Demirci Mehmet Efe

 

Kesin doğum tarihi belli olmayan Demirci Mehmet Efe, Aydın’ın Nazilli ilçesinin Pirlibey köyünde doğdu. Döneminin koşulları ölçüsünde medreseye gidebilen Mehmet Efe burada yalnızca okuma yazmayı öğrendi. Okuma yazma öğrendikten sonra eğitimine devam etmeyen Demirci Mehmet Efe askere alınıncaya değin babasının yanında kalıp aile mesleği olan demircilik ile uğraştı. Kuvayı Milliye bünyesinde Milli Mücadele’ye katılana kadar denetim ve gözetim altına alınamayan yapısının da etkisiyle çalkantılı bir yaşamı oldu.

Askerliğini İzmir’de bulunan 5. Depo Alayı’nda demirci olarak yaptı. Köyüne döndükten sonra karıştığı kavgalar ve bir cinayetten sonra babası o dönemin en güçlü efelerinden Çakırcalı Mehmet Efe’ye mektup gönderdi ve oğlunu yanında kızanlığa kabul etmesini istedi. Çakırcalı Mehmet Efe bu isteği reddetti ve Demirci Mehmet Efe’yi Ödemiş’in Fata köyündeki Hacı İbrahim Efendi’nin yanına camideki işlere yardımcı olması için gönderdi. Çakırcalı ölene dek caminin imamlığını ve vaizliğini üstlenen Demirci, Çakırcalı’nın ölümünden sonra Yanık Halil İbrahim Efe’nin çetesine katıldı. Demirci Efe cesaretinin ve kıvraklığının da etkisiyle çeteyi baskınlardan kurtardı ve Yanık Efe’nin vasiyeti üzerine çetenin başına geçti. Çetenin başına geçtikten sonra altındaki kızanların sayısını çok arttırdı ve Ödemiş, Aydın ve Denizli bölgesinin en güçlü efesi konumuna geldi.

Kuvayı Milliye döneminde Aydın Cephesi’nde Demirci’nin kâtipliğini yapan Celal Bayar, Efe’yi yakından tanıdı ve Demirci’nin son derece disiplinliği olduğunu belirtti. (Bayar, 1969)

Demirci Efe emir ve kural tanımaz yapısının da etkisiyle kimseden izin almadan darağaçları kurdu Kuvayı Milliye karşıtlarına karşı korkutucu denecek bir sertlikle mücadele etti ve böylece Aydın-Denizli bölgesinde güçlü bir Kuvayı Milliye yapılanması kuruldu.

Demirci Mehmet Efe, Temmuz 1919’da Kuvayı Milliye yanlısı olarak silahlı mücadeleye katıldı. (Sökmensüer)

Demirci bölgede bulunmasından dolayı Yunan İşgali’nin etkilerini bizzat yaşadı ve Kuvayı Milliye’ye katıldığı tarihten önce de işgallerle mücadele için kendince hazırlıklar ve planlar yaptı. (Özkaynak, Efelerden Haber, 1946)

24 Mayıs 1919’da Demirci Mehmet Efe Ödemiş’te Rauf (Orbay) Bey ile görüştü ve Milli Mücadele için hazır olduğunu gösterdi. (Akşin, 1983)

Demirci Mehmet Efe Kuvayı Milliye’ye katılmak için Nazilli’ye geldi, burada bölge halkı üzerinde etkili olan hocalardan köy ağalarından ve şeyhlerden bazılarını yanına alıp Üçyol bölgesine götürdü. (Aker, 1937)

Sonra Demirci Efe aralarında en güvendiği adamlarının da olduğu yaklaşık 200 kişilik birliğiyle birlikte Umurlu bölgesine geldi ve Kuvayı Milliye’ye katıldı. (Gökbel, 1964)

Demirci Mehmet Efe Umurlu’da Yunan kuvvetleriyle çarpışmak için Binbaşı Hacı Şükrü Bey kumandasındaki milisler ile birleşti ve 13 Temmuz 1919’da Aydın yönüne doğru keşif amaçlı bir saldırı düzenledi. (Özkaya, 1994)

Demirci Mehmet Efe Yunan güçlerinin çekildiği haberi üzerine milislerle birlikte 16 Temmuz’da yine düşman güçleriyle çarpıştı. (Aker, 1937)

Demirci Efe ve yanındakiler Yunan güçleriyle 17 Temmuz 1919’da sabah saat 05.00’da başlayan ve 7 saat süren çatışmadan sonra yıpranarak geri çekildi.

