Cinsiyetsiz Toplum

Cinsiyete yönelik cinayetlerin ardı ardına kesilmezken halen İstanbul Sözleşmesinin olup olmamasını tartışıyoruz. Türkiye olarak bu sorunlarla başetmeye çalışırken cinsiyetsiz toplum projesinin tartışılmaya çalışılması ütopik kaçsa da üzerine düşünmeye ve ne olup olmadığına dair kafa yormaya değer görüyorum.

Cinsiyetsiz toplum projesine yönelik iki görüşe denk geldim. Muhafazakar kesim temel yaratılış farklılığı tezini savunarak cinsiyetsiz topluma karşı çıkıyor. Diğer kesim ise cinsiyete yönelik yapılan ayrımcılıkla başetmenin ve eşitliği sağlamanın tek yolunun cinsiyetsiz toplum ile mümkün olacağını savunuyor.

Cinsiyetsiz toplum projesinin temeli queer teoriye dayanmaktadır. Queer teori, her türlü kimlik politikasını reddetmektedir. Postyapısalcı cinsel-politik bir kuramdır. Her türlü etiketlemeye ve kurgulanmış kategorilere karşı çıkar. Cinsiyet kategorisini de kabul etmez. Kadın veya erkek olarak bir kimlik üretildiğinde toplumun bu kimliklerden beklediği gibi bir şekillenme gerçekleştiğini ve sistemin dayattığı gibi bir insan olunduğunu ve kişinin öznel gerçekliğini kaybettiğini söylemektedir. Kişi, herhangi bir kimlikle kendini sınıflandırdığı noktada toplumun o kimliğe atfettiği rolleri, davranışları, tutumları da benimsediğini ve bu nedenle kimliksizleşmenin önemini vurgulamaktadır. Jagose, Queer Teori kitabında şu şekilde bahsetmiştir: “Queer’in etkileri sınırlı algılanmamalı; cinsel alanda aydınlanmanın, kavramsal, sistematik, yapısalcı, normatif, ilerlemeci, özgürleştirici, devrimsel hatta sosyal bir değişim ile post-modern bir kabul ve aynı zamanda reddediş olarak düşünülmelidir. Esasen entelektüel bir model olarak queer, sadece gey ve lezbiyen siyaset ve teori tarafından üretilmemiştir. Aksine, yirminci yüzyıl sonlarının Batı düşüncesini oluşturan tarihsel olarak özgün bilgilerden beslenmiştir.” Queer her açıdan tanımlama ve etiketlemeye karşı çıkmakla birlikte özgün bir bakış sunmaktadır.

Queer Teori’nin savunduğu kimliksiz olmanın önemi ve beraberinde getireceği özgürlüğü çok iyi anlamaktayım. Benim için mühim olan gruplararası farklılığa odaklanmadan eşitliği tesis etmek. Queer’de herhangi bir gruba dahil insan tanımlaması yoktur ancak insanların kimliklerinin sayılması, gözetilmesi uğruna verdiği uğraş anlamsızlaşmamalıdır. Kadın, eşcinsel, kürt gibi iktidar tarafından gözetilmeyen grupların verdiği savaş göz ardı edilmemelidir. Bugüne kadar herkes aynı olsa eşitlik için savaş verilmesine gerek kalmazdı. Tabii ki, bunlar kişisel görüşümdür. Bunun üzerine daha çok tartışmaya gerek vardır.

KAYNAKÇA

Jagose, Annamarie. (2015). Queer Teori. ( A. Toprak, Trans.) Ankara: Notabene Yayınları.

Bunları da sevebilirsiniz