kesindir. Ve elbette buna tepkiler şiddetle yükselecektir.

Sansür

Yukarıda yazdığım, şimdilik rafa kaldırılmış kanun teklifiyle sansür, günümüzün de güncel bir konusu hâline gelmiştir. Ancak elbette sansür denilince tarihimizde ilk önce II. Abdülhamid ve dönemi, II. Abdülhamid ve dönemi denilince de en baştaki konulardan biri hiç kuşku yok ki sansür akla gelir. II. Abdülhamid döneminde matbuat (basın) üzerinde büyük bir baskı ve sansür düzeni oluşturulmuştur. II. Abdülhamid ve sansür konusu öylesine önemlidir ki, bundan dolayı konu üzerine günümüze kadar pek çok araştırmalar yapılmış, çok önemli kitaplar ve makaleler yayımlanmıştır5. II. Abdülhamid, 33 yıllık sultanlığının 31 yılını toplum üzerinde koyu bir baskı düzeniyle, bu baskıyı devletin bekasını bahane ederek ancak gerçekte tahtını ve tacını korumak, iktidarını sürdürmek için geçirmiştir. Şu aşağıda sunduğum karikatürler ile açıklamalar işte onun döneminin açık belgeleridir:

1:

II. Abdülhamid Dönemi’nin anahtar sözcükleri:

Patlayan fesin (bombanın) üzerinde İstibdâd; havaya savrulan kellelerin üzerinde ise Alçaklık, Denâet (şerefsizlik), Cinayet, irtikâb (rüşvet), Hafiyelik yazılıdır. Bunlar, II. Abdülhamid döneminin anahtar sözcükleridir.

Kaynak: Karagöz (Şimdilik pazartesi ve perşembe günleri neşr olunur musavver [betimlemeli] eğlence gazetesidir), Sayı: 1, İstanbul, Pazartesi, 13 Receb 1326 / 28 Temmuz 1324 / 10 Ağustos 1908, s. 4.

2:

Karikatürün üstünde “Roma Sefîr-i Kebîri [Büyükelçisi] Hakkı Bey’e” yazılıdır.

Sansür hortlağı tabuttan çıkarılıyor.

Açılan tabutun yanında Sansür, Sultan Hamid’in elindeki levyenin üstünde Matbuat Kanunu ve Fransızca Loi sur la presse (Basın kanunu) yazılıdır. Dalkavuklardan biri de tabutun üstünde pervasızca sevinçle tepinmektedir.

Karikatürün sağ altında Cadı çıkıyor, solunda da Fransızca Résurrection (diriltme) yazmaktadır.

Kaynak: Kalem (perşembe günü neşr olunur), Sayı: 24, 29 Kanûn-ı Sânî 1324 (6 Şubat 1909), s. 8.

3:

Üstteki karikatürde de basının kolu kesilmiş, bununla da yetinilmeyerek kalemi kırılmaya çalışılmaktadır. Görüldüğü gibi mürekkep hokkasının da boynuna kilit vurulmuş ve bu kilidin yanında da Sansür yazmaktadır. Elin üstünde Matbuat Kanunu, Kalemin üzerinde Matbuat (ve Fransızca Presse), sağ alt köşede Yarınki matbuat, sol alt köşede La presse de demain (Yarının basını) yazmaktadır.

Kaynak: Kalem, Sayı: 25, 5 Şubat 1324 (18 Şubat 1909), s. 4.

4:

Görüldüğü gibi bu karikatürde de basın masasında çalışan emekçiler II. Abdülhamid yandaşı yobazlar tarafından kundaklanmaktadır.

Matbûât masasının önünde Matbûât-ı Osmâniyye (Osmanlı basını) ve altında Fransızca Presse Ottomane (Osmanlı basını) yazmaktadır; sağ alt köşede: Tanîn-11 Eylül 1334 (24 Eylül 1908) ve Matbûâtda kundakçılar, sol alt köşede de Fransızca Les incendiaires del la Presse (Basın kundakçıları), Tanin 11|24 Eylül, kundakçıların birinin elindeki molotof kokteylinin üstünde Fesat yazmaktadır.

Evet, her ne zaman olursa olsun sansür yasaları halkın doğru bilgiye ulaşmasını, gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için çıkarılmıştır. Ancak insanlık, çıkarılmış bu yasa metinlerini ayaklar altında çiğnemiş ve özgürleşmiştir.

1 Sedâd Nûri, “Sedâd Nûri Beğ”, Nevsâl-i Millî, Câmi ve Mürettibi: T. Z., Dersaâdet (Istanbul), Fırat, Âsâr-ı Müfîde Kitâbhânesi, 1330 (1914), s. 526.

2 Her türlü yayının, sanat eserinin çok sıkı denetimi, yasaklanması.

3 İhbarcılık, ispiyonculuk, gammazlama.

4 Bülent Tanör, Anayasal Gelişmelere Toplu Bir Bakış”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, Cilt: I, İstanbul, İletişim Yayınları, 1985, s. 21.

5 Bu konuda hemen akla gelen kitaplardan birkaçı: Cevdet Kudret, Abdülhamit Devrinde Sansür, İstanbul, Milliyet Yayınları, 1977; Süleyman Kâni İrtem, Abdülhamid Devrinde Hafiyelik ve Sansür (Abdülhamid’e Verilen Jurnaller), İstanbul, Temel Yayınları, 1999; Fatmagül Demirel, II. Abdülhamid Döneminde Sansür, İstanbul, Bağlam Yayıncılık, 2007.

Bunları da sevebilirsiniz