Umurlu’daki savaştan çok kısa bir süre sonra 57. Tümen Kumandanı Miralay Şefik Aker bölgeye geldi ve Demirci Mehmet Efe’ye gerekirse rütbesinden vazgeçmekten de çekinmeyerek emri altındaki tüm askerlerle birlikte Demirci kumandası altına girme talebinde bulundu. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, III, 1937)

Demirci Mehmet Efe, Köşk Bölgesi’ndeki karargâhında kumandayı tamamen kendinde topladı ve sıcak çatışma ve askeri harekâtlar yerine gönüllü, efe ve yiyecek gıda bulma, sağlanan bu katkıların nakliyesi ve genel güvenlik işleriyle uğraştı. (Tütenk, 1949)Kurulan Köşk Cephesi’nde yaklaşık bin adamıyla mücadele eden Demirci Mehmet Efe’nin güçleri, sağ kanadı Aydın Dağları’na, sol kanadı Menderes’e dayanan bölgeyi savundular, sonradan bu güçlere bir tabur daha eklendi ve güçler Milli Menderes Alayı adını aldı. (Gökbel, 1964)

Demirci Mehmet Efe’nin yoğun emek verdiği işlerden biri de, ortalama 25-30 kişiden oluşan küçük çeteleri gruplar halinde bir araya getirmek ve bu yolla müfrezeler oluşturarak bu müfrezelerin eğitim ve destek görmelerinden sonra başlarına subay atayarak Yunan güçlerine karşı savaştırma işi idi. (Danış, 1970)

Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi yanındakilerle Köşk Cephesi’ni ziyarete geldiğinde Demirci’nin karargâhında işlerin olağanüstü şartlarda ve sert kurallarla yürütüldüğünü gördü, Demirci Efe asker kaçaklarını özel olarak aratıyordu ayrıca bulduklarını önce kurşuna dizdirip sonra herkese ders olması amacıyla da ağaçlara astırıyordu. Müftü ile Efe’nin konuşmasından sonra Demirci Mehmet Efe’ye Aydın Cephesi Kuvayı Milliye Kumandanı unvanı verildi. (Tütenk, 1949)

Yeni unvanı ile gücü iyice artan Demirci Mehmet Efe, yayınladığı beyanname ile bölgesinde seferberlik ilan etti ve kendisine Umum Cephe Kumandanı rolünü biçti. Aydın, Muğla, Burdur ve Antalya’ya gönderilen beyannameler amacına ulaştı, hem milli güçler hem de İstanbul Hükümeti üzerinde etki bıraktı. (Köstüklü, 1999)

Damat Ferit Hükümeti’nin Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey çok acele ve gizli kaydıyla bir genelge gönderdi ve Demirci Mehmet Efe ve bu işe kalkışan diğer kişiler için yasal yaptırım uygulanmasını istedi. (Coşar)

Fakat bu genelgenin yerelde karşılığı olmadı, aksine bölge halkının işgale tepki amaçlı milli güçlere destek verme ve katılma süreci hızlandı. Köşk Cephesi Haziran 1920’deki büyük Yunan taarruzuna kadar Kuvayı Milliye ile Yunan güçleri arasında varlığını sürdürdü.

Demirci Mehmet Efe, oluşturulan Köşk Cephesi’nde düzenli birliklerin zeybek birliklerinin yanında sayıca azınlıkta kalmasına rağmen zeybeklerin çoğunluğunu asla subayların aleyhine kullanmadı. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali II, 1937)

Demirci kendisine özel yetki verilmediği halde tam yetkili cephe komutanı gibi hareket etti, ayrıca bölge halkına iktidar görüntüsü vermek için yaralılar muhacirler ve askerler için Nazilli’de hastane ve ekmek fırınları açtırdı, buna ek olarak savaşan askerlerin giysi ihtiyaçlarının giderilmesi için aynı bölgede terzihaneler ve kundura atölyeleri kurdurdu.

Ayrıca Demirci Mehmet Efe daha çatışma dönemlerindeyken yanındakilere cumhuriyet ilan etme fikrini desteklediğini gösteren konuşmalar yaptı. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali II, 1937)

Demirci Mehmet Efe, 22 Ağustos 1919’da Köşk bölgesinde kurulan Harp Meclisi’nde yer aldı.

Ayrıca Demirci Mehmet Efe bölgenin durumunun dünya tarafından doğru anlaşılması ve takip edilebilmesi için İtalyan Yüksek Komiserliği’ne mektup gönderdi. Durumu dünyaya duyurma çabası bununla da sınırlı kalmadı, İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti aracılığıyla İtalya dışında kalan İtilaf Devletleri’nin yüksek komiserliklerine de bölgenin durumunu ve işgal güçlerinin halkta yarattığı tahribatı anlatan telgraflar gönderdi. (Çelebi, 1999)

Ayrıca Yunan güçlerinin halka yaşattığı zulümlerin sona ermemesi üzerine Yunan Generali Nider’e tehditkâr ve sert bir mektup gönderdi. (Çelebi, 1999)

Demirci 30 Kasım 1919 tarihinde Erkânı Harbiye’ye telgraf çekerek bölgede tek Türk kalıncaya kadar savaşmaya kararlı olduğunu belirtti. (ATASE Arşivi Klasör 119 Dosya No: 56(427), Fihrist No: 43)

Demirci Efe subaylara karşı gelen çete mensuplarını öldürmekte asla tereddüt etmemiştir. (AKER, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, III, 1937)

Tümen Komutanlığı cephedeki sıcak savaşı yürütme işini üstlendi buna karşılık Demirci Efe de cephe gerisindeki hemen hemen her işten mesul hale geldi, desteklerin ve malzemelerin sevk ve idaresi, genel güvenlik bu işlerin en önemlilerindendi, onun sorumluluk aldığı hassas dönemde bölgede insan kaçırma, isyan, genel düzensizlik yok denecek kadar azaldı. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali II, 1937)

Bunlar dışında Demirci Mehmet Efe Mustafa Kemal ile düzenli iletişim halinde oldu, ona bağlılığını bildirdi ve cephedeki durumu bildiren haber telgrafları gönderdi. (1978 Eylül)

Yunan taarruzlarının şiddetlenmesiyle birlikte Köşk Cephesi’nde alınan yeni önlem kararlarından biri de Rum nüfusun Demirci gözetiminde Denizli’ye nakledilmesi idi. Demirci bunun bir savaş önlemi olduğunu, emirlere ve imkânlara ayak uydurmayanların can güvenliğinden sorumlu olmayacağını ahaliye sert bir dille belirtti. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, III, 1937)

Demirci en ufak bir hıyanet veya isyan girişiminde sorumluları bizzat araştırıp bulup kurşuna dizerek öldürdü. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, III, 1937)

Denizli’de bu sırada çalkantılı havanın da etkisiyle Kuvayı Milliye’ye karşı isyan ve karışıklık çıktı, Demirci’nin en sevdiği efelerinden Sökeli Ali Efe öldürüldü ve müfreze dağıtıldı. Bunu öğrenen Demirci hemen Denizli’ye geldi, trenden iner inmez kendisini karşılamak için tren garına gelmiş olan Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Tevfik Bey’i kızanların “İsteseydi olayları önleyebilirdi” diye işaret etmeleri üzerine orada anında vurdu. (Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, III, 1937)

Demirci, bölgenin ileri gelenleri arasından olaylar hakkında sorumlu bulunanları hemen öldürdü, kızanları da olayla bağlantılı olduğu gerekçesiyle 60 kadar adamı yakalayıp getirdi ve onlar da öldürüldü. Böylece Demirci’nin Denizli Olayları’nı bastırması toplam 68 kişinin öldürülmesiyle sonuçlandı. (Köstüklü, 1999)

Olaydan sonra Demirci bölgede beyanname yayınlattı ve suçlu bulunan 9 kişi dışında bütün halkın affedildiğini duyurdu. (Örgeevren, 1955)

Denizli Olayları’nın bastırılmasından hemen sonra Demirci Mehmet Efe Mustafa Kemal’e durumu anlatan bir telgraf çekti, “Denizli isyan etmişti, gereken tedbir alındı, asayiş ve emniyet temin olundu” diyerek Mustafa Kemali durumdan haberdar etti. (Bayar, Ben de Yazdım VIII, 1972)

Bu sırada Düzce’de ayaklanma çıktı ve Bolu, Beypazarı, Nallıhan bölgelerine kadar yayıldı. Demirci Efe, komutanların kendisinden yardım istemesi üzerine Aydın Cephesi’nden 600 atlıyı isyanı bastırma amacıyla gönderdi. (Özalp, 1985)

Mustafa Kemal, Demirci’nin sahadaki başarılarından çok memnun oldu, haberleşme telgraflarında kendisine kardeşim ve efendim diye hitap etti. (Akkoyun, 1991)

Demirci Mehmet Efe’nin müfrezesi bundan sonra geniş bir bölgeyi tarayarak yaklaşık olarak 500 asinin asılmasını, 500 asinin telef olmasını, 500 asinin de doğu illerine sürülmesini sağladı ve yaklaşık 2.000 silah ele geçirildi ve orduya çok sayıda asker kaçağı getirildi. (Malkoç, 1937)

Aydın ve çevresinde Demirci Mehmet Efe’nin komutasındaki Kuvayı Milliye örgütleri düzenli orduya geçilen tarih olan Kasım 1920’ye kadar Yunan İşgali’nin ilerleyişini engelleyen tek güç oldu.

Demirci Mehmet Efe İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi, ölene kadar maaşa bağlandı ve cenazesi askeri törenle kaldırıldı.

KAYNAKÇA

  1. Aker, M. Şefik; İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, I, 104 Sayılı Askeri Mecmua Tarih Kısmı, Sayı:45, ANKARA, 1937

  2. Aker, M. Şefik; İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, II, 104 Sayılı Askeri Mecmua Tarih Kısmı, Sayı:46, ANKARA, 1937

  3. Aker, M. Şefik; İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, III, 104 Sayılı Askeri Mecmua Tarih Kısmı, Sayı:47, ANKARA, 1937

  4. Akkoyun, Turan; ‘’Aydın Kuvayı Milliyesi’nin Bazı Faaliyetleri ve Mustafa Kemal Paşa’nın Teşekkürü’’, Tarih İncelemeleri Dergisi, VI, İzmir, 1991

  5. Akşin, Sina; İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, İstanbul, 1983

  6. Bayar, Celal; Ben de Yazdım, VII, İstanbul, 1969

  7. Bayar, Celal; Ben de Yazdım, VIII, İstanbul, 1972

  8. Coşar, Ömer Sami; İstiklal Harbi Gazetesi, Sayı:1-256

  9. Danış, Naci Sadullah; ‘’Oğlunun, Kardeşinin, Yaşayan Zeybeklerin Anlattıklarına Göre Demirci Efe’’, Demokrat İzmir Gazetesi, (29 Ekim 1970 – 2 Şubat 1971)

  10. Gökbel, Asaf; Milli Mücadele’de Aydın, Aydın, 1964

  11. Köstüklü, Nuri; Milli Mücadele’de Denizli, Isparta ve Burdur Sancakları, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1999

  12. Malkoç, Nami, 336 Yılının Savaşları, 107 Sayılı Askeri Mecmua’nın Tarih Kısmı, Sayı:48, İstanbul, 1937

  13. Sökmensüer, Cevat; Milli Mücadele’de Aydın, Nazilli Cephesi, Kahraman Subaylarımız, Zeybekler Hatıralarım, Karınca Matbaası, İzmir

  14. Tütenk, Ahmet; Milli Mücadele’de Denizli, Ahenk Matbaası, İzmir, 1949

  15. Çelebi, Mevlüt; Demirci Mehmet Efe’nin İki Mektubu, Tarih İncelemeleri Dergisi, XIV, İzmir, 1999

  16. Örgeevren Süreyya; Denizli Vak’ası, Demirci Mehmet Efe, Sel Yayınları, İstanbul, 1955

  17. Özalp, Kazım; Milli Mücadele (1919-1922), I, TTK Yayınları, Ankara, 1972

  18. Özkaya, Yücel; Milli Mücadele’de Ege Çevresi, Ankara, 1994

  19. Özkaynak, Kemal; Efelerden Haber, CHP Basımevi, Aydın, 1946

  20. Cura, Bilal; Demirci Mehmet Efe, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2004

Bunları da sevebilirsiniz